"İklim kırımı ayrı bir yasal düzenlemeye kavuşturulmaLI"
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sağkan Eko İklim Zirvesi'nde konuştu
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, "Türkiye'de de iklim kırımının ayrı bir yasal düzenlemeye kavuşturulması gerekliliği zorunluluğuyla karşı karşıyayız." dedi.
Sağkan, ATO Congresium'da düzenlenen "EKO İKLİM Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi ve Fuarı"nda konuştu.
Plastik çöplerin toprağa, havaya ve suya karışmasının, kamu sağlığına etkilerine ilişkin Türkiye'de bilimsel çalışma olmadığını savunan Erinç Sağkan, bu konuda bilimsel raporlar alınması önerisinde bulundu.
Sağkan, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını düzenleyen Anayasa'nın 56. maddesinin, hem devlete hem de vatandaşlara yükümlülük getirdiğini ifade etti.
Türkiye'nin BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Paris İklim Anlaşması'na taraf olduğunu hatırlatan Sağkan, "Bizler sadece bu sözleşmeleri imzalamakla kaldık. Bu sözleşmeler üzerine Türkiye Cumhuriyeti, iklim politikasını oluşturmadığı gibi yasal mevzuatımızda da buna ilişkin çalışmalar yapılmadı." diye konuştu.
İnsan haklarının artık devletlerin inisiyatifine bırakılmadığını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi denetleme mekanizmalarının kurulduğunu bildiren Sağkan, şunları kaydetti:
"Maalesef, iklim kırımlarının veya çevreye verilen zararların cezai yaptırım boyutları ise ülkelerin kendi inisiyatiflerine bırakılmış durumda. Ancak Uluslararası Ceza Mahkemesi bileşenlerinin, artık iklim kırımının da aynı savaş suçları, soykırım suçları gibi Uluslararası Ceza Mahkemesinin konusu olması gerektiğine ilişkin yoğun bir tartışma içinde olduklarını görüyoruz. Aynı şekilde Türkiye'de de iklim kırımının ayrı bir yasal düzenlemeye kavuşturulması gerekliliği zorunluluğuyla karşı karşıyayız."
TBB Başkanı Erinç Sağkan, çevreye verilen zararların Türk Ceza Kanunu 181. ve 182. maddelerinde düzenlendiğini, bu cezaların yeterli caydırıcılıkta olmadığını da ifade etti.