HSYK'dan savcı açıklaması
Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcıların görevden alınması ve haklarında 11 yıla kadar hapis cezası istenmesinin ardından başlayan tartışmalar sonrası HSYK açıklama yaptı.Soruşturmada savcıların resmi belgede tahrifat yaptığının iddia edildiğinin be
Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcıların görevden alınması ve haklarında 11 yıla kadar hapis cezası istenmesinin ardından başlayan tartışmalar sonrası HSYK açıklama yaptı.
Soruşturmada savcıların resmi belgede tahrifat yaptığının iddia edildiğinin belirtildiği açıklamada, son soruşturmaya Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'nin karar vereceği belirtildi.
İşte HSYK Başkanvekilliği'nden yapılan o açıklama;
Bazı basın yayın organlarında, “Deniz feneri eski savcıları için hapis istemi, Savcılara jet hızı dava, Deniz feneri savcıları hakkında iddianame hazırlandı, Deniz fenerinde ‘asıl fail bizmişiz?’, vb” başlıklı yapılan haber ve yorumlar nedeniyle kamuoyunun bilgilendirilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
HAKİM VE SAVCILARA AİT DAVALAR ACELE İŞLETDEN SAYILIR
2802 sayılı Kanunun 89/1 maddesinde “Hâkim ve savcılar hakkında görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde evrak ilgilinin görev yaptığı Ağır Ceza Mahkemesine en yakın Ağır Ceza Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir”. Aynı Kanunun 89/2 maddesindeise “Cumhuriyet savcısı beş gün içinde (ilgili hâkim veya Cumhuriyet savcısı hakkındaki) iddianamesini düzenleyerek evrakı, son soruşturmanın açılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere Ağır Ceza Mahkemesine verir” hükümleri bulunmaktadır. Ayrıca aynı Yasa'nın 95 inci maddesinde de “Hâkim ve savcılara ait davalar acele işlerden sayılır. Kanuni zaruretlerden doğan davalar üç aydan fazla devam edemez” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
DENİZ FENERİ SORUŞTURMASINI YAPTIKLARI İÇİN DEĞİL..
2802 sayılı Kanunundaki bu düzenlemeler dikkate alındığında yerine getirdikleri kamu görevi nedeniyle hâkim veya Cumhuriyet savcıları hakkındaki yargılamaların ivedilikle sonuçlandırılmasının istendiği açık bir şekilde ortadadır.Kurulumuz tarafından 2802 sayılı Kanununa göre kovuşturma izni verildikten sonra son soruşturmanın açılıp açılmamasına ilgili Ağır Ceza Mahkemesi karar verecektir. Dolayısıyla iddianame düzenleyen Cumhuriyet Başsavcılığının bu konuda herhangi bir takdir hakkı bulunmamaktadır. İlgili üç savcı hakkında verilen soruşturma ve kovuşturma izni “Deniz Feneri” soruşturmasını yürüttükleri veya bazı olayların üzerine gittikleri için değil, bunu yaparken resmi belgede tahrifat ve görevi kötüye kullandıklarının iddia edilmesinden kaynaklanmaktadır.
Nitekim Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Dairesi tarafından 2011 yılı içinde ilgili Cumhuriyet savcıları dışında 13 dosyada, 13 hâkim ve Cumhuriyet savcısı hakkında değişik suçlamalarla kovuşturma izni verilmiş ve bütün bu dosyalarda da yukarıda belirtilen kanuni hükümler uyarınca işlem yapılmıştır.
KARARI SİNCAN ACM VERECEK
Bahse konu haberlerde özellikle ilgili Cumhuriyet savcıları haklarında verilen kovuşturma izni kararına karşı yapılan itiraz süreci sona ermeden dosyanın Sincan Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği belirtilmektedir. Hâlbuki Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Dairesi tarafından verilen “kovuşturma izni verilmesi” kararı bir ara karardır, sonuç doğurucu nihai bir karar değildir. Bu sebeple de yeniden inceleme ve itiraza konu edilememektedir. İlgililer hakkında kovuşturma işlemlerine başlanmasını sağlayacak karar ancak Sincan Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilebilecektir.
Sincan Ağır Ceza Mahkemesi delilleri değerlendirip son soruşturmaya geçilmesine yer olup olmadığına karar verecektir. Son soruşturmaya geçilmesine yer olmadığına karar verilirse, kovuşturma sona erecektir. Son soruşturmaya geçilmesine karar verilirse ilgililerin 1. Sınıf hâkim ve savcı oldukları sebebiyle Yargıtay ilgili dairesinde yargılamaları yapılacaktır.