Medeniyetler İttifakında Trabzon
TÜRKİYE'NİN HER ŞEHRİ BARIŞIN SEMBOLLERİNİ YAŞATIR
Medeniyetler ittifakının ikinci formunu İstanbul'da yapıyor olmaktan ülke ve İstanbul olarak çok mutluluk duyduğumu belirtmek istiyorum. Dünyanın tüm coğrafyaları gibi bu coğrafyada zaman zaman acılara sahne oldu. Bu topraklar daha çok barışın hoşgörünün birlikte yaşama kültürünün birbirine saygı ve sevginin yurdu olmuştur. İstanbul bunun en bariz örneğidir. İstanbul sadece iki kıtayı Avrupa ve Asyayı birleştirmekle kalmıyor. İstanbul aynı zamanda kültürleri, medeniyetleri, ırkları dinleri ve dilleri de uzlaştıran bir şehir olarak dünyada farklı bir konumdadır. Buradan birkaç km mesafedeki İstanbul Arkeoloji müzesinde tarihteki ilk yazılı anlaşmanın aslını görmemiz mümkün. M.Ö. 1279 yılında Kadeş'te imzalanmış ve Hitit'le Mısır uygarlıkları arasında savaşa son vererek karşılıklı yardım ve işbirliği dönemini başlatmıştır. Çok yakın semtlerde üç semavi dinin binlerce yaşındaki ibadet yerlerini görebilirsiniz. Sadece İstanbul değil Türkiye'nin hemen her şehri tarih boyunca huzuru, hoşgörüyü bugün hala yaşatır. Dünyada bir ortodoks ve bir katolik kilisesinin sırt sırta yükseldiği tek şehir Mardindir. Mardin, Hatay, Şanlıurfa, Van, Trabzon gibi kentlerimiz dünyanın da ilgisini üzerinde toplayan hoşgörü abidesidir. Bugün Türkiye'nin yaşadığı bu deneyimden yola çıokarak tüm dünyaya barış mesajı vermekten mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. Biz İspanya ve Türkiye diyaloğun ve barışın mümkün olduğuna inandık ve bu inançla yola çıktık. Batının doğuyu ve doğununda batıyı anlayabileceğine gönülden inandık. Biz küreselleşen dünyada önyargıların son derece tehlikeli olabileceğine inandık. Dünyamızı küçük bir köye dönüştürdüğü bu çağda, toplumların birbirleri hakkında eksik bilgi sahibi olmasına rıza gösteremeyiz dedik.
POLİTİK KAYGILARLA ERTELENEN SORUNLAR YARIN BÜYÜYOR
Bu sorunlar hepimizin olduğuna göre çözümlerini de hep birlikte el birliği ve işbirliği içerisinde aramalıyız. Amacımız bugünün sorunlarına yarına taşımak değil, bugünün sorunlarını bugün çözüme kavuşturmak olmalıdır. Bizden sonraki temellere iyi bir zemin iyi bir çağ yakalamak en temel borcumuzdur. Aşırı akımlar ve radikalleşmeyi bekleyen unsurları daha iyi görebilmeli ve bunları ortadan kaldırabilmeliyiz. Geleceğe yatırım yapmalıyız. Hayal kırıklıklarının yarınlara taşınmasına mani olmalıyız. İşbirliği esas olduğuna göre bunun kapsamını genişletmeli ve bir ağ oluşturmalıyız. Kutuplaşmanın sembolü haline gelen biz ve onlar tabirlerini ortadan kaldırabilmeliyiz. Tahammülsüzlük çatışmayı, çatışma ayrışmayı doğurur. Değerli dostlar insan bilmediğinin tanımadığının düşmanıdır. Bir güleryüz bir sıcak dokunuş bir samimi el uzatış gönülden gönüle sağlam köprüler kurar. Bu yolda kalpleri ve zihinleri nasıl kazanacağımızı düşünmeliyiz. Dünyanın her coğrafyasında egemen güçler tarafından yuvası yıkılan annesi babası veya bir akrabası öldürülen, oyuncaktan, temel gıda maddelerinden mahrum bırakılan çocukların karanlık yarınlarını aydınlatacak adımlar atmalıyız. Politik kaygılarla görünmeyen yok sayılan meselelerin yarın daha büyük bir meseleler olarak karşımıza çıkacağını iyi bilmeliyiz. Irak'ın, Afganistan'ın meselelerini görmezden gelerek kendi ülkelerimizi huzura refaha ulaştıramayacağımızı acı şekillerle gördük. Terörün bir ülkeye değil bütün ülkelere acı yaşattığını gördük. New York'ta, Londra'da yaşananlar sadece oradakileri değil bütün dünyadaki insanları etkilediğini hep birlikte gördük. Bugünden sağlam bir dayanışma kültürünü oluşturmak zorundayız. Her birimizin bu girişimin birer eş sunucusu olduğumuzu kabullenmemiz gerekir. Hepimiz küresel uyum ve barış için çalışan bir ailenin fertleriyiz. Nasıl bir aile dayanışma kader birliği üzerine kuruluysa bizimde kader birliğimiz aynıdır. Dini konular kimsenin tekelinde değildir. Sınırlı imkanları en iyi şekilde kullanmak, somut adımlar atmak, önyargılardan arındırılmış sevgi ve hoşgörülü bir dünya hazırlamaktır. Bizi eleştirenler bizi ayırandan çok daha fazladır. Uyum karşılıklı sevgi ve hoşgörü insan tabiatında vardır. Yapmamız gereken saedce bunu hayata geçirebilmektir. İnsanlık tarihinde uyum hep refah getirmiştir. Anadolu'nun sevgi hoşgörü ve barış çağrısının sesi olan aziz mevlananın şu dizelerini sizlerle tekrar paylaşmak istedim. Gel, ne olursan ol yine gel. Konuklarıma bir kez daha hoşgeldiniz diyor ve sizleri saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Teşekkür ederim. "