Ankara'da günboyu sakin geçen gösterilerde akşam tansiyon yükseldi.  Polis önce "Polise saldırı hazırlığı içinde bir grup var, dağılın" uyarısı yaptı. Meydan boşalmayınca göstericiler biber gazı ve tazyikli su ile püskürtüldü. 

 

Ankara öğle saatlerinde KESK VE DİSK'in iş bırakma eylemi çerçevesinde Kızılay Meydanı'nda gerçekleştirilen mitingin ardından, polisin uyarılarına rağmen meydanı boşaltmayan gruplara çevik kuvvet ekipleri biber gazı ve tazyikli su ile müdahale etti. Müdahalenin ardından ara sokaklara kaçan eylemciler ile polis arasında çatışmalar devam etti.

 

Polis ekipleri akşam saatlerinden itibaren Kuğulu Park'ta toplanan grubu da dağılması yönünde uyardı. Uyarıları dikkate almayan ve Tunalı Hilmi Caddesi'ne giden kavşağı trafiğe kapatıp, barikatlar kurarak ateş yakan gruba, biber gazı ve tazyikli suyla müdahale edildi. Dağılmayan grubun, trafiğe kapalı haldeki Tunalı Hilmi Caddesi'ndeki gösterisi gece geç vakitlere kadar devam etti.

 

Öte yandan, bazı göstericilerin kamu malına zarar verenlere tepki gösterdikleri gözlendi.

 

 

Rize'de, Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan olayları protesto eden Türkiye Gençlik Birliği üyesi yaklaşık 25 kişi ile eyleme tepki gösteren gösteren kalabalık bir grup arasında gerginlik yaşandı. 

 

Arbede sırasında aralarından bazılarının yaralandığı TGB'li gençler Atatürkçü Düşünce Derneği'ne sığınırken, sayıları bir anda 500'ü geçen kalabalığı polis biber gazı kullanarak dağıtmak istedi. Bayılan TGB'li genç bir kızın bulunduğu ambulansın hareket etmesini uzun süre engelleyen öfkeli kalabalık, olay yerine gelen Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı'nın girişimleri sonucu dağıldı.

 

Türkiye Gençlik Birliği üyesi 25 kişilik grup saat 17.30 sıralarında Taksim Gezi Parkı'ndaki gösterilere destek vermek amacıyla Belediye Parkı'nda açıklama yaptı. TGB'li gençler bir süre sloganlar atarken çevrede vatandaşlar toplanmaya başladı ve bazı kişiler gruba sözlü müdahalede bulundu. Gerilimin artmaya başladığı bu sırada gençler yaklaşık 100 metre uzaklıktaki Atatürkçü Düşünce Derneği'ne doğru yürüşüye geçti. Yürüyüş sırasında çevrede toplanan ve sayıları hızla artan kalabalık ile TGB'li gençler arasındaki sözlü tartışma yumruklaşmaya ve kavgaya dönüştü. Sayıları bir anda 500'ün üzerine çıkan kalabalığın müdahalesi sırasında TGB'li bazı gençler yaralandı. Öfkenin çığ gibi büyüdüğü olay karşısında gençler ADD binasına sığınırken, öfkeli kalabalığa polis biber gazı kullanarak müdahalede bulundu.

 

Bina önünde parikat kuran polis, kalabalığı dağıtmakta güçlük çekti. Takviye birliklerin sevk edildiği olay yerine Emniyet Müdürü Hüseyin Yenice de geldi. Kalabalığı yatıştırmak için megafonla seslenen Yenice, "Bu şehir büyük değerler yetiştirmiştir. Burada olaylar olması bizleri üzer, lütfen dağılın" uyarısında bulundu. Ancak, sayıları çığ gibi büyürek artan kalabalık dağılmamakta direndi. 

 

 

Bu arada TGB'li bir genç kız binada baygınlık geçirince arkadaşlarının kucağında dışarı çıkarıldı, ambulansla taşındı. Öfkeli kalabalıktan bazıları ;baygın haldeki genç kız ile arkadaşlarına saldırdı. Polis kalabalığı yatıştırmakta zorlandı, baygın haldeki genç güçlükle ambulansa ulaştırıldı. Bu esnada bir kişi ambulansın direksiyonuna geçti ve kapıyı kapattı. Ön koltuktaki hemşirelerin ve kapıyı açan polisin müdahalesi ile indirilen kişinin yerine direksiyona geçen ;ambulans şoförü, hastaneye gitmek üzere hareket etti. Kalabalık ambulansın önünü kesti, çıkışına bir süre izin vermedi. Polisin müdahale ettiği grup uzaklaştıktan sonra ambulans hızla bölgeden ayrıldı.

 

 

Kalabalık ADD önünden ayrılmayınca Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı da olay yerine geldi, vatandaşları dağılmaları konusunda uyardı. Bakırcı'nın ikna çabaları sonucu yaklaşık 3 saat süren olaylar, toplanan kalabalığın dağılmasıyla son buldu. Polis, önlem olarak TGB'li gençleri bir süre daha ADD binasında bekletti.

 

 

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, TBMM Genel Kurulu'nda, Rize'de bir gerginliğin söz konusu olduğunun gündeme getirilmesi üzerine telefonla Rize Valisi ile görüştü.

 

Rize Valisi'nden aldığı bilgiyi aktaran Avcı, şunları söyledi:

 

"Atatürk Düşünce Derneği etrafında esnaftan olduğu söylenen vatandaşlarla gösteri yapanlar arasında bir itiş kakış, gerilim yaşanmış. Polis olaya müdahale etmiş. Bu müdahale sırasında esnaftan 4 kişi gazdan rahatsız olup hastanede ayakta tedavi olup ayrılmış. Onun dışında hastaneye müracaat eden yok. Atatürkçü Düşünce Derneği etrafından kalabalık dağılmış. Herhangi bir olay, saldırı söz konusu değil. Sayın Vali, endişe edilecek vahim bir durum olmadığını söylüyor."

 

 

Adana'da yürüyüş yaparak polise taş atan gruba müdahele edilirken, olaylarda bir komiser, yaklaşık 5 metre yüksekliğindeki yoldan düşerek ağır yaralandı.

 

 

Tunceli'de Gezi Parkı eylemlerinde yaklaşık 100-150 kişilik grup, barikat kurarak polis araçları ile karakola taş ve sopalarla saldırınca polis gruba müdahale etti. CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün de olayları yerinde izledi.

 

 

Gezi Parkı'nda sakin geçen gün, Miraç Kandili nedeniyle farklı görüntülere sahne oldu. Alanda günboyu, katılımcılara kandil simidi dağıtıldı. Eylemciler Twitter üzerinden kandil nedeniyle parkta içki içilmemesi çağrısı yaptı.

 

 

Kendilerini Antikapitalist Müslümanlar olarak tanımlayan grup, Kuran-ı Kerim okudu, namaz kıldı. Grubun önderi İhsan Eliaçık, kıldırdığı namazın ardından Gezi Parkı için dua okudu.

 

Miraç'ın "yükseliş" anlamına geldiğini hatırlatan Eliaçık, "Hz. Peygamber, Allah’a yükselerek İslam’ı getirmiştir. İslam, 'barış' demektir. Barış, zararsızlık halidir. Kimseye zarar vermeyiniz. Herkese selam veriniz. Sizden farklı olan kişiye giderek selam veriniz. Kardeş olunuz. Sevgi ve merhameti yayınız. Bugün Gezi Parkı’ndan bu sinerji yayılıyor. Allah’ın rahmetiyle beraber Türkiye’de yepyeni şeyler oluyor. 'Böyle yerlerde Kuran okunmaz, dua edilmez' diyenler bir kez daha yanılıyor. Yan tarafta çukurlar açtılar. Çukurlar nasıl çöktüyse ön yargılar da inşallah öyle yok olup gidecek" diye konuştu. 

 

Eliaçık, kendilerine eylemlerde ne işleri olduğunun sorulduğunu belirterek, soranlara "Siz neden burada değilsiniz?" dediklerini ifade etti. Kendilerine, eylemde içki içenlerin olduğunun söylendiğini aktaran Eliaçık, kendilerinin de "Sarhoş olsun anlaşırız, yeter ki kalleş olmasın" diye cevap verdiğini bildirdi. Sokakta, yeşil parklarda uyuyanların arasında "çapulcu" olmayacağını savunan Eliaçık, "Çapulcular yağma yapanlardır, makam odalarında oturur, kravatlarıyla dolaşır. Çapulcular yağma yiyenlerdir" dedi.

 

 

Ünlü ilahiyat profesörü Zekeriya Beyaz da Gezi Parkı'na gelerek eyleme destek verdi.

 

Eylemciler ayrıca parkta kurulan projeksiyon sistemi ile Neşeli Günler filmi izlendi.

 

Taksim eylemlerine destek gösterileri için attıkları tweet’ler nedeniyle İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nce gözaltına alınanların sayısı 34’e yükseldi.

 

Çocukları polis tarafından baskınla evlerinden alınan aileler, Emniyet binası önünde toplandı. 12 kişi serbest bırakıldı.

 

 

Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı, Dolmabahçe'de 2 gün önce yaşanan müdahalede yaralanan göstericilerin sığındığı ve arkadaşları tarafından tedavilerinin yapıldığı Bezmi Alem Valide Sultan Camii'ne Miraç Kandili nedeniyle teşekkür ziyaretinde bulundu. Taraftarlar yolda gördükleri çevik kuvvet polislerinin de kandilini kutlayarak kandil simidi ikram etti.

 

Beşiktaş Çarşısı'nda buluşan yüzlerce taraftar, buradan Dolmabahçe'deki Bezmi Alem Valide Sultan Camii'ne yürüdü. Taraftarlar yolda gördükleri çevik kuvvet polislerinin de kandilini kutlayarak kandil simidi ikram etti. Cami önünde toplanan taraftarlara hitaben konuşan caminin müezzini Fuat Özcan, herkesin kandilini kutlayarak ikram edilen kandil simidini kabul etti.

 

 

Özcan, "Herkes dua etsin. Herkes birleşsin bütünleşsin artık. Hepimiz biriz, bu vatanın evlatlarıyız. Bu vatanı birlikte ileriye, huzura ve sükunete götüreceğiz. Herşeyden önce hepimiz kardeşiz, hepimiz insanız. Allah'ın yeryüzündeki en değerli varlığıyız. Kimse kimseden üstün kimse kimseden kötü değildir. Allah huzur sükunet getirsin bize, insanımıza, vatanımıza ve devletimize" diye konuştu.

 

Taraftarlar konuşmanın ardından çevredeki vatandaşlara kandil simidi ikram etti. Teşekkür ziyarete Anti-Kapitalist Müslümanlar grubu da destek verdi.

 

 

İZMİR’de, Gezi Parkı eylemine destek gösterileri için attıkları tweet’lerde halkı isyana teşvik edip propaganda yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınanların sayısı 34’e yükseldi. Yaşları 20-25 arasında değişen eylemcilerin aileleri yaşananlara tepki gösterdi. İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube ekipleri, Gezi Parkı eylemlerine destek vermek amacıyla kentte düzenlenen gösterilerle ilgili sosyal medyada paylaşım yapan bazı kişilerin evlerine önceki akşam baskın düzenledi. Polis, “Halkı galeyana getirici provokatif paylaşımlarla olayların büyümesine sebep olma, kamu düzenini bozma, halkı kışkırtma, yalan haberlerle halkı suça tahrik etme” suçlamalarıyla aralarında karşıt görüşlülerin de bulunduğu 34 kişiyi gözaltına aldı. Şüpheliler, Yeşilyurt’taki Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. 12 kişi sorgularının ardından serbest bırakıldı.

 

 

Aileler çocuklarının götürüldüğü emniyet binasının önünde toplandı. Şüpheli İ.Ç.’nin babası Zafer Ç., “Akşam evimize 4-5 polis gelmiş. Ben Kuşadası’nda yaşıyorum, kızım da akrabalarımızın yanında İzmir’de kalıyor. Polisler kızımın Twitter’da paylaştıklarıyla ilgili emniyete götürüleceğini söylemiş. Bu nasıl iş anlamıyorum. Zaten bu paylaşımları herkes yapmıştı. O zaman herkes suçlu, herkesi gözaltına alsınlar” dedi. Kızı E.Ö. gözaltına alınan Dilek Ö. de kızının eylemlere katılmadığını, kendilerine eziyet edildiğini belirtti. Bazı aileler, çocuklarının sosyal paylaşım sitelerinde hesaplarının bile olmadığını iddia etti. Aileler, suç olarak kabul edilen mesajların Türkiye’de birçok kişi tarafından paylaşıldığını, bu doğrultuda paylaşan herkesin gözaltına alınması gerektiğini savundu. CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, önceki gün olduğu gibi dün de ailelerin yanına gelip destek verdi.

 

Engin, “Aileler tedirgin. Niye sadece bu kişiler için savcılık kararı verildi? Bu tutarsız bir durum. Eğer bir suç işlendiyse bu suçu hepimiz işledik. Bu haksızlık ve hukuksuzluk. Bu durumu İzmir Emniyeti’nin basiretsizliğini, beceriksizliğini örtmesi olarak görüyorum. İzmir halkından özür dilenmesini bekliyoruz. Arkadaşlarımızın bir an önce evlerine dönmesini istiyoruz” diye konuştu.

 

 

İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu da gözaltıları kınayarak, şu açıklamayı yaptı: “Bir haftadır demokratik tepki hakkını kullanan yurttaşlarımız hemen her gün farklı yöntemlerle yıldırılmaya çalışılmaktadır. Sosyal medya iletişimi gerekçe gösterilerek yurttaşlarımız gözaltına alınmıştır. Birinin Dokuz Eylül Tıp Fakültesi öğrencisi olduğu öğrendik. Attığı bir tweet nedeniyle kalmakta olduğu İnciraltı yurdundan emniyete götürülmüştür. Halk hareketinin yükselmekte olduğu bugünlerde tıp öğrencisi kardeşimizin başına geleni yakından izlemekte olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz. Ayrıca iletişim özgürlüğünü kısıtlama girişimi olarak algıladığımız bu durumu kınıyor, bu gerekçeyle gözaltına alınmış olan tüm yurttaşlarımızın bir an önce özgürlüklerine kavuşması için gereğinin yapılmasını duyarlılıkla bekliyoruz.”

 

 

Eylemlere destek vermek amacıyla paylaşılan mesajlardan yola çıkılarak gözaltına alınanların kişisel sayfalarından gönderdikleri mesajlardan bazıları şöyle:

 

Direniş için kullanılabilecek Wi-Fi şifreleri.

 

19.30’da Gündoğdu Meydanı’nda buluşuyoruz.

 

Lozan Meydanı ve Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde polis var, gitmeyin.

 

Gündoğdu Meydanı’na biber gazı atıldı, buraya gelmeyin.

 

Toma’lar gidiyor. Gaz sıkıyor, sopayla vuruyorlar.

 

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, yargı kararı olmadan yapılan “twitter gözaltılarının” hukuka aykırı olduğunu belirterek, “Teknik olarak yapılan iletişimin tespiti-dinlenmesi kararları olmaksızın usulsüz tedbir niteliğinde işlemlerdir. Yapılanlar hukuksuzdur” dedi. Feyzioğlu şu değerlendirmeleri yaptı: “Sayın Başbakan’ın ‘Başımızda twitter diye bir bela var’ demesinden sonra durumdan vazife çıkartan birtakım savcıların twitter baskınlarına başlamasını dehşetle izliyorum. Yargının taraflı ve bağımlı olduğu görüntüsünü güçlendiren ve yeni huzursuzluklara sebebiyet verecek bir uygulama. Twitter baskınları konusunda samimilerse bir kısım iktidar partisine mensup belediye başkanları ve yöneticilerinin attıkları mesajları soruşturma konusu yapıp yapmayacaklarını izliyorum. Yapılanlar iktidarın ‘özgürlüğüme dokunma’ diye sokağa çıkan halkı zerre kadar anlamadığını gösteriyor.”

 

 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Bilişim Suçları Bürosu eski savcılarından Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yardımcı Doç. Dr. Hakan Kızılarslan da Hürriyet’e, Türkiye’nin Siber Suçlar Sözleşmesi’ni imzaladığını, ABD ile Adli Yardım Sözleşmesi de bulunduğunu ancak, Twitter, Facebook gibi yabancı server sahiplerinin savcılıklarca talep edilen içerik ve erişim bilgilerini vermediklerini ve bunu da haklı gördüğünü söyledi. Kızılarslan, “1996 yılından bu yana bu yasa çıkarılmadı. Şimdi de Meclis’te bekliyor. Twitter bu talepleri yine reddedecek. Eğer iletişimin tespiti kararları da yoksa elde edilen delillerin delil değeri tartışma yaratır. Gözaltı kararı da bana göre verilemez” dedi.

 

 

İzmir Savcılığı, gözaltı kararını, TCK’nin 214 ve 217. maddelerine dayanarak yapıyor. Bu maddeler şu hükümleri içeriyor:

 

Madde 214- (1) Suç işlemek için alenen tahrikte bulunan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

 

(2) Halkın bir kısmını diğer bir kısmına karşı silahlandırarak, birbirini öldürmeye tahrik eden kişi, onbeş yıldan yirmidört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

 

(3) Tahrik konusu suçların işlenmesi halinde, tahrik eden kişi, bu suçlara azmettiren sıfatıyla cezalandırılır.

 

Madde 217- (1) Halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik eden kişi, tahrikin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

 

 

İzmir'de gösterilere katılanlara yönelik sosyal medya üzerinden galeyana teşvik eden paylaşımlarda bulunduğu ileri sürülen 1 kişi gözaltına alındı. Önceki geceden bu yana gözaltında bulunan 34 kişiden 12'sinin serbest bırakıldığı bildirildi.