Yeni yargı paketinin ayrıntıları
Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in açıkladığı yeni yargı reformu paketinin ayrıntıları ortaya çıktı. Gelecek hafta Meclis'e sevk edilecek olan Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen
Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in açıkladığı yeni yargı reformu paketinin ayrıntıları ortaya çıktı. Gelecek hafta Meclis'e sevk edilecek olan Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'na göre, İcra ve İflas Kanununun 1'inci maddesinde değişikliğe gidildi. Buna göre, her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunacak. Her icra dairesinde Adalet Bakanlığı'nca atanacak bir icra müdürü, yeteri kadar icra müdür yardımcısı, icra katibi ile adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonları tarafından görevlendirilecek mübaşir ve hizmetli bulunacak.
İcra müdür ve icra müdür yardımcıları, Adalet Bakanlığı'nca yaptırılacak yazılı sınav ve Adalet Bakanlığı'nca yapılacak sözlü sınav sonucuna göre atanacak. İcra katipleri arasında Adalet Bakanlığı'nca yaptırılacak yazılı sınav ve Adalet Bakanlığı'nca yapılacak mülakat sonucuna göre de icra müdür veya icra müdür yardımcılığı kadrolarına atama yapılabilecek. İcra katipliğine ilk defa atanacaklar, kamu görevlerine ilk defa atanacaklar için yapılacak merkezi sınavda başarılı olanlar arasından Adalet Bakanlığı'nın bu konuda yetki vereceği adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonları tarafından yapılacak uygulama ve sözlü sınav sonucuna göre; unvan değişikliği suretiyle atanacaklar ise uygulama ve sözlü sınav sonucuna göre atanacaklar. Unvan değişikliği suretiyle icra katipliğine atanacaklar tahsis edilen kadronun yüzde ellisini geçemeyecek. İcra müdür ve icra müdür yardımcıları ile icra katiplerinin, sınav, mülakat, görevlendirme, nakil, unvan değişikliği, görevde yükselme ve diğer hususları yönetmelikle düzenlenecek. İcra dairelerinde, gerektiğinde, Adalet Bakanlığı'nca belirlenecek esaslar çerçevesinde, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonunca zabıt katibi, mübaşir ve hizmetli görevlendirilecek. İcra müdürü, icra müdür yardımcısı veya icra katibinin herhangi bir nedenden dolayı yokluğu durumunda görev ve yetkileri, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu tarafından görevlendirilecek yazı işleri müdürü veya zabıt katibi tarafından yerine getirilecek.
Adalet Bakanlığı, icra dairelerini bir arada bulundurmaya ve aynı icra mahkemesine bağlamaya yetkili olacak. İcra ve iflas dairelerince verilen kararlar gerekçeli olarak tutanaklara yazılacak.
ELEKTRONİK İŞLEMLER
İcra ve iflas dairelerince yapılacak her türlü icra ve iflas iş ve işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılacak, her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenecek, kaydedilecek ve saklanacak. Usulüne göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik veriler senet hükmünde sayılacak. Güvenli elektronik imza, elle atılan imza ile aynı ispat gücünü haizdir. Güvenli elektronik imza, kanunlarda güvenli elektronik imza ile yapılamayacağı açıkça belirtilmiş olan işlemler dışında, elle atılan imza yerine kullanılabilecek. Güvenli elektronik imzayla oluşturulan belge ve kararlarda, Kanunda birden fazla nüshanın düzenlenmesi ve mühürleme işlemini öngören hükümler uygulanmayacak.
Zorunlu nedenlerden dolayı fiziki olarak düzenlenen belge veya kararlar, yetkili kişilerce güvenli elektronik imzayla imzalanarak UYAP'a aktarılacak ve gerektiğinde UYAP vasıtasıyla ilgili birimlere iletilecek. Bu şekilde elektronik ortama aktarılarak ilgili birimlere iletilen belge ve kararların asılları, gönderen icra ve iflas dairesinde saklanacak, ayrıca fiziki olarak gönderilmeyecek. Ancak, belge veya kararın aslının incelenmesinin zorunlu olduğu haller saklı kalacak. Elektronik ortamdan fiziki örnek çıkartılması gereken hallerde, icra müdürü veya görevlendirdiği personel tarafından belgenin aslının aynı olduğu belirtilerek, imzalanacak ve mühürlenecek. Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda bitecek. Elektronik işlemlerin UYAP vasıtasıyla yapılmasına dair usul ve esaslar, Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenecek.
PARANIN ÖDENMESİ VE DEĞERLİ EŞYANIN MUHAFAZASI
İcra ve iflas dairelerine yapılacak her türlü nakdi ödeme, Adalet Bakanlığı'nca uygun görülecek bankalarda icra ve iflas dairesi adına açılan hesaba yapılacak. Haciz sırasında, borçlu veya üçüncü kişiler tarafından yapılan ödeme nedeniyle tahsil edilen paralar, en geç tahsilatın yapıldığı günü takip eden ilk iş günü çalışma saati sonuna kadar banka hesabına yatırılmak üzere icra veya mahkeme kasalarında muhafaza edilecek. İcra ve iflas dairelerince yapılması gereken her türlü nakdi ödeme, ilgilisinin talebi üzerine, gösterdiği banka hesabına aktarılmak üzere verilecek talimat gereği yapılacak. İcra ve iflas daireleri aldıkları kıymetli evrak ve değerli şeyleri kasalarında, zorunlu hallerde ise kiralanacak banka kasalarında muhafaza edecekler. Haciz yoluyla ilamsız takiplere başlanmadan önce, asıl alacak tutarı Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının altında ise alacaklı, borçlunun bilinen en son adresine iadeli taahhütlü posta yoluyla meşruhatlı ödemeye davet yazısı göndermek zorunda olacak. Bu ödemeye davet yazısında; 1. Alacaklının adı soyadı, varsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, adresi, 2. Talebe konu alacak veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda talep edilirse faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi, 3. Alacak, belge veya senede
dayandırılıyor ise sureti, yoksa borcun sebebi, 4. Bu ödemeye davet yazısı için harcanan posta gideri, 5. Ödemenin yapılması istenen banka adı ile alacaklıya ait hesap numarası, 6. Tebliğ tarihinden itibaren beş iş günü içinde (2) numaralı bent gereği belirlenen tutar ile ödemeye davet yazısı için harcanan posta giderinin ödenmesi gerektiği, 7. Beş iş günü içinde (6) numaralı bent gereği ödenmesi gereken tutarın ödenmemesi halinde cebri icra yoluna başvurulacağı hususları bildirilecek. Ödemeye davet yazısının tebliğ edilememesi veya bu davete rağmen beş iş günü içinde ödeme yapılmaması halinde icra takibine başlanabilecek.
Bu maddede düzenlenen hususları incelemek görev ve yetkisi icra müdürüne ait olacak. İcra müdürü takip talebinin Kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar verirse ödeme emri düzenleyecek. Talebin kabul edilmemesi halinde verilen karar tutanağa yazılacak. Ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya, para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler, aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan biri, hariç olmak üzere, borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu her türlü eşya, öğrenci bursları, diğer kanunlarda haczi yasaklanan mal ve haklar, icra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirecek ve talebin kabulüne veya reddine karar verecek
Tasarıya göre, diğer taşınır mallar, masrafı peşinen alacaklıdan alınarak muhafaza altına alınacak. Alacaklı muvafakat ederse, istenildiği zaman verilmek şartıyla, muvakkaten borçlu yedinde veya üçüncü şahıs nezdinde bırakılabilecek. Üçüncü şahsın elinde bulunan taşınır mallar haczedildiğinde, alacaklının muvafakati ve üçüncü şahsın kabulü halinde üçüncü şahsa yediemin olarak bırakılacak. Haczedilen taşınır malların toplam değeri Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının beş katından az ise muhafaza altına alınmayacak, borçlu veya üçüncü kişiye yediemin olarak bırakılacak. Mallar satış mahalline getirilmediği takdirde yediemin değişikliği yapılabilecek.
Hacizli mallar, Adalet Bakanlığı tarafından yetki verilen gerçek veya tüzel kişilere ait lisanslı yediemin depolarında muhafaza edilecek. Yetki verilen gerçek veya tüzel kişiler, bu yetkilerini Adalet Bakanlığı'nın onayıyla alt işleticilere aynı standartları sağlamak koşuluyla devredebilecekler. Bu devir, yetki verilen gerçek veya tüzel kişilerin sorumluluklarını ortadan kaldırmayacak. Bu depoların yönetmelikte belirlenen nitelik ve şartlara uygunluğunun saptanması sonucunda işletme belgesi Adalet Bakanlığı tarafından verilecek. Haczedilen malların muhafaza işlemleri; lisanslı yediemin depolarının kuruluşuna, bu depolarda bulunması gereken asgari niteliklere, depo için alınacak teminata, mallar için muhtemel rizikolara karşı yapılacak sigortaya; işletici olma niteliklerine, işletici lisansına, Adalet Bakanlığı tarafından bu lisansın verilmesine; Adalet Bakanlığı'nın lisanslı işletmelerle ilgili görev ve yetkilerine; faaliyetin durdurulması ya da iptali gibi idari tedbir ve tasarruflara; bu depoların denetimine ve diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenlenecek.
