Dikkat çeken yazı! "ABD'li büyükelçi ve Menzilciler Trabzon'a gitti"

ABD Büyükelçiliği ve Menzil şeyhlerinden Trabzon’a ‘sır’ ziyaret

Dikkat çeken yazı! "ABD'li büyükelçi ve Menzilciler Trabzon'a gitti"

Sözcü yazarı Aytunç Erkin dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Erkin "ABD Büyükelçiliği ve Menzil şeyhlerinden Trabzon’a ‘sır’ ziyaret" başlıklı yazısında ilginç iddiaları gündeme getirdi.

İşte Sözcü gazetesinde Aytunç Erkin'in köşe yazısı;

-İddia: 1995'te ABD'nin Ankara Büyükelçisi Marc Grossman ve Menzilciler Trabzon'a gitti
- İddia: Türkiye'nin gündemindeki ‘Ilımlı İslam' ve Anadolu'nun İslam'ı yaşayış biçimi incelendi
- İddia: Menzil şeyhlerinin şoförlüğünü ‘milliyetçi' Emin A. isimli bir üniversite öğrencisi yaptı
- ABD'nin Türkiye'deki tarikatlara ilgisi 1990'larda başladı ve ‘Kemalizm' düşmanlığı yapıldı
1 – SÖZCÜ Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk'ün yeni kitabı ‘Menzil'le ilgili geçen pazar günü kaleme aldığım yazı çok tartışıldı. Kitap da daha çok tartışılacak gibi… Bu arada Adıyaman merkezli Menzil'le ilgili 24 yıl önce yaşanan ve sadece devlet kayıtlarına bir bilgiye de ulaştım. İddiayı hemen aktarıyorum: 1995 yılında ABD'nin Ankara Büyükelçisi Marc Grossman ve tarikatın önde gelen isimlerinin beraber Trabzon ve Rize'ye gittikleri, incelemelerde bulundukları öne sürüldü. Ne mi incelediler? O dönemde planlanan ve sonrasında Türkiye'nin gündemine oturan ‘Ilımlı İslam' ve Anadolu'nun İslam'ı yaşayış biçimi olabilir! Trabzon'a giden Menzil tarikatının önde gelenlerine şoförlük yapan kişinin de Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden ‘milliyetçi' bir öğrenci olduğu kaydedildi. Emin A. ismindeki şahsın ziyaret sonrası büyükelçilik tarafından ABD'ye götürüldüğü ve ‘devşirildiği' de notlar arasında. Emin A.'nın şu anda Balkan ülkelerinde olduğu ifade edildi… Bunlar önemli iddialar ancak… o döneme baktığımızda… Örneğin:

RAND: ILIMLI İSLAM DESTEKLENMELİ

24 Aralık 1995 günü sandığa giden 29 milyon seçmen, Refah Partisi'nin 1994 yılında, belediyecilikteki başarısının karşılığını vermişti. Refah Partisi, yüzde 21.3 ile seçimlerden birinci çıkmış, ANAP ve DYP yüzde 19'ar oy alırken CHP barajı kıl payı geçebilmişti. DSP'nin oyu ise yüzde 14.6'ydı. 1996'da da Refah-Yol kurulmuştu… Altı yıl öncesine gidelim! CIA'nın düşünce kuruluşu Rand Corporation (Araştırma ve Geliştirme Kuruluşu), “Türkiye'de İslam radikalizminin geleceği” konulu bir rapor hazırlar. Raporu ABD Savunma Bakanlığı Pentagon istemiştir… Rand, adını sıkça duyduğumuz CIA ajanı Graham Fuller'in başkanlığında şu tespitleri yapar: “Türk halkı arasında İslam'a ve bunun uygulanmasına ilgi büyük ölçüde artmıştır. Üniversitelerde başlarını örten öğrenciler çoğalmaktadır. Ilımlı İslam desteklenmelidir…”

ABROMOWITZ, GROSSMAN VE FULLER…

Türk gazeteciler içinde bu durumu tespit eden isimlerden birisi de o dönem Radikal'de yazan Murat Yetkin'di. Yetkin, 3 Mart 2012'de köşesinde şu cümleleri kurmuştu: “ABD başkentinde radikal İslam'ın yayılmasına karşı ‘ılımlı' İslam kavramını ortaya atma fikrini geliştirenler, Türkiye üzerine çalışan isimler oldu. Morton Abromowitz ve Marc Grossman gibi diplomatlar, Graham Fuller gibi CIA uzmanları, Ian Lesser gibi araştırmacılar bunda pay sahibi oldu.”

