Hülya Koçyiğit'ten Akil İnsan açıklaması

 Akil İnsanlar Heyeti Marmara grubunda yer alan Hülya Koçyiğit, bütün hakaretlere rağmen heyette yer almaktan pişman olmadığını söyledi. Akil İnsanlar Heyeti Marmara grubunda yer alan sanatçı Hülya Koçyiğit, "Bu ülkenin barışa ve huzura ihtiyacı var. Bunu

Hülya Koçyiğit'ten Akil İnsan açıklaması

 

Akil İnsanlar Heyeti Marmara grubunda yer alan Hülya Koçyiğit, bütün hakaretlere rağmen heyette yer almaktan pişman olmadığını söyledi.
 
Akil İnsanlar Heyeti Marmara grubunda yer alan sanatçı Hülya Koçyiğit, "Bu ülkenin barışa ve huzura ihtiyacı var. Bunun için bir ışık var. Umut ışığı var ve müthiş bir kararlı duruş var." dedi. Heyet Başkanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan'da "Hiçbirimizde bir pişmanlık belirtisi görmüyorum." ifadelerini kullandı.
 
"30 YILDIR ÇATIŞMA VAR"
 
Akil İnsanlar Heyeti Marmara Grubu Başkanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Prof. Dr. Yücel Sayman, yazar Mustafa Armağan ve sanatçı Hülya Koçyiğit, Elmas Otel'de süreçle ilgili basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Arıboğan, bir ülkede 30 yıldır yaşanan bir çatışma sürecine rağmen, hala insanlar birbirlerini sevebiliyorsa, bir arada yaşayabiliyorsa, hala kardeşlik üzerinden konuşabiliyorsa bu halkın akil bir halk olduğuna inandıklarını söyledi. Arıboğan, "Bu sebeple yola çıktık. Akiller heyetinin herhangi bir gurubu ikna etmek gibi bir amacı ve görevi yok. Prensip olarak ikna konusunu çok demokratikte bulmuyoruz. Bunu tam tersine toplumsal bir istişare olarak değerlendiriyoruz." dedi.
 
"AKİL HEYETLER EN CİDDİ DEMOKRATİK GİRİŞİM"
 
Türkiye'deki en ciddi demokratik girişimlerinden bir tanesinin de akil insanlar heyeti olduğunu vurgulayan Arıbağon konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çünkü halk ile siyaset arasında her zaman ciddi bir mesafe vardır. Sandıktan sonra siyasetin halka dokunma oranı nispeten azalır. En azından siyasetin o gözlüğü açısından halkla ilgili ilişkiler dizayn edilir. Halbuki ilk defa siyasi partilere mensup olmayan insanlar, birbirlerinden farklı siyaset bekrauntlarından gelen insanlar, farklı görüşlere sahip olan, farklı referanslar kullanarak kendisini ifade eden insanlar bir araya geldiler ve toplumda bir uzlaşma, bir barış ve bir huzur ortamının nasıl yaratılabileceğini, bunu engelleyen temel endişelerin, kaygıların ne olduğunu belirleyebileceği bir ortam yaratmaya çalışıyorlar. Bunun Türkiye için çok faydalı olduğunu düşünüyorum ve bundan sonra Türkiye'nin önüne çıkabilecek olan hemen hemen bütün sorunlara bu heyetlerin çok işlevsel olacağına inanıyorum. Mümkünse bunun meclisteki partilerin ortak belirlemesi gerekiyor."
 
"CİDDİ ENVANTERLER OLUŞUYOR"
 
Yaptıkları toplantılarla ellerinde ciddi envanterler oluşmaya başladığını dile getiren Arıboğan, "Yüzlerce insanla görüşüyoruz. Geri bildirimler alıyoruz, süreçle ilgili ne düşündüklerine dair. Temel endişe ve kaygılar konusunda partilerin tabanları arazsında büyük bir farklılık yok. Yani insanların barış sürecine yaklaşımları gerçekten son derece pozitif, barış sürecinin kurulması gerektiğini düşünüyorlar. Çözüm olması gerektiğini düşünüyorlar. Yeni bir anayasa yapılması aşamasında, silahların sustuktan sonraki aşamada çok temel endişelerin olduğunu görüyoruz. İnsanları çekingen kılan şeylerin bu endişeler olduğunu düşünüyorum. Aslında aynı endişeler gündeme getiriliyor. Türk halkı ne düşünüyor, ne istiyor envanterini oluşturmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
 
Mustafa Armağan, halkın endişeleri arasında en çok 'Bir pazarlık yapılıp yapılmadığı ve bölünme konusunun olduğunu' vurguladı.
 