Haczedilen malların muhafazası aşamasındaki ücretler Adalet Bakanlığı'nca düzenlenecek tarifeyle belirlenecek.
ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ZİLYETLİĞİ
Haczedilen şey, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden üçüncü kişi nezdinde bulunursa, bu kişi yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmayacak. İcra müdürü, üçüncü kişi aleyhine icra mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verecek. Bu süre içinde icra mahkemesine istihkak davası açılmaz ise üçüncü kişinin iddiası kabul edilmiş sayılacak. Alacaklı tarafından süresinde açılan dava sonuçlanıncaya kadar, hacizli malın satışı yapılamayacak. Haczin, üçüncü kişinin yokluğunda yapılması ve üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunulması halinde de bu fıkra hükmü uygulanacak.
Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilecek.
Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya icra müdürünce verilecek karar gereği gerekli gider on beş gün içinde depo edilmezse veya talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkacak. Hacizli malın satılması yönündeki talep bir defa geri alınabilecek.
Haczedilen resmi sicile kayıtlı malların, icra dairesiyle yapılacak yazışmalar sonucunda haczin kalktığının tespit edilmesi halinde, sicili tutan idare tarafından haciz şerhi terkin edilecek; işlem ilgili icra dairesine bildirilecek.
Haczin kalkmasına sebebiyet veren alacaklı o mala yönelik olarak, haczin konulması ve muhafazası gibi tüm giderlerden sorumlu olacak.
SATIŞ İLANI ELEKTRONİK ORTAMDA DA YAPILACAK
Satış ilanı elektronik ortamda da yapılacak. Açık artırmaya elektronik ortamda teklif verme yoluyla başlanacak. Elektronik ortamda teklif verme, birinci ihale tarihinden on gün önce başlayacak, ihalenin tamamlanacağı günden önceki gün sonunda sona erecek; ikinci ihalede ise elektronik ortamda teklif verme birinci ihaleden sonraki beşinci gün başlayacak, en az on gün sonrası için belirlenecek ikinci ihalenin tamamlanacağı günden önceki gün sonunda sona erecek.
Elektronik ortamda verilecek teklifler hacizli malın tahmin edilen kıymetinin yüzde ellisinden az olamayacak; teklif vermeden önce, hacizli malın tahmin edilen kıymetinin yüzde yirmisi nispetinde teminat gösterilmesi zorunlu olacak.
Satılığa çıkarılan taşınır üzerinde hakkı olan alacaklının alacağı yukarıdaki fıkrada yazılı oranda ise artırmaya iştiraki halinde ayrıca pey akçesi ve teminat aranmayacak.
İHALENİN YAPILMASI
Birinci ve ikinci ihale icra memuru tarafından, ilanda belirlenen yer, gün ve saatte, elektronik ortamda verilen en yüksek teklif üzerinden başlatılacak. Satılığa çıkarılan mal üç defa bağırıldıktan sonra, elektronik ortamda verilen en yüksek teklif de değerlendirilerek, en çok artırana ihale edilecek. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen bedelinin yüzde ellisini bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklar o malla temin edilmişse bu suretle rüçhanı olan alacakların mecmuundan fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paraların paylaştırılması masraflarını aşması gerekecek. Birinci ihalede, alıcı çıkmazsa veya bu maddede yazılı miktara ulaşılmazsa satış icra memuru tarafından geri bırakılacak.
İkinci ihalede, alıcı çıkmazsa veya bu maddede yazılı şartlar gerçekleşmezse satış talebi düşecek.
Tasarını bir başka maddesine göre de, daire dışında tahsil edilen paralar en geç tahsilatın yapıldığı günü takip eden ilk iş günü çalışma saati sonuna kadar banka hesabına yatırılmak üzere, icra veya mahkeme kasalarında muhafaza edilecek.
ARTIRMANIN İLANI, ARTIRMA HAZIRLIKLARI VE İLGİLİLERE İHTAR
Tasarıya göre, satış, açık artırma ile yapılacak. Birinci ve ikinci ihalenin yapılacağı yer, gün ve saat önceden ilan edilecek. İlan, birinci ihale tarihinden en az bir ay önce yapılacak. İlan edilen metnin esasa müessir olmayan maddi hatalar nedeniyle tekrarlanması gerektiğinde, ihale tarihi değiştirilmeksizin hata ilanen düzeltilecek. Ancak bu düzeltme ilanının tarihi ile ihale tarihi arasında yedi günden az zaman kalmış ise daha önce ilan edilen günden yedi iş günü sonrası için tespit edilecek günde satış yapılacağı düzeltme ilanında belirtilecek. Bu düzeltme ilanı ilgililere ayrıca tebliğ edilmeyecek.
Yapılacak ilana, satılacak şeyin cinsi, mahiyeti, önemli vasıfları, tahmin edilen kıymeti, bulunduğu yer; birinci ve ikinci ihalenin yapılacağı yer, gün ve saat; artırmaya iştirak edeceklerin hacizli malın tahmin edilen kıymetinin yüzde yirmisi nispetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu tevdi etmeleri gerektiği; diğer bilgilerin nereden ve ne suretle öğrenilebileceği hususları yazılacak.
Ayrıca, ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin taşınmaz üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını evrakı müsbiteleri ile on beş gün içinde icra dairesine bildirmeleri gerektiği yazılacak; aksi halde, hakları tapu siciliyle sabit olmadıkça, satış bedelinin paylaşmasından hariç kalacakları da ilave edilecek. Bu ihtar irtifak hakkı sahiplerine de yapılacak. Açık artırmaya elektronik ortamda teklif verme yoluyla başlanacak.
Elektronik ortamda teklif verme, birinci ihale tarihinden yirmi gün önce başlayacak, ihalenin tamamlanacağı günden önceki gün sonunda sona erecek; ikinci ihalede ise elektronik ortamda teklif verme birinci ihaleden sonraki beşinci gün başlayacak, en az yirmi gün sonrası için belirlenecek ikinci ihalenin tamamlanacağı günden önceki gün sonunda sona erecek.
Elektronik ortamda verilecek teklifler hacizli malın tahmin edilen kıymetinin yüzde ellisinden az olamayacak; teklif vermeden önce, hacizli malın tahmin edilen kıymetinin yüzde yirmisi nispetinde teminat gösterilmesi zorunlu olacak.
Satılığa çıkarılan taşınmaz üzerinde hakkı olan alacaklının alacağı yukarıdaki fıkrada yazılı oranda ise artırmaya iştiraki halinde ayrıca pey akçesi ve teminat aranmayacak.
Tasarıdaki değişikliğe göre, ilanın birer sureti borçluya ve alacaklıya ve taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan alakadarlarının tapuda kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine tebliğ olunacak. Adresin tapuda kayıtlı olmaması halinde, varsa adres kayıt sistemindeki adresleri tebligat adresleri olarak kabul edilecek. Bunların dışında ayrıca adres tahkiki yapılmayacak, gazetede veya elektronik ortamda yapılan satış ilanı tebligat yerine geçecek.
Tasarıya göre, taşınırlar bakımından getirilen satış usulünün taşınmazlar bakımından da uygulanması amacıyla 2004 sayılı Kanunun 129 uncu maddesinde değişiklik yapılıyor. Böylece açık artırmaya katılımı en üst düzeye çıkarmak, malın gerçek değerinde satılmasını sağlamak ve satış masraflarının azaltılması amaçlanıyor. Ayrıca, teminat koşuluyla elektronik ortamda teklif verilerek de artırmaya iştirak edilebileceği hükme bağlanıyor.
Buna göre, birinci ve ikinci ihale icra memuru tarafından, ilanda belirlenen yer, gün ve saatte, elektronik ortamda verilen en yüksek teklif üzerinden başlatılacak. Taşınmaz üç defa bağırıldıktan sonra, elektronik ortamda verilen en yüksek teklif de değerlendirilerek, en çok artırana ihale edilecek. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen bedelinin yüzde ellisini bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklar o malla temin edilmişse bu suretle rüçhanı olan alacakların mecmuundan fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paraların paylaştırılması masraflarını aşması gerekecek.
Birinci ihalede, alıcı çıkmazsa veya bu maddede yazılı miktara ulaşılmazsa satış icra memuru tarafından geri bırakılacak. İkinci ihalede, alıcı çıkmazsa veya bu maddede yazılı şartlar gerçekleşmezse satış talebi düşecek.
Alacaklı, taşınır rehinin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren altı ay içinde, taşınmaz rehinin satışını da aynı tarihten itibaren bir yıl içinde isteyebilecek.
Tasarıya göre, 2004 sayılı Kanuna geçici maddeler de eklendi. Buna göre, Geçici 9'uncu maddeyle, 2004 sayılı Kanunda değişiklik öngören bu Tasarının kanunlaşarak yürürlüğe girmesinden önce başlatılan icra takiplerinde ilgililere yapılacak ödemelerin banka hesap numaralarına yapılabilmesi için altı aylık süre tanınıyor.
Geçici 10'uncu maddeyle, bu Tasarının kanunlaşarak yürürlüğe girmesinden önce başlatılan iş ve işlemlerde değişiklikten önceki hükümlerin uygulanacağı hükmü getiriliyor. Böylece, daha önce başlatılan iş ve işlemler bakımından hangi hükümlerin uygulanacağı hususunda doğabilecek tereddütlerin giderilmesi amaçlanıyor.
Geçici 11'inci maddeyle, Adalet Bakanlığı'nın, 2004 sayılı Kanunun bu Kanunla değişik 88 inci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince hukuki ve teknik her türlü alt yapıyı bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde tamamlaması ve lisanslı yediemin depoları faaliyete geçinceye kadar o yerdeki mevcut depo ve garajlarda muhafaza işlemlerine, mevcut yönetmelik ve ücret tarifeleri çerçevesinde devam olunmasına ilişkin geçiş hükmü getiriliyor.
Geçici 12'nci maddeyle, lisans alamayan mevcut depo ve garajlarda muhafaza edilen ancak hukuken muhafazasına gerek kalmayan malların tasfiye usulüne ilişkin geçiş hükmü getiriliyor. Geçici 13'üncü maddeyle, ihdas edilmesi öngörülen icra kâtibi kadrolarının bütçe kanunlarıyla getirilecek sınırlamalardan etkilenmeksizin bu kadrolara kısa zamanda atama yapılması amaçlanıyor.
Tasarıya göre, 15/7/1950 tarihli ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanunun 25'inci maddesinde yer alan 'bir aydan iki seneye kadar hapis' ibaresi, 'mülki amir tarafından beş yüz liradan üç bin liraya kadar idari para' şeklinde değiştiriliyor.
Tasarıda ayrıca, 5683 sayılı Kanunun 26'ncı maddesi 'Sınır dışı edildikleri veya Tiürkiye'yi terke davet olundukları halde müsaadesiz gelmeye mütecasir olan yabancılar mülki amir tarafından iki bin liradan beş bin liraya kadar idari para cezası ile cezalandırılır ve sınır dışı edilir' şeklinde değiştiriliyor.
Ayrıca, 14/9/1972 tarihli ve 1618 sayılı Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanununun 30'uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan 'üç aydan altı aya kadar hapis ve bin güne kadar adli' ibaresi, 'mülki amir tarafından iki bin liradan beş bin liraya kadar idari'; ikinci fıkrasında yer alan 'bin güne kadar adli' ibaresi, 'mülki amir tarafından beş yüz liradan iki bin liraya kadar idari' şeklinde değiştirildi.
Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarla Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı, önümüzdeki hafta Meclis'e sevk ediliyor. Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan tasarının ayrıntıları da ortaya çıktı. 87 maddelik tasarıya sıvı veya gaz halindeki enerji hakkında işlenen hırsızlık suçları için öngörülen ceza, beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezası olarak belirleniyor ve bu suçun örgütlü olarak işlenmesi
halinde ise cezanın yarı oranında artırılması öngörülüyor. Tasarıyla Türk Ceza Kanunu'nun 152. maddesine yeni fıkra ekleniyor. Sıvı veya gaz halindeki enerji hatlarında işlenen hırsızlık suçları bu hatlara zarar vermek suretiyle işlendiğinden aynı zamanda mala zarar verme suçu da gerçekleşmiş sayılıyor. Hem hırsızlık hem de diğer amaçlarla bu hatlara zarar verilmesi halinde oluşan tehlikenin ve zararın ağırlığı dikkate alındığında, öngörülen cezaların yetersiz kaldığı düşünülerek yapılan değişiklikle, sıvı veya gaz halindeki enerjinin nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesisler hakkında işlenmesi halinde, bu eylemlerin, mala zarar verme suçunun nitelikli halini oluşturacağı hüküm altına alınarak, daha ağır yaptırım uygulanması amaçlanıyor.
Tasarı, Türk Ceza Kanunu'nun 220. maddesinde değişiklik yapılmasını öngörüyor. Buna göre örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılacak. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarı oranında indirilecek. Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılacak. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte ikiye kadar indirilecek.
Zimmet suçundan dolayı etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 248. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "soruşturma başlamadan önce" ibaresinden neyin anlaşılması gerektiği hususunda uygulamada bir tereddüt oluştuğu göz önüne alınarak tasarıyla söz konusu tereddüdün giderilebilmesi için, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi bakımından "soruşturma başlamadan önce" ibaresi yerine, "durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce" ibaresi ikame ediliyor.
Böylece zimmet olgusunun ilgili idare yetkilileri tarafından öğrenilmesi halinde henüz ceza soruşturması başlatılmamış olsa bile, kişi bu fıkra hükmündeki etkin pişmanlık hükmünden değil, maddenin ikinci fıkrasındaki etkin pişmanlık hükmünden yararlanabilecek.
