Deniz Feneri haberi yalan mı?
Deniz Feneri ile ilgili Doğan Grubu'na ait Hürriyet ve Milliyet'in attığı iki manşet asılsız çıktı. İki gazeteyi yalanlayan ise davanın Alman savcısı. Aydın Doğan'ın iki büyük gazetesi Hürriyet ve Milliyet, dün Deniz Feneri ile ilgili haberleri manşete ta
Deniz Feneri ile ilgili Doğan Grubu'na ait Hürriyet ve Milliyet'in attığı iki manşet asılsız çıktı. İki gazeteyi yalanlayan ise davanın Alman savcısı.
Aydın Doğan'ın iki büyük gazetesi Hürriyet ve Milliyet, dün Deniz Feneri ile ilgili haberleri manşete taşıdı. Konunun her aşamasını çarpıtarak veren Hürriyet ve Milliyet gazetelerinin manşetleri şöyle idi.
Hürriyet: Almanya'ya girişi yasak. Almanya'daki Deniz Feneri davasında kuryelik yaparak Türkiye'ye para taşımakla suçlanan RTÜK Başkanı Zahit Akman'a Almanya'ya giriş yasağı konduğu ortaya çıktı. Akman, mali suçtan dolayı 5 yıl Almanya'ya giremeyecek.
Milliyet: Deniz Feneri davasında Alman savcıdan şok iddia: Hükümet baskı yaptı. Almanya'daki en büyük bağış bağış yolsuzluğu sayılan Deniz Feneri davasında savcı, Türk hükümetinin sanıkların tutukluluğuna mani olmaya çalıtştığını öne sürdü.
Hürriyet'in yalan manşetine ilk yalanlama, RTÜK Başkanı Zahit Akman'ın Alman makamlarından aldığı "tutukluğunun bulunmadığına dair belgeyi kamuoyuna açıklaması ile geldi. Alman makamları, Zahit Akman için verilmiş herhangi bir giriş yasağı bulunmadığını ortaya koydu.
Hürriyet ve Milliyet'in iddiasına asıl yalanlama ise bizzat Alman savcının kendisinden geldi. Deniz Feneri davasının savcısı Kerstin Lotz, iki gazetenin manşetinde yer alan iddiaları açık ve net bir şekilde yalanladı. Lotz, "Türk hükümeti ile hiçbir temasımız olmamıştır. Ne bana ne arkadaşlarıma bir baskı söz konusu" dedi.
Lotz'un ikinci yalanlaması ise Milliyet'e oldu. Zahit Akman ile ilgili iddialar konusunda soruşturmanın sürdüğünü belirterek, "Akman iddianamede yer almıyor" dedi. Lotz, Almanya'ya giriş yasağı bulunduğu yolundaki iddiaları da doğrulamadı.
Alman savcı Kerstin Lotz ile görüşen ise Vatan gazetesinden Hilal Öztürk oldu. Vatan'ın savcı Lotz'un açıklamaları ile ilgili haberi şöyle:
Burası Almanya, bize kimse baskı yapamaz
Deniz Feneri davasına bakan Alman Savcı Lotz Türk hükümeti ile hiçbir temasımız olmadı. Ne bana ne de arkadaşlarıma baskı yapılmadı dedi
Almanya'daki Deniz Feneri davasını açan Alman Savcı Kerstin Lotz, Türk hükümetinden baskı yapıldığına ilişkin iddialara sert tepki gösterdi. Lotz Burası Almanya baskı yapamazlar dedi. Alman Savcı iddianamesiyle ilgili Türkiye'de öne çıkan soruları VATAN'a yanıtladı.
* BURADA BASKI YAPILAMAZ: Sanıklardan Firdevsi Ermiş'in ifadesinde Türk hükümetinin siyasi baskı yapmaya çalıştığı iddiası da yeralmıştı. Bu iddianın Türkiye'de çok tartışıldığını hatırlattığımızda Alman Savcı Lotz, sert tepki göstererek Türk hükümetiyle hiçbir temasımız olmadı. Ne ben ne de arkadaşlarıma böyle bir siyasi baskı yapılmadı. Böyle birşey nasıl mümkün olabilir. Baskı yapılamaz zaten, burası Almanya yanıtını verdi.
* AKMAN SORUŞTURULUYOR: Savcı Lotz, RTÜK Başkanı Zahid Akman'la ilgili iddialar konusunda da açıklama yaptı. Lotz, soruşturma sürdüğü için ayrıntılı konuşamayacağını belirterek Zahid Akman iddianamemde yer almıyor. Çünkü onunla ilgili soruşturma henüz tamamlanmadı. Benim iddianamem Firdevsi Ermiş, Mehmet Gürkan ve Mehmet Taşkan hakkında. Akman'la ilgili soruşturma sürdüğü için iddianamede yer verilmedi dedi. Savcı Lotz, Akman'ın Almanya'ya giriş yasağı olduğu haberlerini ise doğrulamadı.
* GEMİ KAÇIRILDI: Savcı Lotz, bağış paralarıyla 1 milyon 114 bin euro'ya alınan geminin, soruşturma başlar başlamaz satıldığını doğrulayarak, Artık gemi için yapabileceğimiz bir şey yok dedi.
* DOSYALAR GÖNDERİLEBİLİR: Soruşturmada Zahid Akman dışında, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Genel Müdür Yardımcı İsmail Karahan, Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik ile Mali İşler Sorumlusu Harun Kapuyoldaş'ın da yer aldığını belirten Alman Savcı, bu kişilerin davanın Türkiye ayağını oluşturduğunu belirtti. Savcı Lotz Dosyanın Türk Adalet Bakanlığı'na gönderilip gönderilmeyeceği üzerinde çalışıyoruz. Soruşturmanın Türkiye ayağı var ve bu konu önümüzdeki hafta salı günü yapılacak duruşmada görüşülecek. Olaylar arasındaki bağlantı kuruldu. Bu kişilerle ilgili bizim soruşturma yapma yetkimiz yok. Ancak kesin karar verildiğinde dosya Türk Adalet Bakanlığı'na gönderilecek dedi.
Para kuryelerle taşındı
İddİanamede, bankalarda toplanan bağışların para kuryeleri aracılığıyla Türkiye'ye götürüldüği anlatılıyor. Bu kuryeler kimi zaman sanıklar Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş ve Mehmet Taşkan'dı. Para kuryeleri aracılığıyla Türkiye'ye gönderiliyor ya da ortak oldukları firmalara aktarılıyordu. Sadece 2003-2006 yılları arasında teslim alındı belgelerine göre, para kuryeliği yapan kişilere teslim edilen paranın miktarı 14 milyon euro'yu buluyor.
'Taklit bile olsa inanmak güç'
Şişirilmiş faturalar arasında, yardım amaçlı Prada marka kot pantolon alındığını gösteren bir fatura da bulunuyor. Savcı şöyle diyor: Örneğin Prada jeans gibi. Bunun yardım mahiyetli olduğu oldukça şüphelidir. Bir adet Prada jeans'in fiyatının 25.00 euro karşılığı olacağı, taklit de dahi olsa, inandırıcı değildir.
Erdoğan'a verilen paranın meblağı belli değil
2 Şubat 2005 tarihli alındı belgesinde Başbakan Erdoğan'a gittiği öne sürülen bir paradan bahsediliyor. O belge iddianamede şöyle yer aldı: (...)belgede herhangi bir meblağ yazılı olmamasına rağmen, Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş'ten parayı, Türkiye Başbakanı'na, (2003 yılından bu yana Recep Tayyip Erdoğan) Doğu Asya'daki Tsunami'den zarar görmüş, yardıma muhtaçlara dağıtması için, vermek üzere, aldığını tasdik etmiş. Bu konu, sanık Ermiş'in yedinci kez ifadesi alınırken sorulmuş ve doğruluğu tasdik edilmiştir.
Erdoğan büyük çaba göstermişti
Tsunami felaketi Türkiye'de de büyük üzüntü yaratmıştı. Sözü edilen tarihte Başbakan Erdoğan Türkiye'de işadamlarıyla da bir araya gelip bağış toplamıştı. Toplanan yardım, Erdoğan'ın felaket bölgesine yaptığı ziyaret sırasında iletilmişti. Ancak iddianamede, Deniz Feneri'nin Erdoğan'a böyle bir bağışı ilettiği yönünde herhangi bir kayıt yer almıyor.