Önemli bir denge faktörü olacak

Bakan Babacan, Türkiye'nin, Batı Avrupa bölgesinden BMGK seçimlerini 1. turda 151 oy alarak büyük farkla kazanmasının ardından BM binasının önünde Türk gazetecilere açıklamalarda bulundu ve ardından soruları yanıtladı. Babacan, Türkiye'nin BMGK seçimlerin

Önemli bir denge faktörü olacak

Bakan Babacan, Türkiye'nin, Batı Avrupa bölgesinden BMGK seçimlerini 1. turda 151 oy alarak büyük farkla kazanmasının ardından BM binasının önünde Türk gazetecilere açıklamalarda bulundu ve ardından soruları yanıtladı.

Babacan, Türkiye'nin BMGK seçimlerinde ilk turda bu kadar önemli sayıda oyu bekleyip beklemediğinin sorulması üzerine, Türkiye'ye destek veren ülkelerin sayısına bakıldığında 128 rakamını geçeceklerini tahmin ettiklerini söyledi.

Babacan, bazen BMGK seçimlerinde oy kullanan BM daimi temsilcilerinin başkentlerinden kendisine gelen üst düzey talimattan farklı davranabildiklerine işaret ederek son bir hafta New York'ta temaslarda bulunmasının nedeninin de biraz da bu durum olduğunu belirtti.

Babacan, Türkiye'ye diğer ülkelerin destek vereceklerine dair yazılı taahütlerine bakıldığında 128 rakamına ulaşmanın pek de fazla sorun gibi görünmediğini, ancak burada oy kullanacak kişilerle birebir temasa önem verdiği için New York'a geldiğini ve ülkelerin daimi temsilcileriyle son dakikaya kadar tek tek görüştüğünü vurguladı.

-BMGK ÜYELİĞİ VE İRAN'IN NÜKLEER MESELESİ-

Babacan, BMGK üyeliği çerçevesinde İran'ın nükleer meselesine bakışla ilgili bir soru üzerine, Türkiye'nin konuya bakışının son derece açık olduğunu, İran'ın Türkiye'nin komşusu ve dostu olduğunu belirtti. İran'la sınırların çizildiği 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin anlaşmasından bu yana Türkiye-İran ilişkilerinde bir sorun yaşanmadığına dikkati çeken Babacan, ''Öte yandan, biz bölgemizde nükleer silahlar istemiyoruz, bu çok açık'' dedi.

Bu kapsamda Türkiye'nin İran'a 6 ülke tarafından sunulan paket ve görüşmeler kapsamında yoğun bir mekik diplomasisi sürdürdüğünü anlatan Babacan, Türkiye'nin bu yıl Mayıs ayından beri bu konuyla çok uğraştığını ve bundan sonra da yakından ilgilenmeye devam edeceklerini belirtti.

''Ama bu sorunun mutlaka diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğine inanıyoruz, başka bir metodun bölgemize daha büyük sıkıntılar getireceğini düşünüyoruz, bu bizim çok net bir pozisyonumuz'' diye konuşan Babacan, söz konusu durumun Türkiye'nin BMGK'ya üye olmasıyla ilgili bir konu olmadığını belirtti.

BMGK'nın İran'la ilgili olarak geçmişte üç karar tasarısı aldığını ve dördüncüsünü de geçenlerde kabul ederek daha önceki üç kararını teyit ettiğini anlatan Babacan, şöyle konuştu:

''Biz, BMGK'ya üye olan bir ülke olarak alınmış olan bu kararları uyguluyoruz, ancak bu kararların alınmış olduğu ortamda biz bugüne kadar yoktuk, 1 Ocak'tan itibaren bu kararlar alınırken biz orada olacağız, masada olacağız ve kuşkusuz kendi bakış açımızı, kendi perspektifimizi açıkça, cesurca ortaya koyacağız.''

BMGK'nın veto hakkında sahip 5 daimi üyesi (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin) ve 10 geçici üyesi olduğunu belirten Babacan, daimi üyelerin BMGK'da alınabilecek herhangi bir kararı durdurabileceklerini, ancak 10 üyenin böyle bir hakkının bulunmadığını söyledi. Babacan, bu kapsamda BMGK'nın yapısının da tartışıldığını ve BMGK'nın reform edilmesinin bir gündem maddesi olduğunu anımsatarak Türkiye'nin de bu konuda görüşlerinin bulunduğunu ve bu görüşleri her platformda ortaya koyduklarını belirtti. Babacan şöyle devam etti:

''Kuşkusuz biz kendi görüşlerimizi BMGK üyesi sıfatıyla karar mekanizmalarında ortaya koyacağız, hem İran'a yakın olan, hem de NATO'nun bir üyesi olan, hem Rusya ile çok iyi ilişkileri olan, hem ABD ile çok iyi ilişkileri olan bir ülke olarak kuşkusuz Türkiye önemli bir denge faktörü olacaktır.''

-KIBRIS RUM KESİMİ VE ERMENİSTAN-

Babacan, Türkiye'nin Kıbrıs Rum kesimi ve Ermenistan'ı resmi olarak tanımamasının,diplomatik ilişkisinin bulunmamasının BMGK'da bir sorun oluşturup oluşturmayacağının sorulması üzerine ise Kıbrıs konusunda sorunun çözümü için Türkiye'nin çok yoğun çabası bulunduğunu, 2004 yılında Türkiye'nin Annan Planı'na verdiği desteğin yarattığı tablonun ve şu anki Kıbrıs müzakerelerine desteğinin herkes tarafından görüldüğünü kaydetti.

Ermenistan konusunda ise bir sürecin başladığına işaret eden Babacan, bunların kimsenin dikkatinden kaçmadığını söyledi. Babacan, BMGK adaylığı sürecinde yaptığı görüşmelerde Türkiye'nin, Kıbrıs Rum kesiminin tanınmasına yönelik bir talebin ya da bir baskının adının bile geçmediğini belirtti.

Babacan, Türkiye'nin politikasının çok net olduğunu vurguladı ve ''Biz çözüm istiyoruz, ama tabii tek tarafın çözüm istemesiyle bu olmuyor, ilgili bütün tarafların da çözüme ulaşmak için arzulu, istekli olmaları gerekiyor'' dedi.

-AB'DEN DESTEK-

Babacan bir soru üzerine, Türkiye'nin 1990'larda yine Batı Avrupa grubundan aday olduğunu söyledi ve bugünkü seçimlerde Avrupa ülkelerinden iyi destek aldıklarını anlattı.

İzlanda'ya Nordik ülkelerinin destek verdiğini, AB ülkelerinin de bu yılın sonunda BMGK üyeliği sona erecek İtalya ve Belçika yerine AB ülkelerini istediklerini, küçük ülke dayanışmasının da bulunduğunu anımsatan Babacan, buna rağmen Türkiye'nin aradan sıyrılıp en yüksek oyu alarak seçilmesinin güzel bir sonuç olduğunu belirtti.

Babacan, ''İnşallah önümüzdeki 2 yıllık dönemi de başarıyla alnımızın akıyla geçireceğiz. Bu bir büyük sorumluluk'' diye konuştu.

-TÜRKİYE'NİN BMGK DÖNEM BAŞKANLIĞI OLACAK-

Babacan kendisinin daha sık BM'ye gelip gelmeyeceğine yönelik bir soru üzerine ise 1 Ocak 2009'da görevine başlayacak Türkiye'nin birkaç kere dönem başkanlığının olacağını bildirdi. Bu toplantıların bazen bakanlık seviyesinde yapılacağını belirten Babacan, Türkiye'nin dönem başkanı olduğu zamanlarda kendisinin de Dışişleri Bakanı olarak New York'ta olacağını söyledi.

Babacan ''Türk Dışişleri Bakanının bundan böyle New York'ta biraz daha fazla olması gerekecek'' dedi.

-TELEFON GÖRÜŞMELERİ-

Dışişleri Bakanı Babacan bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile telefonla görüştüğünü, her ikisinin de tebriklerini ilettiklerini belirterek, kendisinin de her ikisine bugüne kadar BMGK seçimleri için gösterdikleri yoğun çabalardan ve emeklerinden dolayı Dışişleri Bakanlığı olarak takdir ve teşekkür dileklerini ilettiğini belirtti.

Babacan, ''Kuşkusuz bu sonuç hem Cumhurbaşkanımızın hem de Başbakanımızın olağanüstü çabalarının da bir ürünü, Türkiye olarak bu güzel sonucu almanın sevinci içindeyiz'' dedi.

-48 YIL SONRA ÜYELİK-

Babacan bir soru üzerine, Türkiye'nin en son 1 Ocak 1961'den itibaren 1 yıl boyunca Konsey'de görev aldığını ve Polonya ile görevi paylaştığını belirtti ve dolayısıyla Türkiye'nin 1 Ocak 1961 ile 1 Ocak 2009 tarihleri arasında tam 48 yıl olduğunu, Türkiye'nin bu göreve 48 yıl sonra yeniden geleceğini belirtti.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler