CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün Amasya'da yaptığı konuşmada, "Oğlunun bir vakfı var. Adı TÜRGEV. Ağaoğlu diye bir firma var. Bakırköy'de pırlanta değerinde bir arsa var. Başbakan'a gidiyor. Bu arsanın imar durumunu düzelt diyor. O da, karşılığında Ataşehir'deki 20 dönüm araziyi oğlumun vakfına ver diyor. Bu rüşvet değil mi?" diye sormuştu.

 

 

Ağaoğlu'ndan yapılan yazılı açıklamada ise Kılıçdaroğlu'nun dile getirdiği iddialar yalanlanmıştı. Yapılan açıklamada, "Adı geçen vakfa (TÜRGEV) hiçbir biçimde böyle bir arsa verilmediği gibi bu tür bir pazarlık da söz konusu olmamıştır" denilmişti.

 

 

Sözcü gazetesinin haberine göre; soruşturmada yapılan teknik takip sonucunda, oğul Erdoğan'ın Ahmet Ergün'e, Ağaoğlu'nun arazisi ile ilgili verdiği talimat da var. Erdoğan'ın, Ergün'e "Bu Ağaoğlu'nun bize bağışlayacağı araziyi takip etmemiz gerekiyor, o zaman onu sen yap" diye talimat verdiği iddia ediliyor. 30 Mayıs 2013'te gerçekleşen görüşmede yine iddialara göre Erdoğan, Ergün'e "Altunizade'dekinin tapusunu aldık" diyor, Ergün de "Öylemi tamam elhamdülillah" diye karşılık veriyor.

 

Soruşturmada polisin, Bilal Erdoğan ile Ali Ağaoğlu'nun 7 Mart 2013 ve 23 Nisan 2013 tarihlerinde 2 defa toplantı yaptıklarını ve imar durumlarının halledilmesi karşılığında arazi bağışı konularını konuştuklarını tespit ettiği öne sürülüyor. İlk toplantı talebinin Bilal Erdoğan'dan geldiği ve buna dayanak olarak da 4 Mart 2013'te TÜRGEV Başkanı Ahmet Ergün ile Ali Ağaoğlu arasında yapılan telefon görüşmeleri gösteriliyor. Ergün, Ağaoğlu'na "Bilal'le gelmek istiyoruz" diyor, Ağaoğlu da "Memnuniyetle" diyor.

 

 

Polis kayıtlarındaki iddialara göre, Ağaoğlu'nun Bilal Erdoğan ile TÜRGEV'de yaptığı toplantının ertesi günü, Erdoğan'ın arkadaşı A. Ç. ile bir inşaat firmasının Yönetim Kurulu Başkanı C. A. arasında bir görüşme oluyor. Görüşmede, Ağaoğlu'ndan Ataşehir'deki 20 dönümlük 100 milyon dolar değerindeki arsasının istendiği, Ağaoğlu'nun önce yutkunduğu, ancak sonradan vermeye razı olduğu iddia ediliyor. Ayrıca toplantı içeriğinin çok gizli tutulmaya çalışıldığı da soruşturmaya yansıyan hususlar arasında. Ağaoğlu'nun pazarlık kapsamında "Ben bunu veririm ama ondan sonra bir işim olduğunda ikiletmez kimse" dediği de öne sürülüyor.