Tezkere 1 yıl daha uzuyor
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunması için Hükümete verilen yetkinin süresinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresinin TBMM'ye gönderilme
Yayınlanma:
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunması için Hükümete verilen yetkinin süresinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresinin TBMM'ye gönderilmesinin kararlaştırıldığını bildirdi.
Bakan Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, 17 Ekim'den geçerli olmak üzere sınır ötesi operasyonlara izin veren tezkerenin bir yıl daha uzatılmasıyla ilgili konunun Bakanlar Kurulu'nda ele alındığını ve tezkerenin imzalarının tamamlandığını kaydetti. Çiçek, "Meclis açılır açılmaz mümkünse bunun Genel Kurulda görüşülüp karara bağlanmasını arzu ediyoruz"' diye konuştu.
Çiçek, tezkerenin meclise gelmesiyle ilgili bir tarih belirlenip belirlenmediği yönündeki soru üzerine, "1 Ekim'de Meclis açılıyor. O gün anayasa gereği Cumhurbaşkanının hitapları oluyor. Sonra meclis kapanıyor. Fiili olarak çalışma günü 6 Ekim günü oluyor. Biz isteriz ki bu günlerde görüşülsün. Çünkü bu konuyla ilgili zaman zaman haberlerde çıkıyor; şöyle olacak, böyle olacak diye. Bunlar hassas konular. Uzun süre kamuoyunda speküle edilmesi de doğru değil. Bir an evvel karar verilmesi lazım. Hükümetimizin kararı, kanaati bu işin 1 yıl daha uzatılması yönündedir. Ümit ediyoruz ki parlamento da bu yönde karar verebilir. Takdir parlamentonundur. Biz isteriz ki ilk günlerde bu iş konuşulsun, karar bağlansın" diye konuştu.
Cemil Çiçek toplantıda, yurt içi ve dışındaki varlıkların ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmeler dikkate alınarak 'Varlık Barışı'nın süresinin 31 Aralık 2009'a kadar uzatılmasına karar verildiğini de bildirdi.
Hükümet Sözcüsü Çiçek, anayasanın 101 ve 102. maddesinde yapılan değişiklikle cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle ilgili bir düzenleme ve değişiklik yapıldığını, bununla ilgili uyum yasası çıkması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı seçimlerinin nasıl yapılacağıyla ilgili Adalet Bakanı'nın hazırladığı bir tasarı bulunduğunu kaydeden Çiçek, "O bugün Bakanlar Kurulu'nda görüşüldü. Prensip itibarıyla benimsendi, dolayısıyla bir iki ufak teknik düzenlemenin akabinde tekrar görüşmeye gerek yok, bunu TBMM'ye sevk etmiş olacağız. Dolayısıyla cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili uyum yasasından doğan bir eksiklik böylece giderilmiş olacak" diye konuştu.
Yine Adalet Bakanlığı'nı, Avrupa Birliği (AB) müzakere süreci ve yayınlanacak raporla doğrudan ilgili olarak Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ile İlgili Kanun Tasarısı'nı görüştüklerini belirten Çiçek, bu tasarının demokratik açılımı da ilgilendirdiğine işaret etti. Çiçek, "Bunların başında terör suçları ile ilişkisi olan veya yargılanmakta olan çocukların durumlarıyla ilgili düzenlemeler geliyor. Bu düzenlemeler gerçekleştiği takdirde bu tip davalara, 18 yaşından küçük çocukların davalarına çocuk
mahkemelerinde bakılabilecektir. Ayrıca bununla ilgili alternatif cezai tedbirlere gitme imkanı da olacaktır. Bildiğiniz gibi yürürlüğü giren ceza infaz yasamızda değişik infaz şekilleri var. Cezanın ertelenmesi var, denetimli serbestlik gibi birçok alternatif çağdaş imkanlar bu kanunla yürürlüğe girmişti. Dolayısıyla çocuklara yönelik, çocuklar lehine önemli düzenlemeler içeren bu değişiklikleri de biz bugün Bakanlar Kurulu'nda karar bağladık" dedi.
Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı bir başka düzenlemenin de insan kaçakçılığı ile ilgili olduğunu kaydeden Çiçek, bir kısım insanların geçim derdi ile bir maceraya atıldıklarını ve bundan da rant elde etmek isteyenler olduğunu söyledi. Yürürlükteki mevzuat açısından insan kaçakçılığının daha caydırıcı olabilmesiyle ilgili düzenlemeler getirdiklerini ifade eden Çiçek, "Yani bu suçların teşebbüs derecesinde kalmış olması dahi, suçun tümüyle işlenmiş olması ile eşdeğer hale getirilmekte, bununla ilgili düzenlemeler yapılmaktadır" ifadelerini kullandı.
Görüştükleri bir diğer konunun da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararlarının uygulanması ile ilgili olduğunu belirten Çiçek, şunları kaydetti:
"Bildiğiniz gibi biz uyum yasaları kapsamında AİHM'den Türkiye aleyhine karar almıştık ve yeniden yargılanmasına ihtiyaç hasıl olan davalarla ilgili genelde bunu bir yeniden yargılama sebebi kabul ettik. Nitekim bir kısım davalar da bu çerçevede görülüyor. Ancak 311. maddenin 2. fıkrası bakımından bir istisnai hüküm vardı. Ama o hüküm içerisinde de bir kısım Türkiye'nin aleyhine verilmiş kararlar var. Bunların da yeniden yargılanmasına imkan veren bir hukuki düzenleme getiriliyor. Böylece insan hakları açısından mahkeme kararlarının süratle yerine getirilebilmesi için böyle bir düzenleme de bu vesileyle yürürlüğe girmiş olacak, bu yasa değişikliği gerçekleştiği takdirde."
Çiçek, ayrıca Başmüzakereci Egemen Bağış'ın da Bakanlar Kurulu'na AB bünyesinde açılan "hukuk başkanlığı" hakkında bilgi verdiğini bildirdi. Müzakere sürecinde de AB'de önemli hukuki değişimler olduğunu ve bunun Türkiye'ye yönelik olumlu yansımaları olduğunu belirten Çiçek, mevzuatta ve uygulamada etkinlik ve beraberliğin sağlanacağını söyledi. Çiçek, iç ve dış meselelerle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisinin de değerlendirildiğini söyledi.
SORULARI CEVAPLADI
Daha sonra soruları cevaplandıran Bakan Çiçek, memur maaş zamlarının gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine, maaş artışlarının 17 Ekim'de meclise sunulacak bütçede yer alacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi ile ilgili yasadaki yeni düzenlemenin detaylarının sorulması üzerine ise Çiçek, bir anayasa söz konusu olduğunda onunla ilgili uyum yasasının çıkması gerektiğini belirtti. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceğinin yeni anayasa hükmü gereği belli olduğunu belirten Çiçek, bununla ilgili usul ve esasların da kanunla düzenleneceğinin 102. maddenin son fıkrasında ifade edildiğini söyledi. Çiçek, "O ilke çerçevesinde bu seçimlerde riayet edilmesi gereken usuller, süreler, aday belirleme, adaylara itiraz, adaylarda eksilme olması halinde nasıl yapılacağı, seçimlerin ilanı, devir teslim gibi bir dizi düzenleme kanuna bırakılmış. Dolayısıyla Adalet Bakanlığı bu manada 26 maddeden müteşekkil bir uyum yasası taslağını Bakanlar Kurulu'na getirmiş oldu. Zaten bu, anayasa hükmünün de gereğidir" diye konuştu.
AİHM kararları ile ilgili 311. maddedeki istisnai hükmün ne olduğuna ilişkin bir soruya ise Çiçek, şu yanıtı verdi:
"Bu istisnai hüküm bizden önceki hükümet döneminde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda da vardı. Belli dönemler içinde yapılan yargılamaların yeniden yargılama kapsamı dışında tutulması ile ilgili bir hükümdü o. O hükmün icabına artık gereK, bir kısım insanların gek kalmamıştır. Bu istisna hükmünün kalkması gerekmektedir. Bunun için AİHM'den yeniden yargılanma kararı alınması durumunda, bu işlemin nasıl yapılacağı zaten 311'de var. 2. fıkra bunun istisnasıydı. Bundan sonra istisna kalkmış oluyor, Bu makas içerisinde olan davaların da görülmesine imkan olacaktır."