Tasarıya göre rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi cezalandırılacak. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunacak. Kamu görevlisinin rüşvet talebinde bulunması ve fakat bunun kişi tarafından kabul edilmemesi halinde, kamu görevlisi hakkında teşebbüs hükümlerine göre cezaya hükmolunacak. Keza kişinin kamu görevlisine menfaat temini konusunda teklif veya vaatte bulunması ve fakat bunun kamu görevlisi tarafından kabul edilmemesi halinde de hakkında teşebbüs hükümlerine göre cezaya hükmolunacak. Ancak bu durumlarda verilecek ceza iki yıldan az olamayacak. Rüşvet teklif veya talebinin karşı tarafa iletilmesi, rüşvet anlaşmasının sağlanması, rüşvetin temini hususlarında aracılık eden kişi, müşterek fail olarak cezalandırılacak.
Rüşvet alan veya bu konuda anlaşmaya varan kişinin, yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılacak. Kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması halinde, bu kişi bakımından fiil suç oluşturmayacak. Bu durumda kamu görevlisi hakkında icbar suretiyle irtikap suçuna ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunacak. Bu madde hükümleri Kamu Kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, kamu Kurumu veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler, Kooperatifler, halka açık anonim şirketler ile hukuki ilişki tesisinde veya tesis edilmiş hukuki ilişkinin devamı sürecinde, bu tüzel kişiler adına hareket eden kişilere, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın, görevlerinin ifasıyla ilgili bir işin yapılması veya yapılmaması için menfaat temin edilmesi halinde de uygulanacak. Bu madde hükümleri yabancı kamu görevlilerine, uluslararası mahkemelerde görev yapan hakimlere ve diğer kamu görevlilerine, uluslararası parlamento üyelerine, bir hukuki uyuşmazlığın çözümü amacıyla başvurulan tahkim usulü çerçevesinde görevlendirilen hakemlere, görevlerinin ifasıyla ilgili bir işin yapılması veya yapılmaması için menfaat temin edilmesi halinde, bu kişiler ile bunlara menfaat sağlayan kişiler hakkında da
uygulanacak.
Rüşvet verme fiilinin Türkiye'de işlenmesi, yurtdışında vatandaş tarafından işlenmesi, yurtdışında yabancı tarafından; Türkiye'nin, Türkiye'deki bir kamu kurumunun, Türk kanunlarına göre kurulmuş bir özel hukuk tüzel kişisinin, Türk vatandaşının, tarafı olduğu bir uyuşmazlık ya da bu kurum veya kişilerle ilgili bir işlemin yapılması ve yapeşturma başlamadan önce" iılmaması için işlenmesi hallerinde, rüşvet veren ve alan kişiler hakkında Türkiye'de re'sen soruşturma yapılacak.
Rüşvet alan kişinin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce, rüşvet konusu şeyi soruşturmaya yetkili makamlara aynen teslim etmesi halinde, hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmayacak. Rüşvet alma konusunda başkasıyla anlaşan kamu görevlisinin durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce durumu yetkili makamlara haber vermesi halinde de hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmayacak. Rüşvet veren veya bu konuda kamu görevlisiyle anlaşmaya varan kişinin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce, pişmanlık duyarak durumdan yetkili makamları haberdar etmesi halinde, hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmayacak. Rüşvet suçuna iştirak eden diğer kişilerin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce, pişmanlık duyarak durumdan yetkili makamları haberdar etmesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmayacak.
Tasarıya göre kamu görevlisi üzerinde nüfuz sahibi olan kişinin, bir işin yaptırılması amacıyla girişimde bulunması için, kendisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmesi halinde, hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunacak. Kişinin kamu görevlisi olması halinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılacak. İşinin gördürülmesi karşılığında veya gördürüleceği beklentisiyle menfaat sağlayan kişi ise, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Menfaat temini konusunda anlaşmaya varılması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunacak. İşin gördürülmesi amacıyla girişimde bulunmanın müstakil bir suç oluşturduğu hallerde, kişiler ayrıca bu suç nedeniyle cezalandırılacak.
Tasarıyla TCK'nın 277. maddesinin başlığı 'Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs' şeklinde değiştiriliyor. Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruşturmada, gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek veya bir haksızlık oluşturmak amacıyla, davanın taraflarından birinin, şüpheli veya sanığın, katılanın veya mağdurun lehine veya aleyhine sonuç doğuracak bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi ya da beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Birinci fıkradaki suçu oluşturan fiilin başka bir suçu da oluşturması halinde, fikri içtima hükümlerine göre verilecek ceza yarısına kadar artırılacak.
İŞLENMEKTE OLAN SUÇU BİLDİRMEYENLERE 1 YILA KADAR HAPİS
İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılacak. Mağdurun on beş yaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan özürlü olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılacak. Suçun, üstsoy, altsoy, eş veya kardeş tarafından işlenmesi halinde, eşturma başlamadan önce" icezaya hükmolunmayacak. Ancak, suçu önleme yükümlülüğünün varlığı dolayısıyla ceza sorumluluğuna ilişkin hükümler saklı olacak.
SORUŞTURMANIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL EDEN KİŞİYE 3 YILDAN 5 YILA KADAR HAPİS CEZASI
Tasarıya göre soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacak. Bu suçun oluşabilmesi için; soruşturma evresinde yapılan işlemin içeriğinin açıklanması suretiyle, masumiyet karinesinden yararlanma hakkının veya haberleşmenin gizliliğinin ya da özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi, soruşturma evresinde yapılan işlemin içeriğine ilişkin olarak yapılan açıklamanın maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engellemeye elverişli olması gerekecek. Soruşturma evresinde alınan ve soruşturmanın tarafı olan kişilere karşı gizli tutulması gereken kararların ve bunların gereği olarak yapılan işlemlerin gizliliğini ihlal eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacak. Kanuna göre kapalı yapılması gereken veya kapalı yapılmasına karar verilen duruşmadaki açıklama veya görüntülerin gizliliğini alenen ihlal eden kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılacak. Ancak, bu suçun oluşması için, tanığın korunmasına ilişkin olarak alınan gizlilik kararına aykırılık açısından aleniyetin gerçekleşmesi aranmayacak. Soruşturma ve kovuşturma evresinde kişilerin suçlu olarak damgalanmalarını sağlayacak şekilde görüntülerinin yayınlanması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunacak. Soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin haber verme sınırları aşılmaksızın haber konusu yapılması suç oluşturmayacak.
Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruşturmada, hukuka aykırı bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi ya da gerçeğe aykırı beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, elli günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılacak.
Tasarıyla Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda değişiklik yapılarak 'Cumhuriyet savcısı' ibaresi, 'mülki amir' şeklinde değiştiriliyor. Değişiklikle idari nitelikteki yaptırımların idare tarafından verilmesi öngörülüyor. Bu noktadan hareketle yapılan değişiklikle söz konusu idari yaptırım kararlarının mülki amirler tarafından verilmesi düzenleniyor.
UZUN TUTUKLULUK SÜRELERİNE ÖNLEM
Düzenlemeyle tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda; kuvvetli suç şüphesini, tutuklama nedenlerinin varlığını, tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu gösteren deliller somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilecek. Kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilecek, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilecek ve bu husus kararda belirtilecek.
Tasarıyla Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 109. maddesinde değişiklik yapılarak adli kontrol tedbirinin uygulanabilmesi bakımından öngörülen 3 yıllık üst sınır 5 yıla çıkarılıyor. Böylece beş yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmeşturma başlamadan önce" iada, şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınmasına karar verilebilecek. Kanunda yapılan değişiklikle savunma hakkını da kısıtlamaksızın Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasının zorunlu müdafiin de hazır bulunduğu duruşmada açıklanmış olması veya bu mütalaanın zorunlu müdafie yazılı olarak tebliğ edilmiş olması durumlarında, kabul edilebilir bir mazereti olmayan zorunlu müdafiin yokluğunda da karar verilebileceği düzenleniyor. Bununla birlikte, çocuklar hakkında görevlendirilmiş olan zorunlu müdafiiler hariç tutularak çocukların yargılandığı davalar yönünden genel kuralın geçerli olduğu vurgulanıyor.
Tasarıya göre, Yargıtay'daki davalarda itiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen ceza dairesine gönderilecek. Daire, itirazı yerinde görürse kararını düzeltecek; yerinde görmezse dosyayı Ceza Genel Kuruluna gönderecek. Ceza Genel Kurulu, kesin hukuka aykırılık halleri hariç olmak üzere, incelemesini itiraz nedenleriyle sınırlı bir şekilde yaparak karar verecek. Yapılan değişiklikle, ilgili daire tarafından düzeltilebilecek kararların, Ceza Genel Kurulu önüne getirilmesi ve gereksiz yere Ceza Genel Kurulunu meşgul etmesi önlenmiş olacak.
Düzenlemeye göre bankalara, finansal kuruluşlara veya paranın sayım ve incelemesini yaparak bankalara destek hizmeti veren kuruluşlar ile mevzuat çerçevesinde dövize ilişkin işlemler yapmasına izin verilen şirketlere, her ne amaçla olursa olsun ibraz edilen paranın sahte olduğunun anlaşılması halinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 278. maddesinde düzenlenen bildirim yükümlülüğü yerine getirilmediği takdirde, bu maddede sayılan tüzel kişilere cumhuriyet savcısı tarafından beş bin Türk Lirasından yirmi beş bin Türk Lirası'na kadar idari para cezası verilecek.
