Şeffaflık Derneği Başkanı Oya Özarslan, futbolda şike ve Deniz Feneri davalarının milyonlarca insanda, bu alanların kirli olduğuna dair genel bir algı oluşturduğunu ve bunun da notun düşmesinde en önemli etken olduğunu bildirdi. Uluslararası Şeffaflık Örgütü Yolsuzluk Algı Endeksi’ne göre 2011 yılı sonuçları açıkladı. Endekse göre notu düşen Türkiye, ülke sıralamasında 56’dan 61’inci sıraya geriledi. Türkiye birlikte değerlendirildiği Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkeleri arasında ilk sırada yer alırken, üyesi olduğu OECD ülkeler grubu sıralamasında ise 34 ülke arasında 30’uncu oldu. Eylül 2010 - Aralık 2011 tarihleri arasındaki endeks sonuçlarını değerlendiren Özarslan, şunları söyledi:

Algının değişmesine engel
Sporla ilgilensin ilgilenmesin herkes bu alanda büyük yolsuzlukların, kanuna, ahlaka aykırı durumun yaşandığı bir algıya sahip oldu. Bu konularda olumlu adımlar atılması halinde bu algı tersine de dönebilir. Şike konusuyla ilgili yasa değişikliği bu algının değişmesinin önünde bir engel olacaktır. Bazı önemli insanlar cezaevinde. Bu isimlerin çıkmasına ilişkin lobiler yapıldığı yolunda haberler oldu. Birilerine dokununca yasayı değiştiriyorlar’ gibi bir algı oluştu.

Savcı değişimi algıyı arttırdı
Deniz Feneri’yle ilgili 3 yıldır süren bir soruşturma var. Soruşturma ile ilgili gizlilik kararı alındı. İnsanları tutukladılar ve davayı açtılar. Tam bu aşamada savcılara ilişkin bir iddia üzerine bu defa HSYK devreye girdi ve savcıların değiştirilmesini sağladı. Savcılar değişince de uzun tutukluluk sürecine aykırı diyerek sanıkları tahliye ettiler. Buun birçok davaya da uygulanıyor olabilmesi gerekir. Bu da yolsuzluk algısını arttırdı.

Geleceği de etkileyecek
Bu iki konu önümüzdeki yılları da olumsuz etkileyebilecek. Türkiye’de genel olarak, ‘Hukuka aykırı birçok şey oluyor. Ama sorumlular cezalandırılmıyor’ gibi bir algı var. Büyük bir güvensizlik var. Çünkü, ‘Kural var ama herkesin yaptığı yanına kar kalır’ algısı içimize işlemiş durumda.