Türkiye savaşa mı giriyor
Türkiye, IŞİD'e karşı mücadelede daha aktif bir rol alacağına dair sinyaller gönderirken, sabırsız ABD ve Arap yetkililer hükümet üzerindeki baskılarını artırıyorlar. ABD Başkanı Barack Obama Perşembe günü Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı tele
Yayınlanma:
Türkiye, IŞİD'e karşı mücadelede daha aktif bir rol alacağına dair sinyaller gönderirken, sabırsız ABD ve Arap yetkililer hükümet üzerindeki baskılarını artırıyorlar.
ABD Başkanı Barack Obama Perşembe günü Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı telefonla ararken, iki lider de IŞİD tehdidine karşı daha yakın bir işbirliği yapmak için görüş birliğine vardılar. Başkan Yardımcısı Joe Biden aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile dün New York'ta görüştü.
Bu görüşmeler hafta boyunca Birleşmiş ABD ve Arap yetkililerin Türkiye'nin kampanyadaki "zayıf link" olmasından endişelendiği Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda da devam etti.
Büyük bir ABD üssünü barındıran ve NATO üyesi olan Türkiye, ABD liderliğinde Körfez Arap ülkelerini de yanına alan ve IŞİD'e karşı gerçekleştirilen hava saldırılarında yoktu. ABD'li yetkililer Başkan Obama'nın en azından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'ye giriş ve çıkış yapan radikal savaşçı sayısını azaltmak için daha fazla çaba göstermesini istediğini belirtiyor.
Üst düzey Türk yetkililerden bir tanesi, "IŞİD'e karşı siyasi duruşumuzu açıkça belirttik. Askeri ve siyasi işbirliğini konuşuyoruz, fakat asıl soru bunu ne şekilde üstleneceğimiz" dedi.
Yetkili aynı zamanda Türkiye'nin işbirliğinin boyutuna uluslararası baskılar neticesinde değil, kendi güvenlik endişeleri çerçevesinde karar vereceğini de belirtti.
Yetkili, "Bu kararı Ankara'da biz vereceğiz" dedi.
Türkiye'nin konuya yaklaşımı geçtiğimiz Cumartesi 46 Türk esirin IŞİD tarafından serbest bırakılması ve Batılı liderlerin lobi çalışmaları ardından değişti.
ABD önderliğindeki koalisyona katılmadığı için eleştirilen Erdoğan bu değişimin sinyallerini New York'ta verdi. Erdoğan, Türkiye'nin operasyona gerekli desteği sağlayacağını bunun da diplomatik veya askeri olabileceğini söyledi.
Erdoğan ile dün gerçekleştirilen toplantılar öncesinde bir ABD yetkilisi "Türkiye hala duruşu ne olacak onu belirlemeye çalışıyor" ifadelerini kullandı.
ABD'li ve Arap yetkililer Ankara'nın özellikle Türkiye'nin güneyinden geçtiğine inanılan IŞİD'in petrol rotalarını kesmesinin çok kritik olduğunu söylüyorlar. Türk yetkililer de son dönemlerde kaçakçılık yollarının bazılarını kapattıklarını, yakıtları imha ettiklerini ve onlarca kişiyi gözaltına aldıklarını söylediler.
Irak Başbakanı Haydar El Abadi dün New York'ta gazetecilerle gerçekleştirdiği bir konuşmada "Türkiye'den daha çok şey görmek istiyoruz" diyerek IŞİD'in petrol ticaretinden günde en az 1 milyon dolar kazandığını belirtti ve "Bunu kaçırdıkları tek yer Türkiye" ifadelerini kullandı.
Erdoğan bu hafta gerçekleştirdiği konuşmalarda ve medya ile buluşmalarında hükümetinin IŞİD'e karşı yumuşak olduğu veya hatta işbirliği bile yaptığı konusundaki eleştirileri sert bir şekilde geri çevirdi. Elini bağlayan nedenlerden birisi olarak IŞİD'in elinde bulunan rehineleri gösteren Erdoğan, Türkiye'nin Suriye ile olan uzun sınırının sürekli kontrol edilebilmesinin zorluğuna da dikkatleri çekti.
Türk yetkililer koalisyona katılımlarının kendi güvenlik endişelerine bağlı olacağını ve ABD'nin operasyonu genişleterek Suriye'de Esad yönetimine karşı önlemleri de içerip içermeyeceğine bağlı olacağını söylüyor.
Suriye ile yaklaşık 1,000 kilometrelik bir sınırı olan Türkiye'den gelecek desteğin artması cephede çok önemli olabilir fakat ülkenin Sünni militanlarla çatışma konusunda ne kadar ileri gideceği bir soru işareti olarak kalmaya devam ediyor.
Türk politika yapıcılarından gelen mesajlar karışık oldu.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Türkiye'nin bir mermi sıkıp sıkmayacağını sormak bir şey; Türkiye'nin askeri bir kampanyaya katılıp katılmayacağını sormak başka bir şey. Askeri olarak istihbarat ve benzeri şeylerle katkı sağlayabilirsiniz. Lojistik de sağlayabilirsiniz" ifadelerini kullandı.
