TBMM Türkiye-Pakistan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Muhammet Balta, İslam ülkelerinin Keşmir sorununun çözümünde birlikte hareket etmesi gerektiğini belirterek, "Keşmir sorununun çözümü, bölgedeki sorunların çözümünün de anahtarı niteliğindedir.” dedi.

AK Parti Trabzon Milletvekili Balta, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde, Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (GASAM) tarafından düzenlenen, "Küresel ve Bölgesel Politikalarda Keşmir” panelinin açılışındaki konuşmasında, Türkiye ve Pakistan arasında sağlam bir dostluk bulunduğunu belirterek, Türkler ve Pakistanlıların en zor zamanlarda bile birbirlerine güveneceklerini bilen iki kardeş halk olduğunu söyledi.

Pakistan’da geçen hafta şehit olan polislere de rahmet dileyen Balta, Türkiye’nin sorunları olduğu gibi Pakistan’ın da terör sorunu olduğunu belirterek, Pakistan’ın terörizme karşı mücadelesinde onların yanında olduklarını dile getirdi.

Balta, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’ye desteklerini beyan ettikleri için bütün Pakistanlılara teşekkür ederek, "Zor zamanda beraber olan Pakistanlı kardeşlerimizin her zaman yanlarında olacağız. Mayıs ayı içerisinde Pakistan’a bir ziyaret yaptık. Pakistan’a gittiğimizde kendimizi kendi evimizde hissettik.” ifadelerini kullandı.

Keşmir sorununun uluslararası bir sorun olduğunu vurgulayan Balta, "Türkiye olarak Pakistan’ın Keşmir konusundaki haklı davasını destekledik ve desteklemeye devam edeceğiz. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nde (OECD) ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nda da (İİT) Pakistan’ı desteklemeye devam edeceğiz. Pakistan’ın halk oylamasına davet etmesine rağmen Hindistan’ın olumsuz tutumu sonucunda bu sorun çözülemedi. Hindistan, Keşmir’de orantısız güç kullanarak baskı uygulamaktadır. 94 bin kardeşimiz şehit olmuştur. Kullanılan silahlar uzun vadede insanların acı çekerek ölmelerine sebep olmaktadır. Özellikle gözlerinden vurularak insanların ölmesine sebep oluyorlar. Bunların olmaması için duyarlı olmamız gerekiyor.” diye konuştu.

Balta, diplomatik olarak hep beraber çalışılması gerektiğini belirterek, "Herkes elinde ne varsa onunla çaba göstermelidir. Lobi faaliyeti yapılmalı ki Keşmir’de yapılan zulme karşı mücadele edilebilsin. Pakistan ve Hindistan’ın bu işi diplomatik yollarla çözmesi Türkiye olarak bizim temennimizdir.” değerlendirmesinde bulundu.

BM kararlarına göre Keşmir halkının kendi kaderini tayin hakkı olduğunu vurgulayan Balta, şunları kaydetti:

"İslam Dünyası olarak farklılıklarımızla beraber bir olmayı başaramadığımız zaman barışı sağlayamayız. Keşmir sorunun çözümünün bölge halkının seçimlerine kulak verilmesinde yattığına inanıyorum. Keşmir halkının dileği kendi dinlerini rahatça yaşayabilecekleri, çocuklarını güvenle büyütebilecekleri bir ortam yaratılmasıdır. İslam ülkelerinin Keşmir sorununun çözümünde birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Keşmir sorununun çözümü, bölgedeki sorunların çözümünün de anahtarı niteliğindedir. Keşmir sorununun diyalog çerçevesinde en kısa zamanda çözülmesini diliyorum."

Pakistan'ın Ankara Büyükelçisi Sohail Mahmood da Keşmir sorununun çözülmesinin Güney Asya’da kalıcı bir barış için zorunlu olduğunu vurgulayarak, dahası barışın 1 milyardan fazla insanın sosyo-ekonomik gelişmeye ve daha yüksek yaşama standartlarına odaklanması için elzem olduğunu söyledi.

Türkiye hükümetine ve halkına Keşmir davasına verdikleri kalıcı, düzenli destek ve dayanışma için şükranlarını sunan Mahmood, şöyle devam etti:

“Türkiye, hem İslam dünyası içerisinde hem de uluslararası alanda çok önemli bir sestir. Hiç şüphemiz yoktur ki, Türkiye, adalete kavuşuncaya ve kendi isteklerine göre geleceklerine karar verebilecek hale gelinceye kadar Cammu ve Keşmir halkına mümkün olan tüm destekleri vermeye devam edecektir. Bu durum, Türkiye’nin Keşmir’in haklı davasına olan sürekli bağlılığının diğer önemli bir göstergesidir.” 

İslam Dünyası STK’ları Birliği (İDSB) Genel Sekreteri Av. Ali Kurt ise Keşmir’in Güney Asya’da uluslararası güç odaklarının alt kıtaya hamleleri belirleyen noktalarından biri olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Bu sorun Pakistan’la birlikte tarafların her birinin nükleer güç olması sebebiyle bölgesel bir sorun olmaktan çıkıp uluslararası bir sorun oldu. Tarihe bakıldığında bu sorunun altında bölgeden çekilen Anglosakson siyasetin olduğu görülür. İngilizler, bölgede böl-yönet veya böl-bırak politikalarını uyguladılar. Bizler haklı olanın güçlü olduğuna inanan bir medeniyetin çocuklarıyız. STK’lara da Keşmir konusunda yumuşak güç bağlamında bir baskı unsuru olma görevi düşüyor." 

Moderatörlüğünü GASAM Yönetim Kurulu Üyesi Aslan Balcı’nın yaptığı panelde Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Selman Öğüt, Gazeteci-Yazar Merve Şebnem Oruç ve Gazeteci-Yazar Mustafa Uzun da konuştu.