KTÜ: Anayasayı vekiller yapsın

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Dekanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, ''Anayasayı, anayasa hukukçularının değil, parlamentonun yani milletvekillerinin yapması gerektiğini, anayasa hukukçularının yapacağı bi

KTÜ: Anayasayı vekiller yapsın

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Dekanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, ''Anayasayı, anayasa hukukçularının değil, parlamentonun yani milletvekillerinin yapması gerektiğini, anayasa hukukçularının yapacağı bir anayasanın, demokratik bir anayasa olamayacağını'' söyledi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, 19 Eylül Pazartesi günü yeni anayasa çalışmaları kapsamında bir araya gelmek için davet mektubu gönderdiği anayasa profesörlerinden biri olan Prof. Dr. Hakyemez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Öncelikle meclis başkanına bu girişiminden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Türkiye'de geciken bir sorun aslında ve bir an önce çözülmesi gerekiyor anayasa sorunu'' dedi.

En son seçimler öncesinde de hemen hemen tüm siyasi partilerin bu noktada yeni anayasaya katkı sağlayacaklarını belirttiklerini ifade eden Hakyemez, ''Güzel bir meclis oluştu. Güzel bir meclis oluştuktan sonra da yeminler yapıldı ve sonra meclis tatile girdi. 1 Ekim'de Meclis açılacak. Meclisin öncelikli görevlerinden biri bu. Bu süreçte tabi ki anayasayı parlamentonun yapması gerekiyor ama anayasa hukukçularının, işin uzmanlarından da katkı alınması faydalı olur. O nedenle de meclis başkanının davetini ben olumlu görüyorum ve katılacağımı belirtmek istiyorum'' diye konuştu.

Anayasayla ilgili ilk kez öğretim üyelerine fikir danışıldığına dikkati çeken Prof. Dr. Hakyemez, şöyle devam etti:

''Çünkü ilk kez meclis yeni bir anayasa yapma, bütünsel olarak bir anayasa yapma konusunda inisiyatifi eline geçiriyor. Bu, aslında yaşanan gelişmenin önemini de ortaya koyuyor. Çünkü 1961 ve 1982 anayasalarını meclis değil, darbeyi yapanlar yaptı. Gerçi orada da yine üniversitelerdeki hocalardan destek istendi, onlardan formülasyonlar talep edildi, fakat şu andaki çok daha farklı bir şey. Çünkü sivil bir parlamento, tamamen kendi inisiyatifiyle birlikte, halktan almış olduğu yetkiyle birlikte bu süreci yönlendirmeye çalışıyor. O noktada parlamento başkanının anayasa hukukçularından, işin uzmanlarından fikir almasını da olumlu görmek lazım. Anayasayı, anayasa hukukçularının değil, parlamentonun yani milletvekillerinin yapması gerekiyor. Kesinlikle anayasa hukukçularının yapacağı bir anayasa, demokratik bir anayasa olmaz. Burada anayasa hukukçuları işin detaylarında görüşlerini ortaya koyarlar, önerilerini belirtir. Buna son şeklini verecek olan parlamentonun kendisi olmak zorundadır.''

 

-''ANAYASA YAPIM SÜRECİNE KATKI SUNMAYA ÇALIŞIRIZ''-

 

Prof. Dr. Hakyemez, anayasa hukukçuları olarak değişik platformlarda, değişik sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte ya da kendi akademik çalışmalarında anayasanın bazı konularına ilişkin sorunları ortaya koyduklarını ve öneriler yaptıklarını vurguladı.

''Bu bağlamda söz gelimi benim de içerisinde olduğum bir ekip, Stratejik Düşünce Enstitüsüne bir anayasa raporu hazırladı'' diyen Hakyemez, şöyle konuştu:

''Bunun benzerlerini son bir yıl içerisinde TÜSAD'a ve TESEV'e de bazı anayasa hukukçusu akademisyenler yaptı. Oralarda bazı hususları çok daha net bir şekilde belirtmiştik. Yine akademik çalışmalarımızda söz gelimi Anayasa Mahkemesi ile ilgili olsun, Türkiye'deki siyasi parti yasaklarıyla ilgili olsun, egemenlik yetkisi kullanımı Avrupa Birliğine giriş bağlamında ne tür değişiklikler olacak onlarla ilgili kendi çalışmalarımız var. Oralardan hareketle anayasa yapım sürecine katkı sunmaya çalışırız.''

TBMM'nin bu inisiyatifi ele aldıktan ve süreci başlattıktan sonra kesintisiz bir şekilde bunu devam ettirmesi gerektiğini vurgulayan Hakyemez, şöyle dedi:

''Belki de meclis başkanının orada işte usulle ilgili konuşacağı temel noktalardan biri de bu olacaktır. Çünkü Türkiye'de gündem çok hızlı bir şekilde değişebiliyor. Hiç istemediğimiz şekilde değişebiliyor. Bazen olumlu yönde gelişmeler oluyor ve değişiyor. Özellikle istemediğimiz şekilde değiştiğinde 'acaba anayasa süreci kesintiye uğrar mı' bu biçimindeki endişeler var. Biz Türkiye'de son yıllarda yaşanan gelişmelerde şunu gördük ki siyaseti uzun süreli takip ettiğimiz zaman, bazen bazı olumlu gelişmeler yaşandığında bilinçli olarak bazı hususlar, bazı istenmeyen gelişmeler ortaya çıkabiliyor. Terör, bu noktada bir örnektir maalesef. Onun için meclisin kesintisiz bir biçimde bu süreci yönetmesi gerekiyor. Burada meclisin, siyaset inisiyatifi ele aldıktan sonra çözüme ulaşana kadar böyle bir süreci yönetmesi gerekiyor.''

Prof. Dr. Hakyemez, Türkiye'nin anayasa bağlamındaki temel sorunlarının belli olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:

''Vesayetin olduğu, özgürlüklerin tam anlamıyla sağlanamadığı, devletin olması gerekenden daha ön planda tutulduğu bir yapı ve bu yapı aslında dünyada yaşanan gelişmelere ayak uydurmaya çalışan Türkiye'de gelişmelere ayak bağı oluyor, engel oluyor. Zorlamalarla birlikte bunları aşmaya çalışıyoruz. Bunu özelleştirme örneğinde olsun, düşünce özgürlüğünde olsun görebiliyoruz ama biz isteriz ki hukukçular olarak, hukuk hiçbir zaman ayak bağı olmasın, tam tersine ileriyi görsün, önümüzü açsın. İşte yeni anayasadan beklentimiz de budur. İnsan onurunu esas alması gerekiyor, yönetimi siyasete vermesi gerekiyor ve demokratik standartlarda hukuk devleti standardında bir rejim ihdas etmesi gerekiyor. Bunu sağladığı zaman Türkiye'de gerçekten gelişmeler çok daha farklı, çok daha hızlı ve çok daha olumlu yönde gerçekleşebilir. Umarız ki bu süreç başarılı sonuçlanır ve 100 yıla yaklaşan cumhuriyete, sivil, demokratik ve gerçek anlamda hukukun üstünlüğünü, insan onurunu esas alan bir anayasa ile birlikte bundan sonraki yolumuza devam edebiliriz.''

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler