İşte vizesiz Avrupa
Türk vatandaşlarının AB üyesi ülkelerde iş kurmasına olanak tanıyan Ankara Anlaşması çerçevesinde Türkiye'den yapılan başvurulardan ilk kez olumlu bir sonuç alındı ve Güler Kaşmaz adlı Türk vatandaşına İstanbul'daki Başkonsolosluk tarafından bir yıl sürey
Türk vatandaşlarının AB üyesi ülkelerde iş kurmasına olanak tanıyan Ankara Anlaşması çerçevesinde Türkiye'den yapılan başvurulardan ilk kez olumlu bir sonuç alındı ve Güler Kaşmaz adlı Türk vatandaşına İstanbul'daki Başkonsolosluk tarafından bir yıl süreyle İngiltere'de oturma ve çalışma izni verildi.
Merkezi Londra'da bulunan, İstanbul'da da şubesi aracılığıyla faaliyet gösteren bir avukatlık firmasının müvekkili olan Güler Kaşmaz'ın uzun süre yaşadığı İngiltere'den sınır dışı edildikten sonra, İstanbul'dan avukatları Muhammed Abdülkuddüs ve Başarat Ali aracılığıyla İngiliz Başkonsolosluğuna yaptığı başvuru, Konsolosluk tarafından öncelikle ''yatırımcı vizesi başvurusu'' kategorisine sokularak reddedildi.
Ülkede yatırım yapmak isteyen ve Ankara Anlaşması'nın tarafı olmayan ülkelerin vatandaşlarına uygulanan 200 bin sterlinlik yatırım kaynağı gösterme zorunluluğunu ret gerekçesi olarak kullanmaya çalışan İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosluğu aleyhinde Kaşmaz ve avukatları tarafından İngiltere'de açılan davanın yargıcı, Başkonsolosluk görevlilerinin yanlış bir değerlendirme yaptıkları ve hukuk dışı karar aldıkları sonucuna vardı.
Kaşmaz'ın hakim tarafından İngiltere'nin İstanbul'daki Başkonsolosluğuna değerlendirilmek üzere geri gönderilen başvurusu bu kez görevliler tarafından Ankara Anlaşması çerçevesinde değerlendirildi ve Gülay Kaşmaz'a bir yıllık İngiltere vizesi verildi.
Ailesine ait kebapçı dükkanının işletmesine katkıda bulunmak üzere bir yıllık vizesini alan Kaşmaz'ın davasının önemli bir ilki oluşturduğuna dikkati çeken avukatlık firmasının ortaklarından Hakan Camuz, müvekkilleri Güler Kaşmaz'ın halen Türkiye'de bulunduğunu, bir yıllık vizesinin dolmasından sonra İngiltere İçişleri Bakanlığına başvurarak bu kez üç yıllık vize alacağını, bu sürenin bitiminde de sürekli oturma ve çalışma iznine hak kazanacağını belirtti.
Camuz, Güler Kaşmaz ile ilgili olarak kazanılan hukuk zaferinin daha önce İngiltere ve Almanya'da kazanılan davaların ilk somut sonucunu oluşturduğuna işaret ederken, hukuk firması ortaklarından Başarat Ali ise Kaşmaz davasının karmaşık bir dava olduğunu, ancak alınan sonucun İngiliz hükümetinin Türk vatandaşlarına karşı Ankara Anlaşması'nı hükümsüz kılma girişimlerine karşı edinilmiş önemli bir kazanım olduğunu vurguladı.
Halen 8 müvekkiliyle ilgili İstanbul'dan Ankara Anlaşması çerçevesinde yaptıkları başvurular hakkında Yüksek Mahkemeden İngiliz hükümetinin hatalı tutumunu açıkça kınayan bir karar aldırtma girişimlerinin sürdüğünü hatırlatan Başarat Ali, ''Yüksek Mahkeme yargıcının İngiliz hükümetinin maksatlı, siyasi ve hukuka aykırı tutumunu kınamasını sağlamak ve böylece bütün Türk vatandaşları için bir içtihat oluşturmayı amaçlıyoruz.
Bu olursa İngiltere'nin İstanbul'daki Başkonsolosluğunun her bir Türk vatandaşının başvurusunu keyfi gerekçelerle reddetme lüksü ortadan kalkacak'' dedi.
Başarat Ali, bu arada, iki ayrı müvekkillerinin de İngiltere'ye yasal vizeyle, ancak çalışma izni olmadan girdikten sonra bu ülkede iş kurup, fatura kesip vergi ödediklerini kanıtladıkları halde oturum hakkından yoksun bırakıldıklarına dikkati çekti. Ali, bu kişiler için de Yüksek Mahkeme nezdinde itirazda bulunduklarını, yasal vizeyle ancak öğrenci ya da turist olarak İngiltere'ye gelen Türk vatandaşlarının, İngiltere'den Ankara Anlaşması çerçevesinde yaptıkları başvuruların da vaka bazında ele alınıp, gerçekçi olanlarının kabul edilmesi için mücadele verdiklerini ifade etti.
Hakan Camuz da Türkiye'de son dönemde ''vizesiz Avrupa kapısı açılıyor'' türünden bazı haberlerin çıktığına dikkati çekerken, son aylarda yaşanan gelişmelerin her birinin son derece önemli kazanımlar olduğunu, ancak bunun ''vizesiz Avrupa kapısı açıldı'' şeklinde içi boş iddialara konu edilmesinin yanlış olduğunu ifade etti.
Türk vatandaşlarının tümünün Avrupa'ya vizesiz gelmesinin şimdilik bir ütopya olduğunu belirten Camuz, kazanılan davaların Ankara Anlaşması çerçevesinde AB ülkelerine gelip oturma ve iş kurmayı isteyen kişilerin önünü açtığını, ancak Avrupa kapılarının açıldığı gibi iddialı yargılara varmak için yeterli olmadığını söyledi.
Camuz, ''Bu mücadeleyi yaparken amacımız, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin altına imza koyduğu anlaşmaların verdiği hakların sağlıklı biçimde Türk vatandaşları tarafından kullanımının sağlanmasıdır'' dedi.
Bu arada, Güler Kaşmaz davasıyla bir hukuk zaferine imza atan avukatlık bürosunun ortakları Muhammed Abdülkuddüs, Başarat Ali ve Hakan Camuz'un önümüzdeki hafta İstanbul'da Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile biraraya gelerek kazanılan dava ve yürütülen diğer davalarla ilgili kendisine bilgi verecekleri öğrenildi.
Camuz, ''Sayın Bakanın yürüttüğü AB'ye üyelik müzakerelerinde Ankara Anlaşması temel unsurlardan ve önemli hukuki dayanaklardan birini oluşturuyor. Bu ndenle kendisine gelişmeleri aktarmamız büyük önem taşıyor'' dedi.