İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Afet Yönetimi Anabilim Dalı Profesörü Mikdat Kadıoğlu, ülkeyi etkileyen hava sıcaklıklarının yüzlerce yıl öncesinde kalan bir gelenek olan 'Eyyam-ı Bahur' olarak tanımlanmasını, meteoroloji biliminde yeri olmadığı gerekçesiyle eleştirdi. Prof. Dr. Kadıoğlu, "Son yıllarda meteorolojiyle hiç alakası olmayan ama ilgi meraklısı tipler çıktı. Biz bunlara 'Meteoroloji şarlatanları, palyaçoları' diyoruz. Meteoroloji bilimi hesap kitap işi, biz folklorlarla çalışmıyoruz" dedi.
Temmuz ayının sonlarında başlayan ve 10 gündür Türkiye'yi kavuran sıcak hava dalgası, yaz mevsiminin en sıcak ve boğucu günlerini tarif etmek için kullanılan 'Eyyam-ı Bahur' ifadesiyle tanımlanıyor. İklim değişikliğinin de etkili olduğu günlerde 'Çöl sıcakları' tanımına yaklaşık olarak karşılık gelen 'Eyyam-ı Bahur' benzetmesinin kültürel bir öğe olduğunu söyleyen meteoroloji uzmanları, söz konusu benzetmelerin çağ dışı olduğunu belirterek, teknolojinin hakim olduğu meteoroloji biliminde yeri ve geçerliliğinin olmadığını söyledi.
'AYNI TARİHLERDE HATTA HİÇ OLMAYABİLİYOR'
İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Afet Yönetimi Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, hava tahmin ve değerlendirmelerinin uzman olmayan kişiler tarafından yapılmasının yanlış olduğunu söyledi. Son günlerin en fazla konuşulan konularından olan 'Eyyam-ı Bahur' ifadesinin bugün geçerliliği ve kesinliğinin olmadığını söyleyen Prof. Dr. Kadıoğlu, "Son yıllarda meteorolojiyle hiç alakası olmayan ama ilgi meraklısı tipler çıktı. Biz bunlara 'Meteoroloji şarlatanları, palyaçoları' diyoruz. Böyle kültürel şeyleri de kullanmaya başladılar, 'Eyyam-ı Bahur', 'Kırlangıç Fırtınası' gibi sayılı günleri. Bunlar 100 yıl öncesinden kalan, meteoroloji biliminde yeri olmayan şeyler. Meteoroloji biliminde bizler sayılı günlere göre tahmin yapmayız ve bunlar artık her yer için geçerli değil. 'Kocakarı' ve 'Kırlangıç' fırtınası, 'Eyyam-ı Bahur' dedikleri neresi için geçerli? İstanbul mu, Akdeniz mi, Trabzon mu, belli değil. Bunlar zamanında takvimlere girmiş şeyler ama biz bunları kullanmayız. Çünkü bunlar meteoroloji biliminin olmadığı zamanlarda uzun yılların gözlemlerine göre çıkarılmış şeyler ama her zaman aynı tarihte hatta hiç olmayabiliyor" diye konuştu.
'MISIR PATLAĞI GİBİ ORTAYA ÇIKANLARIN PEŞİNE GİTMEYİN'
Atmosfer olayları ve meteoroloji konularına uzman olmayan kişilerin değerlendirmelerinin yanıltıcı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kadıoğlu, "Meteoroloji bilimi, zamansal ve noktasal tahmin yapıyor. Eyyam-ı Bahur, meteoroloji biliminde olmayan halk kültüründe bir folklor. Meteoroloji bilimi hesap kitap işi, biz folklorlarla çalışmıyoruz. Millet seviyor böyle şeyleri. Bana gelip sormasınlar böyle soruları. Ben bir bilim insanıyım, bahur buhurla, eyyamla işim yok, eyyamcılarla hiç işim olmaz. Bunlar, meteoroloji bilimi değil, kültürde kalmış şeyler. Mesela bizim kültürümüzde Orta Asya'da 'Yada' taşı vardı ve bu taşla yağmur yağdırılıyordu. Şimdi bana 'Yadacı', 'Yağmurcu geldi ağabey' demeyin. Bunlar eskiden vardı diye şimdi doğru değil. Birisi bir taş atıyor, 40 kişi çıkartamıyor. Bu meteoroloji şarlatanları çok tehlikeli hale gelmeye başladı” dedi.
Vatandaşlardan seçici olmalarını isteyen Prof. Dr. Kadıoğlu, “Böyle ortaya mısır patlağı gibi ben iklim bilimciyim, şucuyum, bucuyum diye çıkan adamların peşine gitmeyin. İnsanları seçici olun. Konudaki uzmanlığına bakın. Atmosferle ilgili bir şey varsa gelin gerçek uzmanlara danışın. Vekaleten veya kendiliğinden menkul uzmanların peşinde dolaşmayın. Bunlar sizi yanıltır, yazık olur zamanınıza ve paranıza" dedi.
Kaynak: