Soçi'deki kritik zirve sona erdi
Soçi'de yapılan kritik zirve sonrasında üç lider açıklamalarda bulundu.
Rusya'nın Soçi şehrinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katılımıyla yapılan Suriye konulu 4'üncü Üçlü Zirve Toplantısı sona erdi.
Üç lider zirvenin ardından açıklamalarda bulundu.
Putin'in açıklamalarından satır başları:
Suriye ile ilgili toplantılar ileride de yapılacaktır. Astana'da Mart sonunda bir toplantı yapılacak. Biz bölge ülkeleriyle yoğun temas içerisindeyiz. Suriye'de barışın sağlanması ve Suriye'nin yeniden ıslah edilmesi için olumlu koşullar sağlanmıştır. Suriye'de sadece siyasi yöntemlerle siyasi çözüm mümkün olabilir. Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanması şarttır. Sadece Suriyeliler kendi geleceğini belirlemelidir. Bugün anayasa komitesinin en hızlı şekilde faaliyete başlaması konusunda çalışmalarımızı değerlendirdik. anayasa komitesine katılacak isimler konusunda çalışmalar yaptık. Eminiz ki, Suriye'de siyasi çözüm sürecinin ilerletilmesinin Şam'ın Arap ülkeleriyle ilişkilerini ilerletmesini de sağlayacaktır. Özellikle terörle mücadele ile ilgili faaliyetlerimizi değerlendirdik. İdlib'deki mutabakat konusunda değerlendirmeler yaptık. Biz eminiz ki, Suriye'de ateşkesin sağlanması terörle mücadeleye zarar vermemeliydi. İdlib'deki çatışmasızlık bölgesi geçici bir tedbir. Teröristlerin saldırıları karşılıksız kalmayacaktır.
ABD'nin çekilmesi olumlu bir adım olacaktır. Bugün insani konulara da değindik. Suriyeli mültecilerin geri dönemesi gerektiğini konuştuk. Suriye'ye 1.5 milyon insanın dönmesi için koşullar sağlanmıştır. Suriye'de durumun iyileştirilmesi için, sosyal, ekonomik konuların iyileştirilmesi lazım. Bugün yaptığımız kapsamlı ve verimli görüşmeler için sayın Erdoğan ve Ruhani'ye teşekkür ediyorum.
Ruhani'nin açıklamalarından satır başları:
Bugün çok faydalı, açık ve net bir toplantı oldu. Terörizmle mücadelenin gereğiyle ilgili vurgu yapıldı. Çatışmanın azaltılması ve garantör birliklerin bölgede olması geçici olacaktır. İdlib, Suriye'nin bir parçasıdır ve temizlenmesi lazım. Çok endişemiz var ve tedirginiz. Amerikalılar DEAŞ'ın bir kısmını Afganistan'a aktarıyor. Bu çok tehlikeli olabilir. Amerikalılar görünüşte çekilseler bile, aldığımız bilgilere göre Suriye'ye müdahaleye devam edecekler. Amerikalılar inansınlar ki, Kürtler Suriye'nin bir parçası ve Suriye tek bir millete aittir. Bugünkü zirvede biz toprak bütünlüğüne vurgu yaptık. Türkiye hükümetinin ferah olması lazım Suriye'yle ilgili. Hepimizin Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve Suriye Kürtlerinin haklarına önem vermemiz lazım. Aynı şekilde, teröristlerin yok olması ve Türkiye'nin güvenliğine de önem vermeliyiz. Siyonist rejimin kanlı müdahaleleri, Suriye halkını endişeye sürüklüyor. BM ve dünyadaki yetkililer İsrail'in hava sahası tacizlerine susuyorlar. Bu da şunu gösteriyor ki, bölgede ve Suriye'de güvenliğin tam olarak sağlanmasını istemiyorlar. Biz istikararın sağlanması için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Umarız Suriye halkı, yıllarca zorluklar yaşadıktan sonra huzur içinde yaşarlar. Üç ülkenin işbirliği, Suriye'de istikrar çok önemli.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
34 yıldır terörle mücadele eden, onbinlerce vatandaşını PKK terörüne kurban veren bir ülke olarak İranlı kardeşlerimizi anlıyoruz. Terörün sonu hezimettir. Suriye'de barış ve istikrar ortamının tesisi yönünde yürüttüğümüz çalışmaları gözden geöçird,il. İdlib başta olmak üzere, Suriye'de ateşkesin sağlanması da ana gündemlerimizden biriydi. Suriye halkı özellikle İdlib'de hayata tutunmaya çalışan kardeşlerimiz yeterince acı çektiler. Ne İdlib'de ne de Suriye'nin başka bölgelerinde yeni insani krizler istemiyoruz. Türkiye, sahanın zorluğuna rağmen sukunet için olağanüstü çaba harcamıştır. Rejimin ateşkese uyması yönündeki beklentilerimizi de mevkidaşlarıma ilettim.
