TSK yıllardır Türkiye'nin güvenliği adına, Türk Milleti adına çok büyük bir mücadeleyi çok da büyük şehit vererek yerine getirmektedir” sözleriyle değerlendirdi.

Toptan, anayasa ve tüzük değişikliği için çalışmaların hemen başlayacağını ancak sil baştan yeni bir anayasanın bu şartlar altında uygun olmadığını da dile getirdi. Toptan, Anayasa Mahkemesi'nin anayasa değişikliği önerisinin TBMM üzerinde baskı yaratmayacağını söyledi.

Toptan, TBMM'nin 2. yasama yılı faaliyetlerini düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Toptan konuşmasının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Toptan, yeni yasama yılında yeni Anayasa çalışmalarının nasıl bir uzlaşı içinde yapılacağına ilişkin bir soruya, “Başta anayasa olmak üzere arkasından TBMM İçtüzüğü olmak üzere bazı konularda önümüzdeki dönem parlamentoda yoğun çalışmalar yapılacağını umuyorum. Bu nedenle yeni yasama yılının başlamasıyla birlikte partiler arasında ortak noktaların tespiti için başkanlık olarak üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz. Şimdilik ayrıntı yok ama o konuda mutlaka bir gayret içinde olacağız” yanıtını verdi.

Toptan bir gazetecinin, Anayasa Mahkemesi'nin, anayasa değişikliği ile ilgili çağrısının baskı yaratıp yaratmadığını sorması üzerine de, “Hayır Türkiye'de anayasa değişikliği tartışmaları yılardan beri yapılıyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı (Haşim Kılıç) açıklama yaptıktan sonra tartışılmadı. Ondan önce tartışılıyordu. Yapılacak anayasa değişikliği çalışmalarını Anayasa Mahkemesi kararlarıyla ilişkilendirmemek lazım. Toplumun hemen her kesimi yeni bir anayasa yapılması konusunda görüş birliği içinde. Biz de önümüzdeki yasama yılında bunu yapmaya çalışacağız” dedi.

-BENİM SÖZLERİMLE BAĞLANTILI DEĞİL-

Toptan parti kapatmayı zorlaştırıcı düzenlemelere ilişkin soruyu yanıtlarken de şunları söyledi:

“Benim sözlerimle Anayasa Mahkemesi'nin anayasa değişikliği ile ilgili sözleriyle bağlantı kurmayın. Biz öteden beri anayasayı tartışıyoruz. Yapılması gereken anayasa değişikliğini salt partilerin kapatılmasını zorlaştırma ile örtüştürmeye çalışırsak yanlış yaparız. Yapılacak düzenlemede öyle bir ihtiyaç çıkarsa parlamento gereğini yapar, ancak başlangıç noktamız o değil."

-KURUCU MECLİS ÖNERİM İTİBAR GÖRMEDİ-

Toptan'a bir süre önce anayasa değişikliği konusunda gündeme getirdiği “Kurucu Meclis” önerisinin hatırlatılması üzerine, “Türkiye bir anayasa değişikliği yapacaksa mevcut bir anaya değişikliğinin usul ve esasları içinde bunu gerçekleştirecektir. O benim önerdiğim ve benden başka kimsenin önermediği yolu deneyecektir. Mevcut parlamentonun yanında anayasa yapımcısı bir Meclis. Onunla ilgili bir kanun çıkarılır ve bu Meclis anayasanın nasıl çıkarılacağını belirler. 150 kişilik bir Meclis. 100'ü seçimle, 50'si sivil toplum örgütlerinin temsilcisi gelir. Bir ya da iki yıl sürebilir ve yeni bir anayasa yapılabilir. 1982 anayasası yerine 2008 ya da 2009 anayasası olabilir. Ama benim bu teklifim çok büyük ilgi ve itibar görmedi" dedi.

Toptan, yepyeni bir anayasa için uygun bir konjonktür olmadığını, demokratikleşme için mümkün olduğunca uzlaşmayla yapılabilecek bir anayasanın gerekli olduğuna dikkat çekti.

-TSK'YI GÜNLÜK SİYASETİN DIŞINDA TUTMAK GEREKİR-

“Yüksek Askeri Şura toplantısında ihraç kararının çıkmaması üzerine CHP'nin verdiği tepkinin” sorulması üzerine Toptan, “Spesifik konularda değerlendirme yapmak istemiyorum. Hepimizin, herkesin tüm milletin göz bebeği olan TSK'yı günlük siyasetin dışında tutması gerekir. TSK yıllardır Türkiye'nin güvenliği adına, Türk Milleti adına çok büyük bir mücadeleyi çok da büyük şehit vererek yerine getirmektedir. Elbette TSK da devletin bir kurumudur. Elbete çeşitli görüşler dile getirilir. Eleştiriler yapılabilir ama bunu yaparken kurumsal olarak TSK'nın yıpranmasına neden olacak söz ve davranışlardan kaçınmak gerekir. Bunu hepimiz için herkes için söylüyorum. Bunun için YAŞ'ta emekli olan komutanlara teşekkür ediyorum. Yeni komutanlara başarılar diliyorum” diye konuştu.

-REKTÖR ATAMALARI-

Köksal Toptan, “Rektör atamaları ile ilgili tepkileri” soran bir gazeteciye şu şekilde yanıt verdi:

“Bu yasayı yapan benim. Milli Eğitim bakanlığım döneminde gerçekleşti. Ondan önce YÖK üç aday belirliyordu. Cumhurbaşkanı atıyordu. 1992'de üniversite öğretim üyelerini de söz sahibi yapalım dedik. Anayasa ve yasaya göre üniversiteler 6 aday, YÖK üç aday belirliyor, cumhurbaşkanı da bir ismi seçiyor. Artık bu seçim tartışılmamalı. Elbette bu sistem tartışılabilir. Ama o şartlarda daha iyi bir yöntem bulamadık. Kabul edelim ki üniversitelerimiz her yıl daha da düzeltilerek bu haklarını iyi kullandılar. Elbette tek tek ele alındığında herkesin sevdiği veya sevmediği sonuçlar çıkıyor. Cumhurbaşkanlarının tercihlerine karışmamalıyız. Onlar da derler ki 'Anayasa YÖK'e cumhurbaşkanına bu hakkı veriyor. Değiştirin anayasayı ona göre seçilsin' Bu anayasa böyle kaldığı sürece cumhurbaşkanlarının takdirlerine saygı göstermek gerekiyor. Anayasanın onlara verdiği takdir haklarıdır. Yorum yapmamak gerektiğini düşünüyorum.”

-MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIKLARI-

Milletvekili dokunulmazlıklarına ilişkin bir soruyu ise Toptan şöyle yanıtladı:

“Bütün dünya parlamentolarında milletvekilleri, dokunulmazlık zırhıyla korunmaktadırlar. Ya çok yumuşak ya sert. Batı demokrasileri yumuşak dokunulmazlık dediğimiz, parlamenterlerin söz ve davranış kapsarken, katı demokrasi trafik suçunu bile korumaya alıyor. Şikayetler de bundan kaynaklanıyor. Yeni anayasada da dokunulmazlığın üzerinde durulması gereken önemde olduğunu düşünüyorum. Yasama dokunulmazlığıyla ilgili Meclis'e gelen dokunulmazlıkların önemli bir bölümü yasama dönemi sonuna bırakılıyor. Bu mutlak bir hüküm değil. İstediği zaman istediği kişinin dokunulmazlığını kaldırabilir. Ama bizim üzerinde tartışıp, daha katı dokunulmazlıktan, daha yumuşak bir dokunulmazlığa geçmemiz gerektiğini düşünüyorum”