İntibak yasa tasarısı kabul edildi
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, İntibak Yasa Tasarısı kabul edildi. Komisyonda kabul edilen bir önergeyle ilaçtan alınan yüzde 10-20 katkı payı, yüzde 1-20 olarak değiştirildi.
Komisyonda tasarının görüşmeleri sırasında, AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç tarafından verilen önergeyle, ilaçtan alınan katkı payında değişiklik yapıldı. Buna göre, yasada yüzde 10-20 olan katkı payı, yüzde 1-20 olarak değiştirildi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, İntibak Yasa Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, intibak düzenlemesinden, süper emekliler, Bağ-Kur'dan basamak satın alarak emekli olanlar için düzenleme yapılmadığını belirterek, bunun önemli bir eksiklik olduğunu söyledi. Türkiye'de emekli maaşlarının en az aylık bin 500 TL olması gerektiği savunan Çam, ''Yapılan intibak değildir. İntibakın sadece emekli maaşına indirgenmesi de yanlıştır. Sıkıntı, emeklilerin insanca yaşama imkanına kavuşmasında maaşların tespitinde baz alınacak kriterlerin belirlenmesidir. 12 bin esnaf ve sanatkar kapsama alınmış, ama parası ve gücü yetmeyenler ise bundan faydalanmamıştır. Çalıştıkça aylığın düşmesi durumu mevcuttur. Bu da kayıtdışı çalışmayı özendiriyor'' dedi.
Çam, 2000 yılı öncesinde emekli olan 2 milyon 743 bin kişiden 1 milyon 913 bin kişi düzenlemeden yararlanacağını, 800 bin kişinin ise bundan yararlanmayacağını söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, Türkiye'de emeklilerin içinde bulunduğu yoksulluk durumunun, ''AKP'nin 10 yıllık iktidarının nadide eserleri arasında yer aldığını'' öne sürerek, 2000 yılından itibaren SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarının hesaplanmasında değişiklik yapılırken, Emekli Sandığından emekli olanlarda değişiklik yapılmadığını anlattı. Emekli aylıklarındaki farklılığın giderilmesinin yıllardır beklendiğine işaret eden Ayaydın, CHP'nin bu müzmin soruna seçimler öncesinde programında yer verdiğini, Hükümetin ise CHP sayesinde konuyu dikkate almak zorunda kaldığını savundu.
Tasarının konuya adil ve sağlıklı bir çözüm getirmediğini öne süren Ayaydın, ''Emeklilere yüzde 2 maaş artışı getiren yasayla, top taca atılıyor. Ödemelerin 2013 yılında yapılması ise kabul edilebilir değil. Yine bir AKP klasiği ile karşı karşıyayız; çok söz edip, hiçbir şey yapılmıyor. Milyonlarca emekliyi aldatmaya tevessül ediyor'' dedi.
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, gecikmiş bir düzenleme olmasına karşılık beklentileri karşılamadığını ifade ederek, ''Maalesef emekliler kandırılmıştır. Tasarı, emeklilerin yüzde 20'sini kapsıyor. Hükümet, bir şey yapıyor ama bunu yaparken de emeklilerin burnundan getiriyor. Çünkü ödemeler 2013 yılında yapılabilecek'' diye konuştu.
Akçay, emekli maaşlarının tek bir sistemle hesaplanması gerektiğini belirtti.
''Fiyat fetişizminden uzaklaşalım''
CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, iktidarın ''bütçe olanakları sınırlı'' anlayışını eleştirerek, ''Bütçeyi böyle bağlayan iktidardır. Tasarı da emeklilere lütuf gibi gösteriliyor'' dedi.
Düzenlemeyle yeni bir eşitsizlik yaratılmamasına özen gösterilmesi gereğine işaret eden Sarı, yeni ile eski sistem arasındaki uyarlamada bazı emeklilerin maaşlarında düşme ye da sabit kalma durumunun ortaya çıkabileceğini söyledi. Ücretleri sadece enflasyon kadar artırmak, ülkenin reel büyümesinden toplam kesimleri yararlandırmamak anlamına geldiğini anlatan Sarı, bunun gelir dağılımı adaletine katkı yapmadığını savundu.
''Lütfen bu fiyat fetişizminden uzaklaşalım'' diyen Sarı, 2013 yılı sonrası için mali kural konulmasını önerdi.
CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, 10 milyon emekliye söz verildiğini ifade ederek, tasarıyla, aynı sıkıntının sürdüğünü, emeklilerin geçinmek için yine çalışmak zorunda bırakıldığını ileri sürdü. Düzenlemenin neden 2013 yılında yürürlüğe gireceğini soran Kurt, sorunun emeklilerden değil, mevzuat değişikliğinden kaynaklandığını söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, düzenlemenin adının ''intibak'' olmadığını savunarak, ''Dağ fare doğurdu. Yıllarca emeklilere, 'intibak, intibak, intibak' diye umut verildi. Tüm emeklilerden özür diliyorum. İntibak yapacaksak adam gibi yapalım. Eşit prime, hangi kurumda olursa olsun eşit maaş verelim. Emekli maaşlarında 30 lira ile 200 lira arasında uyum yapılıyor. Kamuya yükü de 2,7 milyar lira...Ne adalet, ne hak, ne eşitlik demeyelim. Buna intibak değil, tamir yasası diyelim'' dedi.
Türkiye'de ''yaşa takıldığı için emekli olamayanlar gerçeği'' bulunduğunu ifade eden Aslanoğlu, kimsenin bu insanlara iş vermediğini, bakanların bu kesimin sorunlarına duyarsız kaldığını söyledi.
Aslanoğlu, yurtdışında emekli olanların Türkiye'de iş yaptığında katkı payı kesilmediğini belirterek, ''bu hak mıdır, adalet midir?'' diye sordu.
Belediye başkanlarının emekli aylıklarında da farklılıklar olduğunu belirten Aslanoğlu, bunun çok hazin ve sosyal yara olduğunu kaydetti.
CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Gümüş de Türkiye'de büyüyen ekonomiden emeklilere, çalışanlara en az pay verme rekoru kırıldığını ifade ederek, düzenlemenin daha titizlikle hazırlanması gerektiğini söyledi.
MHP Manisa Milletvekili Sümer Oral ise düzenlemenin intibak değil, kısmi bir değişiklik getirdiğini ileri sürerek, ''İntibak yapmak kolay değil. İktidar milletvekillerinin bu konuyla ilgili konuşmamasını nasıl yorumlamak lazım?'' dedi.
''Bu bir intibak düzenlemesidir''
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, görüş ve eleştirileri yanıtlarken, intibakın lütuf olmadığını belirterek, önemli bir düzenleme olduğunu vurguladı.
Düzenlemenin tüm emeklileri kapsamadığına işaret eden Çelik, şöyle konuştu:
''9 milyon 928 bin emekliye 92 milyar lira yıllık emekli aylığı ödeniyor. Emekli Sandığında gösterge ve katsayı uygulandığı için bu kapsama alınmalarını gerektiren bir durum yaşanmamıştır. Bağ-Kur'da da basamak sistemi uygulandığından bir farklılaşma oluşmadığı için kapsama girmiyor. Ancak 2000 yıllına dönük orada sistemle oynanmasından ötürü 12 bin 184 Bağ-Kur emeklisini ilgilendiren bir düzeltme ihtiyacı doğmuştur. Konu emekli aylıkları değildir. Tasarı, aynı gün, aynı primi ödemesine rağmen farklı tarihlerde emekli olanların maaşlarındaki farklılığı gidermeye dönüktür. Bir intibak düzenlemesidir. Yoksa emeklilere bir zam ya da tüm emeklilere dönük bir düzenleme değil. Yaptığımız düzenleme; 2000 öncesi emeklileri 2008 Ocak ayına taşımaktır. Burada yüzde 100 adaleti tesis edecek sihirli bir formül yok. 'En adil düzenleme nasıl olabilir' diye baktık. En doğrusu, en doğruya yakını bu olduğu için bu sistemi huzurlarınıza getirdik.''
Çelik, komisyonda konuyla ilgili yasa tekliflerin de bulunduğunu hatırlatarak, ''Bu intibaktır. Ama tekliflerde, emeklilere zam öngörülüyor. Mali açıdan bunun sürdürülebilir yönü de bulunmuyor. Mali boyuttan bakarak, 'emeklilere şu kadar verelim' diye konu ele alınmadı. Teklifler uygulansa daha büyük eşitsizliklere, haksızlıklara yol açar''' dedi.
CHP'li Süleyman Çelebi'nin teklifinin 38, Ali İhsan Köktürk'ün teklifinin ise 11 milyar liralık yıllık ilave yük getirdiğini anlatan Çelik, ''Bu ülkede yalnızca emekliler, çalışanlar, milletvekilleri yok; 75 milyon vatandaşımız var. Onların hukukunu korumak adına atılan adımların dengeli olması lazım. 'Zam verdim gitti, sen bir veriyorsan ben iki veririm' anlayışı, Türk siyasetinde çok geride kaldı. Sistemdeki arıza nerede, nerenin tamir edilmesi gerekiyor diyerek yaklaşılmıştır konuya'' dedi.
''O kadar karmaşık bir sistem ki...''
Yüzde 75 olarak belirlenen katsayının nasıl belirlendiği sorusuna, ''TÜFE çarpı gelişme hızının yüzde 100'ü'' şeklinde olduğu yanıtını veren Çelik, ''yüzde 75 denge oranıdır. Yeni eşitsizlikler oluşmaması için yüzde 75 bir denge rakamı olarak ortaya çıktı. 6 aydır bu işle meşgulüz. O kadar karmaşık sistem ki...Yüzde 100 adaleti yakalama azminde olsanız bile, bu mümkün değil. Sistemin yeniden bozulmasına neden olacak şekilde değil de sürdürülebilir rakamları ve oranları denge içinde yakaladık'' diye konuştu.
Anayasa Mahkemesinin süper emeklilerle ilgili düzenlemeyi daha önce iptal ettiğine işaret eden Çelik, ''Süper emekliler intibaktan yararlanacak. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri ortadayken, süper emeklilerle ilgili yeni düzenleme yapmak doğru değil'' görüşünü kaydetti.
Türkiye'nin sosyal güvenlik sistemini 2000 yılından sonra sigortacılık mantığına oturttuğunu belirten Çelik, sistemin ana parametreleriyle oynanmaması gerektiğini anlattı. Çelik, ''Biz 2050'ler için düzenleme yaptık, 65 yaşı getirdik. Bizler o zaman siyasette olacak mıyız, herhalde olmayacağız. 40 yıl sonrasına göre yapılan bir düzenlemeyi bugünden bozmaya çalışmak, onun ana parametreleriyle oynamak doğru değil. Türkiye gelecek yıllara dönük sosyal güvenlik açıklarını, uzun yıllara sari şekilde sürdürebilirliği sağlamak için reform yaptı'' dedi.
Promosyon için yeni girişim
İntibakın Bağ-Kur'dan basamak satın alarak emekli olanlarla ilgisi olmadığını belirten Çelik, banka promosyonları konusunda yeni bir girişimde bulunacağını ifade etti. Çelik, sosyal güvenlik destek priminin 545 bin kişiden kesildiğini ve kurumun 1 milyar lira gelir elde ettiğini belirterek, bunun genç yaşta emeklilik popülizminin ortaya çıkardığı bir durum olduğunu söyledi.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2000 yılından öncesindeki emekli aylıklarında yaşanan farklılığı gidermeyi amaçlayan İntibak Yasa Tasarısı kabul edildi.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı, 2000 yılı sonrası gösterge esaslı sistemden, gelişme hızından pay alınan bir sisteme geçilmesiyle gelişme hızından pay alamayan emeklilerin intibakını düzenliyor.
İntibak düzenlemesinden emeklinin yanı sıra malullük ve ölüm aylığı alan kişiler de yararlanacak.
2000 yılı öncesinde gösterge sistemine göre bağlanan malullük, yaşlılık ve ölüm aylıkları ile bu tarihten önce malullük veya yaşlılık aylığı almakta iken bu tarihten sonra ölen sigortalıların ölüm aylıkları, asgari aylık kontrolü yapılmaksızın, gayrisafi yurtiçi hasıla sabit fiyatlarla, gelişme hızı kullanılarak yeniden hesaplanacak.
Aylıklar, Aralık 1999'da yürürlükteki gösterge ve üst gösterge tablosundan sigortalı için belirlenen mevcut gösterge rakamı ile aynı dönemde yürürlükte bulunan memur aylık katsayısı esas alınarak hesaplanacak.