"BEN BİLMİYORDUM BU HAKARETLERİ DUYACAĞIMIZI"
 
Yapılan ağır hakaretler sebebiyle heyette yer almaktan pişman olup olmadığına dair bir soru üzerine Koçyiğit, pişman olmadığının altını çizdi. Ancak bu kadar hakaret edilmeyi beklemediğini, hatta düşünemediğini dile getiren Koçyiğit, "Bu ülkenin barışa ve huzura ihtiyacı var. Bunun için bir ışık var. Umut ışığı var ve müthiş bir kararlı duruş var. Bizler Marmara bölgesinde dolaşıyoruz, ama ülkemizin doğusuna giden arkadaşlarımız davullarla, zurnalarla, halaylarla karşılanıyor. Öylesine coşkulu bayram havası yaşıyorlar. Biz burada aynı şeyi yaşamıyoruz.
 
Böyle bir şey de olmasın, olmayabilir, bizim görüştüğümüz insanlar içinde de Kürt vatandaşları var. Bir hayli de fazla. Onlar bize bazı endişelerinden söz ediyorlar. Hatırlıyorum bir tanesi dedi ki 'ben gördüğüm işkenceyi,yıllarca hapishanelerde helal ediyorum. Barış olsun unutalım bu geçirdiğimiz acı günleri' Her iki taraf da acı çekti. Artık bu acı sonsuza kadar devam edemez. Onun için bir yerde bunu bırakalım, birbirimize tekrardan sarılalım. Birbirimizi affedelim. Böyle düşünen kardeşlerimiz var. Heyette olmaktan pişman değilim. Yücel Sayman dedi ya 'Biz biliyorduk bu hakaretleri işiteceğimizi' Ben bilmiyordum açıkcası. Saf bulunabilirim, ama hakikaten bilmiyordum, düşünemiyordum bile." diye konuştu.
 
"BÜYÜK YARALAR ALDIK"
 
Türkiye'nin çok zaman, çok kan kaybettiğini ve çok acı çektiğini anlatan Koçyiğit, "Maddi ve manevi büyük yaralar aldık. Halbuki bu kadar zaman kaybetmemiş, bu kadar kaynağı kalkınma için ayırmış olabilirdik. Geçmişi bir tarafa bırakarak, kaybettiklerimizi sindirmeye çalışarak, acılarda birleşerek, birbirimize saygı duyarak artık Türkiye'ye adım attırmak olamaz mı? Bu teklife ben evet diyorum. Ben de bu ülkenin bir vatandaşıyım. Kurtuluş savaşında bu ülkeyi savunan, ülkeye sahip çıkıp düşmanı defeden hepimiz değil miyiz. Burada sadece bir ırk olarak mı bunu başardı bu kurtuluş savaşını. Hayır hayır Osmanlı'dan gelen, aynı topraklarda yaşamayı bilmiş, becermiş, başarmış, bir çeşitli guruplarız, bir aradayız. Bunu isterseniz Türk deyin, Kürt deyin, Laz deyin Arap deyin Çerkez deyin hepimiz hep birlikte. Bu birlikteliğin zaman zaman şu veya bu şekillerde bazı bozumlar olduğunda sapa sağlam karşısında durmayı başarmadık mı ? bu güne kadar." ifadelerini kullandı.
 
"BU KADAR ÖRGÜTLÜ TEPKİ SIRADAN DEĞİL"
 
Heyet başkanı Arıboğan ise bu kadar örgütlü tepkinin sıradan bir durum olmadığına işaret etti. Hakaret envanteri çıkardıklarını kaydeden Arıboğan, şunları kaydetti: "Protestolar olurdu ancak bu kadar örgütlü tepkiler haline dönüşmesi çok sıradan bir durum değil. Zaman zaman siyasi partilerin uzlaşma süreçine girdiği görülür barış süreçlerine. Dünyanın her yerinde bu böyledir. Halkın içinden tek tük tepkiler çıkabilir ama meclisin içinde gurubu bulunan partilerin direk olarak hedef aldığı bu tür heyetler, entelektüel guruplar Türkiye'de ilk. Böyle şeyler alışagelmiş şeyler değil. Hakaret bizim alışageldiğimiz bir durum değil. Misyon çok kıymetli olduğu için bunların her berini sineye çekiyoruz. Hiç birimizde bir pişmanlık belirtisi görmüyorum. Üzüntü duyulduğunu biliyorum."

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler