Vergi kaçırana hapis cezası
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ''Küresel kriz ortamında bu şokun geçici olduğuna, bütçe dengelerindeki bozulmanın, kamu borç rasyolarındaki artışın geçici olduğuna piyasaları ikna edemezsek kalıcı toparlanmadan bahsetmemiz zor olur'' dedi. Maliye Bakanlığı
Yayınlanma:
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ''Küresel kriz ortamında bu şokun geçici olduğuna, bütçe dengelerindeki bozulmanın, kamu borç rasyolarındaki artışın geçici olduğuna piyasaları ikna edemezsek kalıcı toparlanmadan bahsetmemiz zor olur'' dedi.
Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu'nun 64. Kuruluş Yıldönümü nedeniyle Ankara Swiss Otel'de ''Küresel Kriz Ortamında Para ve Maliye Politikalarında Uyum Sorunu'' konulu panel düzenlendi.
Maliye Bakanı Şimşek, burada yaptığı konuşmada, küresel krizin sonucu olarak ortaya çıkan resesyonun ciddi bir depresyona, ekonomik bunalıma dönüşmemesi için ülkelerin ellerinden gelen bütün araçları rahat bir şekilde kullandığını söyledi.
Bazı ülkelerin faiz oranlarını nominal olarak yaklaşık yüzde 0'lar seviyesine çektiğine işaret eden Şimşek, ülkelerin Merkez Bankası bilançolarını da etkin araç olarak kullanmaya başladığını ifade etti.
Bu kapsamda Maliye politikalarında çok anlamlı, önemli adımlar atıldığını ve maliye politikalarının gevşetildiğini anlatan Şimşek, böylece küresel anlamda ortaya çıkan resesyonun depresyona dönüşmemesi için gerekli çalışmaların yapıldığını kaydetti.
Bütçe açıklarının oluşturduğu riskin sınırlandırılması anlamında da atılan adımların kısa dönemde doğru bir yaklaşım olduğunu ifade eden Şimşek, ülkelerin problemin daha da büyümesini engellemek için ellerinden geleni yaptığını ifade etti.
Orta vadede mali disiplinin çok önemli bir konu olarak ortaya çıktığını vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:
''Aslında kısa vadede attığımız adımların etkin olması için de bu çok önemli. Bu şokun geçici olduğuna ve bütçe dengelerindeki bozulmanın kamu borç rasyolarındaki artışın geçici olduğuna eğer piyasaları ikna edemezsek o zaman hem risk yoluyla hem güven kaybı yoluyla kalıcı bir toparlanmadan bahsetmemiz zor olur.
Para politikasındaki mali politikada bu araçları çok iyi kullanmamıza rağmen eğer orta vadeli beklentileri belli bir çıpayla idare edemezsek, iyi yönetemezsek muhtemelen bugün atılan adımlar kalıcı, olumlu etkiler yaratmayabilir.''
Zor durumdan geçildiğine işaret eden Şimşek, bir yandan küresel krizin etkilerini sınırlamaya yönelik adımlar atıldığını, bunun da hem maliye hem para politikalarında gevşeme anlamına geldiğini söyledi.
Bu doğrultuda ince ayarları yapmak gerektiğini vurgulayan Şimşek, ''Orta vadeli perspektifi, orta vadede kredibiliteyi korumamız gerekiyor'' dedi.
''BÜTÇE AÇIĞINI SINIRLAYICI ADIMLAR ATACAĞIZ''
Türkiye olarak son birkaç yıldır maliye politikaları anlamında gerek mali disiplin gerek bütçedeki iyileşme bazında ve kurumsal altyapı olarak birçok düzenleme yapıldığını ve Türkiye'nin önemli adımlar attığını belirten Şimşek, bütçe imkanlarının da rekabet gücünün artırılması için son dönemde kullanıldığını ifade etti.
Para politikasında enflasyondaki iyileşmeyle birlikte geçmişle karşılaştırılmayacak düzeyde önemli adımlar atıldığına dikkati çeken Şimşek, para politikasının reel ekonomiyi bankacılık sektörünü destekleyecek yönde önemli atılımlar yapıldığını bildirdi.
Maliye Bakanı Şimşek, ''Önümüzdeki dönemde mutlaka bizim gerek mali disiplinin tekrar oturtulacağını gerek borç dinamiklerindeki kötüleşmenin geçici olduğunu kanıtlamamız lazım'' dedi.
Orta vadede bir perspektif sunmanın önemine de değinen Şimşek, bunu Katılım Öncesi Ekonomik Program (KEP) ile yapmaya çalıştıklarını, ortaya bir mali çabanın da konulması gerektiğini vurguladı.
Şimşek, ''Bizim şu şartlarda bile bu sene bütçe açığını mutlaka sınırlayıcı adımlar atmamız lazım ki, atacağız, bunun bir program çerçevesinde atılması çok önemli çünkü programla perspektif daha güçlü olur. İşin sayısal boyutu var, tedbir boyutu var. Tabii bu yıl sınırlı olacak ama önümüzdeki sene, sonraki yıllarda bu yükü çok güçlendirmek lazım çok daha fazla bir mali disiplin çabasına girmemiz lazım'' diye konuştu.
''KRİZDEN ÇIKIŞ KOLAY OLMAYACAK''
Küresel krizin çok hızlı geldiğini ve Eylül ayından sonra derinleşerek tahmin edilemeyen bir boyuta ulaştığını anlatan Şimşek, krizden çıkışın sanıldığı kadar kolay olmayacağını bildirdi.
Bunun için krizin kökeninde yatan global makro ekonomik dengesizliklerin giderilmesi gerektiğine işaret eden Şimşek, ''Bu trende belki 2013 yılında tekrar ulaşamayacağımız görüntüsünü veriyor'' dedi.
Aslında dünya ekonomisi açısından krizden muhtemelen daha yavaş bir çıkışı öngörmenin doğru olacağını ifade eden Şimşek, son birkaç aydır ekonomik anlamda bir düzelme olduğunu, ikinci türevin pozitife döndüğünü ama krizden çıkmak için birinci türevin de pozitif olması gerektiğini söyledi.
EKONOMİYİ DESTEKLEYEN UNSURLAR
Türkiye açısından da ülkeyi güçlü kılan faktörler olduğunu, reel ekonomiyi destekleyen unsurlar bulunduğunu belirten Şimşek, örneğin bankacılık sektörünün yapısının oldukça güçlü olduğunu, bunun da ileriye dönük kaygıları azaltarak reel ekonomiyi desteklediğini kaydetti.
Türkiye'de hanehalkı borç düzeyinin diğer ülkelere oranla düşük olduğuna işaret eden Şimşek, faizlerin de daha önceki dönemlerde öngörülmediği kadar düşük düzeyde olduğunu söyledi.
Şimşek, ''Biz eğer orta vadeli perspektifi iyi oturtursak o zaman bu faizlerle para politikası mevcut konumda reel ekonomiyi krizden çıkışta daha iyi destekleyici bir nitelik kazanabilir'' dedi.
''GELİR İDARESİ MUTLAKA GÜÇLENDİRİLMELİ''
Türkiye'de krizle ilişkili olmayan ve tamamlanması gereken bazı yapısal reformlar bulunduğuna da dikkati çeken Şimşek, kriz olsa da olmasa da Türkiye'nin Gelir İdaresinin mutlaka güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Şimşek, bu kapsamda Gelir İdaresinin hem idari yapı hem insan kaynakları hem teknoloji altyapısı noktasında güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, bu güçlendirmenin de başladığını bildirdi.
VERGİ KAÇAKÇILARINA HAPİS CEZASI
Geçen hafta içinde Plan Bütçe Komisyonu'nda bazı düzenlemeler yaptıklarını anlatan Şimşek, bu düzenlemelerden bir tanesinin de vergi kaçakçılığı suçlarının para cezasına dönüştürülmesini engelleyen düzenleme olduğunu söyledi. Şimşek, şunları söyledi:
''Eğer bu yasa taslağı TBMM'de kabul edilirse, vergi kaçakçılığı yapanlar çok daha ciddi yaptırımlarla, doğrudan doğruya hapisle karşı karşıya kalacak. Mali suçlar mali ceza gerektirir. Ben vergi kaçakçılığını kamu düzenine karşı işlenmiş suç olarak görüyorum, dolayısıyla bu bir mali suç değildir. Bu anlamda Gelir İdaresi'nin denetim birimlerinin ellerinin güçlendirilmesi lazım.''
Önümüzdeki dönemde belli çerçevede vergide çapraz denetimi getirmeyi de düşündüklerini ifade eden Şimşek, cari yıl içinde gelir gider uyumunu arayacaklarını kaydetti.
Dolayısıyla bir yandan yasal altyapıyı, bir yandan kurumsal altyapıyı güçlendirmek gerektiğini vurgulayan Şimşek, ''Bunu yapacağız ve yapmaya başladık'' dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, işin bir de maliye politikaları boyutu olduğunu değinerek, bir mali kuralın oluşturulması ve yapılan reformların ikinci, üçüncü nesillerini uygulamaya koymak gerektiğini sözlerine ekledi.
Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu'nun 64. Kuruluş Yıldönümü nedeniyle Ankara Swiss Otel'de ''Küresel Kriz Ortamında Para ve Maliye Politikalarında Uyum Sorunu'' konulu panel düzenlendi.
Maliye Bakanı Şimşek, burada yaptığı konuşmada, küresel krizin sonucu olarak ortaya çıkan resesyonun ciddi bir depresyona, ekonomik bunalıma dönüşmemesi için ülkelerin ellerinden gelen bütün araçları rahat bir şekilde kullandığını söyledi.
Bazı ülkelerin faiz oranlarını nominal olarak yaklaşık yüzde 0'lar seviyesine çektiğine işaret eden Şimşek, ülkelerin Merkez Bankası bilançolarını da etkin araç olarak kullanmaya başladığını ifade etti.
Bu kapsamda Maliye politikalarında çok anlamlı, önemli adımlar atıldığını ve maliye politikalarının gevşetildiğini anlatan Şimşek, böylece küresel anlamda ortaya çıkan resesyonun depresyona dönüşmemesi için gerekli çalışmaların yapıldığını kaydetti.
Bütçe açıklarının oluşturduğu riskin sınırlandırılması anlamında da atılan adımların kısa dönemde doğru bir yaklaşım olduğunu ifade eden Şimşek, ülkelerin problemin daha da büyümesini engellemek için ellerinden geleni yaptığını ifade etti.
Orta vadede mali disiplinin çok önemli bir konu olarak ortaya çıktığını vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:
''Aslında kısa vadede attığımız adımların etkin olması için de bu çok önemli. Bu şokun geçici olduğuna ve bütçe dengelerindeki bozulmanın kamu borç rasyolarındaki artışın geçici olduğuna eğer piyasaları ikna edemezsek o zaman hem risk yoluyla hem güven kaybı yoluyla kalıcı bir toparlanmadan bahsetmemiz zor olur.
Para politikasındaki mali politikada bu araçları çok iyi kullanmamıza rağmen eğer orta vadeli beklentileri belli bir çıpayla idare edemezsek, iyi yönetemezsek muhtemelen bugün atılan adımlar kalıcı, olumlu etkiler yaratmayabilir.''
Zor durumdan geçildiğine işaret eden Şimşek, bir yandan küresel krizin etkilerini sınırlamaya yönelik adımlar atıldığını, bunun da hem maliye hem para politikalarında gevşeme anlamına geldiğini söyledi.
Bu doğrultuda ince ayarları yapmak gerektiğini vurgulayan Şimşek, ''Orta vadeli perspektifi, orta vadede kredibiliteyi korumamız gerekiyor'' dedi.
''BÜTÇE AÇIĞINI SINIRLAYICI ADIMLAR ATACAĞIZ''
Türkiye olarak son birkaç yıldır maliye politikaları anlamında gerek mali disiplin gerek bütçedeki iyileşme bazında ve kurumsal altyapı olarak birçok düzenleme yapıldığını ve Türkiye'nin önemli adımlar attığını belirten Şimşek, bütçe imkanlarının da rekabet gücünün artırılması için son dönemde kullanıldığını ifade etti.
Para politikasında enflasyondaki iyileşmeyle birlikte geçmişle karşılaştırılmayacak düzeyde önemli adımlar atıldığına dikkati çeken Şimşek, para politikasının reel ekonomiyi bankacılık sektörünü destekleyecek yönde önemli atılımlar yapıldığını bildirdi.
Maliye Bakanı Şimşek, ''Önümüzdeki dönemde mutlaka bizim gerek mali disiplinin tekrar oturtulacağını gerek borç dinamiklerindeki kötüleşmenin geçici olduğunu kanıtlamamız lazım'' dedi.
Orta vadede bir perspektif sunmanın önemine de değinen Şimşek, bunu Katılım Öncesi Ekonomik Program (KEP) ile yapmaya çalıştıklarını, ortaya bir mali çabanın da konulması gerektiğini vurguladı.
Şimşek, ''Bizim şu şartlarda bile bu sene bütçe açığını mutlaka sınırlayıcı adımlar atmamız lazım ki, atacağız, bunun bir program çerçevesinde atılması çok önemli çünkü programla perspektif daha güçlü olur. İşin sayısal boyutu var, tedbir boyutu var. Tabii bu yıl sınırlı olacak ama önümüzdeki sene, sonraki yıllarda bu yükü çok güçlendirmek lazım çok daha fazla bir mali disiplin çabasına girmemiz lazım'' diye konuştu.
''KRİZDEN ÇIKIŞ KOLAY OLMAYACAK''
Küresel krizin çok hızlı geldiğini ve Eylül ayından sonra derinleşerek tahmin edilemeyen bir boyuta ulaştığını anlatan Şimşek, krizden çıkışın sanıldığı kadar kolay olmayacağını bildirdi.
Bunun için krizin kökeninde yatan global makro ekonomik dengesizliklerin giderilmesi gerektiğine işaret eden Şimşek, ''Bu trende belki 2013 yılında tekrar ulaşamayacağımız görüntüsünü veriyor'' dedi.
Aslında dünya ekonomisi açısından krizden muhtemelen daha yavaş bir çıkışı öngörmenin doğru olacağını ifade eden Şimşek, son birkaç aydır ekonomik anlamda bir düzelme olduğunu, ikinci türevin pozitife döndüğünü ama krizden çıkmak için birinci türevin de pozitif olması gerektiğini söyledi.
EKONOMİYİ DESTEKLEYEN UNSURLAR
Türkiye açısından da ülkeyi güçlü kılan faktörler olduğunu, reel ekonomiyi destekleyen unsurlar bulunduğunu belirten Şimşek, örneğin bankacılık sektörünün yapısının oldukça güçlü olduğunu, bunun da ileriye dönük kaygıları azaltarak reel ekonomiyi desteklediğini kaydetti.
Türkiye'de hanehalkı borç düzeyinin diğer ülkelere oranla düşük olduğuna işaret eden Şimşek, faizlerin de daha önceki dönemlerde öngörülmediği kadar düşük düzeyde olduğunu söyledi.
Şimşek, ''Biz eğer orta vadeli perspektifi iyi oturtursak o zaman bu faizlerle para politikası mevcut konumda reel ekonomiyi krizden çıkışta daha iyi destekleyici bir nitelik kazanabilir'' dedi.
''GELİR İDARESİ MUTLAKA GÜÇLENDİRİLMELİ''
Türkiye'de krizle ilişkili olmayan ve tamamlanması gereken bazı yapısal reformlar bulunduğuna da dikkati çeken Şimşek, kriz olsa da olmasa da Türkiye'nin Gelir İdaresinin mutlaka güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Şimşek, bu kapsamda Gelir İdaresinin hem idari yapı hem insan kaynakları hem teknoloji altyapısı noktasında güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, bu güçlendirmenin de başladığını bildirdi.
VERGİ KAÇAKÇILARINA HAPİS CEZASI
Geçen hafta içinde Plan Bütçe Komisyonu'nda bazı düzenlemeler yaptıklarını anlatan Şimşek, bu düzenlemelerden bir tanesinin de vergi kaçakçılığı suçlarının para cezasına dönüştürülmesini engelleyen düzenleme olduğunu söyledi. Şimşek, şunları söyledi:
''Eğer bu yasa taslağı TBMM'de kabul edilirse, vergi kaçakçılığı yapanlar çok daha ciddi yaptırımlarla, doğrudan doğruya hapisle karşı karşıya kalacak. Mali suçlar mali ceza gerektirir. Ben vergi kaçakçılığını kamu düzenine karşı işlenmiş suç olarak görüyorum, dolayısıyla bu bir mali suç değildir. Bu anlamda Gelir İdaresi'nin denetim birimlerinin ellerinin güçlendirilmesi lazım.''
Önümüzdeki dönemde belli çerçevede vergide çapraz denetimi getirmeyi de düşündüklerini ifade eden Şimşek, cari yıl içinde gelir gider uyumunu arayacaklarını kaydetti.
Dolayısıyla bir yandan yasal altyapıyı, bir yandan kurumsal altyapıyı güçlendirmek gerektiğini vurgulayan Şimşek, ''Bunu yapacağız ve yapmaya başladık'' dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, işin bir de maliye politikaları boyutu olduğunu değinerek, bir mali kuralın oluşturulması ve yapılan reformların ikinci, üçüncü nesillerini uygulamaya koymak gerektiğini sözlerine ekledi.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.