Hz. Muhammet’e suikast mi düzenlendi? sorusuna yanıt geldi!
Sözcü yazarı Soner Yalçın’ın Hz. Muhammet ile ilgili yazısına Enpolitik yazarı Şakir Gözütok’tan yanıt geldi.
Sözcü Gazetesi yazarı Soner Yalçın “Erdoğan’ın sırları” adlı yazısında “Hz. Ömer ve Hz. Ebubekir, Hz. Muhammet’e suikast düzenledi mi?” sorusunun 1389 yıldır yanıt beklediğini yazmıştı.
Soner Yalçın’ın yazısına Enpolitik köşe yazarı Şakir Gözütok’tan yanıt niteliğinde bir yazı geldi.
Gözütok şu ifadeleri kullandı:
Onun aklına takılan soruyu aynen aktarıyorum: “Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer, Bizanslılara karşı yapılan Tebük Seferi dönüşünde Hz. Muhammet’e suikast girişiminde bulundu mu? Bu soru 1389 yıldır yanıt arıyor!
Sünni İslam alimi İbn Hazm İslam Hukuku “el-Muhalla” kitabının 11. cildinde şunu yazdı: “Ebubekir, Ömer, Osman, Talha ve Sa’d b. Ebu Vakkas, Tebük’te Resulullah’ı öldürmeye kalktı…” Tabi yazar, üç noktadan sonra uydurulan hikâyeyi yazıp döktürüyor.
Soner’in Sünnî alim diye yazdığı İbn Hazm, aslında Zahirî mezhebindendir. Onun bu kadarına bilemeyeceğini zaten baştan tahmin etmek gerekir.
Elimizde 12 cilt olarak (Daru’l-Kutubi’l-İlmiyye, 2. Bsk., Beyrut, 2003) basılmış bulunan İbn Hazm’ın el-Muhallâ bi’l-Âsâr adlı eserinin 12. Cildinin 160. sayfasında söz konusu bilgi vardır, ama tam olarak Soner Yalçın’ın aktardığı gibi değildir ve o, işine geldiği kadarını almıştır.
Şimdi söz konusu kitaptaki mevcut kaydı olduğu gibi aktaralım:
وَأَمَّا حَدِيثُ حُذَيْفَةَ فَسَاقِطٌ، لِأَنَّهُ مِنْ طَرِيقِ الْوَلِيدِ بْنِ جُمَيْعٍ - وَهُوَ هَالِكٌ - وَلَا نَرَاهُ يَعْلَمُ مَنْ وَضَعَ الْحَدِيثَ فَإِنَّهُ قَدْ رَوَى أَخْبَارًا فِيهَا أَنَّ أَبَا بَكْرٍ، وَعُمَرَ، وَعُثْمَانَ، وَطَلْحَةَ، وَسَعْدَ بْنَ أَبِي وَقَّاصٍ - رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ - أَرَادُوا قَتْلَ النَّبِيِّ - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَآلِهِ وَسَلَّمَ - وَإِلْقَاءَهُ مِنْ الْعَقَبَةِ فِي تَبُوكَ - وَهَذَا هُوَ الْكَذِبُ الْمَوْضُوعُ الَّذِي يَطْعَنُ اللَّهُ تَعَالَى وَاضِعَهُ - فَسَقَطَ التَّعَلُّقُ بِهِ - وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ.
Türkçesi şöyledir:
“Huzeyfe’nin hadisine gelince, o “sakit”tir. Çünkü (bu rivayet) Velid b. Cumey’ yoluyla gelmektedir ki O (yani Velid Ş.G.) “hâlik”tir. Bu hadis uyduranı bileni görmedik. O bazı haberler aktarırdı, onlardan birinde: Ebubekr, Ömer, Osman, Talha ve Sa’d b. Ebi Vakkas’ın (Allah onlardan razı olsun) Resulullah’ı (s.a.v.) öldürmek ve Tebük’te onu yüksekçe bir yerden atmak istediler. İşte bu yalan ve uydurmadır. Allah, onun uydurduğunu çürütmüştür ve bunun ile ilgili (blgileri) boşa çıkarmıştır. Alemlerin Rabbine hamd olsun.”
Bu bilginin birkaç sebepten kullanılamaz olduğu zaten İbn Hazm, işin başında belirmektedir.
Birincisi, bu bilginin hemen başında İbn Hazm, Huzeyfe’nin hadisinin “sakit” olduğunu bildiriyor. Hadis literatüründe sakit demek, “böyle bir ravinin, rivayet ettiği hadis hiçbir surette alınmaz” demektir. Bkz: Abdullah Aydınlı, Hadis Istalahları Sözlüğü, İFAV Yay., 3. Bsk., İstanbul, 2009, s. 271.
İkincisi, Huzayfe’nin bilgiyi aldığı Velid’in de “hâlik” olduğunu bildiriyor. Hâlik ise, Hadis terimlerinde: “Böyle bir ravinin, rivayet ettiği hadis hiçbir surette alınmaz” demektir. Bkz: Aydınlı, a.g.e., s. 109.
Zaten bilgi kullanılmayacak kadar yalan ve uydurma olduğu için, ne İslam alimleri ne de İslam üzerine araştırma yapan müşteşrikler tarafından itibar edilip kullanılmamıştır.
Şunu hemen belirtmemiz lazım ki, İslam alimleri “ilim haysiyeti” adına dinlerinin ve Peygamberlerinin aleyhine ve iftira dahi olsa, hiçbir kaydı ve bilgiyi kaybetme, yok etme veya çarpıtma yoluna gitmemişlerdir.