Malullük aylığında; gösterge tablosundan aylık hesaplanan için yüzde 60, sigortalının, başkasının bakıma muhtaç olması halinde yüzde 70, üst gösterge tablosundan aylık hesaplanan için ise Aralık 1999'da yürürlükte bulunan ve gösterge rakamına göre yüzde 59,9 ile yüzde 50 arasında belirlenen taban aylık bağlama oranı esas alınacak.
Yaşlılık ve ölüm aylıklarında; gösterge tablosundan aylık hesaplanan için yüzde 60, üst gösterge tablosundan aylık hesaplanan için ise Aralık 1999'ta yürürlükte bulunan ve gösterge rakamına göre yüzde 59,9 ile yüzde 50 arasında belirlenen taban aylık bağlama oranı baz alınacak.
Bu şekilde belirlenen taban aylık bağlama oranları, sigortalının tahsis talep tarihi veya ölüm itibariyle kadın ise 50, erkek ise 55 yaşından sonra doldurduğu her tam yaş için ve 5 bin günden fazla ödediği her 240 günlük malullük, yaşlık ve ölüm sigortaları primi için 1'er artırılacak.
Malullük, yaşlılık ve ölüm aylığının aylık bağlama oranı yüzde 85'ten fazla olamayacak.
Sigortalının, Aralık 1999 ödeme dönemi itibariyle aylığı, belirtilen gösterge rakamı, memur aylık katsayısı ve aylık bağlama oranının çarpımıyla belirlenecek.
Hesaplanan aylık tutarı, yüzde 5,9 oranında artırılarak Ocak 2000'e, 2000 yılı Ocak ayı için bu şekilde hesaplanan aylık tutar ise 7,13326594120697 çarpanı kullanılarak Ocak 2008'e taşınacak. Bu şekilde hesaplanan aylık tutarı da Ocak 2008'den başlayarak Ocak 2013 dönemine kadar, sigortalılara ödenen aylıklara uygulanan aylık artışlarıyla yükseltilecek
Hesaplanan aylık tutarın, sigortalı veya hak sahiplerine Ocak 2013 döneminde ödenen aylık tutarın altında kalması halinde mevcut aylıklar ödenmeye devam edecek. Hesaplanan aylıklar için geriye dönük herhangi bir ödeme yapılmayacak.
Sözleşme aylıklarını 2000 yılı Ocak ayı başından sonra borçlanma yapmak suretiyle tam aylığa yükseltenler ile devir alınacak sandıklardan aylık alanlara, devir tarihinden sonra intibak hükümleri uygulanmayacak.
Tasarı, 1 Nisan-30 Haziran 2002 döneminde yürürlükte bulunan gelir basamakları esas alınarak hesaplanan aylıkların, aynı gelir basamakları üzerinden yeniden hesaplanması ve oluşan olumsuzluğun giderilmesini de amaçlıyor.
Biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulanacak
Tasarıya önergeyle eklenen bir maddeyle, ilaçtan alınan katkı payında değişiklik yapıldı. Buna göre yasada yüzde 10-20 arasında uygulanan oran, yüzde 1-20'ye çekildi. Halen yüzde 10 olarak uygulanan alt sınır yüzde 1'e çekilerek, esneklik sağlandı.
Bir başka önergeyle de kişilerin sağlık hizmetine gitmediği halde gitmiş gibi gösterilerek SGK tarafından yapılan usulsüz ve yersiz ödemelerin önlenmesi amacıyla ''biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulaması'' yapılmasına imkan tanınıyor.
İşten çıkardıkları personeli, 10 gün içinde ''sigortalı işten ayrılış bildirgesi'' ile bildirmeyen işverenlere her bir sigortalı için uygulanan ''asgari ücret tutarındaki'' ceza, ''asgari ücretin onda 1'i tutarına'' düşürülüyor. Bu ceza, işverenlerin tutmakla yükümlü olduğu defter ve belgeleri ibraz etmemesi halinde verilecek ceza tutarını geçmeyecek.
SGK'na aktarılmaları daha önceki düzenlemelerde yer alan banka personel sandıklarının 2 yıl olan devir süresi, 4 yıla çıkarılıyor.
Tasarı, intibakla ilgili düzenlemenin 2013 yılı Ocak ayı ödeme döneminde, diğer düzenlemelerin ise yasanın yayımı tarihinde yürürlüğe girmesini öngörüyor.