Cumhurbaşkanının seçimi ile ilgili uyum yasasında görev süresi ile ilgili bir hüküm bulunup bulunmadığının sorulması üzerine ise Çiçek, sürenin zaten anayasa hükmü halinde mevcut olduğunu söyledi. Çiçek, buna göre cumhurbaşkanlığı seçiminin 5 yılda bir yapılacağını belirtti.
DTP'Lİ VEKİLLERİN YARGILANMASI
DTP milletvekillerinin bugün alınan karar doğrultusunda zorla mahkemeye götürülmeleri konusundaki görüşünün ve bunun demokratik açılıma etkisinin sorulması üzerine Çiçek, bunun yargısal bir işlem olduğunu söyledi. Hiçbir mahkemenin karar alırken hiçbir makama sormadığını; hukuka, dosyaya ve bugüne kadarki uygulamalara riayet ederek düzenleme yaptığını kaydeden Çiçek, "Dolayısıyla mahkemenin aldığı karar ne ise o yürütme organının dışındadır, bizim dışımızdadır. Bir yargısal işlemdir. Bunun yorumunu şu veya bu şekilde yapılması bize düşmez. Kaldı ki soruyu bana soruyorsanız, ben de her defasında bu sorulara verdiğim klasik cevap vardır. Yargılama faaliyeti devam ederken hiç açıklama yapmadım, açıklama yapmıyorum. Bunu da hukuken de doğru bulmuyorum" dedi.
ÖTV ve KDV indirimi süresinin uzatılması ile ilgili bir soru üzerine Çiçek, bu konuyla ilgili Bakanlar Ali Babacan ve Mehmet Şimşek'in toplantıda bulunmadığını ve bu konuları görüşmediklerini söyledi.
DEMOKRATİK AÇILIM
Demokratik açılım konusunda açık-kapalı oturum yapılması tartışmaları ve bu konuda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarının hatırlatılması üzerine Çiçek, bu konunun ne kadar önemli olduğunun herkesin farkında olması gerektiğini söyledi. Bunun milli bir mesele olduğunu, Türkiye'nin meselesi olduğunu vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti:
"Konuya herkesin sorumluluk duygusu çerçevesinde yaklaşmasında fayda görürüz. Biz böyle yaklaşıyoruz. Kim ne söyleyecekse bunların cevabını da TBMM'de bu konular konuşulurken veririz. Şunu açık olarak ifade edelim. Biz yaptığımız her işi 'ülkemizin yararınadır' diye yapıyoruz. Bu konuda katkı verecekler olursa bunları da dinlemeye hazır olduğumuzu hep ifade ettik. Bu konunun iç politikada kullanılmasının böylesine önemli bir meseleye zarar vereceğinin de bilinci içerisindeyiz. Dikkat ederseniz, birisi
bir şey dediği zaman ona cevap verme, laf yetiştirme... Ama sorun da varlığını yakıcı olarak sürdürmeye devam ediyor. Biz herkesin sorunun parçası değil, çözümün parçası olmasını arzu ediyoruz. Hatta bazen cevap vermemiz gereken konular da oluyor, bunlara verilecek çok da uygun cevaplar da vardır. Ama biz böyle bir süreçte her söylenene cevap vermenin bu sürece zarar vereceğini düşünerek, olabildiğince sabırlı, soğukkanlı bu işi götürmeye çalışıyoruz."
