HDP’li bakanların istifalarına ilk değerlendirme
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HDP'li iki bakanın istifası ve ardından yaptıkları açıklamalara ilişkin, "Bugün aldığımız haber manidardır. İstifa ettiler, kendi takdirleridir ve kalmaya mecbur da değiller" dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HDP'li iki bakanın istifası ve ardından yaptıkları açıklamalara ilişkin, "Bugün aldığımız haber manidardır. İstifa ettiler, kendi takdirleridir ve kalmaya mecbur da değiller" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal 7 Televizyonu'nda İskele Sancak Özel Programı'nda gündeme ilişkin sıcak gelişmeleri değerlendirdi.
Erdoğan, HDP'li iki bakanın istifası ve gerekçe olarak yaptıkları suçlamalara ilişkin, "Öncelikle tabi zatların malum bakan olması aslında bir geçici seçim hükümetinin kurulmasına zemin hazırlayan süreç ki malum hükümet kurma görevini en fazla milletvekiline sahip olan AK Parti Genel Başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu'na vermiştim. Ve gerek ana muhalefet, gerek diğer muhalefet partileri ile görüşmeler yaptım. Ve bu görüşmelerden sonra tabi hükümet kurulamayınca malum 45 günlük süre nedeniyle bana görevi iade etti. Görevini iade ettikten sonra ben de o beş günlük süre içerisinde hükümet kurma görevini ikinci bir kişiye vermedim. Zira yaklaşım tarzları belli, görüşmeler yapılmış ve bu görüşmelerde anlaşamadıklarına göre de böyle yeni bir süreci başlatmanın da bize ciddi bir zaman kaybı olacağını düşünerek bu adımı attık. Daha sonra TBMM Başkanımız ile yaptığımız görüşmede, burada parlamentodaki temsile göre yine bu geçici seçim hükümetini kurma görevini Sayın Başbakan Davutoğlu'na verdim. Burada meclis başkanının bütün partilerin ne kadar temsile sahip olduklarını belirlemesi neticesinde o partilere de kalkıp onların milletvekillerine burada kalkıp o partinin genel başkanından veya yöneticilerinden izin almak gibi bir şey yok. O partili milletvekillerinden parlamentoda olanlara Sayın Başbakan teklif götürür. Ve o tekliflere olumlu veya olumsuz cevap verirler. Nitekim CHP'nin mensubu olan milletvekilleri buna olumsuz cevap verdi. MHP'den bildiğiniz gibi sadece Tuğrul Türkeş Bey buna olumlu cevap verdi. HDP'den ise onların da mensubu olan 3 kişi fakat bir tanesi daha sonra çekildi. İki tanesi kabul etmiş oldu. Böylece 11 AK Partili ve bunun dışında ise Sayın Türkeş ve bunun dışında 2 tane HDP'li ve diğerleri bağımsız olmak üzere kabine oluşmuş oldu. O günden bugüne geldik" dedi.
Erdoğan, açıklamalarında şunları kaydetti: "Tabi bugün aldığımız haber manidardır. İstifa ettiler, kendi takdirleridir ve kalmaya mecbur da değiller. Fakat burada cumhurbaşkanlığı makamına yönelik suçlamaları, bunlar gerçekten ağır ithamlar ve çirkin ithamlar. Öncelikle bu tür ifadeleri Sayın Başbakana kullanmadılar veya bakanlar kurulunda bunları kullanmadılar. Benim merakım şudur; acaba bunların önüne metin nereden geldi. Ve o gelen metin burada okunmak suretiyle kalkıp sarayı veya cumhurbaşkanlığı makamını lekelemeye çalışıyorlar. Son günlerde bunların çirkin alışkanlıkları devam edip gidiyor. Ben tabi bunların açıklamalarına karşın arkadaşlarıma getirin bakalım nedir bunlar dedim. Tabi burada çok çirkin ifadeler var. Bir defa çözüm sürecini başlatan benim. Çözüm sürecini başlatan mensubu oldukları parti değil. Tam aksine çözüm sürecini yıkan onlardır. Burada çok açık ve net bir şeyi ifade etmek isterim. Şu anda arkasına aldıkları terör örgütü ile birlikte ayakta kalmaya çalışanlar da bunlar. Arkalarında zaten bu terör örgütü olmamış olsa bunlar buraya kadar gelemezler. Ama terör örgütünden aldıkları destekle gördüğünüz gibi ayakta durmaya çalışıyorlar."
"GÜNEYDOĞU'DAKİ HENDEKLER HDP'Lİ BELEDİYELERİN İŞ MAKİNELERİYLE KAZILIYOR"
Güneydoğu'daki hendeklerin HDP'li belediyelerin iş makineleriyle kazıldığını ifade eden Erdoğan, "Şimdi ülkemizin özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bunca olaylar yaşıyoruz. Bütün bu yaşanan olaylarda mayınlamalar kimler tarafından yapılıyor? Bölücü terör örgütü tarafından yapılıyor. Bunu artık herkes biliyor. Bütün bu hendekler kazılıyor ve dikkat edin bunlar HDP'li belediyeler tarafından kazılıyor. İş makineleri onlara ait, kendi makineleri yok ise hizmet alımı noktasında iş makinaları kiralıyorlar. Şu anda Güneydoğu'da özellikle tehdit var, halka tehdit var. Ve esnafa yapılan tehditle özellikle belli haraçlar toplanıyor. "Şu kadar para göndereceksin', gönderemiyorum derse o zaman diyor ki "yargılanacaksın." Kendilerine göre mahkemeler oluşturmuşlar. Bütün bunlar şu anda yaşanıyor. Ve daha da ötesi diyelim ki AK Parti'den milletvekili olacak birisi arıyorlar kendisini "olduğun anda bilesin ki sen öldürüleceksin." Bunlar bu seçimde de yaşandı önceki seçimlerde de yaşandı. Bunca insanlar kaçırılıyor, bunları kim kaçırıyor? Bölücü terör örgütü kaçırıyor. Benim aziz milletimizin bir defa bunu çok iyi bilmesi lazım ve bunlara da gereken cevabı en yakın zamanda vermesi lazım" diye konuştu.
"SAVAŞ KONSEPTİ DİYORLAR, BUNU DİYENLERİN EVLERİNDEN SİLAHLAR ÇIKIYOR"
'Savaş konsepti diyorlar, bunu diyenlerin evlerinden silahlar çıkıyor" diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, "Bakın burada çok ilginç bir şey var; savaş konsepti diyor. Savaş konseptinin faili bunlardır. Ellerinde silahlarla dolaşan bunlardır. Evlerinde silah yakalanan bunlardır. Bunca mühimmat yakalananlar bunlardır. Herhangi bir AK Parti'linin evinden çıkmıyor bunlar. Veya bir başka partilinin evinden çıkmıyor. Sadece bunların evinden çıkıyor. Bunların koordine oldukları yerlerden bunlar çıkıyor. Ve bunlar kendi kendi partilerini bile zaman zaman bu işler için koordinasyon merkezi olarak kullanıyorlar" ifadelerini kullandı.