Eski bir Türk diplomat olan ve şimdi Brüksel'de bulunan Carnegie Endowment için çalışan Sinan Ülgen, Ankara'nın hemen hava operasyonuna katılmayı istemesinin çok muhtemel olmadığını fakat İncirlik Üssü'nün kullanımına izin verebileceğini belirtti. İncirlik, IŞİD'in sözde başkenti Rakka'nın yaklaşık 500 kilometre uzağında. ABD'li yetkililer ve analistler böyle bir durumun ABD savaş uçakları ve insansız hava uçaklarına Ürdün veya diğer Körfez ülkelerdeki üslere göre daha fazla uçuş zamanı verebileceğini ve saldırı kabiliyetini artırabileceğini söylüyor.
Ülgen, "İlk aşama Türkiye'nin İncirlik'i açması olacak. Halihazırda gerçekleşiyor bile olabilir ama Türkiye bunu çok duyurmayacaktır" dedi.
Türk hükümeti yetkilileri ise Çarşamba günü ortaya çıkan ve saldırıların ikinci aşamasında Türk hava sahasının kullanıldığını iddia eden raporu hızlı bir şekilde reddederek İncirlik'ten herhangi bir silahlı hava aracının kalkmasına yönelik yasağın devam ettiğini belirttiler.
Ülgen, "Türkiye koalisyona imza atacaktır ama kendine ait belirli hassasiyetleri var o yüzden biraz zaman alabilir" ifadelerini kullandı.
Batılı diplomatlar da aynı zamanda söylemlerin somut adımlara dönüşmesinin zaman alabileceğini belirtti. Bunun nedenlerinden bir tanesi Türkiye'nin Suriye çatışmalarının ardından yaşanacaklara karşı açık olması.
Türkiye şu an 1 milyondan fazla Suriyeli mülteciyi misafir ederken, Türk yetkililer IŞİD'in sınırda bir Kürt kenti olan Ayn El Arap'a doğru ilerlemesinin ardından göç eden 140,000 kişiyi bir arada tutmakta zorlandı.
Birçokları için olayların bu son gelişimi, IŞİD'in hızlı ilerleyişi ve yaklaşık 15 milyonluk Kürt nüfusundan destek bulan ve cesurlaşan Suriyeli Kürt milisler arasında kalan Türkiye'nin kendine özgü hassasiyetlerini gün yüzüne çıkartıyor.
Türkler ve onlar tarafından desteklenen Suriyeli muhalifler de bu bölgeden açıkça geçerek cepheye giden cihatçıların intikam saldırıları yapabileceğinden korktuklarını söylüyor.
El Kaide bağlantılı Nusra Cephesi'nde savaşan Batı destekli Özgür Suriye Ordusu üyesi olan bir muhalif Antakya'da verdiği bir röportajda Türkiye'ye sığındığını ve IŞİD veya diğer cihatçı örgütlerin misilleme saldırılarından korktuğunu dile getirdi.
Yalnızca ilk isminin açıklanmasını isteyen Hazim, "Burada bombalamalar veya ÖSO'dan insanların kaçırılması veya misilleme yapılması da söz konusu olabilir. Ben kuzeye doğru gitmek istiyorum" dedi.
Suriye muhalefetinden bazıları ABD hava saldırılarından dolayı Esad'ın en güçlü düşmanlarına karşı avantaj ele geçiriyor olabileceğinden de endişe duyuyor. Rejim neredeyse bir yıl süren çatışmaların ardından Şam'ın hemen dışındaki Adra El Umaliya kentini tekrar kontrolüne aldı.
ABD'li yetkililer Suriye'de gerçekleştirilen hava operasyonlarının zamanla yoğunluğunun azalacağını ve Irak'taki operasyonlara benzeyeceğini belirtti.
Cihatçılardan gelebilecek misilleme korkularına rağmen Türkiye son dönemlerde IŞİD'in çıkar sağladığı bölgelere yönelik operasyonlarını artırdı. Bunların içerisinde IŞİD'in finansman sağladığı faktörleri kesmek ve savaşçıların gidişini durdurmak gibi önlemler de yer alıyor. ABD ve Avrupalı yetkililer bu önlemlerin pozitif etkisini göstermeye başladığını kabul ederken, bir yandan da iki yıldır gevşek tutulan politikalardan dolayı cihatçıların Suriye'de cepheye kolayca ulaştığını hatırlatıyorlar.
Türk yetkililer uzun süredir yalnızca cihatçılara yönelik bir operasyonun Esad rejimini hedef almadığı sürece verimsiz olacağını savundu. Obama, Suriye çatışmasına sürüklenmeyi göz ardı etmeye çalışırken, Erdoğan Esad'ı güçten alacak ve Irak'ta daha istikrarlı bir hükümet oluşturacak bir strateji istiyor.
Daha geniş bakıldığında Türkiye'nin koalisyona katılmakta gösterdiği tereddüt, Batı'nın en önemli müttefiklerinden bir tanesinin politikalarının son dönemlerde nasıl ABD'ninkinden farklı gerçekleştiğini ve bölgesel etkisini nasıl daha fazla artırmaya çalıştığını ortaya koyuyor.
Önümüzdeki hafta Türkiye parlamentosu Suriye ve Irak'ta güç kullanımı için şu an var olan tezkerelerin yenilenmesini görüşecek. Başbakan Ahmet Davutoğlu tezkerelerin boyutu ve içeriğini genişleteceklerini söyledi fakat detaylara girmekten kaçındı.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.