Erdoğan dün İngiltere’ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda Suriye’deki gelişmeleri şöyle değerlendirdi:

Asla müsamaha etmeyiz

Bizim Kuzey Suriye’de bir terör örgütünün kamplaşmasına ve bunun ülkemiz için bir tehdit unsuru olmasına müsaade etmemiz söz konusu olamaz. PKK-PYD dayanışması ve yanlarına farklı oluşumları da almak suretiyle bir adım atmaya kalksalar dahi bu işe müsamahayla bakmamız, bunu seyretmemiz mümkün değil. Bütün tedbirler alınmaktadır. Gerek Silahlı Kuvvetlerimiz, gerek bu konudaki diğer ilgili birimlerimiz çalışmalarını sürdürüyor.

Tahrik oyununa gelmeyiz

Şu anda bir Suriye Ulusal Konseyi var, adeta bunun karşısında bir Suriye Ulusal Kürt Konseyi oluşturulması yaklaşımı yanlış bir yaklaşımdır. Kaldı ki Kuzey Suriye sadece oradaki Kürt kardeşlerimizden oluşan değil, Türk’ü de var, Arap’ı da var. Asla bizi tahrike kimse yönelmesin. Tahrik oyununa da gelmeyiz, ama atılması gereken bir adım olursa terör örgütüne karşı bu adımı kesinlikle atarız.

Davutoğlu gidiyor

En geç çarşamba günü Dışişleri Bakanıma verdiğim talimatla, Kuzey Irak’a gidip bu konudaki kararlılığımız, hassasiyetimiz kendilerine de iletilecektir. Ondan sonra da sorumluluğun bizden çıktığını bilmelerini istiyoruz.

‘Bakın bu noktada size karşı güven duygularımız zedelenmesin. Bu yanlışı düzeltmede adımı beraber atalım...’ Aksi takdirde PKK-PYD dayanışmasının oraya koymuş olduğu hayali haritalara göre eyvallah etmeyiz.

Tampon bölge

Tampon bölge, güvenli bölge bunların hepsi alternatifler içinde. Bunların öncelikleri sürece bağlı. Atılması gereken adımlar zamanı geldiğinde atılacaktır. Yani istim üzerindeyiz.

Meşal Suriye’yi biliyor

Artık Suriye’de Esad ve çevresindekiler gidicidir. Beşar’dan sonraki süreçte, bu yeni dönemde ne olacak sorusuna bazıları oyalama taktiğine gidiyor. Biz halkın önünün açılmasını istiyoruz. Halid Meşal gerçekten Suriye’yi iyi bilen bir insan.

Kendilerinden ne denli istifade edebiliriz ve onların bizden ne denli istifadeleri olur, bunları paylaşmak durumundayız. Bu diplomasi trafiğinin içerisinde salt diplomatlar olacak diye bir şey yok. Oralardaki kanaat önderlerini, kâh biz davet ediyoruz kâh özel temsilcilerimizi göndermek suretiyle bu süreci sıkı tutuyoruz.