Tasarruflarınızla vakıflar kurunuz

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Vakıfların eski işlevlerinin bir kısmının artık merkezi ve yerel yönetimler tarafından yapıldığını görüyoruz. Sosyal politikalar ve sosyal belediyecilik, esasen vakıf kültürünün modernleşmiş ve farklılaşmış halidir" dedi

Tasarruflarınızla vakıflar kurunuz
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Vakıfların eski işlevlerinin bir kısmının artık merkezi ve yerel yönetimler tarafından yapıldığını görüyoruz. Sosyal politikalar ve sosyal belediyecilik, esasen vakıf kültürünün modernleşmiş ve farklılaşmış halidir" dedi.
 
Arınç, Vakıf Haftası kutlamaları kapsamında TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde düzenlenen "Vakıf Medeniyetinde İktisat" konulu toplantıya katıldı.
 
Vakıfların gelir getirici mal ve mülk yatırımlarının belli bir hayır amacıyla oluşturulmuş yapılar ve iktisadi kuruluşlar olduğunu belirten Arınç, bu yapıların yaşatılabilmesinin ana yolunun her birinin kuruluş amacını doğru anlayarak değerlendirilmesinden geçtiğini söyledi.
 
Vakıfların Türkiye ekonomisinin son yıllarda yakaladığı ekonomik performansa 11 yılda 3 milyar liradan fazla katkı sağladığına dikkati çeken Arınç, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de vakıfların kamu maliyesine katkı sağladığını, bu devirde devletin yapmak zorunda olduğu sosyal ve kültürel yapılar başta olmak üzere birçok yapının vakıflar eliyle inşa edildiğini dile getirdi.
 
Vakıfların o dönemde okullar, hastaneler, aşevleri, huzurevleri, camiler, medreseler, hanlar, çeşmeler ve köprüler gibi birçok hizmeti gerçekleştirildiğini ifaden Arınç, vakıfların bu yapıların inşasının yanında eskiyen yapıların bakım ve onarımını da üstlendiğini söyledi.
 
Arınç, 1489-1491 tarihleri arasında Ayasofya Külliyesinin onarımının yapılmasının ve burada çok sayıda işçinin çalıştırılmasının vakıf eserlerine verilen değeri gösterdiğini belirterek, vakıfların sağladıkları ekonomik kaynaklarını hizmet sektörüne aktararak ülkenin imar ve inşasıyla yurt ekonomisine önemli katkıda bulunduğunu kaydetti.
 
Vakıfların devletin mali kaynak ve imkanlarının yetersiz olduğu dönemlerde devletin yardımına koşarak ülke ekonomisine dolayısıyla da halka hizmet sunduklarını vurgulayan Arınç, şöyle konuştu:
 
"Atıl kalmış verimsiz sermayenin vakıflar yoluyla kamu yararına belirli alanlara aktarılması suretiyle azda olsa devamlı gelir getiren tesisler kurmuşlardır. Vakıf kültürü insanları ihtiyaçlarından fazla olan servetlerini yardım yamacıyla tasarrufa sevk etmiştir. Böylece toplumda tasarruf meyli artmıştır. Nihayet vakıflar müsrif mirasçıların miras yoluyla elde edecekleri miras paylarını kısa zamanda tüketmelerinin önüne geçmek ve ekonomik kurum olarak da bu işi yerine getirmek gibi bir işlev görmüştür."
 
Arınç, Osmanlı döneminde vakıfların kamu ve özel sektörün yanında üçüncü bir sektör olarak görülebileceğini ifade ederek, vakıf kültürünün ekonomisi gelişmiş ve halkı infak etmiş ülkelerde geliştiğine dikkati çekti.
 
-"Halden anlamak" vakıf kültürünü en iyi şekilde özetliyor
 
Türkiye'de vakıf kültürünün son 12 yılda şaha kalkmasının asıl sebebinin ekonomik istikrarın varlığına bağlayan Arınç, "Allah rızası" için verme kültürünün var olan zenginlikle birleşmesiyle yeniden bir vakıf medeniyeti dünyasının izlerinin görülmeye başlandığını vurguladı.
 
"Vakıfların eski işlevlerinin bir kısmının artık merkezi ve yerel yönetimler tarafından yapıldığını görüyoruz. Sosyal politikalar ve sosyal belediyecilik, esasen vakıf kültürünün modernleşmiş ve farklılaşmış halidir. Vakıflar ve iktisat konusunu değerlendirirken, merkezileşmiş olan, yani devlet ile vatandaş arasına sıkışmış olan bu kültürü daha geniş tabanlara nasıl yayabileceğimizi de konuşmamız gerekiyor" diyen Arınç, "Halden anlamak" temalı Vakıf Bank reklamının vakıf kültürünü en iyi şekilde özetlediğini ifade etti.
 
