Tuğba'dan mektup geldi
Özay, 'Zamanı gelince tüm doğrular ortaya çıkacaktır' dedi.Adalet yerini bulacakÖzgürlüğüme veda edeli yaklaşık 2 ay oluyor. Fiziksel anlamda kısıtlanmış olsam da, düşünsel anlamda hiç olmadığım kadar özgürüm. Elbette zamanı gelince tüm doğrular ortaya çı
Özay, 'Zamanı gelince tüm doğrular ortaya çıkacaktır' dedi.
Adalet yerini bulacak
Özgürlüğüme veda edeli yaklaşık 2 ay oluyor. Fiziksel anlamda kısıtlanmış olsam da, düşünsel anlamda hiç olmadığım kadar özgürüm. Elbette zamanı gelince tüm doğrular ortaya çıkacak. Adalet yerini bulacaktır. Buna tüm yüreğimle inanıyorum.
Mektupları derleyeceğim
Her gün yüzlerce mektup alıyorum, Hemen hemen bütün cezaevlerinden mektuplar geliyor, fakat cevap veremiyorum. Çünkü dediğim gibi yüzlerce var. Ama çıktığım zaman izinleri olursa tüm mektupları bir kitapta toplamak istiyorum.
Koğuşun yeni sorumlusu
Koğuş sorumlusu oldum. Arkadaşlar sağolsunlar, beni istediler. Sorumluluk almayı severim, bilirsiniz. Sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalar yapmak istiyorum insanlara moral vermek adına. Beni merak etmeyin, güneşli yarınlar yakındır.
Şiir de yazdı
Tuğba Özay, gönderdiği mektubu kendi yazdığı şu şiirle noktaladı: Uçsuz bucaksız denizlerde olmak vardı şimdi/ Tüm yasakların delindiği, arsız, umarsız, vurdum duymaz/ Bir geccede, en kederli bir türküde, sessizce/ Pupa yelken gitmek vardı şimdi/ Kuşlar kadar özgür olmak vardı.
Rulet operasyonu çerçevesinde 'çeteye yardım' iddiasıyla tutuklanarak Paşakapısı Cezaevi'ne konulan Tuğba Özay, cezaevinden Kelebek'e mektup gönderdi. Yaşadığı acıların kendisini güçlendirdiğini belirten Özay, 'Zamanı gelince tüm doğrular ortaya çıkacaktır' dedi. Aynı mektuba yazdığı bir şiiri de ekleyen Özay satırlarını, 'Şimdi kuşlar kadar özgür olmak vardı' dizesiyle bitirdi.
İşte Özay'ın mektubu
Özgürlüğüme veda edeli yaklaşık iki ay oluyor. Fiziksel anlamda kısıtlanmış olsam da, düşünsel anlamda hiç olmadığım kadar özgürüm. Burada düşünmeye o kadar çok zamanım oluyor ki. Her şeyi düşünüyor, tartıyor, gözlemliyor, soruyor ve sorguluyorum. Kendi doğrularımı ve yanlışlarımı da değerlendiriyorum. Yaşamım boyunca her şeyin açıklaması olmuştur bende. Elbette zamanı gelince tüm doğrular ortaya çıkacak, adalet yerini bulacaktır. Buna tüm yüreğimle inanıyorum. Hepimizin hayatında inişler ve çıkışların olması çok normal. Sonuçta her şey insanlar için. İnsan olmak, iki kol, iki bacak sahibi olmak değil, yürek ve beyin işidir. Yaşadığımız süre içerisinde yeri gelmiş yüreğimize kilit vurmuş, beynimize hükmedememişizdir. Yeri geldiğinde ise, beynimize hükmetmiş, yüreğimizi dizginleyememişizdir.
Ben cezaevine girdikten sonra, basında yer alan birçok haber beni derinden etkilemiştir. Ya da meydanı boş bulup da yalan yanlış yargılarda bulunan insanlar yaralamıştır haliyle. Fakat acı çektikçe güçlendiğimi fark ettim. Acının olmadığı bir hayatı yaşanmamış sayarım. Burada acılarıma acı katsam da, ruhumun da beslendiğinin farkına vardım. Ruhumu acıyla besledim. Nice insanlar tanıdım, dertleştim, içlerini döktüler, kendilerini anlattılar bana. Herkesin yükü kendine ağırdır. Dört duvar arasında olmak demek, suçlu olmak demek değildir. Kimini hayat şartları bir noktaya getirmiş, kimi namus davasına kendini yakmış, kimi sevdiğine kaçmış, kimi bile bile kendini ateşe atmış. Özgürlüğüme kavuştuğum zaman tüm bunları bir bir anlatır kendimi daha iyi bir biçimde ifade ederim. İki satır cümlelerle anlatılmıyor bazı şeyler.
MEKTUPLARI KİTAPTA TOPLAYACAĞIM
Selamlarınızı alıyorum, ilginize teşekkür ederim. Ayrıca sizin aracılığınızla beni yalnız bırakmayan tüm sevenlerime sevgilerimi, selamlarımı iletirim. Her gün yüzlerce mektup alıyorum, Türkiye'nin dört bir yanından. Ayrıca yurtdışından gurbetçilerimiz de beni yalnız bırakmıyorlar sağ olsunlar. Yine sizin aracılığınızla tüm kader mahkûmlarına selam olsun. Hemen hemen bütün cezaevlerinden mektuplar geliyor, fakat cevap veremiyorum. Çünkü dediğim gibi yüzlerce var. Ama çıktığım zaman izinleri olursa tüm mektupları bir kitapta toplamak istiyorum. Sakın yanlış anlaşılmasın, ticari bir amaç güderek düşünmüyorum böyle bir şeyi. Sadece onların da sesi olmak istiyorum. Çemberin içinde olmakla, dışında kalmak farklıdır.