2 – ABD'nin, ‘Ilımlı İslam' projesinin geldiği son nokta: 15 Temmuz darbe girişimi
Kitabın adı: Siyasal İslam'ın Geleceği…Türkiye'de. 2004 yılında yayımlandı. Yazarı CIA ajanı Graham Fuller. Basan ise Fetullah Gülen'in Yayınevi TİMAŞ! Fuller, İslami kesime şu öneride bulunuyor: “(Sayfa 345) Ümit edebileceğimiz tek şey, liberal İslamcıların modern çağda yenilenmiş bir İslam anlayışı ve evrensel İslami değerler formu ortaya koyma yönündeki çalışmalarında sebat etmeleri… Süreç boyunca müttefikler bulmaları.”

Graham Fuller, müttefik olarak kimi mi öneriyor? Okuyalım: “İslam dünyasında, ABD tarafından da aktif olarak desteklenen ciddi reformlar ve siyasal değişim olabilir…”


Fuller ve arkadaşlarının ‘Ilımlı İslam' projesinin ilk ayağı AKP'nin iktidar gelmesiydi ve başarılı oldular. Bunu unutmayalım… Ne zaman ki iktidarla ters düştüler, Fetullahçılarla açık bir şekilde operasyona başladılar. Yani ‘Ilımlı' dedikleri yapıların geldiği nokta 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi oldu!

3 – AKP'li Taner Yıldız detayı Kayseri'de gündem oldu!

“Menzil tarikatı Sağlık Bakanlığı'nın ele geçirdi mi?” başlıklı SÖZCÜ'de yayımlanan geçen pazar günü çıkan yazımda şunları kaydetmiştim: “Saygı Öztürk, Menzil'in Buhara kolunun şeyhi Feyzeddin Erol'a net bir soru yöneltiyor: …Sağlık Bakanlığı'nda Menzilcilerin gücü ne? Cevap da net: Ne olacak… Enerji eski Bakanı Taner Yıldız da Sağlık eski Bakanı Recep Akdağ da bizim evimizde büyüdüler. Her hafta yanımda olan insanlardı. Şimdi selam da vermiyorlar. Bizim bulunduğumuz topluluğa da gelmiyorlar. Ama babamın döneminde, babama hep gelirlerdi. Biz, Menzil'den kopunca onlar da bizden koptular. Biz değil, Menzilciler Türkiye'nin her yerinde güçlüdür. Bilmiyorum, devlette her yerde adamları var. Niye olmasın ki?”

İşte bu bölüm, Kayseri'de çıkan “Kayseri Olay” Gazetesi'nde dün manşet oldu. Manşette, “Şimdi selam vermiyorlar” denildi ve AKP Kayseri Milletvekili Taner Yıldız detayına çekildi.

4 – 1990'da CIA'nın hedef aldığı isim: ATATÜRK

Tarih 26 Şubat 1990… Cumhuriyet Gazetesi  Washington Temsilcisi Ufuk Güldemir, CIA'nın Ortadoğu Masası eski yöneticisi Graham Fuller'le bir röportaj yapar. Fuller'i Türkiye'yle tanıştıran gazeteciyle CIA ajanı ‘Kemalizm'i konuşurlar ve Fuller şöyle der: “Atatürk'ün düşünceleri, çağı için son derece güçlü düşüncelerdi. Ama Türkiye artık ulusal kimliğini, yörüngesini, dünyadaki rolünü, hatta İslam'ın günlük yaşamdaki yerini yeniden düşünmelidir. Türkiye, demokrasi ile İslam'ın bir arada yaşatılabileceği modern bir formül bulsa, İran ve Arap dünyasına olağanüstü büyük bir entelektüel öncülük yapmış olur. İslam dünyası için geleceğin modeli olur bu.”

“KEMALİZM BİTTİ, LİBERAL İSLAM VAR”

‘Kemalizm bitti' diyen Fuller, ABD'de yayımlanan “The National Interest (Ulusal Çıkar)” adlı derginin Sonbahar 2000 tarihli sayında da şöyle der: “Bugün Türk devletinin bir sorunu varsa, bu da aslında Kemalizmin değişmez bir değerler paketi olarak var olmayı sürdürmesidir. Hangi türden olursa olsun hiç bir metin, hep ortaya çıktığı şartlar altındaki terimlerle yorumlanamaz.  Daha önemlisi liberal olmayan bu düzen, Türkiye'nin demokratik değişimini engellemekte, İslamcılık ve Kürtler gibi iki ana sorunun çözümüne de zorlaştırmaktadır.”

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
20 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler