Kemal Kılıçdaroğlu'ndan satırbaşları
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup toplantısında gündeme ilişkin konularda milletvekilerine açıklamalarda bulunuyor.Kılıçdaroğlu, "Türkiye seninle gurur duyuyor" diye slogan atanlara "Ben hepinizle özellikle de gençlerle gurur duy
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup toplantısında gündeme ilişkin konularda milletvekilerine açıklamalarda bulunuyor.
Kılıçdaroğlu, "Türkiye seninle gurur duyuyor" diye slogan atanlara "Ben hepinizle özellikle de gençlerle gurur duyuyorum." diye yanıt verdi.
İşte konuşmasından satırbaşları:
-Olabildiğince kısa konuşacağım. Yeni bir iklim var. Eğer iyi çalışırsak, halka gidersek, halkın sorunlarını dinlersek emin olun bu halk bizi baştacı yapacak. Neden? Kul hakkı yemiyor, yolsuzluk yapmıyor, yalan söylemiyor, yandaşlara ihale vermiyor, temiz siyaset yapmak istiyoruz.
- Hafta sonu narenciye üreticileri ile buluştum. "Ne yapacağız" diyorlar. Bir şey yapacaksınız. Sizi edenleri sandığa gömeceksiniz. İşin özü bu.
- Çiftçisi, üreticisi, sanayicisi, öğretmeni, emeklisi memnun değil. Kim memnun bu düzenden. Onlar da biz de biliyoruz. Kim memnun. Halkın yanında bir düzen isteyenlerin adresi belli: CHP.
- Öğretmenler bizim umudumuz. Uygarlık öğretmene verilen değer ile ölçülür. Çocuklarımızı, geleceğimizi öğretmenelere emanet ederiz. Sadece okulda mı, hayır yaşamın bütününde yapılacakları öğretmenden öğrenir. Diyojen öğretmenlikten daha şerefli bir meslek yok demiş. Bu kadar önemli.
- Geçenlerde 24 Kasım öğretmenler günüydü. Sorunları var. Demokratik bir ülkede insanlar sorunlarını yürüyüş yaparak dile getirir. 24 Kasım'da da öğretmenler sokağa çıktı. Anayasal haklarını kullanıyorlar. İktidarın ilgisizliğini anlatacaklar. Ne oldu? Önce tomalar. sonra polis jopu. Bu Türkiye'nin ayıplı tarihidir. Ne yapıyorsunuz siz. Efendim demeç veriyor... Hz Ali Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum demiş. E ne yapıyorsunuz siz. madem bunu biliyorsun. Öğretmene verilen önemi gösteriyor bu. Sen ne yapıyorsun. Seni adam etmeye çalıştılar değil bir harf öğretmek. Sen güvenlik güçlerini seferber ettin. Öğretmenin kölesi olmadın, öğretmeni köle etmeye kalktın.
- Ataması yapılmayan binlerece öğretmen var. Atama bekliyorlar. Milli Eğitim Bakanlığının 127 bin öğretmen kadrosu boş. Vekiller ile yürütüyorlar. En büyük katkıyı onlar yapıyor. Ama siz, acımasızca dövüyorsunuz. Öğretmeni itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
- Onun kafası almıyor ki, bilimin önünde kimse duramaz. Öğretmenlerin % 89,2'si borçlu, yürümesin de ne yapsın. % 96,5'uğu mesleğinin itibarının kalmadığını söylüyor. Kimi simit satıyor, kimi kağıt topluyor. % 66,9'u umutsuzluk içinde. Öğretmenlere mayıs 2012'de bu diktatör, "öğretmenlerin 12 saat çalışıp yüksek maaş alması haksızlık değil mi demiş. ABD'de 3000 dolar, Almaya'da 2600 dolar, Yunanistan'da 2166 dolar, Türkiye'de 916 dolar maaş alıyor. OECD ülkeleri içinde en çok çalışan öğretmen Türkiye. Çık bir karşısına öğretmenlerin de anlat bakalım bunları. Öğretmene gelince fazla, beyefendi'ye gelince köşeyi dönecek.
- Malum Mısır'da darbe oldu. Darbeyi ilk eleştirenlerden biri benim. Demokrasi isteyenlerin sesi kısıldı demiştim. Mısırlı daha fazla özgürülük, daha fazla demokrasi istiyordu. Dış işlerini teslim ettiğiniz adamla bu iş olmaz demiştim. NE yaptılar Mısır Halkını düşman ilan ettiler. Bütün Mısırlıların ortak kanaat önderi, el-Ehzer Şeyhi'ni lanetledi Erdoğan. Sen kimsin de bir başka üniversitenin rektörünü lanetleyeceksin. Nereden alıyorsun bu yetkiyi. Bu ülkenin yıllar yılı elde ettiği kazanımı nasıl çöpe atabilirsin. Mısır politikası iflas etti. Tıpkı Suriye gibi. Şimdi Irak'ı onarmaya çalışıyorlar. Bizim sayemizde. Mısır'da da öyle oldu. 2 arkadaşımızı gönderdik. Mısır ile Türkiye halkı kardeştir diyin. İktidara kızıp Türkiye halkına kızmasınlar dedik. Çünkü biz CHP'yiz. Klikçi, mezhepçi değiliz. Türkiye'yi de Mısır'a da kucaklarız. Bizim arkadaşlaırmız gitti, büyükelçiyi geri gönderdi bizimkiler. Ama aynı şekilde devam ediyorlar.
- Size dışişleri bakanını anlatan bir örnek vereyim. Genel Başkan yardımcımız bir önerge veriyor. Ahmet Davutoğlu imzasıyla şu yanıt geliyor: Mısırla sağlam bir hukuki zemine dayanan ilişkimiz var. Türkiye-Mısır işbirliği konseyi sayesinde anlaşmalara devam etmektedir. ne zaman 14 Kasım 2013. Bunu imzalayıp gönderiyor bakan. Üzerinden 10 gün geçmeden büyükelçiyi istenmeyen adam ilan ediyorlar. Stratejik Derinlik diye kitap yazmış. Bu yanıt emin olun Stratejik Rezilliği ortaya çıkarmıştır. Mısır'da ne olduğunu bile bilmiyor.
- Bir uluslararası ilişkiler öğrencisine sorun. Önemli ülkeler hangileri ortadoğu'da diye... Mısır der, Suriye der, İsrail der... Mısır'da büyükelçimiz var mı? Yok. Suriye'de? Yok. İsrail'de? Yok... Sevsinler senin stratejik derinliğini...
- Bunlar olurken sen Rabia işareti yapıyorsun. Neden? Mısır'da darbe oldu ondan. Sudan'da da darbe yapıldı. El beşir darbe yaptı, binlerce kişiyi öldürdü. Bu ne yaptı? Kırmızı halı serdi Türkiye'ye çağırdı. Hani darbecilere karşıydın? Amigoluğu bırak. Elini göstereceksen ellerinle yüzünü kapat da utancını gizle bari.
"ŞAMAROĞLANI ERDOĞANDIR!"
- Türkiye'yi ortadoğunun şamar oğlanına döndürdüler. Buradan söylüyorum. Şamaroğlanı olan Türkiye Cumhuriyeti değil onun başındaki adamdır.
- Cenevre'de İran ile yapılan müzakerelerle kitle imha silahı üretilmesinin önüne geçiyorlar. İran uluslarası sistemin entegre olmuş parçası oluyor. Bu güzel bir olay. Bu bölge önemli bir bölge. Bu bölgede tüm ülkelerin barışa ihtiyacı var. Acılarımız da var ama ortak çağrımız Barış olmalı. İran'ı ve onun diplomatlarını yürekten kutluyorum.