''Menderes'e oy bile vermediler''
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Anavatan ve Doğru Yol, Meclis başkanlığı seçiminde Aydın Menderes'e oy vermedi. 'Biz demokrat Partinin devamıyız, biz Menderes'in yolundan gidiyoruz' diye mangalda kül bırakmayan, O'nun mirasından oy devşirmeye çalışan
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Anavatan ve Doğru Yol, Meclis başkanlığı seçiminde Aydın Menderes'e oy vermedi. 'Biz demokrat Partinin devamıyız, biz Menderes'in yolundan gidiyoruz' diye mangalda kül bırakmayan, O'nun mirasından oy devşirmeye çalışan bu iki parti Aydın menderes'e bir tek oy vermedi'' dedi.
Arınç, partisinin Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 3. Olağan İl Gençlik Kongresi'nde, Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılmak istediğini ancak şartlar uygun olmadığı için kongreye gelemediğini söyledi.
Kongrenin ilk planlandığı dönemde Başbakan Erdoğan'ın annesinin vefat etmesi nedeniyle gelemediğini anlatan Arınç, ''Kongre ertelendi ve gelmeyi arzu etmişti ancak yine kısmet olmadı. Rahatsızlığı nedeniyle gelemedi. Hamdolsun sağlığı iyidir, çalışmalarına kaldığı yerden devam ediyor. Kongrenin gecikmemesi için bugün yapılmasını erzu ettiler. Selamlarını, sevgilerini, başarı dileklerini iletiyorum'' diye konuştu.
Konuşmasının, salonu dolduran gençler tarafından uzun süre ''Recep Tayyip Erdoğan'' şeklinde tempo tutularak kesilmesi üzerine Arınç, şunları söyledi:
''Meclis başkanlığından kalma huyum var. Böyle sık sık ve sayısı belli olmayan şekilde tezahürat yapmak doğru değil. En fazla 3 kez tekrar edeceksiniz ve böyle her kelimenin arkasından alkışlamayacaksınız. O zaman konuşmamıza gerek kalmaz. Yeri gelince alkışlayın, beğenmezseniz sessiz kalın. Beğendiklerinizi takdir edin, ama üç kez tekrar edin.''
AK Parti'nin 2002'den bu yana oylarını artırarak yakaladığı başarının temelinde milletvekilleri, belediye başkanları, il ve ilçe başkanları, il genel meclisi ve belediye meclisi üyelerinin birbirlerine destek olmaları, sevmeleri ve birbirlerinden güç almalarının etkili olduğunu dile getiren Arınç, ''Başarının sırrı buradadır. Seversek, güç alırsak başarının devamı gelir. Bayrak yarışı yapıyoruz. Elimizdeki bayrağı, önümüzdeki arkadaşa ulaştırıyor, onun daha hızlı koşmasını teşvik ediyorsak, başarı buradadır'' dedi.
Aydın Menderes'in vefatı
Arınç, Aydın Menderes'in vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, şöyle konuştu:
''Çok önemli bir siyasetçi, değerli büyüğümüz, bir şehit başbakanın bizlere emaneti Aydın Menderes, İstanbul'da defnedildi. Dün Ankara'daki cenaze törenine katıldık, namazını kıldık. Bugün de İstanbul'da Fatih Camii'nde cenaze merasimiyle defnedildi. Aydın Menderes'e, bu vesileyle Menderes ailesine, başta Adnan Menderes'e Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun. Türk milleti, onları sevdi, hiç unutmadı, bundan sonra da sevgisi hiç eksilmeden devam edecek. Menderes ailesi bir üzüntü, kader çizgisindeki farklı bir görünüşle Türk milletinin kalbinde her zaman yer etmiştir.''
Yakın siyasi tarihe bakıldığında 1923'ten 1950'ye kadar Türkiye'de tek partinin bulunduğunu anlatan Arınç, başka partilerin kurulduğunu ama yaşamadığını, yaşatılmadığını söyledi.
O dönemde sadece CHP'den aday olunduğunu vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:
''Birileri onları aday gösterir, halk onları seçerdi. 1940'lı yıllardaki seçimlerde oylar açık atılır, tasnif gizli yapılırdı. 'Oylar açık atılır, niye endişe edilir, tasnif gizli olur?' diye sorulduğunda, 'ne olur ne olmaz' derlerdi. Çünkü, milletin ne yapacağı belli olmaz. 1944'lerde CHP içinden seçilmiş rahmetli Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve arkadaşları, ayrılıp Demokrat Partiyi kurdular. Demokrat Parti, 1946 seçimlerine katıldı ama pabucun pahalı olduğunu gören CHP, seçime müdahale etti. Devlet gücüyle, askerle, jandarmayla, sivil bürokratlarla gücünü kullandı. 1946 seçimlerini yine Cumhuriyet Halk Partisi kazanmış gibi gösterildi. Türkiye'nin birçok yerinde büyük bir baskıyla Cumhuriyet Halk Partisi, o seçimleri milletin iradesini hiçe saymış, gasbetmişti. 1937 yılında anayasaya koydukları 6 oklu prensipleri içinde adeta devlet parti birlikteliğini getirmişlerdi. Cumhuriyet Halk Partisi, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti devleti demekti. Valiler il başkanı, kaymakamlar ilçe başkanı noktasına gelmişti.''
Arınç, Türkiye'nin demokrasiye kolay geçmediğini belirterek, ''1950'de dayanamadılar. Halk adeta bendini yıkan sel gibi sandıklara koştu, Demokrat Parti, tek başına iktidara geldi. O tarihlerde çoğunluk sistemi vardı. Bir parti bir vilayette bir oy bile fazla almış olsa bütün milletvekilliklerini almış oluyordu. 450'den daha fazla Demokrat Parti, 40 civarında Cumhuriyet Halk Partisi, milletvekili çıkarabildi. 1954'te, 1957'de böyle oldu. Oylar azaldı ama Demokrat Parti iktidara geldi'' ifadelerini kullandı.
Demokrat Partinin millete yüzünü dönen bir iktidar olduğunu anlatan Arınç, şunları söyledi:
''Halkın baskılardan, sefaletinden, perişanlığından kurtulması için halkı seven insanlar iş başına gelmişti. 10 yıl sonra darbe yapıldı. Yassı Ada'ya götürüldü. Pek çoğu beraat ederken, hapis cezası verilirken, üç kişinin idamına karar verildi. Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatih Rüştü Zorlu, cezaları müebbete çevrilmedi, 1961'de üçü de bir sabah idam edildi. Allah, onlara rahmet etsin. Onlar güzel insanlardı. Ülkenin birlik ve güzelliği için çalışmışlardı. Milletin iradesini öncelemişlerdi. O yüzden birileri, onları hiç affetmedi. Türkiye'de darbeler dönemi başladı. 10 yılda bir ihtilal, üç yılda bir muhtıra. 1960'ta darbeyi yapanlar, 1971'de muhtıra verdiler. 1980'den sonra gizli açık muhtıralarla işi götürdüler, bazen postmodern darbeler yaptılar. Ama 14 Ağustos 2001, AK Parti'nin kuruluşu ve 3 Kasım 2002 de AK devrin, AK Parti'nin tek başına iktidara gelişi...''
Aydın Menderes'in Meclis Başkanlığına adaylığı...
Arınç, Aydın Menderes'in bu dönemler içinde babasına hasret kalmış bir siyasetçi olduğunu belirterek, hayatının çileyle, yoklukla geçtiğini anlattı.
TRT'nin, bu yılın başlarında ''Ali Adnan Başvekil Belgeseli'' yaptığını ifade eden Arınç, ''Bu belgeselin tanıtım toplantısında birlikteydik. TRT'de yayımlandı. Bugünlerde bazı bölümlerinin yayımlanmasında fayda var. İzlemiş çok mutlu olmuştu. Anne ve babasına olan sevgisini birkaç cümleyle ifade etti, 'İkisini çok seviyorum ama babamı daha çok özledim' demişti'' diye konuştu.
Arınç, 1996'nın Mart ayında Aydın Menderes ile Refah Partisi'nden milletvekili olduklarını belirterek, şöyle devam etti:
''Refah Partisi, Anavatan Partisi ile hükümet kuracaktı. İşin içine iyi saatte olsunlar girdi ve Anavatan Partisi, Doğru Yol'la hükümet kurdu. Hükümet programı üzerindeki konuşmamızı rahmetli Aydın Menderes yaptı. Ben de oturduğum yerde bütün arkadaşlarımla birlikte büyük hayranlık içinde dinledim. Çok önemli sözler söylüyor, Türk siyasetine damgasını vuruyordu. Hükümeti öylesine perişan etmişti ki, hepimiz gıpta etmiştik. O zaman hiç unutamadığım ve birilerini affedemediğim ve halen affetmiyorum... Öldüğü akşam iki kanala bağlandım. İkisinde de söyledim. Meclis Başkanı seçimi olacaktı. Rahmetli Erbakan hoca ve arkadaşları bize 'Burada teamül vardır. Hangi partinin milletvekili sayısı fazlaysa Meclis Başkanı ondan seçilir' demişlerdi. Bizim sayımız 154'tü. Diğer partilerin sayısı azdı. Biz oybirliğiyle rahmetli Aydın Menderes'i aday gösterdik. Sembolik bir konuyu ifade etmek istiyorduk; 'Adnan Menderes'i siz zulmen astınız, idam ettiniz. Türk milletinin kalbinde yaşıyor. Ama bakın milli irade o kadar güçlük ki, onun oğlu Meclis'te. Milli iradenin temsil ettiği yerde Meclis Başkanı olacak.' Büyük bir coşkuyla kendisini aday gösterdik. Şundan emindik, Anavatan Partisi, Doğru Yol Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi meclisteydi. Sadece CHP'nin oy vermeyeceğini biliyorduk. En azından Doğru Yol ve Anavatan oy verecek, bizim de 154 oyumuz var, meclis başkanlığına Menderes seçilecekti. Anavatan ve Doğru Yol Meclis başkanlığı seçiminde Aydın Menderes'e oy vermedi. 'Biz demokrat Partinin devamıyız, biz Menderes'in yolundan gidiyoruz' diye mangalda kül bırakmayan, O'nun mirasından oy devşirmeye çalışan bu iki parti Aydın menderes'e bir tek oy vermedi. Bizim oyumuzla yetindi. Sonunda Anavatan Partisinden Mustafa Kalemli'yi aday gösterdiler ve biz adayımızı seçtiremedik.''
''Allah'ın kaderi değişmez''
Bu seçimden birkaç gün sonra partiye yeni seçilen milletvekilleriyle Antalya'da tanışma toplantısı yaptıklarını anlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hepimiz, Ankara'dan yola çıktık. Onlar bizim önümüzdeymiş. Biz Afyonkarahisar'da, İkbal tesislerine girdik. Onlar da kahvaltıyı yapmış kapıdan çıkıyorlardı. Selamlaştık, kucaklaştık. Onlar yola çıktılar. Biz 20 dakika sonra çıktık. Sandıklı'ya geldiğimizde, arabaları şarampole yuvarlanmış, kendisini hastaneye kaldırılmışlardı. O zaman 'bunlar yüzde 100 oy vereceklerdir' diye düşündük. 'Demokrat Partinin genel başkanlığını yapmış, nasıl olur da Aydın Menderes'e oy vermeyen çıkar?' bunu düşünememiştik. O'nun Refah Partisini tercih etmiş olması onları rahatsız etmiş oy vermemişlerdi. Allah'ın kaderi değişmez. Büyük İslam alemi, 'ecel vardır ve değişmez' demiştir. Eğer Meclis başkanlığına seçilmiş olsaydı, Refah Partili milletvekilleriyle Antalya toplantısına gidemeyecekti. Gidemeyeceğine göre Ankara'da kalacaktı. Ankara'da kalınca trafik kazası geçirmeyecekti. O'nun Meclis başkanı olmamasında birileri övünüyordu. O akşam televizyonda karşımda Yaşar Okuyan vardı, 'ben O'na oy vermemiştim' dedi. Ben de içimden ne dediğimi siz de tahmin ederseniz.''
Arınç, AK Parti'nin çok güçlü siyasi parti olduğunu ifade ederek, sadece gençlerin bile salonları doldurmaya yettiğini söyledi.
Konuşması sırasında ''Bursa sizinle gurur duyuyor'' şeklinde tempo tutulması ve bunun uzun sürmesi üzerine Arınç, ''Coşunca sayı saymayı unutuyorlar'' diyerek salondakileri güldürdü.
''Son seçimlerde aldığımız oyu bilen arkadaşımız elini kaldırsın?'' diye soran Arınç, salondan bir tepki almayınca, ''Kim 500 milyar ister sorusu değil bu. Oy oranını sormuyorum, kaç oy alındığını soruyorum'' diye sorusunu tekrarladı.
Salondan bazı rakamların söylenmesinin ardından Arınç, şunları kaydetti:
''AK Parti, sadece bu salondaki binlerce arkadaşımızdan ibaret değil. 2002'de henüz 15 aylık partiyken 11 milyonun üzerinde oy aldık. 2007 seçimlerinde aldığımız oy yüzde 44, miktarı 16,5 milyondu. 2011'de yüzde 50 oranıyla 21,5 milyon oy aldık. Her seçimde oy oranımız artıyor. Demek ki, her seçimde 5,5 milyon artışımız var. Bugün üye sayımızın net rakamını bilen var mı? Şu andaki tam rakam, 5 milyon 609 bin 202 üyemiz var. Kadın ve erkek üye sayısı hemen hemen eşit. Gençlerimiz olarak 18-30 yaşları arasında 1 milyon 300 bin üyemiz var. Bu sayı ne kadar artarsa o kadar güçlü olacağız. AK Parti hükümetleri döneminde önemli değişiklik yaptık. 25 yaşını bitirenler milletvekili olmaya hak kazandı...''