Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan başörtüsü düzenlemesiyle ilgili referandum sinyali
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başörtüsüne anayasal güvenceyi içeren düzenlemeye ilişkin konuştu.
Muhalefet partilerinin düzenlemeye ilişkin AK Parti heyetinin randevu talebine olumsuz yanıt vermesi sonrasında Erdoğan, "Meclis üzerine düşeni getirmezse, son kararı milletimizin kendisi verecektir. Hangi siyasi partiden olursa olsun hiçbir vekilimizin böyle ağır bir vebalin altına girmeyeceğini düşünüyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı programına katıldı. Burada gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan; başörtüsüne ilişkin anayasa değişikliği hakkında da konuştu.
"SON KARARI MİLLETİMİZ VERİR"
HDP, CHP ve İYİ Parti düzenlemeyle alakalı AK Parti heyetinin randevu talebini geri çevirirken Cumhurbaşkanı Erdoğan, konunun referanduma taşınabileceğini ifade etti. Erdoğan, "Meclis üzerine düşeni getirmezse, son kararı milletimizin kendisi verecektir. Hangi siyasi partiden olursa olsun hiçbir vekilimizin böyle ağır bir vebalin altına girmeyeceğini düşünüyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
"Günümüz dünyasında en çok tartışılan hususların başında insan hakları geliyor. Suriye'den Filistin'e, Yemen'den Arakan'a kadar dünyanın birçok yerinde insan haklarını hiçe sayan ağır ihlallerin yenileri geliyor. COVID-19 salgını, mülteci meselesi bu acı gerçeğin en çarpıcı örnekleri olarak görülüyor. Göçmenlere yönelik nefret suçları görmezden geliniyor, yok sayılıyor.
"TERÖRLE MÜCADELEMİZE ŞAŞI BAKANLAR GERÇEĞİ GÖRECEK"
Gelişmiş diye ifade edilen ülkelerin salgın döneminde kendilerini korumak adına sergiledikleri bencilliklerini bugün utançla hatırlıyoruz. Yaşam hakkına kasteden eli kanlı caniler sığınmacı kisvesiyle korunuyor. Bugün NATO'da, Avrupa Konseyinde veya BM çatısı altında beraber olduğumuz bazı ülkeler, Türk adaletinden kaçan haydutların sığınağı haline dönüşmüştür. Türkiye'nin terörle mücadelesine şaşı bakanlar gerçeği görecek.
"550 BİN SIĞINMACI SURİYE'YE GERİ DÖNMÜŞTÜR"
Şimdiye kadar 550 bin sığınmacı Suriye'ye geri dönmüştür. Diplomatik temaslar meyvesini verdikçe inşallah bu sayılar artacaktır. Biz kardeşlik ve insanlık görevimizi yerine getirmeyi sürdüreceğiz. Geçen yıl Ege Denizi'nde 20 bin göçmeni ölümün eşiğinden kurtardık. Göçmenlere zulmü reva görenlere hiçbir adım atılmıyor. İnsan haklarını elimizi taşın altına koyarak biz savunmaya devam ediyoruz.
Karadeniz üzerinden tahıl koridorunu ve esir takası anlaşmasını hayata geçirerek gıda ve enerji krizinin çözümüne katkı sağlıyoruz. Putin'in 'Biz tahılı göndeririz. Sizler de bunun nakliyesini yapıyorsunuz. Ama durumu iyi olan Avrupa ülkelerine değil, az gelişmiş Afrika ülkelerine gönderelim' teklifini ben de kabul ettim. Biz de buna 'varız' dedik. Süreci böylece başlattık.
TALİBAN'A BAŞÖRTÜSÜ TEPKİSİ
Kadınlarımızın başörtüsü ve aile kurumuyla ilgili teklifini Meclis'e sunduk. Afganistan'da son dönemdeki başörtülü kızların okullarda okutulmasını engelleme anlayışını biz gayri insani ve gayri İslami buluyoruz. Bu kızlar okullarda okutulmalıdır. İslam böyle bir şeyi kabul etmiyor. Tam aksine beşikten mezara kadar ilim almayı istiyor."