Erdoğan'dan BDP'ye net mesaj
AK Parti İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP ile yapılan görüşme ve demokratik açılımla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. BDP'nin Güneydoğu'da organize ettiği 'eğitimi boykot' eylemine yanıt veren Erdoğan, "Ki
AK Parti İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP ile yapılan görüşme ve demokratik açılımla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. BDP'nin Güneydoğu'da organize ettiği 'eğitimi boykot' eylemine yanıt veren Erdoğan, "Kimse ana dilde eğitim beklemesin. Türkiye'nin resmi dili Türkçe'dir" dedi.
İşte Erdoğan'ın sözleri:
"Cemil ve Sadullah Bey BDP eş başkanlarıyla görüşme yaptılar. Ve benzeri görüşmeleri CHP ve MHP'yle yapmak konusunda hiçbir önyargımız yok. Nihayetinde Türkiye için görüşüyoruz. Parlamentonun çatısı altında kim varsa hepsiyle görüşürüz.
Akan kanı, gözyaşını durdurmak, uzlaşıyla yeni bir Anayasa yapmak için, tüm siyasi partilerle diyaloğa her zaman açık olduk. Bundan sonra da kapılarımızı ardına kadar açık tutacağız. Eğer terör örgütüyle görüşmemiz talebinde bulunurlarsa, kusura bakmasınlar. Bizim o örgütle görüşme gibi bir fantezimiz yoktur. Bu konuda iftiralarla, halkoylaması sürecinde bunu da işleyen siyasi partiler oldu. Çok ağır ifadeler kullanmama rağmen, şu gün şurada görüştünüz diyemiyorlar. Çünkü iftira. Belki tutarsa diyorlar. Çünkü bunların kılavuzu karga. Farklı görüşmeler arasında müzakere olmadan hakikat ortaya çıkmaz. Kan akarken görüşmeyi güçlendiremeyiz, diyalog zorlaşır. Gönüller ayrışır, mesafeler ayrışır, biz her zaman diyalogdan yana olduk. Bundan sonra da yine müzakereden yana olacağız. Yalnız sıkılı yumruklarla tokalaşmanın mümkün olmadığı da ortadadır. Şu anda eğitimi konuşanlara sesleniyorum, ana dilde kendi bölgede nerede isterseniz isteyin kurslarınızı açabilirsiniz, bu çalışmalarınızı yürütebilirsiniz. Ama bizden resmi olarak ana dilde eğitim beklemeyin. Çünkü Türkiye'nin resmi dili Türkçe'dir. Ana dil öğrenmek için kursların açılması için müsadeyi veren iktidarımızdır. Üniveristelerimizde de bölümler açılması yoluna gittik. Ama istismar etmenin, ülkemizin bölünmesine yönelik adımlar olduğunu bir kez daha tekrar ediyorum.
Önemli yayın organları, medya kurumlarına Diyarbakır'da tehditler savuruluyor, silahlar gösterilmek suretiyle bu gazeteyi burada satmayacaksınız deniyor. Bu demokrasi mi? Bunu neyle açıklayacaksınız? Biraz daha ileri gidiyorum. Yüksekova ilçe başkanımıza yaptıkları kaçırma teşebbüsü, tehditler sonunda istifa etmek zorunda kaldı. Demokrasi bu mu? Bir taraftan özgürlük diyeceksin, bir taraftan barış diyeceksin, diğer taraftan bu yollarla siyaset yapacaksın. Böyle siyaset, böyle demokrasi yok. Biz bu yola bedeli ne olursa olsun çıktık ve bu mücadeleyi sürdürüeceğiz. "