Dünyanın en kanlı terör örgütlerinden PKK'nın kurucusu terörist elebaşı Abdullah Öcalan, 15 Şubat 1999'da siyasi sığınma talebinde bulunduğu Hollanda'ya gitmek üzere geldiği Nairobi Havalimanı'nda bordo bereliler tarafından düzenlenen operasyonla yakalanıp Türkiye'ye getirildi.
İmralı Cezaevi'nde çarptırıldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çeken terörist elebaşı Öcalan, filmleri aratmayacak bir operasyonla yakalandı.
Terörist Öcalan'a hamilik yapan Hafız Esed'in başta olduğu Şam yönetiminin, "Süleyman Şah Türbesi", "Hatay" ve "PKK" konularında Türkiye'ye yönelik eylem ve söylemleri 1998'de iki ülke arasındaki krizi ileri bir boyuta taşıdı.
Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş'in 16 Eylül 1998'de Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde Hudut Bölük Komutanlığını ziyareti sırasında söylediği, "Bazı komşularımız bizim iyi niyetimizi, gösterdiğimiz yakınlığı yanlış değerlendirmişlerdir. Apo denilen eşkıyayı kendi ülkelerinde barındırıp, onu destekleyerek, Türkiye'yi terör belasına bulaştırmışlardır. Türk milleti artık bu konuda göstereceği iyi niyetin sonuna gelmiştir. Sabrımız tükenmek üzeredir. Sabrımızı taşırmasınlar." şeklindeki sözleri, çok hızlı gelişecek bir sürecin fitilini ateşledi.
Ardından dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in TBMM kürsüsünden söylediği, "Tüm uyarılarımıza ve barışçı açılımlarımıza rağmen hasmane tutumundan vazgeçmeyen Suriye'ye karşı mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu ve sabrımızın taşmak üzere olduğunu bir kere daha dünyaya ilan ediyorum." sözleri üzerine Hafız Esed, Öcalan'ın sınır dışı etme kararı aldı.
Sahte pasaportla Yunanistan'a kaçtı
Suriye'den sınır dışı edilen terörist başı Öcalan, PKK'nın sözde Yunanistan temsilcisi Rozalin kod adlı Ayfer Kaya ile Yunanistan'a gitti ancak alanda "Yunanistan'da 17.00'ye kadar kalabilirsiniz" yanıtını aldı. İltica talebi kabul edilmeyen Öcalan, kendisine tahsis edilen jetle Rusya'ya geçti. 4 Kasım'da iltica talebinde bulunan Öcalan'ın talebi Rusya Parlamentosunun alt kanadı Duma'da kabul edilse de nihai karar çıkmadı.
Öcalan, bunun üzerine 12 Kasım'da gittiği İtalya'da daha havalimanında iltica talebinde bulundu. Roma'da sahte pasaport kullandığı iddiasıyla tutuklanan ancak daha sonra serbest bırakılan Öcalan, bir villaya yerleştirildi.
Bu arada Öcalan'ın iade edilmemesi nedeniyle İtalya'ya karşı boykot kampanyaları başlatıldı.
Terörist başı 16 Ocak 1999'da yeniden Rusya'ya gitti. Rusya sadece 10 gün izin tanıdı. Bunun üzerine 29 Ocak’ta, özel bir uçakla Yunanistan'a geçen Öcalan, 31 Ocak'ta Belarus veya Hollanda'ya gitmek için harekete geçti. Ancak her iki ülke Öcalan'a iniş izni vermedi. 1 Şubat'ta geri dönmek zorunda kaldığı Yunanistan'dan yeniden Belarus'a geçmeye çalışan Öcalan, bir kez daha başarısız oldu.
Terörist başı geri döndüğü Atina'dan 2 Şubat'ta Kenya'ya hareket etti. Kenya'da Yunanistan Büyükelçiliği rezidansına götürülen Öcalan bir süre burada kaldı.
Operasyon için düğmeye basıldı
Terörist başı Öcalan'ın Kenya'da olduğu ve sığınmak için Hollanda'ya gideceği bilgisine ulaşan MİT ekipleri, operasyon için düğmeye bastı. İş adamı Cavit Çağlar'ın uçağı kiralandı ancak Çağlar'a konuyla ilgi bilgi verilmedi. Uçak daha sonra Yunanistan'ın Öcalan için ayarladığı uçağa bire bir benzemesi için boyanıp, kuyruk işareti konuldu.
İki pilot ve 4-5 MİT personeli dışında kimsenin bulunmadığını uçağa, Türkmenistan uçağı gibi işlem yapıldı. Yolcu bilgileri için de "muz tüccarları" ifadesi kullanıldı. Hollanda'dan da aynı tip, aynı renk uçak gideceği için "dikkat çeker" düşüncesiyle Uganda'ya iniş yapıldı. Operasyonu yapacak ekip, 10 gün Uganda'da bekledi ve bu süre zarfında da muz tüccarı gibi davrandı.
Hollanda'ya gidecek uçaktan 2 saat önce meydana inildi
MİT personeli, operasyon yapılmadan birkaç saat öncesi Kenya'ya gitti. Hollanda'dan Öcalan'ı kaçırmak için gelen uçak havadayken Türk uçağı ondan iki saat önce Nairobi'ye indi.
Kenya'daki Yunanistan Büyükelçiliğinde saklanan ve Lazaros Mavros adına düzenlenmiş bir Kıbrıs Rum kesimi pasaportu taşıyan terörist elebaşı Öcalan, Hollanda'dan gelmesi planlanan uçağa binmek üzere korumaların yer aldığı bir konvoyla yola çıktı.
En önde Kenya koruma aracı, arkasında Yunanistan Büyükelçiliğinin koruma aracı ve Abdullah Öcalan'ın içinde bulunduğu araç, arkasından Öcalan'ı gayri resmi koruyan kendi örgüt elemanlarının bulunduğu araç konvoyu ile yola çıkıldı. Havalimanına gelirken Kenya polisi, Öcalan'ın aracı geçtikten sonra yolu keserek, arkadan gelen konvoya başka bir yerden yol verdi.
Bu durum, operasyon için bekleyen ekiplere yaklaşık 15-20 dakika kazandırdı. Öcalan havalimanına girdiğinde, bineceği uçağı, Hollanda'dan gelen uçak zannederken, takım elbiseli bir şekilde uçağa yönelen terörist başı, uçağın kapısının açılması ile bir dakika içinde paketlendi ve kapılar kapandı. Uçak Türkiye'ye doğru havalanırken, Öcalan'ı korumakla görevli konvoydaki diğer araçlar, havalimanına giriş yaptı.
Başbakan Ecevit duyurdu
Operasyonun başarıyla tamamlanması sonrası Başbakan Bülent Ecevit, sabah konutundan ayrılarak Başbakanlık Resmi Konutu'na geçti.
Ecevit, burada Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Rasim Betir, Genelkurmay Harekat Başkanı, Başbakanlık Askeri Danışmanı Korgeneral Yaşar Büyükanıt ve MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ile bir araya geldi.
Bu sırada, Başbakanlık Basın Merkezi aracılığıyla Başbakan Ecevit'in saat 11.00'de basın toplantısı düzenleyeceği duyuruldu.
Başbakanlık Merkez Binası'ndaki Bakanlar Kurulu salonuna, basın toplantısı için beraberinde MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun ile gelen Başbakan Ecevit, sözlerine, "Değerli gazeteci arkadaşlarım, sizlere ve aziz yurttaşlarıma bir haberim var." diye başladı. Ecevit, "Bu sabaha karşı saat 03.00'ten itibaren bölücü terör örgütü PKK'nın başı Abdullah Öcalan Türkiye'dedir." dedi.
Başbakan Ecevit, şöyle devam etti:
''Dünyanın neresinde olsa devletimizin onu ele geçireceğini söylemiştik. Bu devlet sözü yerine getirildi. Şehit analarına verilen söz yerine getirildi. Bütün dünyadan dışlanan Abdullah Öcalan, sonunda kendini Türkiye'nin kucağında buldu. Yaptıklarının ve yaptırdıklarının hesabını, bağımsız Türk adaletine verecektir. Bölücü terörle Türkiye'de bir yere varılamayacağını, devletimizle baş edilemeyeceğini artık herkes anlamalıdır."
Başbakan Ecevit, konuşmasında Abdullah Öcalan'ın nasıl yakalandığına ilişkin bazı bilgileri de paylaştı. Bu konuda ayrıntılara giremeyeceğini ifade eden Ecevit, ''12 gündür değişik kıtalarda, ülkelerde sürdürdüğümüz yoğun ve sessiz bir izleme sonucunda yakalandı. Türkiye'de bu operasyonu bilen sadece 10 yetkili vardı. Hiçbir haber sızmadı. En küçük bir sızma olsa operasyon sonuç veremezdi. Bu operasyon Genelkurmayımız ile MİT'in tam bir uyum içinde çalışmaları sayesinde başarıldı. Kendilerine tebriklerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Güç bir iş başarıldı. Bundan sonrası bağımsız yargının yetki alanındadır." diye konuştu.
Terörist elebaşı Öcalan, 1999'dan bu yana İmralı Adası'ndaki cezaevinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çekiyor.
Kaynak: