MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugünkü grup toplantısında Abdullah Öcalan’a dair önemli açıklamalarda bulundu.
Bahçeli, "Tecridin kaldırılması durumunda TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşarak terörün sona erdiğini ve örgütün lağvedildiğini ilan etsin. Eğer bu kararlılığı gösterirse, umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemelerin yapılmasının ve bu haklardan yararlanmasının yolu sonuna kadar açılabilir" dedi. Bu açıklamanın ardından, 'umut hakkı' kavramı bir kez daha kamuoyunda gündeme geldi.
'Umut hakkı', ömür boyu hapis cezası alan bir mahkumun belirli bir sürenin ardından yeniden topluma kazandırılmasını hedefleyen bir hak olarak öne çıkıyor. Bu hak, belirli bir infaz süreci sonrasında kişinin tekrar özgürlüğe kavuşma umudunu sürdürmesine olanak tanır.
Eski Ceza Yasası'na göre idam cezalarının ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına dönüştürülmesiyle, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 302. maddesi kapsamında mahkemeler tarafından verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının infazı, mevzuatta ömür boyu hapis şeklinde düzenlenmiş durumda. Bu cezalarda herhangi bir istisna bulunmuyor. Ancak 'umut hakkı', bu ağır cezalar karşısında mahkumun belli bir sürenin ardından durumunun tekrar değerlendirilmesi hakkını tanıyor. Bu hakkın sahibi, hangi kriterler doğrultusunda yeniden gözden geçirileceğini ve kimlerin bu değerlendirmeyi yapacağını bilerek cezasını çekiyor. Böylelikle 'umut hakkı', kişinin gelecekte özgürlüğüne kavuşma umudunu canlı tutuyor.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), tahliye umudu olmayan ağırlaştırılmış müebbet cezalarının işkence ve kötü muamele yasağını ihlal ettiğine dair karar vermiş durumda.