Tasarıda yer verilen geçici madde ile 31 Aralık 2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup temel şekli itibarıyla adli para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; soruşturma evresinde, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 171. maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, kesinleşmiş olan mahkumiyet hükümlerinin infazının ertelenmesine karar verilecek. Hakkında kamu davasının açılması veya kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilen kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlememesi halinde, kovuşturmaya yer olmadığı veya düşme kararı verilecek. Bu süre zarfında birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlenmesi halinde, bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkum olunduğu takdirde, ertelenen soruşturma veya kovuşturmaya devam olunacak. Cezasının infazı ertelenen kişinin erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlememesi halinde mahkumiyet bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacak. Bu süre zarfında birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlenmesi halinde, bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkum olunduğu takdirde, ertelenen cezanın infazına kaldığı yerden devam edilecek. Bu madde hükümlerine göre cezanın infazının ertelenmesi halinde erteleme süreseşturma başlamadan önce" iince
ceza zamanaşımı duracak. Kamu davasının açılmasının veya kovuşturmanın ertelenmesi halinde, erteleme süresince dava zamanaşımı ve dava süreleri duracak.
Yeni yargı paketine göre Danıştay'ın ilk derece mahkemesi sıfatıyla gördüğü davaların bir kısmı ilk derece idare mahkemelerine devredilirken, doğrudan Danıştay'da açılan davalar, öncelikle konularına göre idari veya vergi dava dairelerinde tekemmül ettirildikten sonra karara bağlanacak ve bu kararlara karşı temyiz başvuruları, İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından incelenip sonuçlandırılacak.
Bakanlıklar, tüm kamu kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemler yanında, bakanlıklarca yapılan ancak, ülke çapında uygulanma niteliği bulunmayan ve düzenleyici işlem kapsamında nitelendirilen bazı işlemler de ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'da görülecek. Bakanlıklarca yapılan imar planlarına ilişkin davalar bunlara örnek olarak gösterilebilecek. Danıştay meslek mensubu veya hakimi eliyle keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektiren bu tip uyuşmazlıklar, iş yükünün artmasında etkili olduğu ve daire heyetinin oluşumu ve çalışma düzeni bakımından da olumsuzluklara yol açtığı için, bu kapsamda bakanlıkların tüm düzenleyici işlemleri yerine, sadece, ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlerine karşı açılacak davaların Danıştay'da görülecek. Buna karşın bakanlıkların bu nitelikte olmayan düzenleyici işlemlerine karşı açılacak davaların, idare ve vergi mahkemelerine bırakılacak. Diğer taraftan, ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlerin önemi, bu düzenleyici işlemlere dayalı olarak tesis edilen bireysel işlemlere karşı açılacak davaların ülke geneline yaygınlığı, düzenleyici işlem ile bireysel işlemin birlikte dava konusu edilmesi durumunda görev ve yetki konusunda sorun yaşanacak olması ve içtihat birliğinin sağlanması gibi nedenlerle, bu tip uyuşmazlıkların Danıştay'da görülmesine devam edilecek.
"DANIŞTAY SAVCILARININ DANIŞTAY'A GELEN HER DOSYA İÇİN GÖRÜŞ BİLDİRMESİ UYGULAMASINDAN VAZGEÇİLECEK"
Başsavcı, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay'da görülen dava dosyalarını, esas hakkındaki düşüncelerini bildirmek üzere, uygun göreceği görev ayırımına göre savcılara havale edecek. Danıştay savcılarının Danıştay'a gelen her dosya için görüş bildirmesi uygulamasından vazgeçilecek. Mevcut düzenlemeye göre, Danıştay'da görev yapan savcılar, kanun yararına bozma ve Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunundan doğan görevleri dışında, Danıştay'da görülen tüm ilk derece davaları ile temyiz ve karar düzeltme dosyalarının esası hakkında ve yürütmenin durdurulması istemleri hakkında görüş bildirebiliyor. Bu durum Danıştay'daki yargılama süresinin uzamasına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gereğince Danıştay savcılarının yazılı düşüncelerinin taraflara tebliğ edilmesi ve bu düşüncelere karşı tarafların cevap verecek olması yargılama süresini daha da uzatacağı için, yeni düzenlemede Danıştay Başsavcısının, sadece Danıştay'ın ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı davalarda ve yalnızca davanın esası hakkında görüş bildirmesi için dosyaları Danışta