TBMM'de başörtülü vekil dönemi

 Anayasa’da ve Meclis İç Tüzüğü’nde bu görevin başörtüsüyle yapılmasına hiçbir engel madde olmadığını belirten Uslu, “Bir sonraki seçimde başörtülü kadın milletvekillerinin görev yapabileceklerine inanıyorum” dedi. AK Parti Şanlıurfa Milletvekili ve KEFEK

TBMM'de başörtülü vekil dönemi

 

Anayasa’da ve Meclis İç Tüzüğü’nde bu görevin başörtüsüyle yapılmasına hiçbir engel madde olmadığını belirten Uslu, “Bir sonraki seçimde başörtülü kadın milletvekillerinin görev yapabileceklerine inanıyorum” dedi.

 

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili ve KEFEK Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinde Medyanın Rolü Alt Komisyonu Başkanı Doç. Dr. Zeynep Karahan Uslu, fırsat eşitliğinden kadın istihdamına başörtülü vekilden teröre birçok konuda BUGÜN’e önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin kadın istihdamı konusunda dünyada geldiği noktayı çarpıcı rakamlarla gözler önüne serdi.

 

ÇOK MESAFE ALDIK


*Türkiye’nin kadın erkek fırsat eşitliği konusunda geldiği aşamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Türkiye fırsat eşitliğini sağlama anlamında, son 10 yılda önemli mesafe almış bir ülke. Biz artık bu konuda en üst seviyede hukuki düzenlemelerin yapıldığı ve bunun somut yansımalarının ortaya çıktığı bir ülke portresi sergiliyoruz. Bu, hiçbir eşitlik problemi kalmamıştır, pespembe bir tablo vardır anlamını gelmiyor. Diğer taraftan aile içi şiddet konusu başta olmak üzere yapılan yasal düzenlemelerle güvence altına alınmış bir toplum yapısına ulaşma yolunda ilerliyoruz. Dünya Sağlık Örgütü verilerine baktığımızda Türkiye anne çocuk ölümleri ve kadın sağlığı konularında örnek gösterilen bir ülke konumundadır. İlköğretimde okullaşma oranı yüzde 98.5’in üzerine çıktı ve kız çocuklarının okullaşma oranının da 100 erkek öğrenciye karşı 100.4 oranına yükseldi ve bu çerçevede de örnek konumdayız.

 

*Kadınlar çalışma hayatında, siyasi arenada ve idari noktalarda yeterince temsil edilebiliyor mu?

 

Mart ayında açıklanan Grant Thornton’un araştırmasına göre Türkiye kadın yönetici alanında da dünya ortalamasının üzerinde. 40 ülkede yapılan bu araştırma dünya ortalaması yüzde 21, AB ülkeleri ortalaması yüzde 24, Türkiye’de ise kadın yönetici ortalaması yüzde 31 seviyesinde bulunuyor. Politikada ise biz geldiğimizde bu oran yüzde 4 iken, geçen dönem yüzde 9’a yükseldi. Şimdi ise yüzde 15 seviyesinde. Bugün akademisyenlik, avukatlık ve mimarlık gibi prestijli meslekleri icra eden kadın sayısı da hızla artmaktadır.

 

UMUT VERİCİ

 

*Kamuda durum nedir?

 

Devlet Personel Başkanlığı’nın verilerine göre 2007 yılında bakanlıklara bağlı genel müdür yardımcılıklarında yüzde 4 oranında kadın varken, bugün yüzde 12 seviyesinde. Müstakil daire başkanlıklarında 2007’de yüzde 5 iken bugün yüzde 16’ya çıkmış durumda. Kurul üyeliklerindeki kadın yönetici oranı yüzde 7’den yüzde 16’ya çıktı. Valiliklere bağlı daire başkanlıklarında yüzde 8’den yüzde 15’lere yükseldiğini görüyoruz. Müsteşar yardımcılıkları 2007’de yüzde 1 iken bugün yüzde 4’e yükselmiştir. Bu durum gelecek adına umut vericidir.

 

TARİH AFFETMEYECEK

 

*Merve Kavakçı olumsuz örneğinden sonra Türkiye’de Meclis çatısı altında başörtülü vekil görebilecek miyiz?

 

İnsanların yaşam tercihleri sonuna kadar saygıya değerdir. Hiçbir hak kaybına neden olunmamalıdır. Son genel seçimlerde AK Parti’nin de başka partilerin de başörtülü kadın aday gösterdiği açık bir gerçektir ve doğrusu da budur. Daha önce son derece kabul edilemez tepkiler verilmiş olmakla birlikte, başörtülü seçilen kadın parlamenter de olmuştur. Tarih o tepkileri verenleri affetmeyecektir. Anayasa’da ve Meclis İç Tüzüğü’nde bu onurlu görevin başörtüsü ile yapılmasına engel hiçbir madde yoktur. Ben bir sonraki seçim döneminde başörtülü kadın milletvekillerinin de görev yapabileceklerine inanıyorum. Merve Kavakçı’nın yaşadığı siyasi atmosferin bir daha Türk parlamentosunda bir utanç tablosu olarak yaşanmayacağını düşünüyorum.

 

KÜRTAJ YAŞAM HAKKI İHLALİDİR

 

* Kürtaj ve sezaryen konusunda Başbakan'ın çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Kürtaj yaşam hakkı ile ilişkili bir konu. Yaşam hakkını savunmadan diğer insan haklarını savunmanın imkanı yoktur. Bir insan gibi embriyonun da ceninin de hakları vardır. Aradaki tek fark ve belki de daha fazla sahiplenilmesi gereken husus, henüz kendi hakkını savunamayacak kadar korumasız durumda olmasıdır.

 

Birey statüsünü hayatı başladığı andan itibaren kazanmış olan ceninin de haklarının savunulması gerekir. Maalesef bugün Türkiye'de kürtajın bir doğum kontrol yöntemi olarak kullanılmaya başlandığını görüyoruz.  Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Direktörü'nün 'kürtaj nadir uygulamalar arasında yer almalıdır' açıklaması dikkate değerdir. Bu konuda farkındalığın artırılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü verilen karar 29. günden itibaren kalbi atan evladınızın ölüm kararıdır. Sezaryen açısından da Türkiye Brezilya ve Çin'den sonra dünya 3.südür. Bu kabul edilemez bir noktadır.

 

Zana'nın açıklamaları dikkate değerdir

 

* Leyla Zana'nın açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Türkiye terör konusunda çok acı faturaları on yıllardır ödeyen bir ülke. Ancak diğer taraftan çözüm adına önemli kazanımlar elde etmiş ve bunun siyasi ve toplumsal karşılığını da ülke sathında gören bir ülke. Bugün itibari ile seçim sonuçlarına bakıldığında bölgeden bir barış haykırışı duyuluyor. Türkiye'nin tamamı da barış istiyor. Bu sese herkesin iyi kulak vermesi lazım. Leyla Zana'nın siyasi okumasının da dikkate değer olduğunu görüyorum. Ahmet Türk'ün söylediklerine, Kemal Burkay gibi önemli Kürt entelektüellerin söylediklerine de bakılmalıdır. Artık Kürt aydınları üstündeki PKK illüzyonu tükenmiştir

 

Güneydoğu'dan umut türküleri yükseliyor

 

*Kürtçe’nin seçmeli ders olmasını yeterli mi?

 

Bugün üniversitelerde yüksek lisans seviyesinde çoklu dillerin incelenmesine yönelik buna Kürtçe de dahil eğitimler veriliyor. Özel ve kamu kanallarında her dilin özgürce yayın yapmasımümkün hale geldi. Bu konuda hiçbir siyasi kompleksimiz yok. Terör ve terör örgütü artık Kürtler’in vicdanında mahkum edilmektedir ve bu işin sonunu da bizzat bölge halkı kazıyacaktır. Artık herkesin acı ve ölümden bıktığı, tarihin gongunun çözüm için çaldığı bir evredeyiz. İnkar, red ve asimilasyon politikalarının bizzat Başbakanımızın inisiyatifiyle bitirildiği bir dönemdeyiz. Bir Güneydoğu milletvekili olarak bizim buralardan artık barış ve umut türküleri yükseliyor. Temsilcilerinden olduğum o kadim ve güzel şehir Urfa artık milyonlarca euroluk yatırımların yapıldığı bir şehir ve bölgenin tümünde de sosyolojik, politik ve ekonomik bir yeniden inşa süreci yaşanıyor.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler