''Sil Baştan'' filmi gerçek oldu !
Bilim adamları insanların beynine elektrik akımı vererek rahatsız edici hatıraları silmeyi başardı. Bu gelişmenin ruhsal travmaların, psikiyatrik rahatsızlıkların ve uyuşturucu bağımlılığın tedavisinde daha iyi tedavi imkanı sunması bekleniyor.Yapılan den
Bilim adamları insanların beynine elektrik akımı vererek rahatsız edici hatıraları silmeyi başardı. Bu gelişmenin ruhsal travmaların, psikiyatrik rahatsızlıkların ve uyuşturucu bağımlılığın tedavisinde daha iyi tedavi imkanı sunması bekleniyor.
Yapılan deneyde hastalara resimler ve kelimler ile rahatsız edici bir hikaye anlatıldı. Bir hafta sonra bu kişilere hikaye hatırlatılır ve elektroşok olarak da bilinen elektrokonvülsif terapi uygulanır. Bu uygulama sonucunda hastaların bu rahatsız edici hikayeyi geri çağırması tamamen ortadan kalkar.
Araştırmanın başında bulunan Hollanda'daki Radboud Üniversitesi'nde nörolog olan Marijn Kroes, Nature Neuroscience dergisinde Pazar günü yayınlanan yazısında, "[Uygulamanın ] güçlü bir etkisi oldu. Tüm deneklerde etkisi görüldü." dedi.
Deney akıllara "Eternal Sunshine of the Spotless Mind," (Sil Baştan) filmini getirdi. Filmde ayrılan bir çiftin hafızalarını silmesi anlatılıyordu.
Bilim benzer fikirleri yıllardır irdeliyordu. Yapılan bir deneyde fobisi bulunan kişi korktuğu bu şeye tehlike yaratmayacak şekilde sürekli maruz bırakılıyor. Ekstinksiyon olarak bilinen bu süreç sonunda kişinin korkusunun aşamalı olarak azaldığı görülmüştü. Bazı araştırmacılar ise sakinleştirici bir ilaç olan propranolol ile bir deney gerçekleştirdiler. Yapılan deneyler, ileride bir gün insanların seçimlerine bağlı olarak istemedikleri anıları silmeyi veya sigara, uyuşturucu ve duygusal travma ile bağlantıları çağrışımları ortadan kaldırmayı amaçlıyor.
Bilim adamları şu ana kadar bir anının beyinde tutulduğunu, kalıcı bir şekilde depolandığını ve değiştirilemeyeceğini düşünüyordu. Anksiyete bozuklukları olan kişilere yeni anılar yaratarak korkularının üstesinden gelmeleri öğretiliyordu. Yine de bu yöntem ile eski anılar oldukları yerde duruyor ve herhangi bir zamanda yeniden aktif olabiliyordu.
Ancak yaklaşık 10 yıl önce bilim adamları sürpriz bir keşfe imza attı. Bir laboratuar faresine geçmişteki bazı korkularına ait bir hatırlatıcı verildiğinde bu olaya ait anının kısa bir süreliğine kararsızlaştığı görüldü. Daha sonra bir şey yapılmadığında bu anı ikince kez kararlaştı ve sonuç olarak sabitleşti. Bu süreç yeniden bir araya gelme olarak da biliniyor.
Yeniden bir araya gelme süreci olarak bilen bu sürece müdahale etmek amacıyla farenin beynine belli ilaçlar enjekte edildiğinde hayvanın korku veren anılarını tamamen unuttuğu görüldü. Daha da önemlisi diğer anılar ortadan kalkmamıştı.
İnsanlarda anıların yeniden bir araya gelme sürecine müdahale edilip edilmemesi zor olarak görüldü. Bunun nedeni ise insan beynine ilaç enjekte etmenin riskli bir iş olması. Dr. Kroes ve meslektaşları bu sorunun üstesinden gelmenin bir yolunu buldular.
Test denekleri olarak şiddetli depresyon nedeniyle elektrokonvülsif terapi (ECT) gören 39 hasta belirlediler. ETC tedavisinde hastalara bir kas gevşetici ve anestetik verilerek beyinlerine elektrik akımı gönderiliyor. Böylece depresyonun tedavisine yardımcı olacak kısa süreli bir felç oluşturuluyor. Ancak bu tekniğin tam olarak nasıl çalıştığı net değil: Bazı bilim adamları bu yöntem ile beyindeki kan akışının veya metabolizmanın yapısının değiştiğini düşünürken diğer bir grup bilim adamı ise beynin bu tekniğin etkisi ile depresyon ile savaşması için bazı kimyasalları salgıladığına inanıyor.
ECT tedavisi, en ağır ilaçlar da dahil diğer tedavilere yanıt vermeyen hastalara uygulanıyor.
Deneye katılan bu 39 hastaya bilgisayarda ses ve resimler ile anlatılan iki rahatsız edici hikaye izlettirildi. Hikayelerden birinde bir otomobilin çarptığı çocuğun ayaklarının ameliyat ile kesilmesi diğerinde ise iki kız kardeşten birinin kaçırılıp cinsel tacize uğraması anlatıldı.
Bir hafta sonra 39 hasta A, B ve C olarak adlandırılan üç gruba rastgele ayrıldı. Deneklerden anlatılan bu iki rahatsız edici hikayeden birini yeniden hatırlamaları istendi. Böylece anının yeniden aktif edilmesi amaçlandı.
A grubuna bunun hemen akabinde ECT uygulandı. Bir gün sonra Bu gruptaki hastaların hepsine iki hikaye ile ilgili çoktan seçmeli bir test yapıldı. Bu kişilerin anılarını aktif etmedikleri hikayenin detaylarını oldukça iyi hatırladıkları görüldü.
Ancak diğer hikaye ile ilgili aktif ettikleri anılar aşırı derecede zayıftı. Verdikleri cevaplar tahminden öteye geçmiyordu.
B grubundaki hastalara da hemen akabinde ECT uygulandı ancak bu gruptakilere test de bir gün sonra değil hemen uygulandı. Deneklerin her iki hikayeyi hatırladıkları görüldü ki bu durum anının ortadan kalkması için biraz zaman gerektiğini gösterdi. Bu zaten bilim adamlarının beklediği bir şeydi.
C grubu ise deneye kontrol grubu oldu ve bu hastalara ECT uygulanmadı. Test uygulandığında ise bu hikayelere ait anıların aslında daha da belirginleştiği görüldü. Bu da şunu gösterdi ki yeniden bir araya gelmeyi önlemek ve insanlardaki anıları ortadan kaldırmak için aynı anda anıların yeniden aktif edilmesi ve ECT'nin uygulanması gerekiyor.
Araştırmada yer almayan Kanada'daki McGill Üniversitesi'nde nörolog Karim Nader deney sonucu ile ilgili yaptığı yorumda, "Zekice bir kanıt ve klinik olarak bize yeni araçlar sunuyor" dedi.
Yine de daha çok şey yapılması gerekiyor. Şu an için silinen anının geçici mi yoksa kalıcı mı olduğu bilinmiyor. Basit hikayelerde işe yaramış olan bu tekniğin gerçek dünyada yaşanan travmatik anılarda işe yarayıp yaramadığı da araştırılmaya ihtiyaç duyuyor.