Özal'ın ölümünde sır dolu üç kişi !
Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın öldürülmesi konusunda şimdilik 3 kişiye suçlama yöneltildi. 56 sayfa gibi oldukça kısa ilk iddianamede ise tek sanık yer alıyor. Soruşturma devam ediyor. Yeterli delil edilmesi durumunda başka isimlerin de iddianame
Yayınlanma:
Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın öldürülmesi konusunda şimdilik 3 kişiye suçlama yöneltildi. 56 sayfa gibi oldukça kısa ilk iddianamede ise tek sanık yer alıyor. Soruşturma devam ediyor. Yeterli delil edilmesi durumunda başka isimlerin de iddianameye girmesi bekleniyor. İşte hakkında soruşturma yürütülen o isimler..
8'nci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüne dair soruşturmada iddianame hazırlanarak mahkemeye sunuldu. Mahkemenin de kabul etmesiyle dava açıldı. 56 sayfalık iddianamede, Özal'ın Ergenekon tutuklusu emekli tuğgeneral Levent Ersöz tarafından organize bir cinayetle öldürüldüğü iddia ediliyor.
Görevi başında bir cumhurbaşkanının organize bir cinayetle öldürüldüğü iddiasını yargılayacak dava Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli davalarından birisi olma niteliği taşıyor. ABD Başkanı Kennedy suikastini andıran Özal suikasti davası şimdilik tek sanıklı. 20 yıllık zaman aşımından kapanmasına sadece 1 gün kala açılan dava devletin bu cinayeti aydınlatmak için gereken irade ve isteğe sahip olduğunu gösterdi. Bu iradenin sürüp sürmeyeceği ilerleyen süreçte görülecek. İddianameden de anlaşılacağı gibi suikastin ardındaki asıl güç olarak Özel Harp Dairesi'nin adı geçiyor. "Tushad" ve "Özal'ı indiren güçle konuştuğunuz unutmayın" ibareleri ile diğer bulgular, soruşturma ve davanın bu yönde gelişeceğini gösteriyor.
Özal davası tek sanıklı olarak açıldı. Ancak iddianamede Ersöz'e yardım etmekle suçlanan ikinci bir isim daha var. Yarbay Savaş Korkmaz. Bu isim, bir kod isim olması ve gerçek kimliğin bilinmemesi nedeniyle iddianamede sanık olarak yer almadı. Kimliği tespit etme çalışması sürüyor. Bittiğinde ikinci bir iddianame daha hazırlanacak.
ÖZAL SORUŞTURMASINDAKİ DİĞER İSİMLER
Levent Ersöz ile Savaş Korkmaz dışında soruşturmada başka isimler de geçiyor. Bilinen bazı isimlerin dışında sürpriz bir isim daha konuşuluyor. Savcılığın izini sürdüğü bu isimlerle ilgili yeterli delil elde edilmesi durumunda bu kişilerin yeni iddianameye girebileceği belirtiliyor.
HURŞİT TOLON
Levent Ersöz ile Savaş Korkmaz dışında en somut 3. şüpheli Ergenekon sanığı emekli orgeneral Hurşit Tolon. Soruşturma kapsamında Tolon'un 'şüpheli' sıfatıyla ifadesi alındı. Ancak savcılık sorgusu sonrasında serbest bırakıldı. Burada dikkati çeken bir ayrıntı, Savcı Kemal Çetin'in Levent Ersöz'e sorgu sırasında yönelttiği suikaste karışma suçlamasını aynen Tolon'a da yöneltmesiydi. Savcı Çetin, şüpheliler Tolon ve Ersöz'e, "İstanbul CMK 250. Madde ile yetkili 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor olmanız birlikte değerlendirildiğinde, içerisinde faaliyet gösterdiğiniz yasadışı silahlı terör örgütünün faaliyeti kapsamında 17 Nisan 1993 tarihinde Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın zehirlenmek suretiyle öldürülmesi suçuna iştirak ettiğiniz sonucunu varılmıştır. Bu suçlama ile ilgili ifade veriniz?" sorusunu yöneltti. Suçlamaları reddeden Ersöz ve Tolon savcılıkça serbest bırakıldı. Ersöz iddianameye sanık olarak girerken, Tolon girmedi.
Ancak burada bir gariplik var. Savcı Kemal Çetin'in Özal'ın ölümünden sorumlu tuttuğu TUSHAD yapılanması, kamuoyuna ilk kez Malatya Zirve katliamının ek iddianamesiyle 2012 Haziran ayında yansıdı. Malatya savcılığının hazırladığı iddianamede Tushad'ın 1993 yılı içinde Ergenekon talimatları doğrultusunda TSK içinde Hurşit Tolon tarafından yapılandırıldığı, ilerleyen yıllarda bir kaç revize edildiği çeşitli belgelere dayanarak ileri sürüldü. Eğer Özal'ın ölümü savcının da dile getirdiği gibi Tushad yapılanmasının işi ise o hücre yapılanmasında en üst düzeyde yer alan Tolon'un, Özal gibi en üst düzey makamda yer alan bir şahsa yönelik suikastten habersiz olması akla ve mantığa aykırı. Muhtemelen Tolon'u suçlamak için henüz yeterli delil elde edilemedi. Devam eden soruşturmada Tolon'un şüpheli sıfatı devam ediyor. Yeterli delil elde edilmesi durumunda onun da yeni iddianamelere girmesi ekleniyor.
SABRİ YİRMİBEŞOĞLU, NASRULLAH AYAN
Özal'a yönelik suikastte adı geçen diğer iki isim Özel Harp Dairesi'nin (ÖHD) eski komutanlarından emekli orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu ile MİT görevlisi Nasrullah Ayan. Yirmibeşoğlu'nun ismi özellikle çok önemli. Bu isimler Özal iddianamesinde Ergenekon iddianamelerine atıf yapılarak geçiyor. Özal iddianamesinin 51. sayfasında, 2008/623 sayılı Birinci Ergenekon iddianamesine atıfla şu bölüm yer almakta:
"e. İddianamenin 1480 ve 1481 sayfalarında, İşçi Partisinin İl Örgütünün bulunduğu Beyoğlu İstiklal Cad. Devaçıkmazı No:7 sayılı binasında yapılan aramada "Soner, Özal suikastı ile başlayan dokümanda Turgut Özal'ın kendisine yönelik olarak gerçekleştirilen suikast girişimi olayının üzerine gittiğinin, Üruğ-Öztorun tasfiyesinin intikamının alınması için suikastın Sabri YİRMİBEŞOĞLU isimli kişinin emriyle gerçekleştirildiğinin Özal suikastının soruşturulmasının MİT ajanı Nasrullah AYAN tarafından engellendiğini not alındığı, Soner YALÇIN'a iletilmiş notlardan müteşekkil dokümanlar olduğu..." belirtilmiştir."
Sabri Yirmibeşoğlu ile ilgili Özal iddianamesine girmeyen çarpıcı başka bilgiler de var aslında. Bu bilgiler Özal'a yönelik 1988'deki suikast girişimini soruşturan bir başka savcıya ait ifadelerle de teyit edildi. O soruşturmayı yürüten Savcı Uğur Tönük'ün o yıllarda basında dile getirilen iddiaları, Özal soruşturmasını yürüten Savcı Kemal Çetin'e de tekrar ettiği söyleniyor. Bu ayrıntılar Özal iddianamesinde yer almıyor. Muhtemelen soruşturma devam ettiği için henüz yer almıyor.
ÖZAL SUİKASTİ ÖZEL HARP OPERASYONU
İddiaya göre Özal'ın öldürülmesi bir Özel Harp operasyonu. Özel Harp hücresi Tushad'ın suikastin ardında olduğu dile getiriliyor. Özal iddianamesinde savcının tespiti de bu yönde. Özal'ın öldüğü yıl içinde meydana gelen diğer bazı ölüm olaylarından da iddianamede bahsediliyor. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve ona bağlı -yani terörü ve ardındaki güçleri bitirme projesinde ona doğrudan ya da dolaylı destek veren- çok sayıda asker ve sivil yetkilinin ölümlerinin birbiriyle bağlantılı olduğu ima ediliyor.
Bu tespitler çok önemli. Özal'ın ölümünün bir Özel Harp Dairesi (ÖHD) operasyonu olduğuna dair daha önce dile getirilen iddiaların savcı tarafından da paylaşıldığı görülüyor. Bu operasyonun en tepesinde ise Sabri Yirmibeşoğlu'nun adı geçiyor. Özal Cumhurbaşkanı idi. Makamında öldürüldü. Özal'la birlikte başka isimler de öldürüldü. Özal terör sorununu günümüzde bir benzeri uygulanmaya çalışılan demokratik açılım projesiyle bitirmek istiyordu. Özal ve onun politikasını paylaşan sivil ve askeri yetkililerin peşpeşe ölümleri sonrası devletin yönetimi, ardından da terör politikası değişti. Kontrgerilla yöntemlerine dayanan politikaya geçildi. Faili meçhuller patlama yaptı. Yargısız infaz listeleri MGK'ya sunulacak kadar ileri gidildi. Tüm bulgular emir komuta zinciri içerisinde bir Özel Harp operasyonu yürütüldüğünü gösteriyor.
'ÖZEL HARP'İN ÖZAL'I İNDİREN GÜÇ OLDUĞUNU UNUTMAYIN'
Özel Harp Dairesi'nin diğer adı Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK). Özal'a suikast iddianamesinin 50. sayfasında, Özal'ın ölümünde Özel Harp bağlantısına dair bir delil Ergenekon iddianamesinden şu şekilde aktarılıyor:
"c. İddianamenin 282. sayfasında bahsedilen şüphelilerden Hikmet ÇİÇEK'in flash diskinde ve İşçi Partisi Basın Bürosundan elde edilen bilgisayar harddiski içerisinde "Prov mekt oğuz" isimli word sayfası içerisinde 2 ayrı şahsın konuşma çözümünün olduğu, söz konusu word sayfasının yapılan incelemesinde; yazı metninin başında "Provokasyon Mektubu" yazdığı, devamında "Avukat" ve "Oğuz" olarak belirtilen 2 kişinin konuşma çözümü olduğu, metin içeriğinde Avukatın Abdullah ÖCALAN'ın Avukatı olduğu, Oğuz'un ise Özel Kuvvetlerde görevli birisi olduğunun belirtildiği, söz konusu konuşma metninin İşte Özal dosyasındaki isimler
Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın öldürülmesi konusunda şimdilik 3 kişiye suçlama yöneltildi. 56 sayfa gibi oldukça kısa ilk iddianamede ise tek sanık yer alıyor. Soruşturma devam ediyor. Yeterli delil edilmesi durumunda başka isimlerin de iddianameye girmesi bekleniyor. İşte hakkında soruşturma yürütülen o isimler..
29.04.2013 13:35 8'nci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüne dair soruşturmada iddianame hazırlanarak mahkemeye sunuldu. Mahkemenin de kabul etmesiyle dava açıldı. 56 sayfalık iddianamede, Özal'ın Ergenekon tutuklusu emekli tuğgeneral Levent Ersöz tarafından organize bir cinayetle öldürüldüğü iddia ediliyor.
Görevi başında bir cumhurbaşkanının organize bir cinayetle öldürüldüğü iddiasını yargılayacak dava Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli davalarından birisi olma niteliği taşıyor. ABD Başkanı Kennedy suikastini andıran Özal suikasti davası şimdilik tek sanıklı. 20 yıllık zaman aşımından kapanmasına sadece 1 gün kala açılan dava devletin bu cinayeti aydınlatmak için gereken irade ve isteğe sahip olduğunu gösterdi. Bu iradenin sürüp sürmeyeceği ilerleyen süreçte görülecek. İddianameden de anlaşılacağı gibi suikastin ardındaki asıl güç olarak Özel Harp Dairesi'nin adı geçiyor. "Tushad" ve "Özal'ı indiren güçle konuştuğunuz unutmayın" ibareleri ile diğer bulgular, soruşturma ve davanın bu yönde gelişeceğini gösteriyor.
Özal davası tek sanıklı olarak açıldı. Ancak iddianamede Ersöz'e yardım etmekle suçlanan ikinci bir isim daha var. Yarbay Savaş Korkmaz. Bu isim, bir kod isim olması ve gerçek kimliğin bilinmemesi nedeniyle iddianamede sanık olarak yer almadı. Kimliği tespit etme çalışması sürüyor. Bittiğinde ikinci bir iddianame daha hazırlanacak.
ÖZAL SORUŞTURMASINDAKİ DİĞER İSİMLER
Levent Ersöz ile Savaş Korkmaz dışında soruşturmada başka isimler de geçiyor. Bilinen bazı isimlerin dışında sürpriz bir isim daha konuşuluyor. Savcılığın izini sürdüğü bu isimlerle ilgili yeterli delil elde edilmesi durumunda bu kişilerin yeni iddianameye girebileceği belirtiliyor.
HURŞİT TOLON
Levent Ersöz ile Savaş Korkmaz dışında en somut 3. şüpheli Ergenekon sanığı emekli orgeneral Hurşit Tolon. Soruşturma kapsamında Tolon'un 'şüpheli' sıfatıyla ifadesi alındı. Ancak savcılık sorgusu sonrasında serbest bırakıldı. Burada dikkati çeken bir ayrıntı, Savcı Kemal Çetin'in Levent Ersöz'e sorgu sırasında yönelttiği suikaste karışma suçlamasını aynen Tolon'a da yöneltmesiydi. Savcı Çetin, şüpheliler Tolon ve Ersöz'e, "İstanbul CMK 250. Madde ile yetkili 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor olmanız birlikte değerlendirildiğinde, içerisinde faaliyet gösterdiğiniz yasadışı silahlı terör örgütünün faaliyeti kapsamında 17 Nisan 1993 tarihinde Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın zehirlenmek suretiyle öldürülmesi suçuna iştirak ettiğiniz sonucunu varılmıştır. Bu suçlama ile ilgili ifade veriniz?" sorusunu yöneltti. Suçlamaları reddeden Ersöz ve Tolon savcılıkça serbest bırakıldı. Ersöz iddianameye sanık olarak girerken, Tolon girmedi.
Ancak burada bir gariplik var. Savcı Kemal Çetin'in Özal'ın ölümünden sorumlu tuttuğu TUSHAD yapılanması, kamuoyuna ilk kez Malatya Zirve katliamının ek iddianamesiyle 2012 Haziran ayında yansıdı. Malatya savcılığının hazırladığı iddianamede Tushad'ın 1993 yılı içinde Ergenekon talimatları doğrultusunda TSK içinde Hurşit Tolon tarafından yapılandırıldığı, ilerleyen yıllarda bir kaç revize edildiği çeşitli belgelere dayanarak ileri sürüldü. Eğer Özal'ın ölümü savcının da dile getirdiği gibi Tushad yapılanmasının işi ise o hücre yapılanmasında en üst düzeyde yer alan Tolon'un, Özal gibi en üst düzey makamda yer alan bir şahsa yönelik suikastten habersiz olması akla ve mantığa aykırı. Muhtemelen Tolon'u suçlamak için henüz yeterli delil elde edilemedi. Devam eden soruşturmada Tolon'un şüpheli sıfatı devam ediyor. Yeterli delil elde edilmesi durumunda onun da yeni iddianamelere girmesi ekleniyor.
SABRİ YİRMİBEŞOĞLU, NASRULLAH AYAN
Özal'a yönelik suikastte adı geçen diğer iki isim Özel Harp Dairesi'nin (ÖHD) eski komutanlarından emekli orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu ile MİT görevlisi Nasrullah Ayan. Yirmibeşoğlu'nun ismi özellikle çok önemli. Bu isimler Özal iddianamesinde Ergenekon iddianamelerine atıf yapılarak geçiyor. Özal iddianamesinin 51. sayfasında, 2008/623 sayılı Birinci Ergenekon iddianamesine atıfla şu bölüm yer almakta:
"e. İddianamenin 1480 ve 1481 sayfalarında, İşçi Partisinin İl Örgütünün bulunduğu Beyoğlu İstiklal Cad. Devaçıkmazı No:7 sayılı binasında yapılan aramada "Soner, Özal suikastı ile başlayan dokümanda Turgut Özal'ın kendisine yönelik olarak gerçekleştirilen suikast girişimi olayının üzerine gittiğinin, Üruğ-Öztorun tasfiyesinin intikamının alınması için suikastın Sabri YİRMİBEŞOĞLU isimli kişinin emriyle gerçekleştirildiğinin Özal suikastının soruşturulmasının MİT ajanı Nasrullah AYAN tarafından engellendiğini not alındığı, Soner YALÇIN'a iletilmiş notlardan müteşekkil dokümanlar olduğu..." belirtilmiştir."
Sabri Yirmibeşoğlu ile ilgili Özal iddianamesine girmeyen çarpıcı başka bilgiler de var aslında. Bu bilgiler Özal'a yönelik 1988'deki suikast girişimini soruşturan bir başka savcıya ait ifadelerle de teyit edildi. O soruşturmayı yürüten Savcı Uğur Tönük'ün o yıllarda basında dile getirilen iddiaları, Özal soruşturmasını yürüten Savcı Kemal Çetin'e de tekrar ettiği söyleniyor. Bu ayrıntılar Özal iddianamesinde yer almıyor. Muhtemelen soruşturma devam ettiği için henüz yer almıyor.
ÖZAL SUİKASTİ ÖZEL HARP OPERASYONU
İddiaya göre Özal'ın öldürülmesi bir Özel Harp operasyonu. Özel Harp hücresi Tushad'ın suikastin ardında olduğu dile getiriliyor. Özal iddianamesinde savcının tespiti de bu yönde. Özal'ın öldüğü yıl içinde meydana gelen diğer bazı ölüm olaylarından da iddianamede bahsediliyor. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve ona bağlı -yani terörü ve ardındaki güçleri bitirme projesinde ona doğrudan ya da dolaylı destek veren- çok sayıda asker ve sivil yetkilinin ölümlerinin birbiriyle bağlantılı olduğu ima ediliyor.
Bu tespitler çok önemli. Özal'ın ölümünün bir Özel Harp Dairesi (ÖHD) operasyonu olduğuna dair daha önce dile getirilen iddiaların savcı tarafından da paylaşıldığı görülüyor. Bu operasyonun en tepesinde ise Sabri Yirmibeşoğlu'nun adı geçiyor. Özal Cumhurbaşkanı idi. Makamında öldürüldü. Özal'la birlikte başka isimler de öldürüldü. Özal terör sorununu günümüzde bir benzeri uygulanmaya çalışılan demokratik açılım projesiyle bitirmek istiyordu. Özal ve onun politikasını paylaşan sivil ve askeri yetkililerin peşpeşe ölümleri sonrası devletin yönetimi, ardından da terör politikası değişti. Kontrgerilla yöntemlerine dayanan politikaya geçildi. Faili meçhuller patlama yaptı. Yargısız infaz listeleri MGK'ya sunulacak kadar ileri gidildi. Tüm bulgular emir komuta zinciri içerisinde bir Özel Harp operasyonu yürütüldüğünü gösteriyor.
'ÖZEL HARP'İN ÖZAL'I İNDİREN GÜÇ OLDUĞUNU UNUTMAYIN'
Özel Harp Dairesi'nin diğer adı Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK). Özal'a suikast iddianamesinin 50. sayfasında, Özal'ın ölümünde Özel Harp bağlantısına dair bir delil Ergenekon iddianamesinden şu şekilde aktarılıyor:
"c. İddianamenin 282. sayfasında bahsedilen şüphelilerden Hikmet ÇİÇEK'in flash diskinde ve İşçi Partisi Basın Bürosundan elde edilen bilgisayar harddiski içerisinde "Prov mekt oğuz" isimli word sayfası içerisinde 2 ayrı şahsın konuşma çözümünün olduğu, söz konusu word sayfasının yapılan incelemesinde; yazı metninin başında "Provokasyon Mektubu" yazdığı, devamında "Avukat" ve "Oğuz" olarak belirtilen 2 kişinin konuşma çözümü olduğu, metin içeriğinde Avukatın Abdullah ÖCALAN'ın Avukatı olduğu, Oğuz'un ise Özel Kuvvetlerde görevli birisi olduğunun belirtildiği, söz konusu konuşma metninin
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.