MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a seslenenek, "Ali kıran baş kesen gibi vatandaşı tehdit etme. Endişe var. AKP'ye oy verenin de vermeyenin de huzuru kalmadı" dedi.

 

Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Erdoğan'ın Suriye politikası, Reyhanlı'daki bombalı saldırılar ve çözüm sürecindeki yanlış politikalarını, Gezi Parkı protestolarındaki kutuplaştırıcı tutumuyla örtbas etmeye çalıştığını öne sürdü.

 

Toplum ve siyaset mühendisliği elinin devreye girdiğini ifade eden Vural, "11 yıldır uygulamalarıyla demokrasimizi raydan çıkaran sivil postalcı AKP ve Erdoğan'ın, toplumsal tepkiyi marjinalleştirmek ve yeni sanal düşmanlıklarla kendi seçmen kitlesine yönelik konsolidasyon yapması amacıyla süreç yönlendirilmektedir. Tablo, derin AKP'nin derin merkezlerde hazırlanmış süreç içinde rolünü ortaya koyduğunu göstermektedir" dedi.

 

Vural, Başbakan Erdoğan'ın, MHP'nin özellikle çözüm süreciyle birlikte yükselişinden korktuğunu, vatandaşı vatandaşla tehdit ettiğini ve toplumsal gerilimden fayda umduğunu iddia etti.

 

Gezi Parkı'na çevre duyarlılığıyla barışçıl şekilde sahip çıkan çevrelere, sabaha karşı Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla acımasız şiddet uygulandığını ifade eden Vural, "Toplumsal tepki, AKP'nin derin mahfillerinin sevk ve idare ettiği marjinal unsurlar tarafından meşruiyet dışına taşınmak istenmiştir. Gerginleştirmek ve AKP saflarını sıklaştırmak, toplumsal muhalefeti marjinalleştirmek suretiyle CHP konsolidasyonu yaparak, iki kutuplu bir siyaset planlaması yaparak, dış merkezli toplum mühendisliği süreci manipüle etmeye devam etmiştir" diye konuştu.

 

 

Erdoğan'ı İstanbul ve Ankara'da Türk bayraklarıyla karşılanmasına değinen Vural, şunları söyledi:

 

"Başbakan Erdoğan ve AKP bayrağa sarılmıştır. Düne kadar Türk Bayrağı'nı tahrik unsuru olarak gören, toplatan AKP şimdi bayrak metaforuyla bölücü politikalarının üstünü örtüp, kitleleri bu yönüyle kendine sevk ettirmeye çalışıyor. Şimdi emniyet araçlarına bayraklar astırıyor ve Türk Bayrağı ile halkı karşı karşıya getiren pis bir oyun sergileniyor. Kur'an yapraklarını mızrakların ucuna takan, İslam dünyasına fitneyi sokan Muaviye zihniyetinden farkı var mı? 'Türk polisine yapılanların hesabını soracağız' diyorsun. Yüzlerce polisimizi şehit eden PKK ile masa kurarak mı polisimizin hesabını soracaksın? Başbakan yardımcın 'Polis aşırı güç kullandı. Bu müdahale kabul edilemez' diye halka karşı polisi hedef göstereceksin, polise de halkı hedef göstereceksin. Bu ne fitnedir? Sen hizbul fitne genel başkanı mısın?"

 

Başbakan Erdoğan'ın, iktidarlarında 2 milyar 800 milyon fidan diktiklerini söylediğini anımsatan Vural, "Her 4 metrekareye 1 ağaç dikilse 195 milyon 750 bin, her 2 metrekareye bir ağaç dikilse 391 milyon 500 bin, her metrekareye 1 ağaç dikilse 783 milyon ağaç ediyor. Ne diyeyim?" dedi.

 

Vural, Erdoğan'ın faiz lobisine ilişkin sözlerini de eleştirerek, Başbakan'ın milletin alın terini sömürdüğünü öne sürdü. Vural, Türk ekonomisinin yabancı sermayeyle işgal edildiğini, 10 yılda 333 milyar dolar cari açık verildiğini, milletin bankalara borçlandığını, faiz lobilerinin kazandığını, milletin kaybettiğini söyledi. Vural, "Hodri meydan; bu söylediklerinde samimiysen, vatandaşı faizcilere yedirmemeye kararlıysan, sana bağlı kamu genel müdürlerini çağır, 'vatandaşa yarından itibaren faizsiz kredi verin, bugüne kadar kredi kartlarından aldığınız faizleri geri verin, faizleri sıfırlayın' talimatını ver" diye konuştu.

 

Borsanın da Başbakan Erdoğan'ın konuşmasıyla inip çıktığını anlatan Vural, "Kim alıyor, kim satıyor bakmak lazım. Sen borsa spekülatörlerinin tetikçisi misin?" diye sordu.

 

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın, olaylarda sosyal medya kullanılmasıyla ilgili 20 IP tespit edildiğini açıkladığını ifade eden Vural, bu konunun yargıyı ilgilendirdiğini ve gizli olması gerektiğini söyledi. Vural, "Ulaştırma Bakanlığı, Türkiye'yi izleme, dinleme, takip etme bakanlığına dönmüş. Bunların elinde bu milletin haberleşme güvenliği yoktur" dedi.

 

Toplumu kutuplaştırmanın kimseye faydası olmadığını vurgulayan Vural, "Sayın Başbakan'a sesleniyorum; Ali kıran baş kesen gibi vatandaşı tehdit etme. Utanmadan, sıkılmadan vatandaşı vatandaşa kırdırıyorsun. Gerginlik ve kutuplaşma politikalarıyla bu ülkenin insanlarının birbirine düşman olmasından ne medet umuyorsun? Hepimizin huzuru kaçtı. Endişe var. AKP'ye oy verenin de vermeyinin de huzuru kalmadı" diye konuştu.