Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi'nin hafta sonu yapılan Tekbir defilesi hakkında yazdığı köşe yazısı olay yarattı. Defilede ünlü mankenlere türban giydirilmesine yazısında sert tepki gösterdi. Mankenlerin yanı sıra Tekbir Giyim dışında kalan tesettür firmaları sahipleri de Mehmet Şevket Eygi'yi eleştirdi.

“Mayo defilesi yapan hatuna tesettür defilesi haramdır”

MEHMET ŞEVKET EYGİ
(Milli Gazete Yazarı)

“Tesettürü ve başörtüsünü siyasete, maddeye, kişisel menfaate alet etmemek gerekir. Bir giyim firması mankenlere tesettürlü defile yaptırmış... Zaman zaman bikini mayo da teşhir eden kadınlara başörtülü kıyafetler sergiletmişler. Bu hatunları erkekler de “ilgi” ile seyr etmiş. Böyle bir şey dine, Kur'an'a, sünnete, şeriata, fıkha, ahlâk-ı islâmiyeye kesinlikle aykırıdır, haramdır. Memleketin haline, halkın haline, Müslümanların haline canım çok sıkılıyor. Uzaklara kaçsam, gazete okumasam, kulaklarımı haber ve havadislere tıkasam diyorum. Nereye gitsem?”

Bu bir yozlaşmadır


EMİNE ŞENLİKOĞLU
(Milli Gazete Yazarı)

“Tekbir mağazası Kuran-ı Kerim değildir. Tesettürün çizgisini onlar değil, din belirler. İslamda moda diye bir müessese de yoktur. Kadınları çıkartıp, podyumda kıyafeti göstermek İslam'da söz konusu değildir. Böyle bir şey olamaz. Tekbir'in sahibinin İslami tesettür gayesi yok. Bu adamın tek gayesi ticarettir. Bu bir yozlaşmadır.”

Külot daha önemli
Prof. Dr. ZEKERİYA BEYAZ
(İlahiyatcı)

“Mankenler defilelerde mesleğini icra ediyor. Türbanı kutsal bir yapı içine konduruyoruz, sonra türban kutsal bir şey değildir ki bir bez parçasıdır. Eğer saçları örttüğü için ona mübareklik, kutsallık manası veriliyorsa ondan daha kutsal olan bir nesne vardır, dondur, külottur. Bunlar daha önemli yerleri örtüyor, daha kutsaldır o zaman.“

Burjuvalaşmanın sonucu bu
PROF. DR. NİLÜFER NARLI (Sosyolog)

“1980'li yıllara baktığımız zaman tesettür giyimde belli bir baskı, bir tekdüzelik hakimdi. Koyu renkli bir türban, koyu renkli pardesü vardı. Tekdüzeliğe karşı çıkış uygunsuz kaçar endişesi taşınıyordu. O dönem modern ve şehirli giyim kodlarına karşı bir direniş sergileniyordu. Fakat 1990'lı yılların sonundan itibaren İslami camianın kentli, orta ve üst orta sınıfa eklemlenmesi ile birlikte yaşam tarzlarında bir değişim gözlemlenmeye başladı. Tesettür giyim tek düzeliklekten çok çeşitliliğe doğru bir yol izledi. Stiller öne çıktı. Daha farklı, canlı renkler kullanılmaya başlandı. Bu da daha fazla parayla tanışmanın, burjulaşmanın getirdiği bir sonuçtur. Genç kızların converse türü ayakkabı, kot pantolon ve tunik giymeleri de, kent yaşamında iş hayatında yer aldıklarının bir göstergesidir. Bu giyim tarzı iş yaşamında koşan kadının giyimidir”

MANKENLER NE DİYOR?


Sadece iş

Ece Gürsel:

“Sonuçta ben modelim, onlara saygı duyduğum için onların modasına da. Bu yüzden bence kimsenin birşey söylemeye hakkı yok. Sadece iş olarak bakıyorum.”

Artık çıkmam

Elif Ece Uzun

“Ben tesettür defilesine çıktığım için çok pişmanım, bu son. Bir daha kesinlikle tesettür defilesinde yer almayacağım. Olay başka yerlere çekildi. Siyasi simge haline geldi. Yabancı ajanslar Türkiye'nin yeni yüzü diye duyurdu, sanki Türkiye değişiyormuş gibi. Ben bundan çok rahatsız oldum, çünkü bunu sadece dini kesimin modası olarak görüyorum. Mehmet Şevket Eygi'nin görüşü bence ilkel ötesi. Bir daha asla tesettür defilesine çıkmayacağım.”

Allah'tan korkarım

Seçkin Piriler

“Bizi eleştirmek kimseye kalmamış. Mayo da giyerim, tesettür defilesine de çıkarım. O benim içimde neler hissettiğimi bilemez. Son derece de Allah korkum var. Yazın bikini giyip, açık giyinip ibadetini yapan bir sürü insan var. ”

TESETTÜR GİYİM FİRMALARI NE DİYOR?

“Tanga mı giyiyorlar sormam bile”
MEHMET ŞAHİN
(Haşema Tekstil)

“Bir tesettür defilesinde bu tür kıyafetleri mayo veya bikini giyen mankenlerin tanıtması benim düşüncelerime göre kesinlikle günah değildir, haram denilmesini ise son derece yanlış buluyorum. Mehmet Şevket Eygi bey, sanırım defile mantığına takıldı. Defilede tesettür tanıtan bir mankene bakmanın bir sorumluluğu yoktur. Bu yıl hazırladığımız katalogdaki tesettürlerimizi iki yabancı mankene giydirip görüntüledik. Bunlar mayo ve bikini değil tanga da giyiyor. Bunların tanga mı giydiklerini sormam bile. Beni ilgilendirmez.'

Çağrı filminde de Quinn oynadı

FEVZİ ÖZARSLAN
(Gül Tesettür)

“Öncelikle şunu belirtmek isterim. İşin dini ve ticari boyutu ayrı değerlendirmesi gerekir, istimar hiç bir zaman tasvip edilemez. Mehmet Şevket Eygi hocanın anlatmaya çalıştığı konunun boyutu çok farklı diye düşünüyorum. Özel yaşantısında tesettür giymeyen birilerinin tesettürü tanıtması bence hiç yanlış bir şey değil. Örneğin Çağrı filminde rol alan Antony Quinn müslüman değildi. Meseleye o gözle bakarsanız Hz. Hamza rolünü onun oynamasına karşı çıkılması gerekiyordu. ”

Mankenler işlerini yapıyorlar

YUSUF UZER
(Yayladağı Tesettür)

“Mayo, bikini defilesine çıkmış bir mankenin tesettür defilesine de çıkmasında benim için bir sakınca yoktur. Neden olsun ki. Bu ne günahtır, ne de haramdır. Mankenler işlerini yapıyorlar. Kendilerine ne verilirse onu giyerler. Onlar profesyonelce işlerini yapıyorlar.”