Enerji Bakanlığı'ndan 'Doğu Akdeniz' açıklaması
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan 'Doğu Akdeniz' açıklaması
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, "Doğu Akdeniz’de hem kendi kıta sahanlığımızdaki hak ve çıkarlarımızı hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Kıbrıs Adası etrafındaki haklarını korumakta kararlıyız" açıklamasını yaptı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’nin kendi kıta sahanlığında gerçekleştirmekte olduğu sondaj faaliyeti ile ilgili bölge içi ve dışı aktörlerce yapılan açıklamaların kabul edilmesinin mümkün olmadığı belirtildi. Barbaros Hayreddin Paşa Sismik Araştırma Gemisi tarafından yürütülen sismik araştırmalar ve Fatih Sondaj Gemisi ile gerçekleştirilen sondaj çalışmalarının, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarına ilişkin uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru haklarına dayandığı kaydedildi. Açıklamada, "Daha önce defaatle, her seviyede ve her platformda vurgulandığı üzere, Doğu Akdeniz’de hem kendi kıta sahanlığımızdaki hak ve çıkarlarımızı hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Adası etrafındaki haklarını korumakta kararlıyız" denildi. Türkiye'nin doğal kaynakların barışı, istikrarı ve refahı artırmada önemli bir rol oynayabileceğinin bilincinde olduğunu vurgulanan bakanlık açıklamasında, enerji diplomasisinin sadece ticari çıkarlar veya arz güvenliği endişesi ile yürütülmediği belirtildi.
'TÜRKİYE VE KKTC ENERJİ DENKLEMİNDEN DIŞLANAMAZ'
Türkiye'nin, enerjinin, çatışmanın kaynağı olma rolünden ziyade, barışı temin eden ve refaha katkı sağlayan rolünü savunduğuna işaret edilen bakanlık açıklamasında ayrıca Türkiye’nin bölgedeki enerji denkleminden dışlanamayacağının altı çizildi. Açıklamada şöyle denildi:
"Bu noktada, Türkiye’nin hem kendisinin hem de Avrupa’nın arz güvenliğine önem veren bu çok yönlü ve pozitif enerji politikası, tüm taraflar için bir şans olarak değerlendirilmelidir. Türkiye ve KKTC'nin bölgedeki enerji denkleminden dışlanamayacağının bir kez daha altını çiziyoruz. Belirsizlikleri artıran ve gerginliği tırmandıran adımlar atarak bölgesel çatışmaları körüklemek yerine, ülkemizin kazan-kazan yaklaşımından faydalanmaya, Ada'da adaletli bir paylaşımı sağlayarak, istikrarlı bir bölgenin oluşturulmasında ve buna katkıda bulunulmasına davet ediyoruz."