En büyük karar vericinin millet olduğunu belirten Çiçek, "Biz de millet adına karar verecek olan TBMM'ye bu kararı götüreceğiz. Konu çok önemliydi. Önemli olduğu için de daha soğukkanlı konuşulsun, daK, bir kısım insanların geha derli toplu olsun, bir kısım meseleleri daha açık ve net konuşma imkanı olur diye kapalı oturum yapılmasını düşünmüştük. Ama bu maksadı dışına çıkartıldı. Denildi ki, 'Milletten neyi saklıyorsunuz'. Bizim abdestimizden şüphemiz yok. Onun için de namazımızı tartışmaya gerek yok. Biz kamuoyu önünde de konuşuruz, kapalı oturumda da konuşuruz, milletimizden kaçırdığımız bir şey de yok" diye konuştu. Çiçek, yakın bir tarihte konunun mecliste görüşüleceğini de söyledi.
"PAKET DEĞİL SÜREÇ"
Demokratik açılım konusunda, başkaları tarafından isimlendirmeler yapıldığını belirten Çiçek, "Bu bir süreçtir dedik, pakettir demedik, dikkat ederseniz. Ama halen bu konuda bir 'paket' açıklaması...Paket lafını artık literatürden çıkarmamız lazım. Bu uyum süreci içinde kısa sürede belli yasaların çıkarılması için birden fazla kanun tek bir kanunla düzenlemek adına buna paket denilmişti bizden evvel. Halbuki bu bir süreçtir. Zaten bu süreçle ilgili birçok adımlar atıldı, atılıyor. Ama ille de başlığında
bir 'paket' lafını görmediği için, sanki bu açılımlar mecliste konuşulduktan sonra yapılacakmış gibi bir kanaat hasıl oluyor. Bu çok doğru değil" dedi.
Artuklu Üniversitesi'nde bir enstitünün açılmasının tartışıldığını, bir başka yerde anadilde yayın yapımına imkan veren konuda bir mevzuat çalışmasının sürdüğünü belirten Çiçek, "İlle de numaralamaya, '10-15 maddeden müteşekkildir' tarzında sınırlayıcı, bağlayıcı ve her türlü farklı değerlendirmeye müsait bir paket anlayışı yerine, her gün Türkiye'nin demokratik standartlarını yükseltecek bir anlayış içinde biz bu meseleye bakmayı uygun görüyoruz. Konu zaten kendi mecrasında sürüyor" ifadelerini kaydetti.
Bakan Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, 17 Ekim'den geçerli olmak üzere sınır ötesi operasyonlara izin veren tezkerenin bir yıl daha uzatılmasıyla ilgili konunun Bakanlar Kurulu'nda ele alındığını ve tezkerenin imzalarının tamamlandığını kaydetti. Çiçek, "Meclis açılır açılmaz mümkünse bunun Genel Kurulda görüşülüp karara bağlanmasını arzu ediyoruz"' diye konuştu.
Çiçek, tezkerenin meclise gelmesiyle ilgili bir tarih belirlenip belirlenmediği yönündeki soru üzerine, "1 Ekim'de Meclis açılıyor. O gün anayasa gereği Cumhurbaşkanının hitapları oluyor. Sonra meclis kapanıyor. Fiili olarak çalışma günü 6 Ekim günü oluyor. Biz isteriz ki bu günlerde görüşülsün. Çünkü bu konuyla ilgili zaman zaman haberlerde çıkıyor; şöyle olacak, böyle olacak diye. Bunlar hassas konular. Uzun süre kamuoyunda speküle edilmesi de doğru değil. Bir an evvel karar verilmesi lazım. Hükümetimizin kararı, kanaati bu işin 1 yıl daha uzatılması yönündedir. Ümit ediyoruz ki parlamento da bu yönde karar verebilir. Takdir parlamentonundur. Biz isteriz ki ilk günlerde bu iş konuşulsun, karar bağlansın" diye konuştu.
Cemil Çiçek toplantıda, yurt içi ve dışındaki varlıkların ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmeler dikkate alınarak 'Varlık Barışı'nın süresinin 31 Aralık 2009'a kadar uzatılmasına karar verildiğini de bildirdi.
Hükümet Sözcüsü Çiçek, anayasanın 101 ve 102. maddesinde yapılan değişiklikle cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle ilgili bir düzenleme ve değişiklik yapıldığını, bununla ilgili uyum yasası çıkması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı seçimlerinin nasıl yapılacağıyla ilgili Adalet Bakanı'nın hazırladığı bir tasarı bulunduğunu kaydeden Çiçek, "O bugün Bakanlar Kurulu'nda görüşüldü. Prensip itibarıyla benimsendi, dolayısıyla bir iki ufak teknik düzenlemenin akabinde tekrar görüşmeye gerek yok, bunu TBMM'ye sevk etmiş olacağız. Dolayısıyla cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili uyum yasasından doğan bir eksiklik böylece giderilmiş olacak" diye konuştu.
Yine Adalet Bakanlığı'nı, Avrupa Birliği (AB) müzakere süreci ve yayınlanacak raporla doğrudan ilgili olarak Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ile İlgili Kanun Tasarısı'nı görüştüklerini belirten Çiçek, bu tasarının demokratik açılımı da ilgilendirdiğine işaret etti. Çiçek, "Bunların başında terör suçları ile ilişkisi olan veya yargılanmakta olan çocukların durumlarıyla ilgili düzenlemeler geliyor. Bu düzenlemeler gerçekleştiği takdirde bu tip davalara, 18 yaşından küçük çocukların davalarına çocuk
mahkemelerinde bakılabilecektir. Ayrıca bununla ilgili alternatif cezai tedbirlere gitme imkanı da olacaktır. Bildiğiniz gibi yürürlüğü giren ceza infaz yasamızda değişik infaz şekilleri var. Cezanın ertelenmesi var, denetimli serbestlik gibi birçok alternatif çağdaş imkanlar bu kanunla yürürlüğe girmişti. Dolayısıyla çocuklara yönelik, çocuklar lehine önemli düzenlemeler içeren bu değişiklikleri de biz bugün Bakanlar Kurulu'nda karar bağladık" dedi.
Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı bir başka düzenlemenin de insan kaçakçılığı ile ilgili olduğunu kaydeden Çiçek, bir kısım insanların geçim derdi ile bir maceraya atıldıklarını ve bundan da rant elde etmek isteyenler olduğunu söyledi. Yürürlükteki mevzuat açısından insan kaçakçılığının daha caydırıcı olabilmesiyle ilgili düzenlemeler getirdiklerini ifade eden Çiçek, "Yani bu suçların teşebbüs derecesinde kalmış olması dahi, suçun tümüyle işlenmiş olması ile eşdeğer hale getirilmekte, bununla ilgili düzenlemeler yapılmaktadır" ifadelerini kullandı.
Görüştükleri bir diğer konunun da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararlarının uygulanması ile ilgili olduğunu belirten Çiçek, şunları kaydetti:
"Bildiğiniz gibi biz uyum yasaları kapsamında AİHM'den Türkiye aleyhine karar almıştık ve yeniden yargılanmasına ihtiyaç hasıl olan davalarla ilgili genelde bunu bir yeniden yargılama sebebi kabul ettik. Nitekim bir kısım davalar da bu çerçevede görülüyor. Ancak 311. maddenin 2. fıkrası bakımından bir istisnai hüküm vardı. Ama o hüküm içerisinde de bir kısım Türkiye'nin aleyhine verilmiş kararlar var. Bunların da yeniden yargılanmasına imkan veren bir hukuki düzenleme getiriliyor. Böylece insan hakları açısından mahkeme kararlarının süratle yerine getirilebilmesi için böyle bir düzenleme de bu vesileyle yürürlüğe girmiş olacak, bu yasa değişikliği gerçekleştiği takdirde."
Çiçek, ayrıca Başmüzakereci Egemen Bağış'ın da Bakanlar Kurulu'na AB bünyesinde açılan "hukuk başkanlığı" hakkında bilgi verdiğini bildirdi. Müzakere sürecinde de AB'de önemli hukuki değişimler olduğunu ve bunun Türkiye'ye yönelik olumlu yansımaları olduğunu belirten Çiçek, mevzuatta ve uygulamada etkinlik ve beraberliğin sağlanacağını söyledi. Çiçek, iç ve dış meselelerle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisinin de değerlendirildiğini söyledi.