Görüşmede, ABD'nin Suriye'den çekilme kararını da değerlendirdik. Sayın Trump'ın aldığı karar gerçekleşmesi halinde son derece önemlidir. Çekilme sürecinin PYD ve DEAŞ'ın dolduracağı bir güç boşluğuna mahal vermemelidir. ABD'nin çekilme sürecinde Rusya ve İran'la koordinasyona önem veriyoruz. Kurulacak güvenli bölge de terör örgütlerinin büyüyeceği bir alan olarak görülmemelidir. Güney sınırımızda bir terör koridoruna izin vermeyeceğiz.
Geleceğimizi 98'deki Adana mutabakatı çerçevesinde yorumladığımızı da belirtmek istiyoruz. BM ile koordine halinde dengeli bir komitenin anayasa için hareket geçmesi gerektiğini belirtiyoruz. Siyasi çözüm umutları hiç bu kadar yeşermemiştir. Süreci muhakkak başarıya ulaştırmalıyız.
En zor en sıkıntılı zamanlarda Suriyeli kardeşlerimize sahip çıktık. BM ile eşgüdüm halinde geri dönüşlerine olumlu bakıyor, destekliyoruz. Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı bölgelerine 310 bin kardeşimiz geri dönmüştür. Bu insanlar ülkemizin güvenli hale getirdiği alanlarda terör korkusu duymadan özgür bir şekilde hayatlarını sürdürüyorlar. Bu alanların Münbiç'e ve Fırat'ın doğusuna gemişletilebileceğini düşünüyorum.
Mülteci meselesini sürekli gündemde tutanlar, iş sorumluluk üstlenmeye gelince ortada görünmüyorlar.
SORU-CEVAP
İdlib'in geleceği ne olacak?
Ruhani: Üç ülkenin görüşü, Suriye ülkesinin tamamı Suriye'nin yasal hükümetinin egemenliğine alınmalıdır. Suriye'nin toprak bütünlüğü hepimiz tarafından vurgulanıyor. Önceki zirvede İdlib nasıl temizlensin diye konuşuldu. Teröristlerin sivillerden nasıl ayırt edilebileceğini konuşmuştuk. Bu toplantıda bunu tekrar konuştuk. Ateşkes kesinlikle geçici. İdlib'in kesinlikle temizlenmesi gerekiyor. Amerika, Suriye topraklarından bir şekilde çıksa bile, hava sahasından tacizleri devam ettirebilir. Fırat'ın doğusu ve İdlib'in temizlenerek Suriye hükümetine verilmesi gerekiyor.
Putin: Çözüm için toprak bütünlüğü sağlanmalıdır. Bu İdlib ve Fırat'ın doğusu için de geçerlidir. Bölücülükle ilgili hiçbir hareketi destekleyemeyiz.
Erdoğan: Biz Suriye'de Türkiye'nin 910 kilometrelik bir sınırı olması nedeniyle, bizim güneyimizde bir terör koridoru oluşturulmaya çalışıldı. Sürekli oradan güvenliğimizi tehdit eden bir durum vardı. Bir diğer durum Halep'ti. Halep adeta boşaltıldı. Benzer durum İdlib'de olacaktı. Bu iltica engellendi. 300-400 bin insan şu an topraklarında. Cerablus ve Afrin'de bu teröristlerle ciddi mücadeleler verildi. Şimdi Fırat'ın batısı ve doğusunda bu gündemde. Temennimiz kurulacak anayasa komitesiyle bir an önce siyasi çözüme ulaşmaktır.
ABD'nin Suriye'den çekilme süreci
Erdoğan:Bir NATO üyesi ülke olarak, ABD'nin geri çekilme ifadeleri Trump'a ait. Bu düşünceleri mesai arkadaşlarının paylaşmadığını görüyoruz. Bu kararlı bir adım olsa şimdi farklı bir tablo görürdük. Bu konuyla ilgili olarak atılacak adımların Astana sürecindeki ülkeler olarak takipçisiyiz. Bizim bütün derdimiz, bütün bölgenin terör örgütlerinden arındırılmasıdır. Bu toprakların sahibi Suriye halkıdır.
Putin: Türkiye'nin güney sınırıyla ilgili endişelerini anlayışla karşılıyoruz. Türkiye ile Suriye arasındaki anlaşmayla ortak çalışma prensipleri belirlenebilir. Aynı şekilde koordineli çalışarak başarı elde edebiliriz. Eninde sonunda Türkiye'nin toprak bütünlüğü sağlanmalıdır. ABD'nin çekilme kararına gelince, biz Trump'ın oldukça aktif bir şekilde çalıştığını görüyoruz. Seçim kampanyasında verdiği sözleri yerine getiriyor. Bu ABD tarihinde nadir görülen bir şey. İleride durumun ne olacağını bilemeyiz. Bir yenilik yok şu ana kadar. Bu şekilde olacaksa doğrusu, bu toprakların Suriye hükümetine teslim edilmesidir.
Ruhani: Biz ABD konusunda hiç iyimser değiliz. ABD tamamen çıkarsa, bu Suriye halkı için mutluluk verici haberler olacaktır. Önemli olan ABD'nin bizim bölgemizdeki bozucu rolüdür. Amerika'nın rolü pozitif olmamıştır. ABD bölgede nüfuza sahip olmak istiyorsa, izlediği rol doğru değildir. Amerika sadece her şeyi bozmaya çalışıyor. ABD'nin yaptıkları bölge halkının menfaatlerine hizmet etmiyor. Türkiye'nin endişeleri haklı.
ÜÇLÜ ZİRVEDEN İLK AÇIKLAMALAR
Erdoğan, Putin ve Ruhani'nin katılımıyla "Suriye" konulu Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi başladı.
Putin, "Şimdi Suriye’nin topraklarının hemen hemen tamamında çatışmasızlık rejimi muhafaza ediliyor. Bu bizim somut ve pozitif ortak neticemizdir. Astana, Suriye için kalıcı bir siyasi çözüm sürecine vesile oldu" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Soçi'deki ikili görüşmelerinin ardından üçlü zirveye geçilen ortak basın toplantısındaki ilk açıklamaları;
Dün İran'da gerçekleşen saldırıda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Kritik bir dönemde çok kritik bir zirve icra ediyoruz. 8 yıldır silahların ve bombaların gölgesinde hayata tutunmaya çalışan Suriye halkı bizden sevindirici haberler bekliyor. Aynı şekilde dört milyona yakın Suriyeli mültecinin Türkiye'de misafir edildiği düşünüldüğünde, vatan hasreti çeken Suriyeliler evlerine dönebilmek için gün sayıyor.
Siyasi sürecin ilerletilmesi, ateşkesin tahkimi ve terörle mücadele konularında önemli mesafeler aldık. Altını çizerek ifade etmek isterim ki, Astana platformu Suriye'de akan kanın durdurulması için somut çözümler üreten en başarılı girişimdir. Sahada birçok olumlu gelişmeye bu platform imza atmıştır. Biz nasıl Suriye'de akan kanı durdurmak için çalışıyorsak, başkaları da çatışmaları devam ettirmek istiyor. Süreç içerisinde önümüzde çıkan ya da çıkartılan engelleri diyalog yoluyla aşmayı başardık.
Türkiye olarak Suriye halkının en zor zamanlarında yanında olduk. Şu ana kadar 35 milyar dolar yardım yapmış durumdayız. Komşumuz Suriye'nin barış ve refahı için elimizden geleni yaptık. Zirvemizde bugün alacağımız kararların siyasi geçiş sürecinin ilerletilmesine katkı sağlamasını ümit ediyorum.
Ruhani'nin ilk açıklamaları ise şöyle;
Öncelikle sayın Putin ve Rusya Fedarasyonu'na teşekkür ediyorum. Hayatlarını kaybeden herkese cenabı Allah'tan rahmet diliyorum.
Soçi'de çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Alacağımız önemli kararlar için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Suriye halkının kendi amaçlarını yerine getirmesine katkı vermek istiyoruz. Bütün teröristlerle mücadele etmeliyiz. Siyasi diyaloğu ve anayasanın değiştirilmesini, mültecilerin geri dönmesini hep birlikte sağlamak durumundayız. Suriye ne başka ülkelerin tehdidi altında olmalı ne de başka bir ülkenin Suriye'ye gelmeli. Suriye'nin toprak bütünlüğü çok önemlidir. Bu ülkedeki bütün çocuklar kendi ulusal haklarını kullanabilmelidirler. Başkaları Suriye'nin içişlerin müdahale etmemeliler.
Şu ana kadar bu ülkede ateşkes için çalıştık. Farklı hısımlar arasındaki diyaloğun sağlanması için çalıştık. Savaşı büyük oranda sona erdirdik. Sadece ülkenin kısıtlı kısımlarında çatışmalar devam etmekte. Uluslararası hukuk çerçevesinde bir barış ve istikrara ihtiyacımız var. Yapmış olduğumuz çalışmalar sonucunda Suriye'nin ulusal bütünlüğünü devam ettirmek bizim önceliğimiz. Silahların bırakılması ve barış tesis edilmesi için çalışıyoruz. Teröristlerin hamileri şunu bilmeli ki, terör onların kullanabileceği bir araç değildir. ABD, Suriye'deki terör gruplarını kendi amaçları doğrultusunda kullanmaktadır. Bu noktada ABD'nin Suriye içerisinde DEAŞ terör gruplarına yardım ettiğini, İsrail'deki siyonist rejimin de teröristlere yardım ettiklerini gösteren bir çok işaret var. Uluslararası camia bu tip faaliyetlerle de mücadele etmeli ve Suriye'nin işgali yönündeki faaliyetlere karşı çıkmalı.
Geçtiğimiz yıl Eylül ayında İdlib anlaşmasını Türkiye ve Rusya imzaladı, biz de destek verdik. Garantör ülkeler bu anlaşmayla, insani krize son verebilmeyi hedefledi. Bu anlaşmayı devam ettirmeliyiz. Aynı zamanda bu İdlib bölgesinin yüzde 40'ını elinde bulunduran El Nusra grubu bu bölgeyi terk etmeliler. Hama ve Humus'ta da adımlar atılması gerekiyor. İdlib anlaşması bölgede önemli bir soruna da yol açabilir, dolayısıyla El Nusra grubu bu bölgeden çıkmalı. Sivil halkın arasına saklanıp, kendi terörist amacını gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Amerikan başkanı Suriye'den çekileceğiz dedi. Ama Amerikan birlikleri, izinsiz bir şekilde Suriye'de bulunmakta. Uluslararası camia ve BM'nin herhangi bir kararı ve izni olmadan işgalci olarak orada bulunmaktalar. Bunlar Suriye halkının faydasına değil. Suriye'nin doğusu ve kuzeyi de uluslararası camiayla işbirliği yapmalı. Kürtler de Suriye ulusunun ayrılmaz bir parçasıdır. Onların da hakları korunmalı. Türkiye'nin bu konudaki endişelerini de anlıyoruz. Bu noktada endişelerin giderilmesi için Suriye'nin meşru hükümetiyle işbirliği yapılmalıdır. Suriye ile Türkiye arasında bir Adana Anlaşması var. İran ve Rusya olarak üzerimize düşeni yapacağız. Türkiye ile Suriye arasındaki bağları güçlendirmek istiyoruz."
ÜÇLÜ ZİRVE ÖNCESİ İKİLİ GÖRÜŞMELER
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, özel uçak "CAN" ile saat 11.20'de Rusya'nın Soçi kentine geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin "Suriye" konulu Üçlü Zirve öncesi baş başa görüşmesi başladı. Erdoğan'ın Ruhani ile görüşmesinin ardından Putin ile ikili görüşme gerçekleştirdi. Daha sonra ise liderler üçlü görüşmede bir araya geldi.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, "Suriye'de güvenli bölge fikrini milli güvenlik kaygılarımızı gidermeye hizmet ettiği ölçüde biz de destekliyoruz. Bu fikre Rusya'nın da olumlu yaklaşmasından memnuniyet duyuyoruz." dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"PYD ve YPG Münbiç'ten ve Fırat'ın doğusundan temizlenmeden Suriye'nin toprak bütünlüğü sağlanamaz. İdlib'de hava sahasının kullanımı bağlamında sergilenen iş birliğinin Afrin ve Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde de sergilenmesi çok önemli. Erdoğan: "Anayasa Komitesi tıkanıklığının aşılması gerekiyor. BM'nin çekincelerini dikkate alarak komitenin ilanını kısa sürede sonuçlandırabiliriz."
PUTİN: SURİYE'DEKİ HEDEFLERE UZLAŞIYLA ULAŞABİLİRİZ
Rusya Devlet Başkanı Putin ise "Türkiye ile birlikte Suriye’de taraflar arasındaki diyaloga yeni bir ivme kazandıracağımıza eminim. Suriye’deki hedeflere aktif, kapsamlı çalışmalarla ve uzlaşıyla ulaşabiliriz. Türkiye ile yürütülen çalışmalar sayesinde Suriye’de önemli mesafe katettik." dedi.
Putin, Soçi’de düzenlenen dördüncü Üçlü Zirve Toplantısı kapsamında İran ile yapılan heyetler arası görüşmeden önce konuştu.
Rusya ve İran arasındaki iş birliğinin son dönemde artmaya devam ettiğine işaret eden Putin, "Suriye krizinin çözümüne İran’ın verdiği katkı için teşekkür ediyoruz. Birlikte Suriye krizinin çözümü için yakın çalışıyoruz ancak tüm sorunlar çözülmedi. Rusya, Türkiye ve İran ortak çabalarla Suriye’deki hayatın normale dönmesi için çalışıyor. İdlib’te gerginliğin azaltılması konusunda anlaşmamız gerekiyor. Bu da teröristlerin varlığına katlanmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Suriye anayasa komitesinin kısa bir süre içerisinde çalışmalarına başlaması büyük önem arz ediyor" diye konuştu.
İran ile ortak nükleer projelerin de geliştirilmeye devam ettiğini belirten Putin, "Umuyorum bugünkü toplantımız ikili ilişkilerimizi daha da geliştirecektir." ifadelerini kullandı.
Putin, İran’da en az 27 askerin hayatını kaybettiği intihar saldırısıyla ilgili de başsağlığı diledi.
Erdoğan ile beraberinde eşi Emine Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, MİT Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da Soçi'ye gitti.
Suriye konulu Dördüncü Üçlü Zirve Toplantısı'na katılmak üzere Soçi'ye gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Soçi Uluslararası Havalimanı'nda, Soçi Belediye Başkanı Anatoli Pokomov ve Devlet Protokol Müdürü Igor Bogdanov ile Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Mehmet Samsar, Novorosisk Başkonsolosu Yunus Emre Öziğci ve diğer yetkililer karşıladı.
SURİYE KONULU 4'ÜNCÜ ÜÇLÜ ZİRVE TOPLANTISI'NA KATILACAK
Recep Tayyip Erdoğan, Soçi'de Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katılımıyla yapılacak Suriye konulu 4'üncü Üçlü Zirve Toplantısı'nda Astana platformunun, Suriye ihtilafına kalıcı çözüm bulunmasını teminen sahada ve siyasi süreçte yürüttüğü ortak çabalar gözden geçirilecek.
Üç lider, en son Eylül ayında Tahran'da üçüncü kez bir araya gelmişlerdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, Vladmir Putin'le 23 Ocak'ta Moskova'da bir araya gelmiş, 'Adana Mutabakatı' vurgusunun yapıldığı bir görüşme gerçekleşmişti.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İLE RUHANİ BİR ARAYA GELDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran ve Rusya liderleriyle Suriye konulu Üçlü Zirve Toplantısı'na katılmak üzere geldiği Soçi’de toplantı öncesi İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile Üçlü Zirve öncesi Sanatoryum Rus'ta bir araya geldi. Görüşmede Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, MİT Başkanı Hakan Fidan ve Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir hazır bulundu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de baş başa görüşecek olan Erdoğan, görüşmenin ardından Suriye konulu Dördüncü Üçlü Zirve Toplantısı’na katılacak. Zirvede, Astana platformunun Suriye ihtilafına kalıcı çözüm bulması için sahada ve siyasi süreçte yürüttüğü ortak çabaların değerlendirileceği ifade edildi.