KÜREMDER uyarıyor!

Küresel Isınmayla Mücadele Derneği (KÜREMDER) Genel Başkanı Faruk Çebi, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde arazilerin sürekli ve aşırı tahrip edilmesi sebebiyle gelecekte bir tsunami felaketinden daha ağır sonuçlar yaşanabileceği uyarısında bulundu. Çebi, yaptığı

KÜREMDER uyarıyor!

Küresel Isınmayla Mücadele Derneği (KÜREMDER) Genel Başkanı Faruk Çebi, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde arazilerin sürekli ve aşırı tahrip edilmesi sebebiyle gelecekte bir tsunami felaketinden daha ağır sonuçlar yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Çebi, yaptığı açıklamada, Doğu Karadeniz Bölgesi'nin toprak-bitki ve hayvan dengesini sağlayan 'edafik', sıcak ve soğuk dengeyi ayarlayabilen 'klimatik' ve ayrıntılı bir arazi yapısı ile topografik bir özelliğe sahip olması sebebiyle diğer bölgelerden farklı özellikler taşıdığına dikkat çekti. Bölgenin genel coğrafyasının genellikle derin ve dik vadilerden oluştuğunu, yerleşim yerlerinin genellikle dağınık ve çok geniş alanlara yayıldığını belirten Çebi, bölgede özellikle yol yapım çalışmalarının doğal

çevreyi aşırı tahrip ettiğini vurguladı. Arazi eğiminden dolayı yol inşaatlarının hafriyatıyla doğal bitki örtüsünün yok edildiğini, dere yataklarının da doldurulmasıyla suyun akış mecrasının büyük ölçüde daraltıldığını belirtti. Çebi, şöyle devam etti:

"Derin vadilerin kesişme noktalarındaki yol güzergahını oluşturan hafriyat bentleri, aşırı yağmurların oluşturacağı yapay göletlere uygun bir zemin hazırlamıştır. Bölge şartlarıyla uyumlu olmayan ormancılık politikaları, ormanları hızla yok etmiş, bölgenin coğrafi yapısına göre olması gereken ormanlık alan oranını çok düşük seviyelere indirmiştir. Havzanın doğal yapısının tahrip edilmesine neden olan ulaşım ve ormancılık politikaları, felaketlerin yaşanmasına alenen davetiye çıkarmıştır. Son yıllarda

normal potansiyelin üzerindeki HES projeleri de bu olumsuzlukları daha da artırmıştır."

"GÖRÜLMEK İSTENMEYEN TEHLİKEYE DİKKAT"

Karadeniz oto yolunun yüzeysel suların dere yatakları ve menfezler dışında denize akışını tamamen engellediğini de kaydeden Çebi, şunları söyledi:

"Havzada oluşan büyük bir felaketten dolayı dere yatağından taşan ve menfezleri tıkayan yüzeysel suların doğal yollarla denize ulaşamaması daha büyük bir felaketin habercisidir. Havzaların doğal yapısı aşırı tahrip edilerek heyelanların ve su baskınlarının oluşmasına zemin hazırlanmıştır. Havzaların denizle birleştiği noktalardaki dere yatağının her iki yanına kurulmuş olan yerleşim yerleri, denizle arasına set oluşturmuş Karadeniz Otoyolu ile sel ve su baskınlarına maruz bırakılmış havzanın arasında

kalmıştır. Bundan dolayı dere yataklarından taşan ve menfezleri tıkayan büyük su baskınlarının söz konusu yerleşim yerleri için tıpkı tsunami gibi yıkıcı ve öldürücü olabilecektir. Doğu Karadeniz Bölgesinin karşı karşıya kalmış olduğu bu felaketin herkes tarafından çok iyi bilinmesi ve gerekli önlemlerin bu günden alınması kaçınılmazdır."

"SU BASKINLARI TSUNAMİ GİBİ YIKICIDIR"

Çebi, bilimsel verilerin Doğu Karadeniz Bölgesinin tsunamiye karşı güvenli bir bölge olduğunu ortaya koyduğunu, ancak bu durumun kitlesel can ve mal kaybına neden olan tsunamiye benzer su baskınları riskini ortadan kaldırmadığını da vurgulayarak, "Coğrafi yapısından dolayı doğal felaketler karşısında büyük bir risk taşıyan Doğu Karadeniz Bölgesinin doğal kaynakları yıllardan beri hoyratça ve bilinçsizce tahrip edilerek felaket riskinin daha da artmasına, günümüze kadar can ve mal kaybına neden olan sel

ve su baskınlarının yaşanmasına neden olunmuştur. Bölgede yıllardır süregelen yanlış arazi kullanımı ve bilimselliğe aykırı ulaşım yollarından dolayı özellikle ana vadilerin denizle birleştiği noktalardaki dere yatağının her iki yanına kurulmuş olan yerleşim yerleri tıpkı tsunami gibi yıkıcı ve öldürücü su baskınlarının tehdidi altındadır" diye konuştu.

 

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler