İran’la yaşanan gümrük sorunu çözüldü mü?
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye ile İran arasında gümrüklerde yaşanan geçiş ücreti anlaşmazlığının giderildiğini belirterek, Türk TIR’larından daha önce litre başına alınan 1,6 euronun 0,3 euroya indirildiğini ifade etti.Hay
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye ile İran arasında gümrüklerde yaşanan geçiş ücreti anlaşmazlığının giderildiğini belirterek, Türk TIR’larından daha önce litre başına alınan 1,6 euronun 0,3 euroya indirildiğini ifade etti.
Hayırsever iş adamı Ahmet Keleşoğlu’nun cenaze törenine katılmak üzere Konya’ya gelen Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, cenaze töreninin ardından Konya Valisi Muammer Erol’u ziyaret etti. Bakan Elvan, ziyaretin ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.
İRAN’LA YAŞANAN GÜMRÜK SORUNU
Bakan Elvan, Türkiye ile İran arasında gümrüklerde TIR’ların geçişinde yaşanan geçiş ücreti anlaşmazlığının giderildiğini kaydetti. Bakan Elvan, daha önce alınan 1,6 euroyu 0,3 euroya düşürdüklerini ifade ederek “Bildiğiniz gibi Türkiye’den İran’a geçen her bir TIR için başlangıçta litre başına 80 cent alınıyordu. Yani 0,8 euro para alınıyordu. Sonra bunlar 1,6 euroya çıkardılar. Biz de mütekabiliyet uygulayarak İranlı taşıtlardan 1,6 euro para alıyorduk ancak yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde anlaşma sağlandı. Şu an transit amaçlı olan hem Türk taşıtları hem İranlı taşıtlar herhangi bir şekilde ödeme yapmayacaklar. Yapılan müzakere neticesinde Türk TIR’larımız ve kamyonlar litre başına sadece 0,3 euro ödeyecekler. Transit taşımacılık için herhangi bir ödeme yapmayacaklar. İki ülke arasındaki taşımaya yönelik Türk TIR’ları 0,3 euroluk bir ödeme yapacaklar" dedi.
Anlaşmanın böyle sağlandığını anlatan Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Nakliyecilerimiz açısından bir başka önemli husus ise, İran özellikle transit amaçlı İran’da bulunan Türk TIR’larının 4 gün süreyle İran’da kalmasını zorunlu hale getirmişlerdi. TIR’lar 4 gün beklemek zorunda kalıyordu, bunu iki güne düşürdük. Üçüncüsü ise, zaman zaman İran gümrük kapısında İranlı TIR’lara öncelik tanınıyordu. Bundan sonraki süreçte İranlı ve Türk TIR sahiplerine eşit muamele yapılacak. Hiçbir şekilde bir ayrıcalık söz konusu olmayacak ancak bozulacak nitelikte olan gıda taşıyan TIR ve kamyonlar için bir öncelik tanınacak. Dolayısıyla bu ayrıcalıkta tamamen ortadan kaldırılmış oldu. Bildiğim kadarıyla nakliyecilerimiz de bu alınmış karardan son derece memnun”
“NETANYAHU O YÜRÜYÜŞE YAKIŞMAMIŞTIR”
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kınamasıyla ilgili soruya Bakan Elvan, şöyle karşılık verdi: “Kınanması gereken kişi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız son derece yerinde bir tepki göstermiştir. Aslında sayın Cumhurbaşkanımızın göstermiş olduğu bu tepki tüm Müslüman kitlelerin bir anlamda içinde olup da söyleyemediği bir tepkidir. Ve tüm Müslüman kardeşlerimizin duygularını dile getirmiştir. Son derece anlamlı ve önemlidir. Kınanması gereken kişi Netanyahudur. Netanyahu çocuk katilidir, bebek katilidir. Recep Tayyip Erdoğan ise barışın, demokrasinin, özgürlüğün timsalidir. Arasındaki fark budur ve Paris’teki bu yürüyüşe Netanyahu’nun katılması gerçekten o ortamın dokusunu bir anlamda bozmuştur. Netanyahu o yürüyüşe yakışmamıştır. Çünkü Filistin’de binlerce gencin, çocuğun, bebeğin bir anlamda katledilme emrini veren kişi olduğunu da hiçbir zaman unutmayalım. Bu açıdan ben sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamasının ve tepkisinin son derece yerinde ve önemli olduğunu düşünüyorum.”
“BUNLAR İHTİLAL DÖNEMLERİNİN ZİHNİYETLERİDİR”
Bakan Elvan, Cumhuriyet gazetesinin Hz. Muhammed’in karikatürünü yayımlamasını da eleştirdi. Terör nereden gelirse gelsin orijini ne olursa olsun karşısında olduklarını kaydeden Bakan Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü biz terörden çok sıkıntı çektik. Terörün ne olduğunu ülke olarak biz çok iyi biliriz. Elbette Paris’teki saldırı hepimizin son derece üzüldüğü bir hadiseydi. Ama bu hadisenin hemen arkasından yine kutsal değerlerimize, dinimize, Peygamberimize saldırı ve hakaret hiçbir şekilde anlaşılamamıştır. Hiçbir kesim, hangi dinden olursanız olun, hangi dine yönelik olursa olsun kutsal değerleri ayaklar altına alamaz. Özgürlük adına hele hele basın özgürlüğü adına kutsal değerlere hakaret, kutsal değerlere saldırı hiçbir zaman tasvip görmemeli ve görmeyecektir. Paris’te tekrar aynı hususun dergi tarafından gündeme getirilmesi basılması yine Türkiye’de bir gazete tarafından ek olarak bunların verilmesi son derece üzücüdür. Bunlar provoke edici girişimlerdir ve bu girişimleri hiçbir zaman tasvip etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz. Biz kınıyoruz. Hele hele ülkemizin yüzde 99’unun Müslüman olduğu bir ortamda Türkiye’deki ulusal bir gazetenin kutsal değerlerimize saldırıyı sanki biz ne kadar özgürlükçü bir gazete olduğunu belki gösterme şeklindeki tavrı gerçekten kınanacak bir tavırdır. Bunun özgürlükle falan alakası yoktur. Maalesef bu zihniyet bu anlayış Türkiye’de az da olsa vardır. Bunlar gerçekten ihtilal dönemlerinin zihniyetleridir. Bu zihniyetlerini değiştirmelidirler. Kutsal değerlerimize saygı duymayı öğrenmelidirler. Bizim milletimiz sağduyu sahibidir. Gerçekten birliğini, bütünlüğünü bilen bir milletiz. Bu konuda her türlü hassasiyeti bugüne kadar göstermiş bundan sonra da gösterecektir.”