Türk-İş’ten taşeron tepkisi
Taşeron sorunun çözümü noktasında hükümetin gereken adımı atmamasına ve çözüm noktasındaki yolların tıkanmasına tepki gösteren Türk-İş Trabzon temsilcisi ve Yol-İş Sendikası 1 Nolu Şube Başkanı Hasan Basri Hatipoğlu son çare eylem ve grev dedi.İşte Hatipo
Taşeron sorunun çözümü noktasında hükümetin gereken adımı atmamasına ve çözüm noktasındaki yolların tıkanmasına tepki gösteren Türk-İş Trabzon temsilcisi ve Yol-İş Sendikası 1 Nolu Şube Başkanı Hasan Basri Hatipoğlu son çare eylem ve grev dedi.İşte Hatipoğlu’nun açıklaması:
“Karayolları Genel Müdürlüğü işyerlerinde kağıt üzerinde “taşeron işçisi” olarak gösterilip gerek İş Kanununda yer alan pek çok temel haktan, gerek işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden faydalandırılmaları engellenen işçileri temsilen Türkiye Yol-İş Sendikası tarafından açılan ilk davalar 10.05.2011 günü sonuçlandırılarak her bir davacının “işe ilk girdiği tarihten itibaren Karayolları Genel Müdürlüğü işçisi olduğunun tespitine” ve “toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğine” hükmedilmiştir. Bahse konu kararlar, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından 25.10.2011 tarihinde onanmak suretiyle kesinleşmiştir. Bu tarih itibariyle her bir işçinin kadroya geçirilmesi gerekmesine rağmen, halen yargı kararları uygulanmamaktadır.
Karayolları Genel Müdürlüğünde bu kapsamda 8.761 işçi çalışmakta olup, yaşanan sorun işçilerin aileleriyle birlikte yaklaşık 40.000 kişiyi ilgilendirmektedir.
Türkiye Yol-İş Sendikası ve üyeleri, Maliye Bakanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğü yetkilileriyle vardığı mutabakatın hayata geçirilmesini beklemektedir. Bunun için mevzuatta herhangi bir değişikliğe de gerek bulunmamaktadır. Zira, işçilerin Karayolları Genel Müdürlüğü işçisi oldukları konusunda kesinleşmiş yargı kararı bulunmakta olup, Danıştay içtihadı bu kararların aynı işyerinde çalışıp benzer durumda olan tüm işçilere uygulanmasını öngörmektedir.
Türkiye Yol-İş Sendikasının, anılan işçilerin Karayolları Genel Müdürlüğünde kadrolu olarak istihdam edilmeleri için, bugüne kadar sosyal diyaloğa açık olarak, iyi niyetle yürüttüğü çalışmalarını sürdüreceği kuşkusuzdur. Bu yolda son çare olarak üretimden gelen gücünü kullanmaya da kararlıdır”