Arınç, vakıfların birer sivil organizasyon olarak halkın sorunlarını en iyi bilen kurumlar olduğunu belirterek, vakıfların bu yönünün daha fazla geliştirilmesi halinde ülkenin daha fazla bütünleşmesine katkı sağlanacağını kaydetti.
 
Türkiye'deki zenginlere de seslenen Arınç, "Tasarruflarınızla hayırseverlik yapınız, devletin yetişemediği yerlerde, sorun gördüğünüz alanlarda vakıflar kurun, bu toplumda hayırla yad ediliniz" dedi.
 
Başbakan Yardımcısı Arınç, Türkiye'de özel sektörler dahil vakıfların ekonomik büyüklüğünün tahminen 15 milyar lirayı bulduğunu ifade ederek, son 12 yılda eğitim, aile, sağlık ve diğer alanlardaki projelerdeki sosyal harcamalar ile vakıf harcamalarının 25 milyar lirayı aştığını vurguladı.
 
Güçlü ekonominin kendilerine güçlü bir vakıf kültürü sunduğunu belirten Arınç, bu noktada devletin payının, yapılan yardımlarda en aza indirecek formüller de geliştirmek istediklerini söyledi.
 
Vakıf kültürünün yayılmasıyla insanların daha çok tasarruf edeceğini ve hayırseverliğe daha fazla ilgi göstereceğine dikkati çeken Arınç, 2014 yılının ülke ekonomisinin en önemli kelimesi olan "tasarruf"un yaygınlaşması için vakfetme kelimesini insanların akıllarının bir yerine not etmesi gerektiğini söyledi.
 
Arınç, vakıf eserlerini yaşatan ve ayakta tutan hayırseverlerden ölenlere rahmet, yaşayanlara ise sağlık ve afiyet dilediğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
 
"Çok şükür ülkemizde vakıf bilinci ve kültürü yaşamaktadır. Çevremizde pek çok insanın eğer ahirete de bırakacak hayırları olması ve iyi yad edilmeyi düşünerek defterlerini açık tutmak gayretiyle çok güzel vakıflar kurduklarını biliyoruz. Bunlar eğitim vakıflarıdır, sosyal amaçlı tüm vakıflarıdır. Aynı zamanda bu vakıfların yöneticileri bizim eserlerimize katkıda bulunuyorlar. Çok değerli iş adamlarına ayrıca teşekkür ediyorum. Vakıf, mutlaka yaşatılması gereken bir kurumdur. Bizim tarihimizdeki vakıflar bir kitapta toplandı, bunun belgeseli de yapıldı. Sayıları 160'dan fazla olan cemaat vakıflarının da kendi inaçlarına uygun olarak vakfedilmiş gayrimenkullerinin değerlendirdiklerine ve ebediyete kadar bu değerlendirme üzerine çalıştıklarını yakinen biliyorum. son zamanlarda Vakıflar Genel Müdürlüğümüz cemaat vakıflarının gayrimenkullerini yasaya uygun bir şekilde kendilerine iade edilmesi konusunda yaptığı önemli çalışmaları takdirle anmak isterim. 30 Eylül Demokratikleşme Paketinin içerisinde çok önemli bir konu yer almıştı; Mor Gabriel Vakfının arazilerinin kendisine iadesi. Henüz bir hafta bile geçmeden Vakıflar Genel Müdürlüğümüz, Vakıflar Meclisinde bunu gerçekleştirdi. Bugün Süryani vatandaşlarımızın bundan dolayı hükümütemize ne kadar şükran duyduğunu biliyorum."
 
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem de vakıfların toplumun bütün ihtiyaçlarını karşılama noktasında büyük bir görev yürüttüğüne dikkati çekerek, bu hizmetlerin din, dil, ırk ayrımı yapılmadan verildiğini söyledi.
 
Vakıfların gelir düzeyi yüksek kişilerce kurulduğunu, hizmetlerinin ise ihtiyaç sahiplerine yönelik olduğunu ifade eden Ertem, bu sayede sermayenin üstten alta doğru yayıldığını kaydetti.
 
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın da katıldığı toplantıda, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Mehmet Atalay, Vakıf Bank Genel Müdürü Halil Aydoğan ve diğer ilgililer de yer aldı.
 
Etkinliğin sonunda, çeşitli vakıf eserlerinin restorasyonunu üstlenen Alican İpek, Hakkı Bayraktar, Mehmet Çakmak, Çetin Palancı ve Demirören Grubuna plaketler verilirken, Vakıflar Genel Müdürlüğünden burs alan 10 öğrenciye bilgisayar armağan edildi.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler