Trabzonlu yazardan kan donduran yazı

"Cemaat'in abisinin çocuk tecavüzleri böyle kapatıldı"

Trabzonlu yazardan kan donduran yazı
Trabzonlu yazar Nihat Genç Oda TV'deki köşesinde çarpıcı bir yazı kaleme aldı. "Cemaat'in abisinin çocuk tecavüzleri böyle kapatıldı" başlıklı yazıda Genç " Kitabın çıkmış hikayeyi baştan sona anlatmışsın ama olsun kamuoyu bir daha benim sütunumda okur. Tabii Taner önce cemaatin resmi avukatlığını yapan CHP’li Atilla Kart okusun hikayeni… Cemaatin bu resmi avukatlarını Halk TV ekranına çıkartanlar okusun..." ifadelerini kullandı.

İşte o yazı;

Adı: Taner Topsakal...

Meslekten atılalı 10 yılı geçiyor.

Hikayesini okumayı mide kaldırmıyor.

İnsanlık kaldırmıyor.

Hukuk kaldırmıyor.

Kendisi de bir zamanlar ‘cemaatçi’ tabir edilen bir polisti...


Bir cemaatçi rehber öğretmeni dokuz çocuğu hukuki terimle fiili livata suçuyla kıskıvrak yakaladı.

Başına gelmeyen kalmadı, sen misin yakalayan bir buçuk yıl hapis yatırdılar.

On yıldır bir iş güç sahibi olamadı...

Mesleğinde kalsaydı bugün III. Sınıf emniyet amiri olacaktı...

Onu meslekten kovanların bir kısmı hala görevinde, diğer kısmı FETÖ’den yakalandı ama hala maaşlarını hapiste bile almaya devam ediyor.

Taner Topsakal’ı hizmetçilik yapan eşi geçindiriyor.

Beş parasız hapis sonrası günlerinde bir de annesi öldü...

Ey ülkemin TV programcıları, ey senaristleri, bu akıl dışı insanlık ötesi ‘hikayelerini’ neden okumazsınız...

Anlat Taner, tane tane anlat...

Taner Topsakal: Anlattım ağbi, ‘FETÖ Sıfır’ı Tüketiyor’ kitabımda başımdan geçenleri…

-Bu kitabı nerden bulabilirim...

Taner Topsakal: Cemaat kitabı yasaklayıp kaldırdı ağbi, bulamazsın, belki bir arkadaşımızda varsa...

-Bana bir tane gönderebilir misiniz?

Taner Topsakal: Kitabı da oku, karşılaştır ağbi, ben sadece başlangıç olayını kısaca anlatayım...

-Hepsini anlat Taner?

Taner Topsakal: Sayfana sığmaz ağbi, giriş hikayesi yeter...

İNGİLİZ POLİSLER SUNUM YAPIYOR

-Bir özet geç, o zaman...

Taner Topsakal: Şöyle ağbi, meslekteyken görevimiz Cinsel suçlar... İngiltere’ye toplantıya gidiyoruz. Cinsel Suçların Soruşturulması Komisyonu var... İngiliz polisler sunumda bize şunları söylediler: İngiltere merkezli bir internet sitesi var... Bu internet sitesinin ana teması çocuk pornografisi... Resimler, videolar, iğrenç resimler... Ülkelerinde çok ağır suç... Yakalanan 15-20 yıldan aşağı kurtulamaz…

- Sonra...

Taner Topsakal: İşte bunları anlattılar. Toplam 22 ülkeden bu siteye giriş varmış. Söz konusu ülkelerle ilgili operasyon yaptıklarını, ancak bunlardan ikisine, biri Türkiye, operasyon yapamadıklarını anlattılar. Zoruma gitti. 'Biz niye yapamıyoruz', dedik. ‘Bizim teknolojik altyapımızın, emniyetçi birikimimizin, Türkiye’de çocuk pornocularını yakalamaya yetmeyeceğini düşündüklerini’ söylediler...

-İngiliz polisler sizi aşağıladı mı?

Taner Topsakal: Yok ağbi, ağrımıza gitti, milli mesele yaptık, ‘biz bu operasyonu yapacağız’ dedik. O dönem İngilizlerin dediği kadar olmasa da geriydik biraz... Döndük Türkiye’ye ‘bilişim uzmanı’ aramaya başladık. Bilişim sektöründen profesyonel arkadaşlarımız vardı. Onlarla oturduk toplantılar yaptık. Bize... ‘Bu ICQ numarasına bir mesaj gönderin. Mesajı açtığı, okuduğu zaman bize mesaj düşecek. Oradan IP’sine ulaşabilirsiniz’ dedi…

-Film başladı yani…

SİSTEM KURULDU

Taner Topsakal: Nerden bilebilirdik, sonumuz başladı ağbi... Biz sistemi kurduk. Mesajı yolladık, beklemeye başladık. Açtı nihayet. IP numarası çıktı. Hemen servis sağlayıcısını tespit ettik. Ankara savcılıktan bir karar çıkarttık, servis sağlayıcısının bilgileri vermesini içeren bir yazı. Bilgileri aldık. Bursa’da bir telefon numarası çıktı. Telefonun sahibini de adresini de bulduk...

-Hatırladım, gazeteler televizyonlarda haberleri çıktı, o pornocu cemaatçi öğretmen olayı..

Taner Topsakal: Cemaatçi rehber öğretmen, adı: Özgen İmamoğlu isimli bir şahıs... Bakan adına bir görevlendirme ile 10 kişilik bir ekip olarak gittik Bursa’ya. Müdürümüzün adı Mutlu... Sıkı bir şekilde tembih etti. Çok hassas konu. Kimseye bahsedilmeyecek. Eşleriniz bile duymayacak. Bursa Emniyet müdürü Reşat Altay’dı. Ona da ne için geldiğimizi söylemedik, rahatsız bile oldu hatta.

-Eee sonra...

Taner Topsakal: Özgen İmamoğlu hakkında araştırma yapmaya koyulduk. Geçmişine baktık. Gördük ki cemaate bağlı bir okulda rehber öğretmenlik yapıyor. Daha önce Gaziantep’te zihinsel engelli çocuklarla ilgili bir devlet okulundaymış... Sonra bağlantılı olduğu şahıslara baktık. Bir kuruyemişçi bir de şekerlemeci esnaf var. Onunla sıkı irtibatta olduğunu gördük. O siteye, o dükkandan da girilmiş. Esnaf da cemaatten birisiydi...

-Hem himmet topluyor hem çocukları düzüyorlar yani...

Taner Topsakal: Bu sapık tek katlı evde oturuyor. Evin karşısında şansımıza bir inşaat var. Müteahhidine dedik ki, ‘karayollarından geliyoruz, karşıda yolun yoğunluğunu ölçeceğiz, müsaade eder misin? Gerekirse kira filan de veririz...’ Zaten hava şartları kötü inşaat da durmuş. Etrafta kimse yok yani. Bu arada Bursa Emniyeti bizden huylandı. Onlar da bizi takip ediyor... Komedi...

-Eee, polisler polislere karşı birbirinize mi girdiniz...

Taner Topsakal: Komedi. Köşe kapmaca oynuyoruz. Etrafa soruyoruz çaktırmadan, herkes ‘çok iyi adamdır, çocuklara ücretsiz ders verir’ filan diyor. Gerçekten de evine sürekli 10-11 yaşlarında çocuklar geliyor. Bir çocuk geliyor. O içerdeyken başka çocuk gelirse içeri almıyor. Çocuk ısrarla zile basarsa camdan ‘yarım saat sonra gel’ diye bağırıyor. Çocukları tespit ettik.

‘Bu çocuklarla mülakat yapalım’ dedik ama sıkıntılı bir iş. Hem psikolojileri açısından hem olayın gizlenmesi açısından…

-Sonra Taner?

Taner Topsakal: Bir pedagog bulduk, bir hanım. Operasyonla ilgili bilgi verdik. Bir senaryo hazırladık. Resmi yazıları yazdık. Çocukların okuluna gittik. ‘Milli Eğitim Bakanlığı’ndan geliyoruz testler yapacağız’ diyerek. Tabii asıl Özgen İmamoğlu’nun (cemaatçi sapığın) evine girip çıkan çocuklara odaklanıyoruz. Uzman bize, bir rapor hazırladı: ‘Bu adam bu çocuklara tecavüz edecek, henüz etmemiş ama hazırlanıyor. Küçük küçük istismarlara başlamış. Beyinlerini de hazırlıyor’.

-Tecavüze hazırlandığını nasıl anladınız?

Taner Topsakal: Mesela ders çalışırken ‘hadi biraz dinlenelim’ diyor. Bilgisayar da çok yaygın değil o zamanlar çocukların ilgisini çekiyor. Ekranda oyun oynarken birden porno bir resim çıkartıyor. Çocuk şaşırıyor, bu gülüyor filan. Görüntüler genelde çocuk pornosu, erkek çocuk pornosu... O görüntü sanki çok normalmiş gibi davranıyor. Aşama aşama yapıyor bunları. Zaten kendisini sevdiriyor. Hediyeler alıyor, derslerine yardım ediyor...

FETHULLAH’IN KİTAPLARI HER YERDE

-Eee sonra?

Taner Topsakal: Bir ay takip ettik. Neden uzattınız derseniz ailelerin infialini dikkate alıyoruz. Bir de cemaat mensubu ya... Cemaat ‘bize çamur atıyorsunuz’ demesin diye, hiç hata olmasın istiyoruz... ‘Suçüstü yapabilir miyiz?’ derdindeyiz. Sonunda yüzün üstünde bir polis ekibiyle operasyona karar verdik. Biz eve girinceye kadar delilleri yok eder diye endişeleniyoruz. Her sabah aynı saatte evden çıkıyor. Kapısının önüne çıktığında... Bursa Ahlak Büro Amiri Hakan Yüksel koluna girdi. Dondu kaldı...

-Kıskıvrak yakalandı…

Taner Topsakal: Gözaltına alındığını söyledi. Taşkınlık yapmadı, sonra Mutlu müdür koluna girdi, ne için geldiğimizi biliyor musunuz, dedi. Bu (sapık) ‘evet biliyorum’ dedi... CD‘ler, fotolar, artık onların peşindeyiz. Eve girdik aramaya başladık. Cemaat’in Fethullah’ın kitapları sağda solda. Ve çekyatın altında bir çanta... İçinde belki binlerce çocuk pornosu görüntüsü... CD’ler var, çıktılar alınmış... Bilgisayarını aldık, sildiği dosyalara ulaştık. Binlerce görüntü.

-Kurtulma şansı kalmadı...

Taner Topsakal: Sorun şu ki bizim mevzuatımızda bu ağır suç değil, mevzuatın ‘kabahatler’ bölümünde düzenlenmiş. Gülünç bir parayla yırtabilir. İçimiz içimizi yiyor. Biliyoruz bu adam sapık, ama adama tırnağımızı geçiremiyoruz...

-İyi de kanıtlarıyla yakaladınız işte...

Taner Topsakal: Dur ağbi, avukatları akın etmeye başladı. Bir anda 5-6 avukat. Birisi de abisi. Kötü davranışlar tersleşmeler başladı. Sanki haksız hukuksuz bir operasyon yapmışız gibi. Bu arada görüntüleri incelemeye devam ediyoruz. Gaziantep’teki okulda da yapmış, duştaki çocukları çekmiş. Bir yandan avukatlarla boğuşuyoruz. Biri geliyor diğeri gidiyor. ‘Yargısız infaz yapıyorsunuz’ diye bağırış çağırış... Biri de ‘siz bu cemaat’i karalamak için yapıyorsunuz, sizinle hesaplaşacağız’ diyor...

İNSANIN MİDESİ KALDIRMIYOR

-Eee sonra...

Taner Topsakal: Tam o sırada ağbi, inanılmaz bir şey oldu, yukarıdan bağırtı sesleri geldi. Baktık, bizim kaset seyretsin diye koyduğumuz memur... ‘Acil gelin’ diye bağırıyor... Çıktık yukarı. Özgen İmamoğlu, engelli çocuklara tecavüz ediyor... Alenen fiili livata...

-Filme almış, çocukları düzerken kasete almış, kaydetmiş…

Taner Topsakal: Sekiz dokuz ayrı çocuğa ayrı ayrı... Hatta bir tane bebe var iki yaşında çocuğa...

-Ya ne diyorsun sen ya…

Taner Topsakal: Ağbi sıkı dur, bir de Özgen İmamoğlu’nun (sapık) yeğeni var, ona da tacizde bulunuyor. Üstelik misafirlikte. Çocuk uyurken gitmiş, soymaya çalışıyor filan çocuğu... Midemiz kalktı, kustuk ağbi, bildiğin kustuk, bu görüntülere dayanılır mı ağbi, kustuk...

-Eee Taner?

Taner Topsakal: Bu da sorguda bir şeyler anlatıyor, psikolojik terimler kullanıyor, neymiş ‘geriye dönüş hastalığıymış...' O da kendisini çocuk zannediyormuş zaman zaman... İşte öyle oyunlar oynuyormuş... Ama artık sorgunun da bir hükmü yok. Kasetler elimizde kapı gibi maddi deliller. Gittik yanına, ‘bulduk’ dedik, gösterdik, o dakikadan sonra sustu, kitledi kendisini...

-Ee mahkeme?

Taner Topsakal: Dur ağbi, avukatlar sardı etrafımızı, ‘siz cemaate komplo kuruyorsunuz’ diye yeri göğü yıkıyorlar. ‘Gel’ dedim avukata, 'sana bir şey göstereyim. Kaset 90 dakika sürüyor ama 10 dakikadan fazla dayanıp izleyecek misin?...' Gene de izletmedim. Görüntülerden çıktı aldım. Özgen İmamoğlu, net, çocuk net, fiili livata net. Bağıran adam gördü... Gözleri doldu. Kağıtları ters çevirdi. Şunları söyledi... ‘Özür dilerim, cemaat’in imamları bizi çağırdılar. Bize karşı bir iftira kampanyası başlatıldı. Öğretmenimize iftira atıyorlar. Gidin kurtarın. Ona istinaden geldik. Olayın bu boyutlarını bilmiyorduk’ dediler...

-Avukatlar davadan çekildiler mi?

Taner Topsakal: Hayır ağbi, beş avukat vardı, üçü böyle dedi. Ama ikisi, birisi Özgen İmamoğlu’nun (sapığın) ağbisi. Onlar devam ettiler. Görüntüleri gördükleri halde, hala hakaret diklenme... ‘Ben hem abisi hem müvekkiliyim, görmek istiyorum müvekkilimi’ dedi... İtiraz ettim...

-Avukatlığına güveniyor…

LİNÇ ETMEYE GELDİLER

Taner Topsakal: ‘Siz avukatlığını yapamazsınız çünkü siz de mağdursunuz’ dedim, şaşırdı... Sonra cinsel taciz görüntülerini izlettim. ‘Bakın’ dedim, ‘mağdur çocuklardan birisi de sizin çocuğunuz... Sizin evinizde yapmış bunu...'

-Çıldıracağım...

Taner Topsakal: Avukatın karısı da yanındaydı, kadın görüntüleri görünce düştü bayıldı. Adam da şok oldu. Aldılar götürdüler. Bir daha hiç görmedim onları, müşteki de olmadılar.

-Ee Taner?

Taner Topsakal: Olay patladı. Gelen giden il müdürü ortalık fena karıştı. Kamuoyu duyunca halk galeyana geldi. Bursa emniyet müdürlüğünün önünde beş-altı bin kişi. Linç etmek istiyorlar. Mutlu müdür ‘Çok hassas operasyon, hakaret istemiyorum’ dedi. Fiske değmeyecek. Bir polis arkadaşımızın annesi TV’den görmüş, oğlunu arıyor, ‘Ona bir tane vurmazsan hakkımı helal etmem’ diyor. Gitti müdüre, müdürüm, annem hakkını helal etmem diyor bir tane vurmam lazım, gitti bir yumruk attı.

Adliyeye çıkarttık, fırıldaklar başladı. Fezlekeyi psikolog hanımın raporuna yaslıyoruz, görüntüler de var. Çocukları çağırmaya başladık. İlk tuhaflık, Ağır Ceza bakması gerekirken Basın Savcılığına verildi iş. Neyse basın savcısı geldi, okudu, dosyalara baktı, çocukları çağırdı...

Savcıya 'ne yapacaksınız’ dedik, ‘çocukların ifadesini alacağım’ dedi... ‘Böyle sorgu olmaz, çocuklara testlerle filan yaklaştık, hem zaten psikoloğun raporunda her şey var. Maddi deliller de var.’ Savcı tersledi bizi. ‘İşime karışmayın’ dedi... Soruları kendisi önceden hazırlamış. Aynen şu kelimelerle soruyor: ‘Özgen İmamoğlu sana cinsel istismarda bulundu mu?’ Şimdi bunu sorduğu çocuk 12 yaşında. Çocuk istismarı ne bilir. ‘Yok bulunmadı’ diyor. Bu arada emniyete gelen Özgen İmamoğlu’nun avukatları, zaten öğrencilerin yakınlarını, ailelerini bağlamışlar. Çocuklarla yapılan uzman mülakat raporları var... Biz istiyoruz ki çocuklar en az hasarla kurtulsun. Gerekirse gelmesin, müşteki bile olmasın. Uzman psikolog böyle ifade alınır mı diyerek isyan etti, bağıra çağıra çıktı odadan...

Mutlu müdürle biz girdik içeri. Müdür, savcıya resmen hakaret etti. ‘Sen ne yaptığını sanıyorsun, neyin peşindesin?’ diyerek. O da dedi ki: ‘Ben savcıyım, ifadelerini alıyorum...’ İfadeyi aldık baktık, kargacık burgacık ismini yazmış altını da imzalamış. Oysa temel kuraldır hukukta 12 yaşındaki çocuğun ben şikayetçiyim ya da değilim deme durumu yok, onun adına babası annesi gelir ifade verir, şikayetçi olur veya olmaz...

GÖRÜNTÜLERİ YOK ETTİLER

-Ve cemaatle savaş başladı…

Taner Topsakal: Cemaat bu işin üzerini kapatacak. Bir yolunu bulup kurtaracaklar eminiz. Mutlu müdür, Adalet Bakanlığı'nı aradı, biz arıyoruz. Tanıdığımız hakim savcı bulalım telaşındayız. Yok olmadı... Savcı çocukların ifadesini o şekilde aldı... Bir yolunu bulup kurtaracaklar...

-Eee Taner?

Taner Topsakal: Biz Ankara’ya döndük... Bir hafta on gün geçti. Bursa Cumhuriyet Savcılığı daha doğrusu Bursa Mahkemesi ‘Bursa’da yaşanılan olaylarla ilgili, cinsel istismarla ilgili, delil tespit edilmediğini, zaten bu konuda hiçbir mağdurun şikayetçi olmadığını, delil görüntülerde şahsın daha önce çalışmış olduğu Gaziantep ilindeki okul öğrencileri olduğu için, olay yerinin Gaziantep olması sebebiyle dosyanın Gaziantep Mahkemesine gönderilmesi, yetkisizlik kararı verilmesi’, doğrultusunda bir açıklama yaptı. Özgen İmamoğlu da Gaziantep’e gönderildi. Gaziantep Mahkemesi de ‘delil bulunmadığı’ gerekçesiyle bu sapığı tahliye etti.

-Film yeni başlıyor yani…

Taner Topsakal: Şok olduk. Hakimi aradık. ‘bunu nasıl tahliye edersin...’ Hakim gelen dosyaların içinde bir şey olmadığını. Şikayetçi bulunmadığını. Sadece ifadesinin gönderildiğini söyledi. Kasetleri hatırlattık. '13 tane tecavüz görüntüleri de var’ dedik. ‘Yok’ dedi, 12 tane geldi bana onlarda da parkta filan çocukları çekmiş. Bunda bir şey yok ki... Resmen kaseti yok etmişler. Mutlu müdür ta başından kasetleri yok ederler diye kopyalar çıkartmıştı.

-Eee sonra Taner?

Taner Topsakal: Bir sabah işe geldik, bu işe bakan kim varsa çekmecesi zorlanmış, bazısı kırılmış, görüntüleri aramışlar. Ama hiçbirimiz görüntüleri büroda tutmuyorduk zaten...

ANA HABER’DE YAYINLANDI

-Kasetleri basına verseydiniz?

Taner Topsakal: Aynen öyle yaptık ağbi, duyarlılıkları artsın neyin haberini yaptıklarını bilsinler diye görüntüleri olduğu gibi basına verdik... Belki hatırlayanlar çıkar... Defne Samyeli Show TV Ana Haberi sunuyordu o günlerde de yeni anne olmuştu. Bununla ilgili haberi okurken hüngür hüngür ağlamıştı. ‘Ben bu görüntüleri izledikten sonra kendime gelebileceğimi zannetmiyorum. Zaten yayınlayabilmemiz mümkün değil. Böyle bir adamın serbest bırakılmasından ben insan olarak utanıyorum’ demişti…

-Hatırladım…

Taner Topsakal: Burası şahsi yorumum ağbi, Samyeli’nin o tepkisi cemaatin husumetini çekti, 2014 yerel seçimlerine gidilirken ‘Defne Samyeli ile Recep Tayyip Erdoğan’ın ilişkisi olduğu, muta nikahı kıydıkları’ haberleri çıktı, bu bir kanaat his...

-Ne oldu bu sapığa sonra...

Taner Topsakal: Kaçtı gitti. Facebook’tan yazdığı bir yazıyı okudum, yazıda Kırgızistan ve Kazakistan’da olduğundan, cemaat oraya kaçırmış, orada görev vermiş...

DAVALAR BAŞLADI

-Senin başına ne geldi Taner?

Taner Topsakal: Bu anlattığım olay sadece giriş ağbi, bir küçük fragman, asıl olaylar şimdi başlıyor, bunlar ipimi çekti, Nuh Mete Yüksel davasını bilirsin, ona kumpas kurdular, sonra beni, o zaman Ergenekon davaları başlamamıştı, önce meşhur Atabeyler davasına sonra Sauna davasına bağladılar...

-Anlaşıldı Taner, bunları anlattığın kitabı gönder bana, konuştuklarınla orada söylediklerini aynen düzeltip bu röportajı tamamlayayım, şimdi ne yapıyorsun nasıl geçiniyorsun?

Taner Topsakal: Meslekten attılar, işsizim, irili ufaklı bir çok iş denedim başaramadım, elde var sıfır, beni atanların bir yarısı hala emniyette... Afedersin eşim hizmetçilik yapıyor, bütün gelirim bu...

-Kitabın çıkmış hikayeyi baştan sona anlatmışsın ama olsun kamuoyu bir daha benim sütunumda okur.

Tabii Taner önce cemaatin resmi avukatlığını yapan CHP’li Atilla Kart okusun hikayeni…

Cemaatin bu resmi avukatlarını Halk TV ekranına çıkartanlar okusun...

Mehmet Altan’ları grup toplantısında özgürlük şampiyonu yapıp CHP’lilere Mehmet Altan ismini alkışlatan genel başkanları okusun…

Sonra Taner, Silivri’ye koşup, bu dosyaları görmeyip cemaat TV’lerinde onlarca yıl ahkam kesenleri fikir özgürlüğü kahramanlığı yapan CHP’li vekiller okusun...

“BEN DE CEMAATÇİYDİM”

Taner Topsakal: Bir daha unutmadan söyleyeyim ağbi, bu sapığın davasına başladığım güne kadar ben de cemaatçi tabir edilen polislerdendim, bu davayla hayatım, fikirlerim, inançlarım, dünyam değişti...

-Sağol Taner, cesaretin için onurlu duruşun için sağol...

Taner Topsakal: Ağbi bir gün gel sana ‘rüya imamlarını’ anlatayım...

-Rüyaların da mı imamı var…

Taner Topsakal: Ağbi, rüya imamları, cemaatte kim rüya görürse bütün rüyaları dinler, notlarını alır, bu rüya kullanılmaz, bu rüya işe yarar diye tasnif eder... Tabii cemaatçi çocuklar ağbilerin gözlerine girmek için sıkı rüyalar anlatırlar, rüya imamı bu rüyaları tek tek toplar...

-Taner kardeşim, benim ODA TV’deki yazı sütunum bitti, sen bu ‘rüya imamını’ Kemal Kılıçdaroğlu’yla tanıştırsan...

Sen bu rüya imamını Cemaatin resmi avukatlarını Halk TV’ye çıkartanlara anlatsan...

Taner Topsakal: Tam on sene sürdü davam ağbi, on sene, hukuki prosedürler bitti, biz bittik, kimse duymadı bizi, hiç kimse sesimiz olmadı, on sene süründük hala sürünüyoruz, sonunda beraat ettik, ama hala göreve dönemedik…

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler