MEB'deki fişlemelerde yeni gelişme
MEB Müsteşarı Yusuf Tekin’in talimatıyla İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın kardeşi Atıf Ala ve Galip Gülmez tarafından Eylül-Ekim 2013’te yapıldığı ortaya çıkan fişlemelerin mağduru iki bürokrat, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Savc
MEB Müsteşarı Yusuf Tekin’in talimatıyla İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın kardeşi Atıf Ala ve Galip Gülmez tarafından Eylül-Ekim 2013’te yapıldığı ortaya çıkan fişlemelerin mağduru iki bürokrat, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Savcılık, MEB’e yazı yazarak o dönemde Öğrenci İşleri ve Sosyal Etkinlikler Grup başkanı olan ve 10 Ocak’ta Teftiş Kurulu Başkanlığı’na atanan Ala hakkında ön inceleme yapılmasını istedi. Bunun ardından soruşturma açılabilmesi için bakanlıktan izin talep edilecek. Bakan Nabi Avcı, soruşturmaya ya izin verecek ya da savcılığın talebini reddedecek. 4483 sayılı kanuna göre memurların yargılanabilmesi için amirlerinden izin alınması gerekiyor. Taraf gazetesinde yayımlanan belgelerle ortaya çıkan skandalda, MEB çalışanlarının ‘Eski MHP’li, bize yakın değil, F tipi’ şeklinde fişlenerek tasfiye edildiği belirlenmişti.
Atıf Ala’nın yasalara ve mevzuata aykırı şekilde Teftiş Kurulu Başkanlığı’na atanmasıyla ilgili de yargı süreci başlatıldı. Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne başvuran 15 bakanlık başmüfettişi, bu tasarrufun durdurulmasını istedi. Teftiş Kurulu başkanlarının, 12 yıl bu görevi yapan bakanlık başmüfettişleri arasından atanması gerekiyor ancak Ala, ilköğretim müfettişi.
Taraf gazetesinde 16 Aralık 2013’te yayımlanan belgelerde, Milli Eğitim’deki görevlilerin fişlenerek tasfiye edildiği belirlenmişti. MEB Müsteşarı Yusuf Tekin’in talimatıyla dönemin Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala’nın kardeşi Atıf Ala ve Galip Gülmez tarafından yapıldığı belirtilen fişlemelerin Eylül-Ekim 2013 dönemine ait olduğu vurgulanmıştı. Belgelerde, şahısların karşısına ‘Eski MHP’li, bize yakın değil, F tipi, cemaatten yararlanır, çıkarcı, İHL’li kesime bakışı negatif, kesinlikle görev verilmemeli, kadrosu iptal edilmeli’ gibi ibarelerin konulduğu görülmüştü.
MEB’deki fişlemeler MHP milletvekili Özcan Yeniçeri’nin ortaya attığı yeni iddialarla tekrar gündeme geldi. Yeniçeri, MEB’in 12 Eylül 2012’de Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na gönderdiği bir belgeyi fişlemenin devamı olarak gösterdi. Eski Bakan Ömer Dinçer’in imzasını taşıyan belgenin, irticai faaliyetler konusundaki fişlemelerin hükümet eliyle devam ettiğinin delili olduğunu savundu. Belgede MEB bünyesinde ‘İrticai Faaliyetleri Takip ve Koordinasyon Kurulu’ değerlendirme heyetinin oluşturulduğu dikkat çekiyor.
Alınan bilgilere göre gelişmelerin ardından, fişlenen bazı bürokratlar, Ankara Adliyesi’ne gidip suç duyurusunda bulundu. Savcılık da bakanlığa yazı yazarak, Teftiş Kurulu Başkanı Atıf Ala hakkında ön inceleme yapılmasını istedi. Fişlemelerin olduğu dönemde Ala, Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’nde Öğrenci İşleri ve Sosyal Etkinlikler Grup başkanı idi. Normalde Ala ile ilgili ön incelemeyi, Teftiş Kurulu başkanının yapması gerekiyordu. Ancak Ala, teftişin başına geldiği için hakkındaki ön inceleme dosyası bizzat Milli Eğitim Bakanı’nın önüne gidecek. Soruşturma için bakanın izni gerekecek.
Fişleme faaliyeti, 12 Eylül 2010 referandumuyla birlikte anayasal suç oldu. Anayasa’nın ‘Özel Hayatın Gizliliği’ başlıklı 20. maddesine şu hüküm eklendi: “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.”
JURNALCİLİK-DALKAVUKLUK PRİM YAPIYOR
Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Mustafa Kır, dün Bakan Nabi Avcı’ya açık mektup yazarak gelişmelerden duyulan endişeyi dile getirdi. “Jurnalcilik muteber, jurnalciler mutemet sayılmamalıdır.” temennisinde bulunan Kır, 17 Aralık operasyonu sonrası bazı kişilerin ‘cemaat-hükümet tartışması’ arkasına gizlenerek jurnalcilik yaptığını yazdı. Mektupta, “Hiçbir menfaat peşine düşmeden davayı omuzlayan gönül ve dava adamlarının bu tartışmanın arkasına gizlenen jurnalciler ve dalkavuklar tarafından ‘bu da şucu’, ‘bu da bucu’ denilmesi üzerine görevlerinden uzaklaştırılması veya sürgün edilmesi işin daha garibi, yerlerine bir kısım dalkavukluk, jurnalcilik yapanların getirilmesi dalkavukluğun ve yalakalığın prim yaptığının göstergesidir.” denildi.
ALA'NIN ATANMASI DA MAHKEMELİK
Teftiş Kurulu Başkanı Atıf Ala ile ilgili ikinci bir yargı süreci daha işliyor. Ala'nın atanmasının mevzuata aykırı olduğunu ileri süren bakanlık müfettişleri, idare mahkemesine dava açtı. Ala'nın 10 Ocak 2014 itibarıyla ataması yapılmıştı. Bunun üzerine 5 başkan yardımcısı ve 15 müfettiş görevlerinden ayrılmıştı. MEB'de Teftiş Kurulu başkanlarının, bakanlık başmüfettişleri ve 12 yıl bu görevi yapmış olanlar arasından atanması gerekiyor. İlköğretim müfettişi olan Ala'nın ataması da bu yüzden vekaleten yapılmıştı. Asaleten atanabilmesi için kanun değişikliğine gidileceği ileri sürülüyor.