Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız şunları söyledi: “2036 yılına kadar bütün yapılan yatırımlar, bundan sonra yapılacak yatırımlar, trafolar, elektrik direkleri, hatlar ne varsa kamu adına yapılan yatırımlardır. Performans burada önemli. Özel şirketlerin yapacağı değerlendirmeler, o idarenin kullanılış şekli önemli. İyi yapamadıkları takdirde kendisine zarar getirebilir, iyi yaptıkları takdirde artı karlar getirebilir. Şu ana kadar kayıp kaçaklardaki temel mantık burada da işliyor. Aslında vatandaşın ve bizim daha iyi hizmet alabilmemiz için şu anda rekabetçi ortamda hizmet kalitesini artırarak bu işleri devam ettirmemiz lazım.” Yıldız, “21 elektrik dağıtım şirketinin haziran sonunda veya bilemediniz temmuz sonuna kadar tamamının özel sektör eliyle yürütüldüğü bir noktaya gelmiş olacağız” dedi.

 

Kamunun denetim görevini yoğun bir şekilde sürdüreceğini vurgulayan Yıldız, ilgili mevzuatın seri şekilde yayımlandığını, bakanlık olarak üzerlerine düşeni fazlasıyla yapmaya gayret ettiklerini söyledi. Bakan Yıldız sonuçta hem kamunun hem vatandaşın kazanacağını kaydetti.

 

"Özelleştirmeye reform olarak yaklaşıyoruz" Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de törendeki konuşmasında, bu devirlerle birlikte, bölgelerdeki yatırım yükünün, devletten ilgili şirketlere kaydığını, dolayısıyla devletin, bu yatırımlar yerine elindeki imkanlarla daha çok eğitim, sağlık ve alt yapı gibi çok temel hizmetlere kaynak ayırabildiğini söyledi. Şimşek, şunları kaydetti: “Ancak daha da önemlisi; şunu kabul etmek lazım. Devlet bu dağıtım işinde çok da başarılı değil bazı bölgelerde. Kayıp kaçak rakamlarından dolayı, bunun getirdiği bir yük var ve bu yük ister istemez vatandaşımıza bir maliyet olarak yansıyor. Şimdi Türkiye’nin bu başarılı şirketleri alacaklar, modern teknolojiyi en işi şekilde kullanacaklar, verimli çalışacaklar ve bu kayıp kaçakları azaltacaklar. Bu hem Türkiye’nin cari açığını azaltacak hem de tüketiciye yansıyan maliyeti aşağı çekecek.”

 

 

BOTAŞ’ın peşin aldığı doğalgazı üretim şirketlerine verdiğini, bunların elektriği ürettiğini ve TEDAŞ’a verdiğini, TEDAŞ’ın ise sattığı elektriğin parasını vatandaştan toplayamadığını belirten Şimşek, şöyle devam etti: “Bu açık, bildiğimiz hikaye. Şimdi özel sektörün böyle bir lüksü yok. Özel sektör bu kayıp kaçakları azaltmak zorunda. Hatta koyduğumuz hedefleri aşmak durumunda çünkü para kazanması lazım ama bunun da ötesinde isterse bunu yapsın yapmasın, aldığı elektriğin parasını ödemek durumunda. Böylece enerji KİT’lerinde olan nakit akışındaki temel problemi aşmış oluyoruz. Biz özelleştirmeye bir reform olarak yaklaşıyoruz deyince bazı kesimler bunu hala anlamakta zorluk çekiyorlar veya anlamak istemiyorlar.

 

 

Kamunun hizmet için imkanları artıyor, hizmetin kalitesi artıyor. Bir yandan da Türkiye’nin çok ciddi bir birikimi oluyor. Onun için bu özelleştirme çok önemli bir reformdur. Biz bu dağıtım şirketlerinin özelleştirilmelerini önceliklendirdik. Çünkü bizim amacımız, özelleştirme gelirinin yanında, bir reformu hayata geçirmekti. Bunda da inşallah başarılı olduk. Bugünkü devirlerle birlikte artık, dağıtım şebekesinin üçte ikisi özel sektöre geçmiş oluyor. Önümüzdeki iki üç ay içinde mutlaka biz geri kalan tüm diğer dağıtım networklerini de inşallah özel sektöre devretmiş olacağız ve böylece dağıtımın tamamı özel sektör eliyle, çok daha verimli bir şekilde yapılıyor olacak.”

 

Bundan sonra ise verimlilikte geri kalmış, yatırımı eskimiş, yenilenmesi gereken, devletin elindeki termik santralleri de özelleştirme yoluyla tekrar, daha güçlü bir şekilde ekonomiye katkı vermesi sürecini başlattıklarını dile getiren Şimşek, bunun da çok önemli olduğunu söyledi.

 

Konuşmaların ardından Bakan Şimşek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Özelleştirme İdaresi Başkan Vekili Ahmet Aksu, TEDAŞ Genel Müdürü Haşim Keklik, Cengiz İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz, Kolin İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Naci Koloğlu ve Limak İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, hisse devir sözleşmesine imza koydu.