Trabzon, Muş aynı bölgeye tabii
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hiç kimsenin Türkiye'yi yerinde saymaya mahkum etmeye ve 10 yıllardır devam eden kronik meseleleri Türkiye'nin değişmez kaderi olarak göstermeye hakkı olmadığını vurgulayarak, "Başta muhalefet partileri olmak üzere siyasetin
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hiç kimsenin Türkiye'yi yerinde saymaya mahkum etmeye ve 10 yıllardır devam eden kronik meseleleri Türkiye'nin değişmez kaderi olarak göstermeye hakkı olmadığını vurgulayarak, "Başta muhalefet partileri olmak üzere siyasetin içindeki ya da dışındaki tüm taraflar, artık kendi muhasebelerini yapmak, statükoyla yüzleşmek ve ezberlerini gözden geçirmek zorundadırlar" dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında ekonomik kriz ve açıklanan son teşvik ve istihdam paketine değindi. Küresel ekonomik kriz sürecinin Türkiye'den kaynaklanan bir süreç olmadığını yineleyen Başbakan Erdoğan, bu süreçten 'az da olsa etkileneceğiz' dediklerini hatırlattı. Tedbirleri de buna göre aldıklarını ve almaya devam edeceklerini ifade eden Erdoğan, "Krizin dünyada ve Türkiye'de şu anda olumluya doğru bir seyir izlediğini görüyoruz. Dün bildiğiniz gibi sanayi üretim rakamları açıklandı.
Nisan ayında sanayi üretimi Mart ayına göre 1.4'lük bir artış kaydetmiştir. Mart ayında da yine sevindirici bir rakama şahit olmuş, Şubat ayına göre sanayi üretiminde 13.5'luk bir artış kaydetmiştik" diye konuştu.
Geçen çarşamba günü açıklanan enflasyon rakamının da son 40 yılın en düşük seviyesi olan 5.2'ye indiğini belirten Erdoğan, bunun tarihi bir rekor olduğunu söyledi. Son dönemde çok sayıda yatırımın açılışına katıldığını, bugün de Ankara'da toplam 246.5 milyon dolarlık yatırımla kurulan 26 fabrikanın açılış törenine katılacağını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Elbette bu rakamlar milletçe hepimizi sevindiriyor ve krizi bütün boyutlarıyla, özellikle de moral boyutuyla aşmamız noktasında bize umut veriyor. Ancak burada şu hususu da altını çizerek ifade etmek istiyorum; hiçbir şekilde tedbiri elden bırakmadık, bırakmıyoruz. Her şeyden önce gelişmeleri çok yakından izlemeye, tedbirleri devreye almaya devam ediyor, krizden etkilenen kesimleri rahatlatacak önlemleri tek tek uygulama safhasına getiriyoruz."
Geçen perşembe günü açıkladıkları 'Yeni Yatırımları Teşvik ve İstihdam Paketi'nin detaylarını anlatan Erdoğan, "Bu tedbirler sadece krizin etkilerini azaltmakla kalmayacak, kriz sonrasında Türkiye'nin özellikle yatırım noktasında avantajlı bir konuma yükselmesine de zemin hazırlayacaktır. Yatırımcılarımızın yurt dışında daha uygun yatırım yerleri aramalarının önüne geçeceğimiz gibi, uluslararası yatırımların da ülkemize yönelmesi için hayati derecede önemli bir adımı bu paketlerle atmış bulunuyoruz"
şeklinde konuştu.
PAKET ELEŞTİRENLERİNE CEVAP
Teşvik paketinin ilgili kesimlerde çok olumlu yankılar bulduğunu belirten Erdoğan, yatırımlar noktasında ciddi bir hareketliliğin başladığı bilgisini aldıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, "Elbette böyle bir uygulamayla bütün kesimleri, aynı anda ve aynı oranda memnun etmek mümkün değil. Ama esas olan yaygın, kaliteli ve özellikle de adaleti gözeten bir teşvik sisteminin getirilmesi. 'Benim ilim neden şu bölgede değil de bu bölgede, bu grupta?' diyenler var. Bakınız biz bu 4 bölgeyi istatistiki bölge
birimleri sınıflandırmasını esas alarak belirledik. Yani hangi ilin hangi bölgede olacağı afaki olarak belirlenmiyor. Tamamen bilimsel veriler ışığında, istatistiki gerçekler ve uluslararası kriterlere uygun olarak ortaya çıkmıştır" dedi.
İllerin 52 farklı kritere göre sınıflandırıldığını kaydeden Erdoğan, "Önce tüm illerimiz 26 aynı gruba ayrılıyor. Bu aynı zamanda Katılım ajanslarımızın da kurulacağı iller demektir. Sonra da endeksin kırılma noktalarına göre 4 ayrı bölge tespit edilmiştir. Bu kırılma noktaları dikkate alındığında örneğin Trabzon ve Muş'un aynı bölgede olmasının son derece tabii olduğu zaten görülecektir. İki ilin aynı bölgede bulunması her sektörde bölgesel sektörlerden eşit şekilde yararlanabileceği anlamına gelmiyor"
diye konuştu.
"HİÇBİR İLİ KAYIRMADIK"
Objektif, bilimsel kriterlerle, adaletli bir paket hazırladıklarını belirten Erdoğan, "Hiçbir ilimizi kayırmıyoruz, hiçbir ilimize bir ayrımcılık yapmadık, yapamayız. Bazı sektör temsilcileri çıkıp, 'Neden biz teşvik kapsamında değiliz?' diyorlar. Burada da bazı uluslararası anlaşmalar var ki bizi bağlıyor. Uluslararası hükümler, Gümrük Biriliği gibi bizi bağlayan yükümlülükler etkili olmuştur. Yatırımların bir ilden, diğerine kaymasında peşin hükümler verilmemesini bilhassa rica ediyorum. Örneğin,
illerle ilgili teşvik çıktığı zaman, teşvik alamayan illerimiz vardı. Ama şu anda o illerimiz de teşvik kapsamının içine girdi. Sonuçta yatırımlar ülke dışına çıkmıyor, bu ülkede kalıyor, bu ülkenin şehirlerinde kalıyor. En önemlisi de adil bir şekilde dağılıyor."
"TEŞVİK PAKETİNE KARŞI ÇIKMAK İNSAFSIZLIK"
Başbakan Erdoğan, her kesimi memnun etmenin mümkün olmadığını, kimi çevrelerden olumsuz açıklamalar da geldiğini belirterek, "Çünkü ülkemizde muhalefet bir şeyi 'nasıl kaşırız, nashçizerek ifade etmek istiyorum; hıl oralarda atılan bu güzel adımlara gölge düşürürüz' hep bunun gayreti içinde olmuşlardır. Bunlar 49 ilde çıkardığımız teşvikte de aynı şeyi yapmışlardır. Atılan bütün adımlara hiçbir zaman 'olumludur, hayırlıdır' demediler. A'den Z'ye incelemeye kalksanız, belki de kendi yakınlarının çoğunun
bu tür yatırımların içinde yer aldığını da görürsünüz. Ama gerçeği söylemeye gelince, gerçeği söyleyemiyorlar" dedi.
Paketlerle ilgili aksaklık ve eksiklikleri zaman içinde telafi etme imkanı da olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hiçbir geçerli gerekçe olmaksızın, tamamen ideolojik bakış açısıyla bu tedbirlere karşı çıkılmasını ben insafsızlık olarak görüyorum. Türkiye'mizin nerelerden bugünlere ulaştığını herkes biliyor. Türkiye ekonomisi her 2-3 yılda bir ağır krizlere maruz kalıyordu. Tam toparlandı denildiği anda, yeni bir kriz geliyor varımızı, yoğumuzu tüm birikimlerimizi, emeklerimizi heba edip gidiyordu.
Küçük bir siyasi gerilim adeta ekonominin üzerine düşüyordu. Uluslararası piyasalardaki en hafif bir dalgalanma bize kasırga olarak yansıyor ve ağır tahribatlar yapıyordu. Türkiye artık bu dönemleri geride bıraktı. Türkiye'yi çok sağlam bir zemin üzerinde, istikrarlı bir biçimde geleceğe taşıyoruz. Bizleri rahatsız edecek yansımaların yıkıcı etkilerinin önüne geçtik. Hiçbir şart altında disiplini elden bırakmadık."
"KRİZ SİYASİ İSTİSMAR ARACI"
Geçmiş iktidarların muslukları açtığını, paraları bol keseden dağıttıklarını ve karşılıksız para bastıklarını belirten Erdoğan, "Son 6.5 yılda karşılıksız para basıldığını duydunuz mu? Aba bizden önceki dönemde maalesef bunu yaptılar. Bunu yaptıkları içindir ki, akşam yattık sabah kalktık bir sıfır, akşam yattık sabah kalktık bir sıfır... ve 1'in yanına 6 tane sıfır böyle geldi. Biz bu sıfırların 6'sını da silip attık ve paramıza değer kazandırdık. Bizden öncekiler kaşıkla verdiklerini, kepçeyle aldılar.
Milletimiz bunu yaşadı. Bizim kararlı duruşumuz karşısında şimdi takdirlerini iletiyorlar. 29 Mart seçimleri öncesinde küresel krizin nasıl istismar edildiğini, nasıl istismar konusu yapıldığını hep birlikte gördük. Aynı şekilde bugün de krizi bir siyasi istismar aracı olarak kullanılıyor" diye konuştu.
En son ihtiyaç duyacakları şeyin gereksiz tartışmalarla, belirsizliğe zemin hazırlayacak açıklamalar olduğunu belirten Erdoğan, "Kimsenin Türkiye'yi yerinde saymaya mahkum etme hakkı yoktur, olamaz. Hiç kimsenin 10 yıllardır devam eden kronik meseleleri Türkiye'nin değişmez kaderi olarak ülkemize göstermeye hakkı yoktur, olamaz. Başta muhalefet partileri olmak üzere siyasetin içindeki ya da dışındaki tüm taraflar, artık kendi muhasebelerini yapmak, statükoyla yüzleşmek ve ezberlerini gözden geçirmek
zorundadırlar" ifadelerini kullandı.