Milliyet muhabiri Nedim Şener’in, “Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları” kitabında yazdıkları nedeniyle yargılandığı davada eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun tanık olarak dinlendi.

Uzun, raporların kendisinden gizlenmemesi halinde cinayetin gerçekleşmeyeceğini söyledi.

Uzun İstanbul 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki ifadesinde özetle şunları söyledi: Hrant Dink cinayeti ile ilgili ilk istihbarat raporları geldiğinde İstihbarat Daire Başkanı’ydım. 23 Ekim 2009’da müfettişler bilgime başvurduklarında bir takım evraklar gösterdiler. Evrakta, ‘Ses getireceği düşünülen bir eylem gerçekleştileceği’ bilgisini içeren bir cümle vardı. Alarma geçilmeliydi İlerleyen dönemde raporun tamamını görünce müfettişleri arayarak ek ifade vermek istediğimi söyledim. Kabul ettiler. Raporun tamamında ajan olan kişinin Dink’in öldürüleceğine ve bu kişilerin cinayeti yapmakta kararlı olduklarına dair yazılar vardı. Sonuç ve değerlendirme kısmında bilgileri veren ajanın istihbarat kadrosundan çıkartıldığı yazıyordu. Emniyetin kırmızı alarm vermesi gerekirdi. Çünkü ortada insan hayatına kastı gösteren ajan raporu var. Ayrıca ajan kadronuzdan çıkmış. Kontrol elinizde değil. İstihbarat Daire Başkanlığı’nın ilgili illeri uyararak Dink’le ilgili koruma prosedürünün uygulanmasını istemesi gerekiyordu.” Erhan Tuncel’den gelen bilginin tamime uymayan yetkililerce kendisine iletilmediğini kaydeden Uzun şöyle devam etti:

“Raporlarda ciddi bir suikast ve öldürme bilgisi geçiyorsa, daire başkanına gösterilmek zorundadır. Bunun ilgili yayınladığım tamim var. Tamime uyulması halinde alarma geçilmesi, koruma kararı alınması gerekiyordu. İşlem sonucu bana bildirilseydi bu müessif olayın gerçekleşmeyeceğini düşünüyorum.”