“Şehitlerin kanıyla kurulan bu ülkeyi...''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen mitingde alandaki coşkulu kalabalığa hitap etti.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasında şunları söyledi:“İmam hatiplerin orta kısmını kapattılar mı? Kattılar. Kat sayıyı getirdil
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen mitingde alandaki coşkulu kalabalığa hitap etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasında şunları söyledi:
“İmam hatiplerin orta kısmını kapattılar mı? Kattılar. Kat sayıyı getirdiler mi? Getirdiler. Başörtüyle giremezsin, dediler. Benim kızlarım bu çileyi çekti. Üniversiteye sokmadılar mecburen yurt dışına gönderdim Amerika’da başörtüsüyle okudular. Ama burada okumadılar. Ben bunu yabancı ülkelerde söylediğimde şaşırıyorlardı. Sabrettik, sabrettiniz. Sabreden derviş muradına ermiş. Ne oldu? İmam Hatiplerin orta kısımlar açıldı; katsayı kalktı. Başörtüsüyle üniversiteye girebiliyorlar. Parlamentoya, devlet dairelerine giriyor muyuz? Ne oldu? Türkiye bölündü mü? Tam aksine normalleşti. Bak şimdi başı açık ve başı açık omuz omuza yürüyorlar. Zaten sıkıntı burada. Geçenlerde Kılıçdaroğlu açıklama yaptı, ‘başörtü meselesini ben çözdüm’ diyor. Ya dürüst ol dürüst. Bu Kılıçdaroğlu’nda takiye, yalan, iftira, fitne, fesat hepsi var. Öyle ki MHP ve biz birlikte üniversitelere başörtülü olarak girmesi için adım attığımızda bunu AYM, Danıştay’a götürdü. Daha sonra ne oldu bunu anayasa referandumunda çözüldü. CHP, MHP, BDP ‘hayır’ dedi. Millet ‘Evet’ dedi. Siz sahip çıktınız. Böyle olacak dediniz; böyle oldu. Çünkü AK Partinin rotasını millet çizdi. Birisi çıkıyor, ‘ben Kürtlerin partisiyim’, birisi ‘ben Türklerin partisiyim’ diyor. Birisi de ‘bende kumsalların partisiyim’ diyor. Bizde ‘77 milyonun partisiyiz’ diyoruz. Kürtüyle, Türküyle, Arabıyla, Romanıyla, Lazıyla, Çerkeziyle hepsini Yaradan’dan ötürü seviyoruz. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Biriz diriyiz, hep birlikte Türkiye’yiz.”
“SİZİN DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMANIZDAN RAHATSIZ OLDULAR”
“Gezi eylemleri yaptılar; 17 Aralık-25 Aralık darbe girişimi yaptılar. Bunların derdi ağaç, yolsuzluk değil. Bunların derdi siziniz” diyen Erdoğan, “Bunlar sizin demokrasiye sahip çıkmanızdan rahatsız oldular. Siz Başbakana, iktidara sahip çıktığınız için rahatsız oldular. Büyüyen ekonomiden, çıkarları zedelendiği için rahatsız oldular. Ama artık bu devir kapandı. Şimdi yeni bir devir var. Artık normalleşme süreci yaşıyoruz. Bu normalleşme süreci onları ciddi manada yine rahatsız edecek. Artık imam hatipler açıldı, meslek liseleri açıldı, düz liselere Kur’an-ı Kerim seçmeli ders oldu bundan rahatsız oldular. Herkesin kendi ana dilinin önünü açtığımız için bundan rahatsız oldular. Babaların yüreği yanmıyor ya bundan rahatsız oldular. Mısırda darbeye, Suriye’deki olaylara karşı çıktığımız için, Mavi Marmara’yla hakkı savunduğumuz için rahatsız oldular. Ne diyorlar, ‘Türkiye çok oluyor’ diyorlar. Türkiye küresel güç oluyor. Biz göreve geldiğimizde Merkez Bankasında 27,5 milyar dolar vardı şimdi 128 milyar dolar var. Bunlardan rahatsız oldular. İMF’ye borcumuz kalmadı. İMF borç istiyor. 5 milyar dolar istedikleri zaman borç vereceğiz. Milli gelir 230 milyar dolar, şimdi 820 milyar dolar. İşte onları bu rahatsız etti” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun sürekli ‘yolsuzluk’ dediğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
“Eline diline dursun. Hırsızdan başbakan olmaz diyor. Doğru doğru. 3 tane seçime girdin bu millet seni gömdü gömdü. Seni bu millet SSK Genel Müdürüyken seni iyi tanıyor. Hastanelerin eczanelerinden ilacımızı alamıyorduk. Şimdi benim vatandaşım istediği hastaneden hizmet alıyor mu? İstediği eczaneden ilaç alabiliyor mu? Şimdi bu aralar birilerinin maşası haline gelen bir Pensilvanya var. CHP, MHP, BDP Pensilvanyanın maşası. Kimin kimlerle ittifak yaptığına lütfen dikkat edin. Pensilvanya CHP ve MHP’ye kaset servis ediyor. Bu partileri maşa olarak kullanıyor. Yaşadığımız bu hadiseler sadece beni, AK Partiyi, iktidarı ilgilendiren meselelere değil. Bunlar ulusal güvenliğimizi, devletimizi tehdit ediyor. Bir Başbakanın telefonunu dinlenemez. Hele hele kriptolu telefonu dinleyemez. Mahkeme Başbakanı dinlemek için izin veremez. Bunlar bizi dinleyecek kadar alçak, karakteri bozuk. Bu bir ajanlıktır, casusluktur. Bu içerden yapılıyorsa vatana ihanettir. Bunlar sadece bizi dinlemiyor, kendi arkadaşlarını dinleyecek kadar haysiyetsizler. Kendilerinden olmayan askeri, polisi, hakimi, savcıyı dinleyecek kadar alçaklar. Buradan polise, askere sesleniyorum. Aman dikkat diyorum. Şuanda ittifak yaptıkları partileri de dinliyorlar. Ama CHP, MHP bu dinlemelere sesini çıkarmıyor. Diyet ödüyorlar, bedel ödüyorlar. Şantaja ve tehdide boyun eğiyorlar.”
“SİYASETİ BU KADAR SEVİYORSAN, VATANSEVERSEN DÖN GEL”
“Pensilvanyadaki zat ne diyor. Rüyada Peygamber Efendimizi görmüş. Peygamber Efendimiz ‘twitleri iki kat arttırın’ demiş. Hocaefendi de ‘ne demişse aynen yapın’ diyor” ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:
“Televizyonlarında Peygamber efendimizi miraçtan indiriyorlar kamyonete bindiriyorlar. Bu çok tehlikeli bir şey. Bunlar istikameti kaybetmişler. 1995 yılında Savaş Ay ile röportaj yapıyor. ‘Hz. Cebrail parti kursa ona da oy vermem’ diyor. Bizde meleklere iman var. Sen bunu nasıl söylersin. HZ. Cebrail’in işi gücü yokta partimi kuracak. Sene 1999 kaçıp gidiyorsun. Pensilvanya, dürüst adamsın, suçun yok niye kaçıyorsun? Siyaseti bu kadar seviyorsan, vatanseversen dön gel. Partini kur, partinin başına geç, bu millet boyunun posunun ölçüsünü verir. Gel bakalım niye gelmiyorsun?
Bunların dershanelerinde çocuklarınız varsa çekin alın, okullarında varsa çekin alın. Biz gerekli tüm desteği vermeye hazırız. Hafta sonra kurs vermeye Milli Eğitim Bakanlığı hazır. Bunlar geceleri beddua seansları yapıyorlar. Bu seanslarda Başbakana beddualarda bulunuyorlar. Bunların ağabeyleri var, ablaları var. Bizim ağabeylerimiz, ablalarımız burada. Sizin dualarınız bize yeter. Suriye’deki mazlumların duaları, Filistin’deki, Mısırdaki kardeşlerimizin duaları bize yeter. Dünyanın her yerinden gelen dualar bize yeter. Bumerang gibi bedduaları kendilerini bulur sabırlı olun. Biz bunlara boyun eğmedik, bu şantajlara pabuç bırakmadık bırakmayacağız.
Bunlar vatandaşlardan makbuzsuz olarak çeşitli yardım adı altında dolandırdılar. Zekatları aldılar, koyunlarını aldılar. Koyunlar kesilmedi. Şimdi bunların peşindeyiz. Nerede ne var bunları ortaya çıkartacağız. Bunlar gücünü nereden alıyor? Bunların güç kaynaklarını bitireceğiz hiç endişeniz olmasın. Biz kasetlerin montajların Türkiye’yi esir almasına izin vermeyeceğiz.”
“BU ADİLİKTİK, ALÇAKLIKTIR”
“Başbakanın Avrupa’nın değişik ülkelerinde milyarlarca dolar parası olduğunu söylüyorlar. Bu adiliktik, alçaklıktır. Varsa çıkarın bu parayı sizin Pensilvanya’da ki hocanıza göndereyim” diyen Erdoğan, “Tezgah aynı. Birkaç gün önce Kılıçdaroğlu da İsviçre’de paramın olduğunu söyledi. Ona söyledim, parayı çıkar garip gurabaya vereceğim. Bunlarda iftira, yalan var. Onun için 30 Mart çok önemli. Kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Şehitlerin kanıyla kurulan bu ülkeyi kasetlere teslim etmeyeceğiz. Türkiye ekonomisine, milli iradeye asla istikamet çizemez. Bu oyun artık bozuldu” dedi.
CHP’nin sokak karışıklıklarından rant devşirmeye çalıştığını belirten Erdoğan, “Holding patronları lojistik sağlıyor. Geçenlerde bir holding kapılarını açmış; ‘kaçanlar bizim mağazalara gelsin’ diyor. Geçenlerde İstanbul’da bir cenaze yaşandı. Maalesef terör örgütlerinin içine aldığı, yüzü poşulu, eline sapan verilmiş bir çocuk biber gazına muhatap oluyor. Polis yüzü poşulu, elinde sapanla demir bilyeleri savuran kişinin kaç yaşında olduğunu nereden anlayacak? Kılıçdaroğlu ‘ekmek almaya giden çocuk’ diyor. Dürüst ol dürüst. Ne ekmek alması ne alakası var? Annesi ‘evladımın katili Başbakan’ diyor. Evladının mezarına demir bilye koyuyor. Evladının mezarını demir bilye atarak neyin mesajını veriyorsun?
DHKP-C terör örgütü, oradan geçerken üç ay önce askerden gelen Burak yavrumuzu şehit ediyor. Burak Can’ın elinde sapan, silah yoktu. Evinin önünde olan bu yavruyu şehit ediyorlar. Orada sokakta toplanan kovan sayısı 42’dir. Bunlar bu teröristlerle iş tutuyorlar. O yavrumuzu öldürenler, Kılıçdaroğlu’nun gayri resmi illegal cellatlarıdır. Burak Can’ın babası, ortam gerilmesin diye Kasımpaşa’daki cenaze namazından sonra Giresun’a götürüyor. Bu da baba. Ama bu kalkıp da öyle bir beyanda bulunmuyor. Ülkem gerilmesin, vatan sağ olsun, ben bu acıya katlanacağım diyor. Kim gerilimden yana?” dedi.
“ÇEVREYE DÜKKANLARA ESNAFA ZARAR VERDİLER”
Tunceli’de aynı şekilde bir polisin sokak olaylarında şehit olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Çevreye dükkanlara esnafa zarar verdiler. MHP, CHP, holding patronları el ele. Malum medya kan döküyor. Bunlar çocuğun cenazesi için bir araya gelmedi. Bunlar ekonomiyi çökertmek için bir aradalar.
Bir patlama oldu ve 53 vatandaşımız öldü. Ne çıktı? Patlamanın emrini verenler, CHP heyetini zalim heyetini götüren kişiler çıktı. Olayın içinde CHP’ye yakın kişiler, milletvekillerinin akrabaları var. Günlerce sorduk ama cevap gelmedi. Bu güne kadar tek kelime söylemediler. Bu terör örgütünü kınamadılar. Türkiye düşmanı Eset ile kol kola gezeceksin, terör örgütüyle kol kola gezeceksin, Alevi Sünni kavgasını körükleyeceksin, Pensilvanyanın arkasından gezeceksin. Sonrada bunları yapacaksın.
Bakın bu Pensilvanya’daki zat bir tane Filistinli çocuk için gözyaşı dökmedi; dökemez. Patronları buna izin vermez. Mavi Marmara şehitleri için gözyaşı dökmedi. Şimdi mezhep ayrılıklarını körükleyen taziye mesajları gönderiyor. Aynını MHP’de yapıyor. Şimdi gitsinler de Burak kardeşimizin, kendi Tunceli Milletvekillerinin attıkları twitlerin hesabını versinler. Bu ülke vandallara teslim edilmez. Kaygısız ol Gaziantep, sen merak etme, ümitsiz olma, bunun hesabını 30 Marta soracağız. Gaziantep’e 11 yılda 12.4 milyar TL yatırım ve destek sağlandı. Bizler eser siyaseti yapıyoruz. Diğerleri gerilim siyaseti yapıyorlar.”