Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan rapor UYAP sistemi üzerinden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaştı. Başsavcı vekili Nuri Yiğit, 4 ayrı kurumun naaştan alınan numunelerin analizine ilişkin “kati” raporunun savcılar tarafından incelemeye alındığını açıkladı.

 

Soruşturma savcısı Kemal Çetin’in bugün kararını açıklaması bekleniyor. Özal’ın kesin olarak zehirlendiği kanaati güçlenirse Savcı Çetin’in soruşturmayı genişletmesi, “kalp krizi” sonucu öldüğü tespiti yapılması durumunda ise “takipsizlik” kararı vermesi bekleniyor. 

 

 

Raporun 11 kurul üyesinin “oybirliği” ile kabul edildiği ve sonuç kısmında “Kesin olarak zehirlenerek öldüğüne ilişkin bir kanaat bildiremedik” denildiği öğrenildi. İhtisas Kurulu’nun raporunda, Özal’ın naaşından alınan numunelerde iki adet “zehirli toksin” maddeye rastlandığı ancak, “DDT ve Katminyum” adlı bu maddelerin ölüme neden olup olmadığı konusunda ise kesin bir görüş belirtilemeyeceğinin kaydedildiği belirtiliyor. Maddelerin Özal’ın ölümünden önce mi, topraktan mı sirayet ettiği konusunda kesin bir kanıya varılmadığı ifade ediliyor. 

 

 

Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın “raporun kuşkuları gidermediği” yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine, “Neye dayanarak söyledi, bilmiyorum ama raporu okumak gerekiyor” dedi. İnce şöyle konuştu: “O haberlerin hepsine bakın, sonra raporu alın. Çok şaşıracaksınız. Raporu okumak lazım. Sonuç 12 sayfa, toplam 380 sayfa. Okunduğunda bazı şeyleri kafanızda canlandıracaksınız.

 

Çok basit, ‘Vardı-yoktu’ denecek bir rapor, sonuç değil. İçinde analizler var. Şu kadarını söyleyeyim, dünyada o analizleri yapabilecek laboratuvar sayısı çok fazla değil. Bunlar çok hassas analizler. Ben kurumumla, çalışanlarımla gurur duyuyorum. Çok güzel şeyler yapıldı.” İnce, “Rapor açıklandığında şüpheler giderilmiş olacak mı?” sorusuna ise “Ona cumhuriyet başsavcılığı karar verecek” karşılığını verdi. 

 

 

‘Rapor kesin olmayabilir’ 

 

BÜLENT ARINÇ: “Adli Tıp Kurumu’nun burada yapacağı şey, kesin ölüm nedeninin belirlenmesidir. Dava buna göre açılır. Ben ihtiyatlı davranıyorum. Bir insanın vücudunda tabii olarak zehir veya toksik maddeler bulunabilir. Ancak bu toksik maddelerin ölüme sebebiyet verip vermediğini doktorlar bilebilir. Bu raporlar da aslında kesin ve somut olmayabilir. Savcılık buradan hareketle bir işlem yapacaktır. Yeterli görmezse onun da yolları vardır. Tüm bu yargı süreci içinde Adli Tıp’ın vereceği raporlar açıklandığında, sanıyorum gerçekleri hep beraber görmüş olacağız.” 

 

‘Şüphelerim devam ediyor’ 

 

BEKİR BOZDAĞ: “Adli Tıp Kurumu şüpheleri ortadan kaldırmadı. Daha fazla soruların sorulmasına neden oldu. Vücutta zehir varsa bu zehir nereden geldi, vücudun kendisi mi yaptı? Hem ‘Zehir var’, hem ‘Zehirlenme yoktur’ deniliyor. Bence Adli Tıp Kurumu raporu, şüpheleri ortadan kaldırmamıştır. En azından benim şüphelerim devam ediyor.”

 

 

ADLİ Tıp Kurumu Başkanlığı, Özal’ın ölümüyle ilgili çalışmalarla ilgili bilgileri basına sızdırdıkları gerekçesiyle 3 uzman hakkında soruşturma başlattı. Soruşturmada Trafik İhtisas Dairesi Uzmanı Jeofizik Mühendisi M.M., Kimya İhtisas Dairesi’nde toksikolog Y.E. ile Kimya İhtisas Dairesi’nden bir görevlinin Özal’ın ölümüyle ilgili raporu basına sızdırdıkları ileri sürülüyor. M.M.’nin naaşın anıtmezar’dan çıkarılması sırasında “toprak incelemesi” için görevlendirildiği öğrenildi.