Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nde, Ensar Vakfı, İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER), İlim Yayma Cemiyeti, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) ile İlim Yayma Vakfı tarafından düzenlenen sempozyumuna 50’si Türkiye’den 37’si yurtdışından olmak üzere 87 akademisyen, öğretmen, eğitimci, öğrenci katıldı.

Katılımcılar arasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de yer aldı.

100. Yılında İmam Hatip Liseleri Uluslararası Sempozyumu’nda konuşan Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin “İmam hatip okullarının kısa serüveni aslında Türkiye’de demokrasinin ve demokratikleşmenin serüveni gibidir” dedi.

Bu okulların tarihine değinerek öğretmen bulmadıklarını söyleyen Müsteşar Tekin, şöyle konuştu:

‘İmam hatip okullarının serüveni demokrasi serüvenidir’

“1930′lu yıllar Türkiye coğrafyanın bir daha asla yaşamasını istemediği dönem. Bu dönemin başında dini referans kaynaklarının diliyle oynanmış, bu kurumlar siyaset malzemesi haline gelmiş. Bu süreçte başlayan imam hatip serüveni yara aldı ve 1946’a kadar baskı devam etti. 1946′da halk imam hatip okullarının açılmasına sahip çıktığı için siyasal iktidar da bu yönde karar aldı. İmam hatip okullarının bu serüveni demokrasi serüvenidir. Millet bu sürece sahip çıkarsa başarılı olacaktır. Ben bir imam hatip mezunu, vatandaş olarak bu sürece hep beraber sahip çıkmamız gerektiğine inanıyorum.

“İmam hatip liselerine öğretmen bulamıyoruz”

Açtıkları imam hatip liselerine öğretmen bulamadıklarının altını çizen Tekin, “Özellikle bu okullarda eğitimci yetiştirmemiz için elimizi taşın altına koymamız gerekiyor. Diğer konu ise, nostaljiden hareket edip statükoya teslim olmayalım. İmam hatip okullarının geleceğini için akademik, bilimsel olarak sahadan destekleyecek araştırmalara da ihtiyacı var. Sempozyumu bu açıdan önemsiyorum.”

“İmam hatip nesli, bu devlete çok şey kattı”

Toplantıda konuşan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da, “İmam hatip nesli, bu ülkeye ne kazandırdı, hangi ihtiyaçtan doğdu ve var olduğu süreçler içinde neler yaptı? Bunları hepimizin objektif olarak değerlendirmeye tabi tutması halinde, göreceğiz ki bu nesil, bu millete ve bu devlete çok şey kattı” dedi.

Sempozyumda, imam hatip okullarının tarihinin, bugününün ve yarınlarının detaylı şekilde ele alınacağını ifade eden Bozdağ, “Bundan biz Hükümet olarak istifade edebileceğimiz gibi, yurt dışından da buraya gelmiş olanlar, kendileri açılarından mutlaka istifade edecekler ve buradan bir yol bulacaklardır” diye konuştu.

“Birgün  Türkiye’nin imam hatipli cumhurbaşkanı olacak”

İmam hatip okullarından ürken kesimlerin olduğunu ancak bu kurumların temelinin halka dayandığını belirterek şöyle konuştu: “Biz ne kadar seviyorsak, başkaları da o kadar ürküyor. Bizim bu konuya doğru bakmamız lazım. İmam hatip bu ülkeye ne kazandırdı? Bunları objektif olarak değerlendirdiğimiz zaman bu nesil bu millete ve devlete çok şey kattı. Halk bu kurumaların arkasında. İmam hatip liselerine devletin bütçesinden ayrılan pay devede kulak kadar. İmam hatiplere siyasal rüzgar nereden eserse essin okullar yoluna devam edecek. Bu kurumların yasak olan orta kısımlarını açtık, katsayısı kaldırdık, bu iklimi kalıcı kılmak içim mücadeleye ihtiyacımız var. Birgün inşallah Türkiye’nin imam hatipli cumhurbaşkanı olacak.”

“İmam hatipler dışlanıyor”

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ise konuşmasında, imam hatip okullarının, kapatmalar, yeniden düzenlemeler, aşağılamalar, dışlamalar, önünü kesmelerle karşılaştığını belirtti. Görmez, bu okulların artık yeni zamanların ölçülerini, talep ve beklentilerini esas alarak bir yol tutturmaya çalışılması gerektiğini anlatarak şunları dile getirdi:

“Artık var gücümüzle kurumlarımızı gözden geçirmeli, ihtiyaç analizlerimizi daha soğukkanlı bir şekilde ortaya koymalyız. Din-i Mübin-i İslam’ın yüksek gereklilikleri için başta imam hatip okullarımız olmak üzere her düzeyde neler yapmamız gerekiyorsa bütün bunları yerine getirecek bir duruş ve ahlak içinde meseleye el atmalıyız.”