SORULARI CEVAPLADI
Daha sonra soruları cevaplandıran Bakan Çiçek, memur maaş zamlarının gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine, maaş artışlarının 17 Ekim'de meclise sunulacak bütçede yer alacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi ile ilgili yasadaki yeni düzenlemenin detaylarının sorulması üzerine ise Çiçek, bir anayasa söz konusu olduğunda onunla ilgili uyum yasasının çıkması gerektiğini belirtti. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceğinin yeni anayasa hükmü gereği belli olduğunu belirten Çiçek, bununla ilgili usul ve esasların da kanunla düzenleneceğinin 102. maddenin son fıkrasında ifade edildiğini söyledi. Çiçek, "O ilke çerçevesinde bu seçimlerde riayet edilmesi gereken usuller, süreler, aday belirleme, adaylara itiraz, adaylarda eksilme olması halinde nasıl yapılacağı, seçimlerin ilanı, devir teslim gibi bir dizi düzenleme kanuna bırakılmış. Dolayısıyla Adalet Bakanlığı bu manada 26 maddeden müteşekkil bir uyum yasası taslağını Bakanlar Kurulu'na getirmiş oldu. Zaten bu, anayasa hükmünün de gereğidir" diye konuştu.
AİHM kararları ile ilgili 311. maddedeki istisnai hükmün ne olduğuna ilişkin bir soruya ise Çiçek, şu yanıtı verdi:
"Bu istisnai hüküm bizden önceki hükümet döneminde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda da vardı. Belli dönemler içinde yapılan yargılamaların yeniden yargılama kapsamı dışında tutulması ile ilgili bir hükümdü o. O hükmün icabına artık gereK, bir kısım insanların gek kalmamıştır. Bu istisna hükmünün kalkması gerekmektedir. Bunun için AİHM'den yeniden yargılanma kararı alınması durumunda, bu işlemin nasıl yapılacağı zaten 311'de var. 2. fıkra bunun istisnasıydı. Bundan sonra istisna kalkmış oluyor, Bu makas içerisinde olan davaların da görülmesine imkan olacaktır."
Cumhurbaşkanının seçimi ile ilgili uyum yasasında görev süresi ile ilgili bir hüküm bulunup bulunmadığının sorulması üzerine ise Çiçek, sürenin zaten anayasa hükmü halinde mevcut olduğunu söyledi. Çiçek, buna göre cumhurbaşkanlığı seçiminin 5 yılda bir yapılacağını belirtti.
DTP'Lİ VEKİLLERİN YARGILANMASI
DTP milletvekillerinin bugün alınan karar doğrultusunda zorla mahkemeye götürülmeleri konusundaki görüşünün ve bunun demokratik açılıma etkisinin sorulması üzerine Çiçek, bunun yargısal bir işlem olduğunu söyledi. Hiçbir mahkemenin karar alırken hiçbir makama sormadığını; hukuka, dosyaya ve bugüne kadarki uygulamalara riayet ederek düzenleme yaptığını kaydeden Çiçek, "Dolayısıyla mahkemenin aldığı karar ne ise o yürütme organının dışındadır, bizim dışımızdadır. Bir yargısal işlemdir. Bunun yorumunu şu veya bu şekilde yapılması bize düşmez. Kaldı ki soruyu bana soruyorsanız, ben de her defasında bu sorulara verdiğim klasik cevap vardır. Yargılama faaliyeti devam ederken hiç açıklama yapmadım, açıklama yapmıyorum. Bunu da hukuken de doğru bulmuyorum" dedi.
ÖTV ve KDV indirimi süresinin uzatılması ile ilgili bir soru üzerine Çiçek, bu konuyla ilgili Bakanlar Ali Babacan ve Mehmet Şimşek'in toplantıda bulunmadığını ve bu konuları görüşmediklerini söyledi.
DEMOKRATİK AÇILIM
Demokratik açılım konusunda açık-kapalı oturum yapılması tartışmaları ve bu konuda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarının hatırlatılması üzerine Çiçek, bu konunun ne kadar önemli olduğunun herkesin farkında olması gerektiğini söyledi. Bunun milli bir mesele olduğunu, Türkiye'nin meselesi olduğunu vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti:
"Konuya herkesin sorumluluk duygusu çerçevesinde yaklaşmasında fayda görürüz. Biz böyle yaklaşıyoruz. Kim ne söyleyecekse bunların cevabını da TBMM'de bu konular konuşulurken veririz. Şunu açık olarak ifade edelim. Biz yaptığımız her işi 'ülkemizin yararınadır' diye yapıyoruz. Bu konuda katkı verecekler olursa bunları da dinlemeye hazır olduğumuzu hep ifade ettik. Bu konunun iç politikada kullanılmasının böylesine önemli bir meseleye zarar vereceğinin de bilinci içerisindeyiz. Dikkat ederseniz, birisi
bir şey dediği zaman ona cevap verme, laf yetiştirme... Ama sorun da varlığını yakıcı olarak sürdürmeye devam ediyor. Biz herkesin sorunun parçası değil, çözümün parçası olmasını arzu ediyoruz. Hatta bazen cevap vermemiz gereken konular da oluyor, bunlara verilecek çok da uygun cevaplar da vardır. Ama biz böyle bir süreçte her söylenene cevap vermenin bu sürece zarar vereceğini düşünerek, olabildiğince sabırlı, soğukkanlı bu işi götürmeye çalışıyoruz."
En büyük karar vericinin millet olduğunu belirten Çiçek, "Biz de millet adına karar verecek olan TBMM'ye bu kararı götüreceğiz. Konu çok önemliydi. Önemli olduğu için de daha soğukkanlı konuşulsun, daK, bir kısım insanların geha derli toplu olsun, bir kısım meseleleri daha açık ve net konuşma imkanı olur diye kapalı oturum yapılmasını düşünmüştük. Ama bu maksadı dışına çıkartıldı. Denildi ki, 'Milletten neyi saklıyorsunuz'. Bizim abdestimizden şüphemiz yok. Onun için de namazımızı tartışmaya gerek yok. Biz kamuoyu önünde de konuşuruz, kapalı oturumda da konuşuruz, milletimizden kaçırdığımız bir şey de yok" diye konuştu. Çiçek, yakın bir tarihte konunun mecliste görüşüleceğini de söyledi.
"PAKET DEĞİL SÜREÇ"
Demokratik açılım konusunda, başkaları tarafından isimlendirmeler yapıldığını belirten Çiçek, "Bu bir süreçtir dedik, pakettir demedik, dikkat ederseniz. Ama halen bu konuda bir 'paket' açıklaması...Paket lafını artık literatürden çıkarmamız lazım. Bu uyum süreci içinde kısa sürede belli yasaların çıkarılması için birden fazla kanun tek bir kanunla düzenlemek adına buna paket denilmişti bizden evvel. Halbuki bu bir süreçtir. Zaten bu süreçle ilgili birçok adımlar atıldı, atılıyor. Ama ille de başlığında
bir 'paket' lafını görmediği için, sanki bu açılımlar mecliste konuşulduktan sonra yapılacakmış gibi bir kanaat hasıl oluyor. Bu çok doğru değil" dedi.
Artuklu Üniversitesi'nde bir enstitünün açılmasının tartışıldığını, bir başka yerde anadilde yayın yapımına imkan veren konuda bir mevzuat çalışmasının sürdüğünü belirten Çiçek, "İlle de numaralamaya, '10-15 maddeden müteşekkildir' tarzında sınırlayıcı, bağlayıcı ve her türlü farklı değerlendirmeye müsait bir paket anlayışı yerine, her gün Türkiye'nin demokratik standartlarını yükseltecek bir anlayış içinde biz bu meseleye bakmayı uygun görüyoruz. Konu zaten kendi mecrasında sürüyor" ifadelerini kaydetti.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.