"Tutanakları yayınlamak milli tavır değil"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda gündeme dair önemli açıklamalar yaptı.İŞTE ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI:KADINA YÖNELİK ŞİDDET8 Mart'ta çıkardığımız yasayla kadına şiddete karşı çok kapsaml
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda gündeme dair önemli açıklamalar yaptı.
İŞTE ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI:
KADINA YÖNELİK ŞİDDET
8 Mart'ta çıkardığımız yasayla kadına şiddete karşı çok kapsamlı kararlar aldık. İnşallah yasalarla birlikte, yüreğimizin kaldırmadığı tüm şiddet sahnelerinden kurtulacağız. İnsanın insanca yaşadığı ortamı sağlayacağız.
Türkiye'deki ve dünyadaki tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü'nü şimdiden buradan kutluyorum.
MÜSLÜM GÜRSES'İN ÖLÜMÜ
Önceki gün çok değerli bir sanatçımızı, sevgili Müslüm Gürses'i Hakk'a uğurladık. Kendisine Allah'tan rahmet, sevenlerine başsağlığı diliyorum. Müslüm Gürses, sanatçılğının yanında bir itirazın, toplumsal sivil itirazın önderiydi.
Şu anektodu özellikle sizlerle paylaşmak istiyorum. Aşık Veysel bir dönem sazıyla Sivas'a giremiyor. Polis ya da jandarmanın elinden sazını hemen aldığını, kırdığını, ateşe atarak yaktığını ifade ediyor. Tek parti döneminde saz, gerici bir müzik aleti olarak görülüyor. Kolluklardan görüldüğü yerde yakılması, kırılması isteniyor. İşte bu CHP zihniyeti böyle bir şey.
Halk sanatçısı Aşık Veysel'in başına bunlar gelirken, Itri de hafızalardan silinmek isteniyor. 40 yıl önce Ankara'da bir Itri konseri verilmesi planlanıyor. Ama bazıları devreye giriyorlar, 'Tek sesli alaturka müzik yapılamaz' diye bunu engelliyorlar. Dönemin kültür bakanı da görevden alınıyor. Yani tek parti dönemi her alanda tek tip insan yetiştirmek zulmünü yaparken, ağır bir baskı oluşturuyor toplum üzerinde.
"ARABESKÇİLER ZULME KARŞI DURDULAR"
Yıllarca bu ülkede arabeskin müzik olmadığı, bize yakışmadığı tartışılıyor. Bırakın ya, bırakın. Onun da bir hedef kitlesi var. Farklılıklar bizim zenginliklerimizdir. Siz neden rahatsız oluyorsunuz? Bu insanlar halkın içinden geldi, sazları ve sözleriyle baskıya, zulme çok güçlü bir şekilde karşı durdular.
"AHMET KAYA BENİ PINARHİSAR'A UĞURLAYANLARDAN BİRİYDİ"
Merhum Cem Karaca yıllarca gurbete mahkum oldu, merhum Ahmet Kaya gurbette gözlerini yumdu. Gurbete çıkmak zorunda kalan Şivan Perver, doğduğu topraklara hasret yaşıyor. Ahmet Kaya'ya yapılanları unutmayın. Çok satan gazetelerin köşe yazarları neler yaptılar. Ahmet Kaya salondan zor kaçırıldı. Ama aynı Ahmet Kaya, beni Pınarhisar'ya uğurlayanlardan bir tanesiydi. Belediye Başkanlığım döneminde de kendisiyle munasebetim çok çok farklıydı.
"MÜSLÜM GÜRSES'İN SESSİZ DEVRİMİ..."
Merhum Müslüm Gürses'in hayatı da bu toplumu aşağılayanlara verilmiş en güzel cevaptır. Zaten ifadelerinde, yaptığı tüm müziklerde görüyoruz, hissediyoruz. Müslüm Gürses'in sessiz devrimini her zaman hafızamızda diri tutacağız. Tekrar kendisine Allah'tan rahmet başta eşi olmak üzere sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
"ŞEHİTLERİMİZİN KEMİKLERİNİ SIZLATMAYIZ"
Bakın bu dönemde terör için adım attığımız şu günlerde, muhalefetin ağır tahrikleri, asılsız ihtamları nedeniyle çok az sayıda şehit yakını ve gazinin süreçle ilgili soru işaretleri taşıdığını gördüm. Bakın tekrar söylüyorum; bizim şehitlerimizin ruhunu, kemiklerini sızlatacak hiçbir adımı atmamız, hiçbir girişimin içinde bulunmamız mümkün değildir.
CHP ve MHP bu çözüm sürecini ısrarla, inatla bir geri adım süreci gibi lanse etmenin peşinde. Bu tavırları açık söylüyorum milli bir tavır değildir. Şehit yakınlarının, gazilerin bize yönelttiği sorulara bakıyoruz, muhalefetin ürettiği bir propagandanın gölgesini görüyoruz.
"MUSTAFA KEMAL KİN GÜTMEDİ"
Gazi Mustafa Kemal Paşa Osmanlı'nın son dönemini yaşamış, önemli cephelerde başarı göstermiş, ülkeyi işgalden kurtarmıştır. Sadece 8 yıl sonra Nobel Barış Ödülü'ne layık gösterilmiştir. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan ediliyor, tüm ülkelerle yeni bir sayfa açılıyor. Bize karşı düşmanlık beslemeyen tüm ülkelerle barış sağlamak için, Gazi adım atıyor. Kin güdülmüyor, nefretin üzerine gidilmiyor.
Gazi'nin Çanakkale'de yatan düşmanların ailelerine söylediği sözler son derece önemlidir. 'Uzak diyarlardan savaşa evlatlarını yollayan analar, evlatlarınız bizim bağrımızda' diyor. Kime söylüyor? Mehmetçik'i şehit eden, buraya savaşmak için gelmiş askerlerin annelerine söylüyor.
Neden biliyor musunuz? Bunlar neden yapılıyor biliyor musunuz? Çünkü Mehmetçik savaş meydanında savaşır, ondan sonra o defter kapanır.
"BENİM MEHMETÇİK'İM TERÖRİSTE PARKASINI VERECEK KADAR KAHRAMANDIR"
Benim askerim dağda yakaladığı teröriste üşümesin diye parkasını verecek kadar kahraman bir askerdir. Bizim komutanımız teröristi mağaradan 'seni annene götüreceğiz' diye çıkaran bir komutandır. Bizim şehitlerimiz hangi yoldaysa biz de o yoldayız. Bizim gazilerimiz düşmanlarına nasıl davrandıysa biz de aynen o şekilde davranacağız.
"BU NASIL MİLLİYETÇİLİK?"
Biz yenilginin jargonuyla konuşan bir millet değiliz, hiçbir zaman böyle olmadık, olmayız da... Biz CHP, MHP genel başkanları gibi ürkek ve küçük bir Türkiye'yi tanımadık, tanımıyoruz.
Allah aşkına bu nasıl bir milliyetçiliktir? Kendi ülkesini bu kadar küçük, korkak gören nasıl milliyetçi olabilir? Bu ülkenin şehitleri en son şehit kendileri olsun diye canlarını ortaya koydular. Bu şehitler bu toprakların huzuru, birliği için canlarını ortaya koydular. Bunların yaptıkları milliyetçilik değildir, olamaz.
"30 YILDA HİÇBİR ŞEY YAPMADILAR"
Aziz milletimden ben bir şey rica ediyorum; terörle mücadele ettiğimiz 30 yılı şöyle bir görelim. BDP'nin nerede durduğunu herkes çok iyi biliyor zaten. Ama ben CHP ve MHP'nin nerede durduğuna çok iyi bakmanızı istiyorum. MHP'nin de CHP'nin de iktidarda olduğu dönemler oldu. Ne yaptılar? Koca bir hiç.
CHP birkaç rapor hazırlamaktan, MHP hakaret etmekten, şehit cenazelerini istismar etmekten başka hiçbir şey yapmadı. Her salı Bahçeli'yi dinleyin; kin kusmaktan başka hiçbir şey yapmıyor. 30 yıl boyunca çözümün önünde nasıl engel oldularsa bugün de aynı şekilde engel oluyorlar. Hiçbir tasarıları yok, neye engel çıktıklarını bile bilmiyorlar. Siz terör karşısında 30 yıl boyunca milli bir duruş sergilemediniz. Eğer ortada bir ihanet varsa, bu gençlere olan bir ihanettir terör sorunun çözümünün önünde durmak.