Sağlık durumum gayet iyi. Geldiğim günden beri Yabancılar Koğuşu'nda kalıyorum. Dünyanın birçok ülkesinden arkadaşlar var burada. Basında yazıldığı gibi karantinada kalmadım veya başka koğuşlarda. Herkesle ilişkilerim çok iyi. Görevliler de işlerini gayet güzel yapıyor. Müdürümüz, doktorumuz, bütün personel, herkes için elinden geleni yapıyorlar. Ben geldikten sonra spor yaparken ayak bileğim burkuldu ve üzerine düştüm, ayağım kırıldı. Alçıya alındı. Bununla ilgili bile bazı gazeteler yanlış ve şaibeli haberler yaptılar. Onlara da hak veriyor, anlayışla karşılıyorum. Alçımı burada kendim çıkardım. Bir kovaya sıcak su koydum, 1 saat beklettim. İki Azeri arkadaş da yardımcı oldular sağ olsunlar, açtık alçıyı. Şimdi rahatça volta atabiliyorum :)
BU SINAVI BAŞARIYLA GEÇECEĞİM
Sürekli yazıyorum. Sayfalar dolusu yazılar yazdım. Her gün bütün gazeteleri, köşe yazılarını takip ediyorum. İlgimi çeken tüm yazı, haber ve makaleleri kesip biriktiriyorum. Onlardan da bir derleme yapmak gibi bir düşüncem var. Türkiye ve dünyada gelişen olaylar, çelişkiler ve vesaire... Burası bir okul, büyük bir sınav veriyor insan. Bu sınavı başarıyla geçeceğime inanıyorum. Sabretmeyi, dayanmayı, mücadele etmeyi daha çok öğrendim. Kendimi geliştirmek için uğraşıyorum.
Uçsuz bucaksız denizlerde olmak vardı şimdi
Tüm yasakların delindiği, arsız, umarsız, vurdum duymaz
Bir geccede, en kederli bir türküde, sessizce
Pupa yelken gitmek vardı şimdi
Ay ışığı yol yapmalıydı geceye
Teknenin en ucunda oturmalıydım
Hayallere dalmalı
Güneşli yarınlara yelken açmalıydım
Bir duble rakı olmalıydı elimde
Yosun kokusuyla
Çektiğim sigaranın dumanı
Karışmalıydı
Haykırmalıydım dağlara
Duyan duymalı
Duymayana duyan duyurmalıydı
Tüm sevdalarımı
Özgürlüğün tadıyla
Kadehteki rakının tadı kardeş olmalıydı
Paylaşmalıydım
Denizle, dağlarla ay ışığının yaptığı yolla
Yüreğimdeki sızıyı
Kardeş etmeliydim onları da
Onlar kardeş oldukça
Ben çoğalmalıydım şimdi
Sonra
Issız bir yerde demir atmalıydım
Geccenin karanlığında
Yıldızlar göz kırpmalıydı
Sarhoş olana dek içmeli
İçtikçe
Kusmalıydım...
Kustuğum
Kin değil
Nefret değil
Öfke değil
Yalnızlığım olmalıydı
Yalnızlığımı kusunca
Çoğalmalıydım yine
Bir limana yanaşmalı
Beni bekleyen babamı almalıydım
Yanında anam olmalıydı
Birlikte devam etmeliydik yola
Onlara da birer duble rakı koymalıydım şimdi
Kadehleri tokuşturmalı
Sevdalara içmeliydik
Sonra bir ezgi dolanmalıydı dilimize
Bıkmadan
Usanmadan söylemeliydik
Kadehleri bir bir devirmeli
Bu kez
Özgürlüğe içmeliydik...
Özgür olmak vardı şimdi
Kuşlar kadar özgür
Kuşlar teknenin kaptanı olmalıydı
Türküleri katmalıydık onlara da
Bizimle şakımalılardı...
Anam,
Babam,
Ben
Ve çoğalttıklarımız
Gitmeliydik o gece
Bağıra bağıra!
Ama sessizce uzaklaşmalıydık
Bitmeyen bir yolculuk olmalıydı
Özgürlüğe uzanan bir yolculuk adı
Şimdi Kuşlar kadar özgür olmak vardı
Koğuş sorumlusuyum
Bu arada koğuş sorumlusu oldum. Arkadaşlar sağolsunlar beni istediler. Burası çok sosyal bir cezaevi. Hemen her hafta bir faaliyet düzenleniyor. Ben de sosyal, kültürel ve sportif alanlarda çalışmalar yapmak istiyorum. Geçenlerde konferans salonuna bir sanatçı geldi. Tüm tutuklular, benim sevdiğim şarkıyı; 'Aldırma Gönül'ü söyledik hep bir ağızdan. Duygular karmakarışık burada. Kimi sessizce ağlıyor tenhalarda, kimi haykırıyor kederinden avlunun ortasında... Diyorum ya tüm duygular aynı anda yaşanıyor. Ruhumu besliyorum dostum, bu dört duvar arasında... Sabrediyorum... Tüm sevenlerime ve kader mahkûmlarına sabır diliyorum. Beni merak etmeyin, güneşli yarınlar yakındır.