"EVET, YALAN SÖYLEYENDEN BAŞBAKAN OLMAZ"
Kılıçdaroğlu çıkmış diyor ki; yalan söyleyenden Başbakan olmaz. Evet yalan söyleyenden Başbakan olmaz. Bu yüzdendir ki; Kılıçdaroğlu bu ülkede Başbakan olamadı ve yalan söylediği sürece de olamayacak.
Güya terör sorununun çözümünde istekli gibi görünerek bize geldiler. Kredi verdiklerini söylediler ama ulusalcılar CHP'yi tekrar ele geçirerek kuyunun dibine çektiler. 'MHP size destek verdi mi' dedim, 'yok' dediler. Tamam dedim biz halledebiliyor muyuz, evet gücümüz yetiyor. Hamzaçebi hemen söz istedi 'bu hemen şimdi olmaz' dedi. 'E ne zaman olur' dedik, '1-2 ay sonra olur' dediler. O 1-2 ay oldu kaç ay... Samimiysen o 3 tane arkadaşını görevlendir, benim 3 arkadaşım da belli, ne istiyorsanız yapalım, hazırım.
İMRALI TUTANAKLARI
İmralı'daki tutanakları yayınlayan gazeteyle ilgili bazı söylemlerim oldu. Birileri de bana köşelerinden gazetecilik dersi vermeye kalktı. Sınırsız bir özgürlük olamaz kimse kimsenin özgürlük alanına tecavüz edemez. Kendi özgürlük alanında oynarsın, kendi özgürlük alanını geçiyorsan bu özgürlük değildir. Medya böyle özgürse, biz de bir başbakan olarak, bakanlar olarak, milletvekilleri olarak en az onlar kadar özgürüz.
Ve biz eleştirimizi açık açık dile getiririz ama aynı zamanda da sansüre karşı gazetecilerden de daha önce dururuz, durduk. Hiçbir dönem yazamadıklarını bu dönemde yazdılar.
"BU YAYINI YAPMAK MİLLİ BİR TAVIR DEĞİLDİR"
Türkiye'nin aleyhine olacak bir yayın yapmak asla ve asla milli bir tavır değildir. Bir yandan her gelen hükümete çözüm konusunda baskı yapıyorlar, bir yandan da çözüm sürecini bugün olduğu gibi sabote etmeye çalışıyorlar.
Bu ülkede 30 yıl boyunca bu CHP ve MHP nasıl terör konusunda milli bir duruş sergilemediyse, bu tür medya da sergilemedi. Her türlü çözüm sürecini sabote etmenin peşindeler. Bakın açık açık söylüyorum; CHP ve MHP terörün bu ülkede siyaseti şekillendirmesine olanak sunmuşlardır. Aynı zamanda bazı medya kuruluşları da terör örgütüne oksijen sağlamışlardır.
"SON SÖZÜ MİLLETMİZLE BİRLİKTE BİZ SÖYLEYECEĞİZ"
Biz bu süreçte milletimizle birlikte yürüyoruz, farkımız bu bizim. Onlar bozmaya, kırmaya çalışsın, biz yapmak için kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Aziz milletim şunu bilsin ki; bu süreçte en son sözü milletimizle birlikte biz söyleyeceğiz. Biz son sözü söyleyene kadar ortada dolaşan her tür belge asılsızdır ve bunların nasıl sızdırıldığını, bunları kimlerin yaptığını da en kısa zamanda ortaya koyarız. Kimin ne söylediğine, ne yaptığına değil, siz gelin bizim ne yaptığımıza bizim ne söylediğimize bakın. Biz az konuşuyor, çok iş yapıyoruz. Çünkü bu süreçte önüne gelen konuşmaya kalkarsa, birisi baltaya taşı vurduğunda bu çözüm sürecini, bu kristali kırarız.